651-675 / 1037
Encyclopedia

ÇAMAŞIRCILAR SOKAĞI
Eminönü Merkez nâhiyesinin Tahtakale Mahallesinde, Tahtakale Caddesi ile Hasırcılar Sokağı arasında uzanır; Tahtakale Karakol Sokağı ve Kahveciler Çeşmesi Sokağı ile kavuşakları vardır.
Hasırcılar Caddesi tarafından gelindiğine göre, ince tuğladan örü...
Encyclopedia

ÇAMAŞIRCI BAŞI
Osmanlı İmparatorlarının sarayında Enderun adı altında toplanmış Zülüflü Ağalar (Saray İç Oğlanları) teşkilâtında Seferli Koğuşu zülüflerinin birinci zâbitaninin unvânı (B.: Enderun; Zülüflü Ağalar; Seferli Koğuşu; Topkapusu Sarayı).
Seferli Koğuşunun ...
Encyclopedia

ÇAMAŞIRCI
Eskiden İstanbul’da büyük konak hayatında çamaşırı bu iş ile vazifelendirilmiş câriye ve halayıklar, bunların arasında da bilhassa zencî halayıklar yıkardı; hattâ orta halli bir âilenin bile çamaşır yıkayacak bir halayığı bulunurdu. Bâzan da bir gündel...
Encyclopedia

ÇAMAŞIR
Farsca “câmeşur” dan türkçeleşdirilmiş isim: kirlendikce yıkanan giyim eşyâsı; don, gömlek, mintan, zıbın, entâri, çorab, mendil, çevre.
Çarşı hamamlarında müşteriye çıkarılan havlu, çevre, peşkir, peştemallara da çamaşır denilir; ev hayatında ise bu e...
Encyclopedia

ÇAM
Meşhur ağaç; Adaları, Çamlıcayı göz önüne getirdiğimiz vakit, İstanbulun günlük hayatından deniz kadar çamın da yeri olduğunu görürüz. Hele sahil çamı, fıstıkçamı İstanbul semtlerinin minareler kadar karakteristik ağaçlardır. Ne var ki, halk, bahçıvan,...
Encyclopedia

ÇAM (Hârun)
Fabrikatör, iş adamı; Edirnekapu dışında Şehidlik arkasında Topcular - Râmi caddesinde “Hârun Çam Kollektif Şirketi Zirâî ve Sınaî Makinalar İmal ve İhrac Fabrikası” nın kurucusu; 1910 da İstanbulda doğdu, babası Hüseyin Hüsnü efendi, annesi Ayşe hanım...
Encyclopedia

ÇALPARA, ÇALPÂRE
Dilimize fransızcadan alınmışdır, asıl şekli “çârpâre” (dört parça) dir; oyuncu kız ve oğlanların (çengi ve köçeklerin) parmaklarına zil yerine takdıkları iki parça tahtadan yapılmış şak şak şekli bir çift tahta kaşığa benzediği için avam ağzında “kaşı...
Encyclopedia

ÇALTI (Cemal)
Kereste tüccarı, bu İstanbul Ansiklopedisinin büyük kıt’ada yarım kalmış ilk baskısında R. E. Koçu’nun iş arkadaşı, asli ve necib bir dost, büyük eserin neşri için koyduğu sermâyeyi geri çekdikten sonra, güçlükle idâmei mevcudiyet eden İstanbul Ansiklo...
Encyclopedia

ÇALMAK
Batı türkcesinde çeşidli anlamları olan zengin bir misdar, kökdür.
1 – Vurmak, çarpmak anlamında: Kapu çalmak, yere çalmak, kılıç çalmak, sopa çalmak, pala çalmak, kırağı çalmak (sebzeye, meyvaya soğuğun ve rütubetin vurması, çarpması).
Ey mutribi dil...
Encyclopedia

ÇALPARA
Hak ağzında pavurya yahud yengeç adı altında toplanan deniz mahlûkunun bir cismi; şeklinin çaganozdan farkı yok ise de (B.: Çaganoz) vücudu ile ayakları yassıca, rengi kırmızıya çalar esmer, bâzan da mâviye çalar esmer üzerine beyaz ve mor çizgilerle n...
Encyclopedia

ÇALLI (İbrahim)
Çağdaş Türk resminin büyük şöhretlerinden; bir zamanlar sanatkârlığın îcablarından bilinen bohem hayâtının nümâyişleri de şöhretinin en az eserleri kadar âmili olmuşdur; Sanayii Nefise Mektebi Âlisi, sonra İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümü...
Encyclopedia

ÇALINMAK, ÇALMAK
Eski asker ocaklarında, esnaf lonca ve gediklerinde, ve herhangi bir devlet kapusunda bir kimsenin adının iş kütük defterinden adının silinip açığa çıkarılması, işden, meslekden kovulması, tard edilmesi karşılığı kullanılan tâbirlerdir; meselâ bir muhâ...
Encyclopedia

ÇALINMAK
Balıkcı deyimi, balığın iğneyi ağzına alması üzerine oltayı kuvvetlice çekmesi (K. Deveciyan, Balık ve Balıkcılık). Misal:
Oltalarını denize atmış iki balıkcı konuşur:
— Sende çalınıyor mu?
— Hayır!..
Encyclopedia

