701-725 / 1037
Ansiklopedi

ÇAKIR, ÇAKIRCI, ÇAKIRCIBAŞI, ÇAKIR SALAN
Batı türkcesinde doğan denilen ve eski avculukda kullanılan kuşun bir nev’î; çakırcı, avda doğan elinde, kolunda götüren adam; çakırcıbaşı, Osmanlı sarayındaki av mâiyeti arasında çakırcıların zâbitlerinin unvânı (Türk Lugatı).
Osmanlı sarayında çakırc...
Ansiklopedi

ÇAKIR
Batı türkçesinde sıfat, ala ile mâvi çizgili renk; bir çeşid göz rengi (Türk lûgatı); bilhassa göz rengi olarak kullanılır. Çakır renginde garib bir vahşet vardır ki güzel bir yüze, sâhibi cilveyle bakmasını bilirse, esrârengiz bir albeni verir, fakat ...
Ansiklopedi

ÇAKILYAN (Dikran)
1880 ile 1890 arasında güzelliği ile meşhur kuyumcu çırağı bir ermeni civanı; Üsküdarlı kalender halk şâiri Âşık Râzi tarafından bir manzûme ile övülmüş olub bu manzûmeden öğrenilen tek şey bu dilber gencin Langa semtinden çıkmış olmasıdır; Râzinin man...
Ansiklopedi

ÇAKILCI (Abdullah)
1936 da garib bir vak’anın kahramanı olarak resmi İstanbul gazetelerinde neşredilmiş, o tarihte 17-18 yaşlarında bir delikanlıdır; şöyle ki o yılın mart ayı içinde bir gece Şehzâdebaşında devriye gezen zâbıta memurları, sinemaların dağılma saatinde, ir...
Ansiklopedi

ÇAKILLAR (Dr. Muzaffer)
Ziraat yüksek mühendisi, etnoloji mütehassısı; 1924 de İstanbulda doğdu; Mehmed Bey adında bir zâtın oğludur; vâlidesinin ismi Münife Hanımdır; bu satırların yazıldığı sırada (1963) İstanbul Zirâî Karantina ve Fümigatuvar müdürü bulunuyordu.
Beyoğlu 44...
Ansiklopedi

ÇAKIL (Mustafa)
1945 de Rumeli Kavağı köyünde balıkcılık yapan bir bekâr uşağı, o tarihde yirmi dört yaşında idi (doğumu 1921), aslı Karadeniz Yalısının Pazar kasabasında olup babası ile berâber on bir yaşında iken Ankaraya gelmiş (1932), Ankarada yapı ameleliği yapan...
Ansiklopedi

ÇAKIL (Hasan)
Zamanımız hırsızlarından; bir taşralıdır, asıl memleketini tesbit edemedik; hırsızlığa çocukluğunda sapdığı kötü yolda başlamış, mahbushâne sibyan koğuşundan başlayarak bir kaç sefer girmiş çıkmış, en son 27 mayıs 1960 hükûmet darbesini tâkib eden umum...
Ansiklopedi

ÇAKIL
Akar suların veyâ denizin sürükleye yuvarlaya satıhlarını zımparadan geçmiş gibi cilâladığı küçük taşlar; tasrih edilerek “çakıltaşı” da denilir; şekilleri, yumurta şeklinin türlü çeşidinden, küre şekline yakın, hattâ tam küre olanları; tamamen yassılm...
Ansiklopedi

ÇAKIL
Eski külhanbeyi argosunda (B.: Külhan Beyleri) nevcivan, delikanlı memesi; yine o eski külhan beyleri tarafından “çakıl” ın müterâdifi olarak “kızılcık” ismi de kullanılmışdır; 1880 - 1890 arasında bir ramazan gecesi Üsküdarda Balaban İskelesi kahvehân...
Ansiklopedi

ÇÂKERÎ BEY
Onbeşinci asır sonları ile onaltıncı asır başlarında yaşamış ümerâdan bir şâir; azadlı bir kölenin oğlu olub İkinci Sultan Bayazıd zamanında sancak beyliklerinde bulunmuşdu. Ayrıca zerâfet ve nüktedanlığı ile de tanınmışdı. Pek genc yaşda iken bir hast...
Ansiklopedi

ÇAKI GİBİ
Halk ağzı deyim; “son derece sıhhatli”, “çalâk, civelek, ayağına koşarlı” anlamlarında kullanılır; her iki anlamda da erkek ağzı ve erkeğe mâtuf deyimdir; kadında yakışık almaz, bilâkis kaba ve çirkin düşer, misaâller:
— Nasılsın kardeşim?
— Hamdolsun....
Ansiklopedi

ÇÂKER ŞAH
Onyedinci asır ortasında yaşamış namlı bir köçek oğlan; o devrin büyük oyuncu kollarından Baba Nazlı Kolunun rakkaslarından biri olmuşdur. (B.: Baba Nazlı Kolu). Evliya Çelebi: “Rakkaslarından Çâker Şah, Şeker Şah, Süğlün Şah nam gulâmlar pâdişah mâlûm...
Ansiklopedi

