Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Hırsız, Hırsızlar maddesi
HIRSIZ , HIRSIZLAR – “ Bu kelimenin aslı Hayırsız kelimesinden bozma olabilir; başkalarının malını çalan adam,oğru,sârik ;Hırsız Yatağı : hırsızları kabul ve çaldıkları malları saklayan adam ve yer ; Hayta ” (Şemseddin Sâmi,Kaamûsi Türkî).
Büyük şehir İstanbulun günlük hayatında hırsızlar,yüzyıllar boyunca elbet ki çok önemli bir yer almışlardır.İçlerinde çocuklar da bulunan,fakat çoğunluğunu delikanlılar ve genc adamlar teşkil eden hırsızlar,ya kendi balarına,yahud birkaç kişiden mürekkeb küçük şehir çeteleri teşkil ederek çalışmışlardır.Ve çocuk hırsızlar,yeni tüylenmiş küçük delikanlılar bu kötü yola ekseriya büyükler tarafından sevk edilmiş,ve hemen istisnâsız,kendilerini hırsızlığa teşvik ve sevkeden adamların pençesinde önce kendi vücudlarının iffetini kaybetmişlerdir.
Yakın geçmişe kadar “Zından” denilen mahbushânelerde “Hırsız”,mahkumların,bilhassa kendi aralarında en âdisi,rezili bilinir,onlar için “iffet” düşünülmez,vücud düzgünlüğüne ve yüz güzelliğine bakılmadan diger mahkûmların erkek müstefrişeleri olurlardı,ve o âkibetden kurtulmalarına aslaa imkân yokdu.Yakışıklı,dilber genc hırsızlar ise,zındanda ve zındanın koğuşlarında,tesâhüb rekaabeti yüzünden büyük,ve hattâ kanlı kavgalara sebeb olurlardı (B.:Fuhuş,cild 11 ,sayfa 5861).
Yeniçerilik devrinde,İstanbulun zâbita...
⇓ Devamını okuyunuz...
HIRSIZ , HIRSIZLAR – “ Bu kelimenin aslı Hayırsız kelimesinden bozma olabilir; başkalarının malını çalan adam,oğru,sârik ;Hırsız Yatağı : hırsızları kabul ve çaldıkları malları saklayan adam ve yer ; Hayta ” (Şemseddin Sâmi,Kaamûsi Türkî).
Büyük şehir İstanbulun günlük hayatında hırsızlar,yüzyıllar boyunca elbet ki çok önemli bir yer almışlardır.İçlerinde çocuklar da bulunan,fakat çoğunluğunu delikanlılar ve genc adamlar teşkil eden hırsızlar,ya kendi balarına,yahud birkaç kişiden mürekkeb küçük şehir çeteleri teşkil ederek çalışmışlardır.Ve çocuk hırsızlar,yeni tüylenmiş küçük delikanlılar bu kötü yola ekseriya büyükler tarafından sevk edilmiş,ve hemen istisnâsız,kendilerini hırsızlığa teşvik ve sevkeden adamların pençesinde önce kendi vücudlarının iffetini kaybetmişlerdir.
Yakın geçmişe kadar “Zından” denilen mahbushânelerde “Hırsız”,mahkumların,bilhassa kendi aralarında en âdisi,rezili bilinir,onlar için “iffet” düşünülmez,vücud düzgünlüğüne ve yüz güzelliğine bakılmadan diger mahkûmların erkek müstefrişeleri olurlardı,ve o âkibetden kurtulmalarına aslaa imkân yokdu.Yakışıklı,dilber genc hırsızlar ise,zındanda ve zındanın koğuşlarında,tesâhüb rekaabeti yüzünden büyük,ve hattâ kanlı kavgalara sebeb olurlardı (B.:Fuhuş,cild 11 ,sayfa 5861).
Yeniçerilik devrinde,İstanbulun zâbita âmirleri olan Yeniçeri Ağası,Sübaşı Ağa,Asesbaşı Ağa,yakalanan bir hırsızı,ya zındanda boğdurarak,yahud yakalandığı yerde heman asdırarak,idam yetkisine sâhib idiler.Bir suç üstünde yakalanmış bir hırsız,bir mahkeme karârına lüzum görülmeden idam olunurdu.
