Operet artisti, Benliyan takma soyadıdır, asıl âile adı Haçduryandır, 1885 de İstanbulda Balatta doğdu 1882 de, on altı, on yedi yaşları arasında aktör olmağa heves idüb baş vurmadığı kumpanya kalmadı ve hiç biri tarafından kabul edilmedi. Bir müddet o...

Dr. Minas Benliyan’ın amcazadesidir. 1846 da Edirne’de doğup, 16 nisan 1918 de İstanbulda vefat etmiştir. Şişli Ermeni Mezarlığında medfundur. Dr. Panunak Bey, 15 haziran 1874 de, “Parunak Ohannes Efendi” kaydiyle Askeri Tıbbiyeden mezun olmuştur. Önce...

Aslen Edirnelidir. 1875 de Asker Tıbbiye Mektebinden mezun olmuştur. 1877 - 1878 yılları Osmanlı - Rus Harbi ve Bosna - Hersek İhtilâl harekeleri esnasında, Türk Ordusunda, hizmetleri sebketmiştir. Keza, Edirne, Basra, Karahisar ve Eskişehirdeki Askeri...

Galatada Necatibey Caddesinde büyük maliye binâlarından Tophâne tarafındakinin yerinde bulunan büyük gedikli selâtkin meyhânede (rumlar arasında Lavirentos adı ile meşhur haşarat yatağı büyük gemici meyhânesi). 1900-1905 arasında bıçkınlar, külhânler a...

On yedinci asır ortasında Galatanın namlı kuyumcularından; Evliyâ Çelebi dükkânının yerini pek mübhem, “Galatada dörtyolağzında” diye târif ediyor, hayatı hakkında başka kayde rastlanamadı. Bibl.: Evliya Çelebi, I.

Hicri 1061 yılında (Milâdî 1651) yeniçeri ocağı ağalarının tagallub devrinde (B.: Ocak Ağaları) ağalarınadamı olan Benli Hasan diye mâruf Canpuladlı Hasan Ağa hakkında İstanbulda alay yollu çıkarılmış bir türküdür; yalnız bir mısrâını kaydeden müverrih...

Samatyanın Hacıhamza Mahallesi sokaklarındandır. Aliveli Sokağı ile Alifaik Çeşmesi Sokağı arasındadır. Aliveli Sokağı başından gelinince evvelâ bir araba geçebilecek genişlikde, sonra daha geniş, sola sağa kavis çizerek yer yer bozuk bir toprak yolla ...

Osman Cemal Kaygılının “Çingeneler” adındaki benzersiz güzel romanında “Çok yaman, çok dilbaz, çok dessas, çok politikacı” ayvansaraylı bir çingene çengi karı tipi (B.: Çingeneler).

Evvelâ muhakkak ki bir meddah ağzından dinlenmiş ve sonra ağızdan ağızz yayılarak eski İstanbulun evlerinde kış geceleri sohbetlerinde söylenmiş meşhur masallardan biri. Aslının on sekizinci asır eseri olduğunu tahmin ediyoruz; bu ansiklopediye, İstanb...

İkinci Abdülhamid devrinin tulûat tiyatroları ile baloz sahnelerinin namlı kantocularından Virjini Hanımıno zamanın halkı tarafından sevilmiş, İstanbul külhânileri, bıçkınlarınca alkışlanmış bir hüseyni kantosu; güftesi şudur: Benim sevdiğim bağçenin ...

Tanınmış gazeteci ve romancı; 1903 de İstanbulda Kasımpaşada doğdu, bahriye zâbitlerinden Mehmed İzzet Beyin oğludur. İlk tahsilini Kasımpaşada Gazihasanpaşa Mektebinde yapdı; İskilib rüşdiyesinde, Galatasaray ve Kabataş sultânilerinde ve deniz Ticâret...

İkinci Abdülhamid devrinin tulûat tiyatroları ile baloz sahnelerinin namlı kantocularından Eleni Hanımın o zamanın ayak takımı halkı, külh3anileri, bıçkınları tarafından sevilmiş, alkışlanmış bir bestenigâr kantosu, güftesi şudur: Benim derdim yüzbin ...

Ord. Prof. Dr. N. Bengisu çok tanınmış göz hekimi. Türk tabâbetinin seçkin bir simâsı. 1901 de İstanbulda doğdu, ilk tahsilini Bayazıd ibtidâsinde yapdı, Vefâ Lisesini bitirerek İstanbul Üniversitesi Tıb Fakültesine girdi, 1924 de diploma aldı. O zaman...