ÇAKAR (Şevki)
Semtinde Boşboğaz Şevki diye meşhurdur; Trabzonun Akcaabad kazasında 1890 da doğmuşdur; ekseri Karadenizliler gibi İstanbula iş bulmak için gelmiş ve evlenerek Küçükmustafapaşada yerleşmiş, ayak üstü alışveriş ile geçimini temin,bir de ev satın almıştı...
Ansiklopedi

ÇAKARALMAZ
Halk ağzı argo: “Bir işe yaramaz tabanca, tüfenk”; nâdiren: “Bir işe yaramayan adam”; misâller: “Bir çakaralmaz var, afi kesiyor” (F. Develioğlu, Türk Argosu).
* — Seninki yanına bir fedâi almış...
— Uzun boylu, pos bıyık, at hırsızı kılıklı bir herif ...
Ansiklopedi

ÇAKALOZ MEYHÂNELER
İstanbulda ayak takımın, esâfil ve erâzilin, uygunsuz hayta gürûhunun gittiği, edeb ve hayâ kaygusu olmadan, hattâ rezîlâne cümbüş ve muhabbetlerle içip eğlendiği ara sokakların küçük, izbemsi, pis meyhâneleri; ki buralara içmek için girip de eclâfdan ...
Ansiklopedi

ÇAKALOZ
Argo isim; Hüseyin Kâzım bey bu ismi çakıldan gelme göstererek “Çakaloz - çakıl taşları atan ufak top...” diyor; ve Nâîmâ’dan naklen verdiği misâlde de; “On iki pâre şakaloz top...” diye ismi “ş” ile yazıyor.
Biz “çakaloz” un çakıldan değil, “çakal” d...
Ansiklopedi

ÇAKALOZ (Osman Zeki)
Ressam, muallim; bu satırların yazıldığı sırada, ekim 1963, İstanbulda Vefâ Lisesinin sanat tarihi öğretmeni ve müdür baş yardımcısı bulunuyordu.
Bir ressam olarak bu İstambul Ansiklopedisine bir kaç parça güzel güzel resimler vermiş olan bu sanatkâr m...
Ansiklopedi

ÇAKALOĞLU (Pandeli)
1890 ile 1891 arasında Galatanın meşhur selâtin meyhânelerinden Eftalipos diy emeşhur meyhânede aşırı derecede güzelliği ile İstanbul külhânileri arasında büyük şöhret almış İmroz Adtalı bir rum genci uşak sâkîdir. Ömrü o âlemlerin hâyü hûyu içinde geç...
Ansiklopedi

ÇAKALOF (Sabri)
Bulgaristan göçmenlerinden karanlık bir adam; İstanbulda 1926 yılında görünmüş, 1951 yılına kadar, yirmi beş sene, Bulgar göçmenlerinden topladığı haberleri veBulgaristan gazetelerinden yapdığı tercümeleri İstanbul gazetelerine satarak geçinmiş; 1 ekim...
Ansiklopedi

ÇAKAL DERESİ, ÇAKAL DERESİ VOLİ YERİ
Çakal Deresi Büyükdere Körfezi bitiminde bir sel yatağının adı idi, adı üstünde, kışın biraz su bulunur; çeşme akıntısı gibi bir dere idi (B.: Çakal); sâhilde bu derenin önü Boğaz balıkcılarınca mâruf bir voli yeri idi, teâmülü sığ voli yerleri nizâmın...
Ansiklopedi

ÇAKAL DAĞI SOKAĞI
Büyük Çamlıca yollarından; 1934 Belediye Şehir Rehberinin 28 numaralı paftasında yalnız bir başı Alemdağı caddesi üzerinde gösterilmişdir. Bir araba geçecek genişlikde kabataş döşeli bir yol olup sağa sola kavisler çizerek fundalıklar ve çayırlar arası...
Ansiklopedi

ÇAKAL DENİZ
Rüzgârların ve akıntının tesiri altında denizin içden kaynar gibi dalgalı hâli; İstanbulun kayıkcıları ağzında doğmuş bir isimdir. Sarayburnunda Çakaldenizin çok sert, kayıkcıya âdeta kürek çekdirtmeyecek kadar kuvvetli olduğu zamanlar, az sonra Marmar...
Ansiklopedi

ÇAKALBURNU KARAKOLU
Çubuklu ile Kanlıca arasında Çakal Burnunda bir askerî karakoldu; akıntısı ile meşhur olan bu burunda temelleri görülür; som kâgir, sütünlarla tezyin edilmiş bir cebhesi, arkasında da geniş bir mutfak vardı.
İkinci Sultan Mahmud 1826 da yeniçerileri ka...
Ansiklopedi

ÇAKAL DAĞI, ÇAKAL DAĞI KAYASI
Boğaziçinde Beylerbeylinin arkasındadır, güney yamacı Çamlıcaya bakar.
Bu Çakal Dağının hususiyeti, üzerinde, sanki el ile konulmuş bi ranıd gibi 20 metre itrifâında dimdik muazzam bir granit kayanın bulunmasıdır, bu yekpâre dev taşa halk “Zurnacı kaya...
701-725 / 1037