1826 dan sonra Asâkiri Muhammediye seraskerliğine bağlı yeni zabtiye teşkilâtında bu yetki kaldırıldı,ve hırsızlar muhâkeme edilerek sabıkalarına,hırsızlığın mâhiyetine,hırsızın ne gibi şartlarla o kötü yole sürüklendiğine göre hapis cezâsına çarpdırıldılar.Zındana düşdükleri andan itâbâren de yukarda kaydettiğimiz ağır şart içinde mahkûmiyetlerini doldurdular.
Tarih kaynaklarımızdan İstanbulda hırsızlık vak’aları ve hırsızlar üzerine bâzı ör vak'alar alıyoruz :
“ 3 cemâziyelâhir 934 (24 şubat 1528) de İstanbulda Sultanselim civârında bâzı eşkiyâ bir ev basarak içindekileri katlettiler ve evi soyub kaçdılar.Her ne kadar arandılar ise de bulunamadılar.Bunun üzerine ırgad,ekmekci,mumcu,dellâk,odun yarıcı ve cümlesi bekâr İstanbula gelmiş bekâr uşaklarından olmak üzere 800 kadar adam tutularak çarşılarda ve sokaklarda şehrin kalabalık yerlerinde îdam olundular,bundan sonra İstanbulda hırsızlık vak'ası görülmedi ” (Peçevili Tarihi).
“Hasköyde kiremidhâneleri olan ve esnaf arasında zenginliği ile tanınmış bir hiristiyanın evini basan eşkiyâ naklı kolay olan bir çok malı alıp götürdüler.Hırsızlardan biri Karaman Çarşısında bir dükkânda bulundu,o da 18 nefer refiklerini ihbar etti,onlar da bazı bekâr hanlarında ve bekâr odalarında yakalandılar,ve hepsi âleme ibret olmak üzere şehrin muhtelif yerlerinde asılarak îdam olundular ” (Râşid Tarihi ,1133=M.1720-1721) .
“Yeniçeri Ağası Yahya Ağanın gevşekliği yüzünden hırsızlar çoğaldı,pek çok ev ve dükkân soyuldu,nihâyet Yahya Ağa azledildi” (Cevdet Tarihi,1199=M.1786) .
Aşağıdaki satırları Câbî Said Efendi Vekaayinâmesinden alıyoruz :
“Üsküdarda Selâmiali semtinde Karakâya Mahallesinde bir şerbetci yahudi gece yalnız kalmakdan korkduğu için bir ermeni oğlanını gece odasında yatırmışdı.Oğlan gece şerbetcinin sandığını arkadaki bağçeye attı ve sabahleyin çıkıp bir civar bağçeye kaçırdı.Meger o bağçede zenpâreler fâhişe getirmiş eğlenirlermiş,oğlanın hışırtısından zâbıta sanıp kaçmışlar,oğlan da onlarından gürültüsünden korkmuş,sandığı bırakıp kaçmış.Fâhişeler de sandığı görüp bizim üzerimize kalır diyer diyerek kolluğa haber vermişler,oğlan bulunup Şeytana uydum diye suçunu itiraf etmekle Selâmiye Yolu üzerinde asıldı;1228 (1813) ”.
“ Bir delikanlı ermeni oğlanı hazîne kâhyası kadıasker Halil Efendinin konağına giderek : -Yorgancılar geldi mi ?..diye sormuş.Konak bekcisi :- Gelmediler.. deyince kızgın bir tavır gösterip bekçi ile yukarı çıkmış,yastık ve şilteleri kaldırıp :- Bunlar yeni döşenecekdir..demiş ve yüklenip gitmiş.Kaziye anlaşılıp birkaç gün sonra oğlan bunları satarken tutulup kolluğa götürülüp bekciye gösterilip bekçi : - Budur !.. dedikde sârik oğlan asıldı ; 1228 ”
Yüzyıllar boyunca İstanbulda kendi başına çalışmış en yaman hırsız ,Sultan Abdülmecid zamanında Yorgancı Mehmed adında ,ayrıca güzelliği ile de meşhur bir delikanlı olmuşdur (B.: Mehmed,Yorgancı ;Bedesten Soygunu Vak'ası,cild 5,sayfa 2363 ;En'amı Şerif çalan sekban neferi vak'ası,cild 9,sayfa 5112).
