Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Gül Suyu maddesi
GÜL SUYU –“Gül adındaki meşhur çiçekden çıkarılan güzel kokulu su ;Gülâb ” (Kaamûsi Türkî) .
Dilimizde, bilhassa divan şiirinde “Gülâb” şeklinde kullanılmışdır , Âşıklar tarafından sevilen nigârların,mahbubların tenlerinin kokusu,terleri gül suyuna benzetilmişdir ,şu beyit Nedimindir :
Sabâ ki dest ura ol zülfe, müşki nâb kokar
Açarsa ukdei pîrâhenin ,gülâb kokar
Geçen asır sonlarında yaşamış kalender halk şâiri Âşık Râzinin bir destanından aldığımız şu iki kıt’a ,genc ve güzel bir kayıkcı şânında yazılmışdır:
Ak şalvarlı dalfesli hamlacı serverini
Gör bak gubârî bir hat tutmuş gül ruhlerini
Gamzeleri gül güldür gülgoncesi topuklar
Gül suyudur vallâhi kokla bir yol terini
Yosma hanım çileden çıkmış anı görünce
Çakmışdır işmarını heman ol kopuk gence
Kayığınla eşbehim gel yalıya bu gece
Deyüb câmehâbına çekmişdir hizberini
Şu beyitler de Şehrengiz yollu yazılmış “Hbannâmei Nevedâ” da Mahallebici Güzelini târif için yazılmışdır :
Itrı darçın,anın teri gülsuyu,
Gaayet nermü nâzik o şuhun huyu .
Cabîni pâkinda hüsnüne ferman,
Tuğrâdır çekilmiş samur ebruvan .
Şu beyitler de aynı edâda ve çeşnide olup ,esnaf cıvanları şânında yazıla gelmiş ve “Şehrengîz” adı ile anılmış manzum risâleler yolunda “Hûbannâmei Nevedâ” isimli mecmuadan alınmışdır :
Gülsucu nevcivan gonca gül gerek...
⇓ Devamını okuyunuz...
GÜL SUYU –“Gül adındaki meşhur çiçekden çıkarılan güzel kokulu su ;Gülâb ” (Kaamûsi Türkî) .
Dilimizde, bilhassa divan şiirinde “Gülâb” şeklinde kullanılmışdır , Âşıklar tarafından sevilen nigârların,mahbubların tenlerinin kokusu,terleri gül suyuna benzetilmişdir ,şu beyit Nedimindir :
Sabâ ki dest ura ol zülfe, müşki nâb kokar
Açarsa ukdei pîrâhenin ,gülâb kokar
Geçen asır sonlarında yaşamış kalender halk şâiri Âşık Râzinin bir destanından aldığımız şu iki kıt’a ,genc ve güzel bir kayıkcı şânında yazılmışdır:
Ak şalvarlı dalfesli hamlacı serverini
Gör bak gubârî bir hat tutmuş gül ruhlerini
Gamzeleri gül güldür gülgoncesi topuklar
Gül suyudur vallâhi kokla bir yol terini
Yosma hanım çileden çıkmış anı görünce
Çakmışdır işmarını heman ol kopuk gence
Kayığınla eşbehim gel yalıya bu gece
Deyüb câmehâbına çekmişdir hizberini
Şu beyitler de Şehrengiz yollu yazılmış “Hbannâmei Nevedâ” da Mahallebici Güzelini târif için yazılmışdır :
Itrı darçın,anın teri gülsuyu,
Gaayet nermü nâzik o şuhun huyu .
Cabîni pâkinda hüsnüne ferman,
Tuğrâdır çekilmiş samur ebruvan .
Şu beyitler de aynı edâda ve çeşnide olup ,esnaf cıvanları şânında yazıla gelmiş ve “Şehrengîz” adı ile anılmış manzum risâleler yolunda “Hûbannâmei Nevedâ” isimli mecmuadan alınmışdır :
Gülsucu nevcivan gonca gül gerek
Âşıkı olmağa hem bülbül gerek
Gülgonca topuklar gül gül pençesi
Gül kokar nefesi san gül bağçesi
Hammâma varsa ger gülâb dökünür
Halvet gülistâna nisbet övünür
Memleketimize Tanzimat devrinden sonra girmiş olan Kolonya Suyunden önce,dâimâ gül suyu kullanılmışdır ,ve çiçeğinin edebiyatımızdaki pek şanlı mevkkinden olsa gerekdir, gülsuyu na âdetâ bir kudsiyet de atfedilmişdir :
Topkapusu Sarayında her sene ramazan aylarında ziyâret edilen Hırkai Saadet dâiresi,o yiyâretlerin arifesinde Has Oda oğlanları tarafından gül suyu ile silinir,temizlenirdi (B.: Hırsai Saadet).
Yavuz Sultan Selim devrin sonra başlamış bir saray geleneğidir ;pâdişahların her tıraş oluşlarının sonunda saç ve sakal kılları toplanır,gül suyu ile yıkanır, kurutulur ve bir gümüş çekmece içinde biriktirilirdi.Hac zamanında o çekmece surre eminine verilir,o nun tarafından Medînede Ravzai Mutahharenin yanında bir yere çekmecesiyle gömülürdü.