Murad III (1574 - 1595) zamanıında, 1581 yılında, İstanbula gelerek karanlık bir takım siyaset oyunlarına teşebbüs eden bir yabancı. Yahudi olması da ihtimal dahilindedir. İsviçreliler tarafından gönderildiğini söyliyen ve yolda Avusturya’da tevkif edi...

Baytar general ve asker ressamlardan; 1885 de Kasımpaşada doğdu, 1906 da askeri baytar mektebinden mezun oldu, askerlik hayatını kıt’alarda geçirerek 1945 de tümgenerallikden emekliye ayrıldı. Balkan harbinde gösterdiği yararlığı döndüncü rütbeden meci...

İstanbulun çağdaş editörlerinden, Remiz Kitabevinin sâhib ve müessisi; hal tercemesinin yazılabilmesi için gereken notların verilmesi için en az ondefa müracaatınızda kâh garib bir istignâ , kâh meşguliyet çokluğu özrü ile karşılaşdık; basdığı eserlerl...

Belgrad Ormanları içinde yedi târihi bend ile büyük havuzları, asırlardan beri namlı mesirelerdendir; yolunun uzunluğu, külfeti, masrafı ve etrafın tenhalığı, ıssızlığı, dolayısı ile tehlikesi bakımından, huzur içinde, ancak kalabalık gruplarla gidilir...

Ressam Ahmed Ziya Beyin (B.: Akbulut, Ahmed Ziya). H. 1319 M. 1901) resim sergisinde teşhir ettiği güzel bir yağlı boya tablo; zamanımızda kimin elinde, nerede bulunduğu tesbit edilemedi. Bibl.: Malûmat Mecmuası.

İstanbul’un fethiyle beraber şehre su temini yolunda Türklerin büyük mesai sarfetmiş olduğu görülür. Bu çalışmalar Başlıca iki yoldan ilerlemiştir. Şehrin yüksek tepelerinde inşa etmiş oldukları büyük camiler vesaire gibi dinî tesislere, şehir civarınd...

On sekizinci asrın birinci yarısında Lâle Devrinin güzel eserlerinden biri olan bu bendin yapılışını vak’anüvis Küçükçelebizâde İsmail Âsım Efendi hicrî 1137 (milâdî 1724-1725) vekaayii arasında şöylece anlatıyor: “Yeryünzünün eşsiz mâmur beldesi büyük...

Osmanlı İmparatorluğu zamanında Belgrad Ormanlarında İstanbula su temini için yapılan bendlerin souncusu; mimârî yapısında üslûb ve şekilce de diğerlerinden farklıdır. Başvekâlet arşivlerinde Belediye dosyalarında 1551 numaralı bir vesikadan bendin inş...

Beynelmilel ölçüde şöhret kazanmış ünlü bir hakkâk ve kıymetli taşlar mütehassısıdır. 1835 senesinde Kumkapı’da doğmuş ve 23 Ekim 1901 de Yeni Mahalle’de (Boğaziçi) vefat etmiştir. Pederi, tanınmış şâir Cüdaî’nin talebesi Rifaî’dir. Bu büyük sanatkâr h...

Farsca “bend” kökünden bağlanmış anlamında; dilimizde mecâzen “kul, köle, esir, uşak, hizmetkâr, bir kimsenin adamı, müntesib”. İstanbul ağzında nezâket ve hürmet yolunda yaşca ve mevkice büyüklere karşı “bendeniz” diye bir klişe hâlinde hâlâ da kullan...

Garb türkçesinde, yüzde yâhud vücuddaki kumral veya siyah nişan; dilimizde bu mânada ve bilhassa divan edebiyatında arabca “hâl” kelimesi de kullanılmışdır. Ben, bir toplu iğne başı kadarından leke sayılacak büyüklüğe kadar olur. Yüzdeki benler, kaş üs...

Türk mûsikisi terimlerinden; telli sazların en üstünde bulunan ve en kalın sesi veren telin adı; ki arabcada evin üstü, dam anlamında “bâm” kelimesinden alınmış ve bem şeklinde telâffuz edilmişdir. Halk ağzında hâlâ kullanıla gelen “Bam teline basmak” ...