Zamanımızda İstanbulda âdî hırsızlık vak'aları gaayetle çoğalmışdır,hattâ o kötü yola sapmış genclerin bir kısmı,ellerine silâhlar da olarak “Gangster” olmuşlardır.Bir şehir kütüğünde kaydedilmeye değer şakîler üzerine notlar toplanmış,bazan şahıs isimleri ile,bazan da tipik vak'alara göre tasnif edilerek arşivimizde tesbit edilmişdir (B.: Çocuk Hırsız Çeteleri,cild 8,sayfa 4076 ;Çocuk Hırsızlar ,cild 8,sayfa 4082 ;Gangster ,cild 11,sayfa 5982 ;Yankesici ;Dalmış,Ali,cild 8,sayfa 4216 ;Çölaşan,İsmet,cild 8,sayfa 4113 ;DenizHırsızları,cild 8,sayfa 4446 ;Dimo,Kalikıratyalı Çiçek,cild 8,sayfa 4593 ;Ebuzer,Safranbolulu,cild 9,sayfa 4859 ;Düz,Mustafa,cild 9,sayfa 4833 ;Dudu Kadın,cild 9,sayfa 4747 ;Emin,Acem,cild 9,sayfa 5041 ; Elvend Bey,cild 9,sayfa 5028 ;Ersiper,Ali Fuad,cild 10,sayfa 5212 ;Fatma,FIndık,cild 10,sayfa 5571 ;bu atıf notları burada sâdece örnek olarak verilmişdir ; 1-7 cildlerde 10 cildden sonra de pek çok şöhretli hırsız bu şehir kütüğüne kaydedilmişdir).
İstanbul zâbıtasında hırsızlar,çalışma konularına göre tasnif edilmişler ve “Tufacı”,“Arakcı”,“Kapkaçcı”,“Muslukcu”,“Kaldırımcı” gibi isimler verilmişdir (Bu isimlere bakınız)
Zamanımız basınından hırsızlar üzerine yazılar – Günlük gazetelerden aldığımız aşağıdaki notları kronolojik bir sıra ile koyduk :
“Beyoğlunda Cumhuriyet Caddesinde Hava Palas Apartımanının 4 numaralı dâiresinde Mariya Bekyen adında zengin bir ermeni kadını tek başına toturmaktadır,60 yaşında olan kadının 31 yaşında Hüseyin Teke adında bir erkek aşcısı vardır.200 lira aylık alan genc aşcı 7 kişilik bir âileye bakmakda,Levendde oturmaktadır.Bir gece Madam Mari sinemadan döner,soyunup yatağına girdikden az sonra başına bir torba geçirmiş .saêdece gözleri görünen ve beyak bir yatak çarşafına sarınmış bir adam çıkar ortaya,yaşlı kadına Şeytan olduğunu ve canını almaya geldiğini söyler,altınlarınını nerede sakladığını sorar.Dehşet içinde kalan kadın feryada başlayınca apartıman halkı ayaklanır,kapunun zili durmadan çalınır,kapu durmadan vurulur,Şeytan da korkusundan bir dolap içine girip saklanır,ve gelenler dolapda aşcı Hüseyini bulurlar,genc adam kadına bir kötülük yapmak niyetinde olmadığını,çocuklarına pabuç alabilmek için zengin kadını korkutup biraz para koparmak olduğunu söyler.Pek toyca olduğu muhakkak bir hırsızlık teşebbüsüdür..”(Eylül 1963,Hürriyet Gazetesi).
“Melih Bölükbaşı,Chesmann Çetesi ve Çengel Çetesi adında iki çetenin reisi azılı bir hırsızdır.Çetelerinin efrâdı tarafından Korkulu Adam diye anılır,hepsini silâhı ile sindirmişdir.
“Chesmann Çetesi Erol Kırgıl,Abdullah Özay ve Yaşar Şişkooğlu adındaki hırsızlardan kurulu olup yalnız oto hırsızlığı ile uğraşır.