İstanbula en âlâ gül suyu ,yüz yıllar boyunca Rumelinde Bulgaristanda ,o zamanlar halkının yüzde sekseni doksanı türk olan Kızanlık ve Eski Zagra kasabaları ile Anadoluda Isparta ve civarından gelmişdir.
Onyedinci Yüzyılın büyük yazarı Evliyâ Çelebi,seyahatnamesinin birinci cildinde İstanbul Esnafından ve ve büyük bir esnaf-ordu alayından bahsederken gülsucular hakkında şunları yazıyor :
“ Esnâfı Gülâbciyan – Dükkân 41,nefer 70.Gülâbcıların bâzıları kocaman esterler üzerinde küp kadar bakır kazanlar içinde (sokaklarda dolaşarak) gülâb satar Edirneli hâtunlardır.Bir kısmı da dükkân sahibi dir. Pirleri İtreddin Hindî’dir, kabri Hindistandadır.Peygamberimiz güzel kokudan hoşlandığı için dâimâ hediye olarak gülâb getirirdi,kemerini Hazreti Ali bağladı,pir oldu.Bu tâife ordu esnaf alayında pür silâh geçerler,ve yolun iki tarafındaki halka gülâb serperler,buhur suyu serperler,geçdikleri caddeler misk gibi kokar..”.
Eskiden berber dükkânlarında da tıraşdan sonra müşterinin üstüne gülsuyu serpilirdi (B.: Berber,cild5,sayfa2514), aşağıdaki satırları Sultan İbrahimin ilk saltanat yıllarında tanzim edilmiş bir esnaf nızâmı ve narh defterinden alıyoruz :
“..tıraş bedeli olarak 1 akçe alına ;bir akçeden ziyâde verenlere gül suyu ile riâyet olunur..”.
Aynı usul hamamlarda da vardı; müşteri kendisini yıkayan dellâk’a bahşiş vermeye mecbur değildi,fakat dellâk’a mürüvveten bahşiş verirse,dellâk da o müşteriye gül suyu serperek ikramda bulunurdu.
Gül suyu ateşli hastalıklarda şîfâlı bir su olarak da kullanılırdı,hastanın alnı,bilekleri,ayakları gül suyu ile uğuşdurulurdu.
Türk mutfağında kullanılır,bilhassa Güllâç denilen tatlının üstüne dökülür.
Dinî merâsimde kullanılır,camide olsun,evde olsun mevludlarda bulunanların üstüne gül suyu dökülür.
Hac farizasını ifâ edip dönenleri ziyaret edenlere,gül suyu dökülerek ikramda bulunur.Bu geleneği imâ ederek aşağıdaki beyit kalender Âşık Razinindir :
Hacı evi değil ama yârim eşik atlarken
Gül topuklu ayaklarna gül suları dökeyim..
Kabir ziyâretlerinde de bâzan toprağa bir şişe gül suyu dökülür ;yine Âşık Râzinin bu geleneği îmâ ile yazdığı bie beyittir :
Yârimin terlerini bir şişede toplayıp
Kabrimin toprağına dökün o gül suyunu
Tema
Yer
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Kod
G9B033
Tema
Yer
Konular
Gül suyu, Rose water, Gülab, Kamus-i Türki (Şemseddin Sami), Şemseddin Sami, Âşık Râzî (Üsküdarlı), Üsküdarlı Âşık Râzî, Şehrengiz, Hûbannâme-i Nevedâ (Enderunlu Fazıl), Topkapı Sarayı, Topkapı Palace, Hırka-ı Saadet, Selim I (Sultan), Ravza-i Mutahhare, Medine, Bulgaristan, Kızanlık Eski Zagra, Isparta, Evliyâ Çelebi, Seyahatname, Book of travel, Esnaf Gülabciyan, Itreffin Hindi, Hindistan, India, Hazreti Ali, Berber, Barbershop, İbrahim I (Sultan), Hamam, Hammam, Bathhouse, Dellak, Tellak, Bath attendant, Güllâç
Tür
Belge
Biçim
Daktilo yazısı, El yazısı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
İstanbul Ansiklopedisi Gül İbikli-Gülsün bölümü için yazılmış metin
Not
Kâğıt üzerine daktilo. Madde numarası ve baskı notları tükenmez kalemle yazılmıştır. Metnin bir kısmı belgeye yapıştırılmıştır.
Bakınız Notu
Hırkai Saadet; Berber, cilt 5, sayfa 2514
Bibliyografya Notu
Şemseddin Sami, "Kamûsi Türkî"; Evliya Çelebi, "Seyahatnâme"; Sultan İbrahim, "Esnaf nizâmı", "Narh defteri"; Nedim; Üsküdarlı Âşık Râzî; Şehrengiz, “Hûbannâme-i Nevedâ”
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Yer
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.