ÇALIM
Hüseyin Kâzım Bey Büyük Türk Lügatında “Çalmak kökünden isim; 1 – Kılıcın ağzı, 2 – Vakurâne duruş, reftar, tavar, 3 – (Vekaarı fıtrî, doğuştan olmayup) sahte vakarlık; Çalım satmak, mecâzen, kurulmak, azamet etmek, acâib ve garib tavırlar takınmak; Ça...
Encyclopedia

ÇALI
Çalmak kökünden isim (B.: Çalmak); 1) Çalınıp kesilen; 2) Ağaç olup gelişemiyen fidan, dikenli dallar; böyle bitkilerle kaplı sâhaya da “çalılık” denilir; 3) Sıfat olarak geçimsiz anlamında ve ekseriyâ bir teşbih edâtı ile kullanılır.
Darbımesel: Yola ...
Encyclopedia

ÇALGILI KAHVEHÂNELER
Eski yangın tulumbacılığı âleminde, çok önemli hatıra bırakmış, tulumbacılık edebiyâtının gelişmesinde, yazılmasında, tulumbacılar arasında mâni, semâî, koşma, destan söyleme, okuma yolunda pek çok büyük şöhretleri yetiştirmiş olan çalgılı kahveler dâi...
Encyclopedia

ÇALGICIYAN
Onsekizinci asırda İstanbul’da yaşamış usta bir Ermeni ressamıdır. Hayatı hakkında bir bilgi edinilemedi. Ancak, şehrimizde neşredilmiş 29 Mayıs 1904 tarihli “MASİS” adlı mecmuada tesadüf ettiğimiz Hayk Nikoğosyan imzalı bir yazıda, onsekizinci asrın b...
Encyclopedia

ÇALGI
Zamanımızda “içkisiz saz salonu” deniliyor, meşrûtiyetden, 1908 den önce ramazan geceleri, piyasanın namlı sâzende ve hânendelerinin kurdukları topluluklar tarafından büyük kahvehânelerde, kıraathânelerde bir ay müddetle verilen alaturka konserlere kon...
Encyclopedia

ÇALAPALA (Mehmed Râkım)
Muharrir, editör; 1909 da İstanbul’da doğdu; babası İstanbul adliyesi birinci veznedarlığını yapmış Ali Çalapala; annesi, R. Çalapala henüz beş yaşında iken vefât eden Fatma Süledâ Hanımdır ki, Sultanahmed Camii hatîbi ve başmüezzini Hacı Tevfik Efendi...
Encyclopedia

ÇALAPALA (Nimet)
Muallim, Râkım Çalapalanın zevcesi; kızlık soyadı Akçalı’dır. Zevcinin hem hayat ve hem de okul kitablarında kalem arkadaşıdır. Başarılı bir öğretmen olarak tanınmışdır. Râkım Çalapalanın muvaffakiyetinde hissesi çok büyükdür.
Encyclopedia

ÇAKŞIRCI CİVAN
Kalender meşreb şâirler tarafından “şehrengiz” adı verilen manzum risâlelerle medhedilen esnaf güzelleri arasında çakşırcı civanlarına da rastlanır; şehrengiz yollu yazılmış ve “Hûbannâmei Nevedâ” adını taşıyan manzum mecmuada çakşırcı civanı şu üç bey...
Encyclopedia

ÇAKŞIRCI SOKAĞI
Eminönü İlçesi Küçükpazar Nâhiyesinin Yavuzsinan Mahallesindedir; Yavuzsinan Camii Sokağı ile Yenihayat Sokağı arasında uzanır. Bir araba geçecek genişlikde kaba taş döşeli, adı geçen camiin arkasında bir aralık sokakdır; bir yanında yeni inşâ edilmiş ...
Encyclopedia

ÇAKŞIR
Zamanımız çeşidinin adı ne olursa olsun erkek esvabının iç donu üstüne belden aşağı giyilen parçası pantalon adını taşır; cemiyetimize pantalon Tanzîmât adını verdiğimiz uyanık mutlâkiyet devrinde, geçen asrın ilk yarısında İkinci Sultan Mahmud zamanın...
Encyclopedia

ÇAKOZLAMAK, ÇAKOZ ETMEK
Değerli dilci F. Devellioğlunun tesbitine göre hâneberduş apaşlar argosunda: “anlamak, idrâk etmek, bilmek”, “gözetlemek” anlamlarında kullanılır; verilen misaller şunlardır:
Onun dalgasını çokdan çakozladım (B.: Çakmak).
Vaziyeti çokdan çakoz etmişt...
Encyclopedia

ÇAKMAK TAKIMI, ÇAKMAK KESESİ
Kibritin çıkıp kullanılmasından önce ateş yakmak için ve bilhassa tütün tiryâkilerinin çubuk lülesinde tütün tutuşdurmak için kullandıkları, koyunda, kuşak kıvrımında veya cebde taşınan takım; ki bir kav parçası, bir çakmaktaşı (sileks) parçası ve bir ...
651-675 / 1037