“Çengel Çetesi Derviş Ay,Hüsâmeddin Topur,İsmet Fatinoğlu,Yaşar Altay,Mesud Yıldız ve Nevzad Akdemir isimli hırsızlardan kurulu olub reisleri ile birlikde 7 kişi olduklarından Yediler Çetesi ismini de taşımaktadır.Nişantaşındaki bir kurukahveci mağazasını soyarlarken zâbıta tarafından sarılıp suç üstünde yakalanmışlar,ardından da öbür çete efradı yakalanmışdır. Çaldıkları ve Hırsızlık yolu ile ele geçirip sattıkları mallardan kazandıkları ve nakid olarak çaldıkları paraları kumarhânelerde ve barlarda kötü kadınlarla yediklerini itiraf eden hırsızlar silâhlarını İlhan Dikel ve İlhan Yavuz'dan aldıklarını söylemişler,o adamlar da yakalanmışlardır..”(Cumhuriyet Gazetesi,23 aralık 1965).
“ İkinci Şubenin Hırsızlık Masası memurları dün topluca yapdıkları aramada şehrin muhtelif semtlerinden 41 hırsız yakalamışlardır.Bir polis şefi : ne onlar çalmakdan bıkıyor,ne de biz yakalamakdan..demişdir. Yakalanan 41 hırsızın en küçüğü 8,en büyüğü de 45 yaşındadır.Çoğu da afdan faydalanarak cezâevinden çıkanlardır ” (Son Gazetesi,25 ağustos 1966).
“İki ay durmak dinlenmek bilmeden ev soyan Fuad Yorulmaz ve Mehmed Akkaya adında iki hırsız yakalanmışdır.15 eve girdiklerini ;radyo,teyp,pikap,giyim eşyası ve gümüş takımları gibi şu tutar değeri yüzbin lirayı aşan hırsızlık malını Zeytinburnunda kira ile tuttukları bir eve yığdıklarını itiraf etmişlerdir.Zâbıta tarafından bahsedilen eve götürüldüklerinde o eşyanın eve giren başka hırsızlar tarafından çalındığı görülmüşdür,ve zâbıta bu sefer hırsızları soyan hırsızları aramaya başlamışdır..”(18 eylül 1966).
“Şişli Emniyet Âmirliği ekibi tarafından yakalanan çocuk yaşında iki hırsızın ifşaatından bazı kimselerin sapık gencleri hırsızlığa sevk ettikleri anlaşılmaktadır.16 yaşındaki Şaban Aslan Boyacı ile 17 yaşındaki Erkan Erçinler şunları anlatmışlardır : Son iki ayda 35 eve girdik ve en azdan ikiyüzbin liralık eşya çaldık,bugün elimizde kırk para yok,bin liralık halıyı bize yatacak yer göstermiş adama 50 liraya sattık,elimize geçen en büyük para da o oldu,gümüş çatal bıçak ve kaşıkları bizden 30 liraya alıyordu,kendisinin de bunları 600 liraya sattığını biliyorduk..demişlerdir.Aslan Boyacı İstanbula Samsundan kaçıp geldiğini,İstanbulda Şaban adında bir adamla tanışdığını,Şabanın kendisine Hacıhüsrevdeki evinde yatacak yer gösterdiğini,sonra yanına hırsızlıkda usta olan Erkan Erçinleri katarak hırsız yapdığını söylemşidir ..”(22 eylül 1966).
“ Hırsızlık Masası memurları tarafından yakalanan 17 yaşındaki Hayri Öztürk adındaki genc hırsız hayatını şöyle anlatmışdır :
Galatasarayı Lisesinin orta üçüncü sınıfından geçen sene ayrıldım. Babamın bir torna atöliyesi var,orada çalışmaya başladım.Ben bir yaşındaimişim,babam anamı terkederek şimdiki üvey anamla evlenmiş,altı üvey kardeşim var.Bir ay sonra Babam yeni bir metres tuttu,ben o kadını dövdüm babam da beni atöliyeden kovdu,bir ay öncede övey anamla kardeşlerimi büsbütün terkederek ???? evi terketti, ???? yaşamaya başladı. ve 15 yaşındaki o metresi ile yaşamaya başladı.Bir hırsızla tanışdım,onun teşviki ile hırsızlığa başladım,bir ay içinde 25 ev soydum..”(22 eylül 1966).
“ Gecekuşu lakabı ile tanınmış Türkiyenin en eski hırsızı Şevket Şeneroğlu şu çırağı Mehmet Şâhin adındaki 16 yaşında oğlanla birlikde yakalanmışdır.İlk sabıka kaydı 1938 de yapılmış olan Şevket 28 yıldan beri hırsızlık yapıyordu ” (31 mart 1968) .
“ Hırsızlıkdan elde ettiği mallarla Anadoluya gitmek isteyen 15 yaşındaki Zeki Sütcüoğlu dün sabaha karşı Harem İskelesinde yakalanmışdır.Ankara ile İstanbul arasında mekik dokuyan ve bir türlü ele geçmeyen küçük hırsız iskele meydanında bir kanapede uyurken yakalanmışdır.Hırsızlığa bir yıl önce başlamış.İlk defa bir büroya girmiş ve ancak iki ceb takvimi bulup almışdı.Daha sonra bir terzi dükkânına girmiş,dükkânda yatan bir çırağın uyanması ile zor kaçmışdı.Sonra bir çok işler yapmış,cebi para görmüş.Ankaradaki ayakdaşları arasında lakabı Pire Zeki imiş” (12 nisan 1967,Hürriyet Gazetesi) .
“ Yapılan bir incelemede son 5 yıl içinde İstanbulda polis kayıdlarına 3000 hırsız geçmişdir,şehrin nüfusu 2 milyon kabul edilirse İstanbulda 666 kişiye 1 hırsız düşmektedir. Polis ıslahı nefsetmiş hırsıza rastlamamışdır.Son afdan faydalanarak cezâevinden çıkan sabıkalı hırsızların yüzde doksanı kısa zaman sonra yeni bir hırsızlık suçundan tekrar cezâevine girmişdir.Polisi en çok meşgul eden hırsız, 26 seneden beri hırsızlık yapan 20 yaşında hırsızlığa başlayan ve 26 seneden beri hırsızlık yapan ve 100 den fazla sabıkası olan Halil İbrahimdir.13 yaşındaki Muzaffer de 22 sabıka ile çocuk hırsızlar arasında rekor kırmışdır.Polis kaydından 90 kadın hırsız geçmişdir,bunların çoğu hizmetci maskesi altında girdikleri evlerden çalmışlardır.İstanbulda yüzde sekseni kadın olmak üzere 300 kadar da yankesici bulunmaktadır ” (Hürriyet Gazetesi,11 aralık 1969).
Gazete kaydında bir ifâde zâfı vardır.3000 hırsız 1964-1969 arasında sabıkaya geçmiş olanlar sanıyoruz,o tarihler arasında eski ve hâli faaliyetde olan hırsızlar da katılacak olursa 1969 da İstanbuldaki hırsızların sayısı 3000 den çok yukarıya çıkar.
“ Adliyedeki sabıka kayıdlarına göre bir polis neferine 680 hırsız düşmektedir..” (Tercüman Gazetesi,2 ocak 1969)
“Şu beş adam zâbıtaca İstanbulun en azılı hırsızları olarak bilinmektedir :
1.İsmail Hakkı Ülkümen- Sabıka fişinde boş yer kalmamışdır.5 kasa,5 eczâhâne,26 dükkân soymuşdur.
2.Melih Yağız – Hırsızların en gaddarı olarak tanınmışdır,soygun sırasında çekinmeden silâh kullanır.Son yakalandığında 100 den fazla ev soyduğunu,1 milyon liraya yakın kiymetde mücevher çaldığını itiraf etmişdir.
3.Fuad Kadıoğlu – Eski mücevherat hırsızlarından.Çok zekîdir,büyük vurgunlar yapar.
4.Can Uçak – Azılı bir mücevher hırsızı.
5.Receb Turguttaş – Oto hırsızlarının en azılısı,zorda kalınca çekinmeden adam öldürür..” (Tercüman Gazetesi,2 ocak 1969)
“ Baha Dalgıç adında genc bir hırsız yakalandıkdan sonra getirildiği Emniyet Müdürlüğünde suçunu itiraf etmişdir.Üzerindeki esvab ve çamaşırların bile çalınmış olduğu tesbit edilince hepsi alınmış,sırtında yalnız bir uzun gömlek bırakılmışdır.Baha Dalgıç : Üzerimdekileri alın ama donu geri verin..inanın o benimdir ağabeyler,beni böyle nereye gönderebilirsiniz..diye yalvarmışdır..” (Günaydın Gazetesi,1970).
“Askerlik görevini çavuş olarak yapmakda olan Nazmi Sağlam adındaki sabıkalı hırsız ,kumandanı olan bir teğmenin eşyâlarını çaldıkdan sonra onun üniformasını giyip Beyoğlunda kadın avanı açıkdığı sırada yakalanmışdır.Daha önce hırsızlıkla cezâ evine girmiş,cezâ müddetini doldurarak çıkdığında askere alınmış,ve başarı göstererek çavuşluğa kadar terfi etmiş olan Nazmi : Çalmadan yapamıyorum ..diyerek suçunu itiraf etmişdir.Hırsız çavuş İstanbul Merkez Kumandanlığına teslim edilmişdir ” (mayıs 1970,Günaydın Gazetesi) .
1970 yılında Murad Çulcu (yüksek tahsilini yapmakda olan gazeteciliğe hevesli bir genc) Tercüman Gazetesinde “Hırsızlar Dünyası” başlığı altında altı makaale yayınlamışdır.Emniyet müdürlüğünde hırsızlarla konuşmuş,kötü yola ne gibi sebeblerle sürüklendiklerini ve dolayısı ile hayatları üzerine notlar tesbitine çalışmışdır ;aşağıdaki satırları o yazılardan alıyoruz :
Turgut Topuz,30 yaşında ikinci yakalanışı,“İnce” lakabı ile tanılmış,89 yer soymuşdur.Çocukluğu hâneberduş olarak olarak geçmiş,kar buz üstünde yalın ayak dolaşmış,geceleri sokaklarda yatmış,hırsızlığa ağır sefâletin ve açlığın baskısı altında sürüklenmiş,16 yaşında hırsız olmuş.Birçok suçdan 30 sene hapse mahkûm olmuş,Buca Cezaevinin pencere demirlerini keserek kaçmış,hırsızlığa devam etmiş,çaldığı paraları kumara vermiş:“Bu sefer hapisde çürüyeceğim..” demektedir.
İsmail Kızıltuğ,23 yaşında ikinci yakalanışı,“Hippi” lakabı ile tanınmış; çaldığı bir kürk sırtına giydirilip gazete fotografcıları resmini çekerken utancından ağlamış.İlk suçunu 18 yaşında işlemiş,mahrumiyetlerle dolu bir hayat içinde Sanat Enstitüsüne devam ediyormuş,şoför ehliyeti olmadan da geceleri dolmuş arabalarında çalışıp biraz para kazanıyormuş.Bir gün arkmadaşları ile birlikde seçdikleri bir arabayı alıp gezmeğe gitmişler,suç işlediklerinin farkında bile değildir,45 gün hapse mahkûm olur,” İşte o 45 gün içinde kimleri tanımadım,neler öğrenmedim,dışarıya bambaşka bir insan olarak çıkdım..Kumkapuda bir sinemada yatıyordum,Şişlide kapularını kırıp evler soyuyordum..artık hırsız olmuşdum..şimdi tek ümidim var,hapisden çıkdıkdan sonra askerliğimi yapmak ve hayata,namuslu hayata tekrer başlamık..” diye anlatmışdır.
Hasan Örtürk,19 yaşında üçüncü yakalanışı,“Cazgır” lakabı ile tanınmış ; Karadeniz yalısı halkından,babası üç kayınbirâderini birden öldürmüş bir kaatil,babası hapse girince parasızlık yüzünden hırsızlığa başlamış ve ilk suçunu 17 yaşında işlemiş,kadınların elinden çantalarını kapar kaçarmış..iki defa polisin elinden kaçmış,pervasızca konuşarak :“ Yine kaçacağım,daha çok gencim,iyi bir hırsız olacağım,adam da öldüreceğim..” demişdir.
Ekrem Oğuz,25 yaşında sekizinci sabıkası ,“Çilingir” lakabı ile tanınmış, üç kişiden mürekkeb “Oğuzlar Çetesi” sin reisi,çete efradının isimleri“Tayfa” lakabı ile tanınmış Abdullah Aykut,Sefâ Yılmaz ve Aydın Polat.Sakalları uzamış,esvabları yırtık,bakışları donuk dört genc adam.”Tufacılık”,gece hırsızlığı yapıyorlarmış,kötü yola atılmalarının sebebleri aynıdır,“Kimsesizlik,Hânebrduşluk,Açlık”.Çete reisi Ekrem asker kaçağıdır ,Mersinde askerliğini yaparken kaçmış ve İstanbulda üç hâneberduş gencle tanışarak hırsızlığa başlamışlardır.Sehiz hırsızlık,ev soygunu vak 'asında ellerine 200,000 lira geçmişdir.
Emrullah Kartoğlu,20 yaşında ikinci sabıkası,“Lord” lakabı ile tanınmış.Kendisine istediği zaman bir dükkân açabilecek bir adamın oğlu,ablası da bir ilk okul öğretmeni,hırsızlığa rastgele girdiği bir evde gece hırsızlığı yaparken duyduğu heyecanın silinmez tesiri ile sürüklenmiş.Çıplak ayaklırının parmakları üstünde ve karanlıkda sessizce dolaşma,durmadan çarpan kalp,karıştırılan esvab cebleri,masa gözleri..“Hırsızlıklarımı para için yapmadım,hep heyecan aradım..” diyor.
Haluk Haldun Uğurcu,17 yaşında ilk suçu,yeni takılan lakabı“Milyoner”,hırsızlık yoluna düşmesinin sebebini profesör olan babasında buluyor,kardeşim Haluk ile bana karşı ilgisiz adamdır,Haluk benden evvel hırsız oldu..ben hep para ve mücevher çaldım..lüks yaşantıya da özentim var..” demişdir.Seks yayınlarının da gencleri paraya karşı hırslandırdığını,para bulamıynca çaldıklarını ilâve ediyor.
“ Önceki geceReceb Genç adında uzun boylu ve vücudu zayif yapılı genc bir hırsız yakalamışdır. Delikanlı hırsızlık için girdiği evlerde evvelâ müdhiş bir korkuya kapılıp nöbet tutmuş gibi titrimekde,sonra pantalonunu sıyırıp evin ortasında büyük abtestini yapmakda,ondan sonra da korkusuzca evi soymaya başlamaktadır.Gece sinema vakti Şehreminde bir ara sokakda girdiği evde de aynı işi yapdıktan sonra evi soymuş ve sırtında büyük bir çuval ile sokağa çıkdığında kendisini gözleyerek tâkib etmiş olan Hırsızlık Masası memurları tarafından yakalanmışdır ” (15 eylül 1970) Hürri-
“Kapalı Çarşıda bir deri atöliyesinde makascı olan Ali İhsan Elmas,25 yaşında ve çevresinde namuslu bir işci olarak tanınmışdı ve haftada eline 400 lira geçiyordu.Genc ve güzel bir karısı ve üç çocuğu vardı,haftalığı ile güç geçiniyordu.Karısı hastalandı,acele ameliyat olması gerekdi,alemiyatı yapacak doktordan randevu alındı,ve ameliyat ücretini bulmak için sabahın erken saatinde Ali İhsan evinden çıkdı,dükkâna giderek patronunun çekmecesinden gereken parayı çalarken patronu tarafından suç üstü yakalandı.Patron dükkânı işcisinin üstünden kilidleyerek zâbıtaya haber vermeye koşdu.Komşular içerde genc içcinin ben hırsız değilim diye bağırdığını ve ağladığını duydular.Zâbıta gelip kapu açıldığında Ali İhsanı tavana ipla asılı,intihar etmiş buldular..”(3 temmuz 1971,Hürriyet Gazetesi)
Hırsız Teşhisi – Sultan Abdülmecid zamanında başlamış ve Abdülâziz zamanında bir müddet devam etmiş mahkeme karârı ile verilen bir cezâ ek cezâ olup,yalnız hırsızlar değil,müebbed hapse mahkûm olmuş şakîlere,kaatillere varınca bütün mahkûmlar ,cezâlarını çekecekleri mahbushânelere gönderilmeden,İstanbulun kalabalık yerlerinde bir gün sabahdan akşama kadar halka teşhir edilirlerdi.Mahkeme kararlarına da:“ Teşhirden sonra şu kadar sene hapis..” diye yazılırdı.
Teşhir edilecek mahkûmların boyunlarına bir yafta asılır,İstanbulun en kalabalık yerlerinde ayak bileklerinde bir zincirleteşhir yerine çakılmış bir demir kazığa bağlanır,başlarına bir veya iki süngülü zabtiye neferi konulurdu,bir destide su konulurdu.Yaftalarına da “Sârik”,“Kaatil” diye suç sıfatları,künyeleri,varsa meslekleri ve mahkûmiyet müddetleri kaydedilirdi.Teşhirler gazetelerle ilân edilir,halk,ve bilhassa avam teşhir seyrine akın akın giderdi.
Aşağıdaki teşhir ilânları suretleri Tercemânı Ahval gazetesinden alınmışdır :
Kaatil Berber İbrahim....................................15 sene hapis
Sultanhamamı önünde
Kaatil Kasımpaşalı Ömer....................................15 sene hapis
Unkapanında
Ömerin arkadaşı Mısırlı Şaban....................................15 sene hapis
Fener Çarşısında
Gaasıb Yerasimo....................................Müebbed hapis
Yeni Cami Avlusunda
Kaatil Berber Yanko....................................15 sene hapis
Bayazıd Meydanında
Foti....................................Müebbed hapis
Okcularbaşında
Petraspulo....................................Müebbed hapis
İstanbul Balıkpazarı Caddesinde
Hırsız Hırvat Nikola....................................10 sene hapis
Köprü başında
Yukarda isimleri yazılı şahıslar teşhir edildikden sonra küreğe konulmak üzere Tersânei Âmireye gönderilmişlerdir (Temmuz 1864) .
Hırsız Yunanlı Hristo....................................5 sene hapis
Yeni Cai Avlusunda
Hırsız Kütahyalı Mehmed....................................3 sene hapis
Ayasofyada
Hırsız Kömürcü Anastas....................................3 sene hapis
Unkapanında
Hırsız Abacı Foti....................................4 sene hapis
Parmakkapuda
Hırsız Nikola....................................4 sene hapis
Bayazıdda
Hırsız Hacı Mıgır....................................4 sene hapis
Sultanhamamında
Gaasıb Panani Kalika....................................Müebbed hapis
Şehiremâneti önünde
Yukarda isimleri yazılı şahıslar teşhir edildikden sonra küreğe konulmak üzere Tersânei Âmireye gönderilmişlerdir(Ağstos 1864).
1279 senesinde (1854-1855) gece birlikde yattıkları hotel odasında ustası duvarcı Hiristoyu katleden Hiristooğlu Vasil nam delikanlı 15 sene küreğe mahkûm olup Köprü başında teşhirden sonra Tersâne Zındanına gönderilmişdir (6 ağustos 1864)
Geçen asır sonlarında yaşamış kalender halk şairi Üsküdarlı Âşık Râzinin evrâkı metrûkesi arasında görülmüş aşağıdaki kıt'alar aynı günde ve belki de bir arada teşhir edilmiş Yorgancı Celil bin Mehmed,Dellâk Hafikli Halil bin Mustafa ve Hallac Temel bin Hasan adında üç genc hırsız şânında olup ,şâirin söylediğine göre delikanlıların teşhirleri 1283 (M.1866-1867) yılında yapılmış,kendisi övdüğü o genc hırsızları görmemiş,manzumesini, babasından duyduklarını 1315 (M.1897-1898) senesinde babasının ağzından yazmışdır :
Duydum ki sârikler teşhir edilmiş
Varub şunları bir göreyim didim
Üç nefer tâze mühmel uşaklar
Birbirinden güzel şeyler efendim
O boy bos el ayak o gözler kaşlar
Onsekizle yirmi arası yaşlar
Hâli vahşet içre o şâhin bbaşlar
Eşbeh fetâlar ki mislin görmedim
Âhu mu gazal mı bebrü pelenk mi
Kâkül mü perçem mi altun çelenk mi
Tasvîri Bihzad mı nakşi firenk mi
Üç nefer seberdest sârik levendim
Nedir humret üzre çehrei lâtîf
Kaddi bülendleri şimşâda redîf
Serkeş edâları edilmez târîf
Cennet kaçkınları üç şehlevendim
O el ayakların kıyım dökümü
Bir zehri hand ile dudak bükümü
Gördükde üç nefer zından gülümü
Melul melul bakar servi bülendim
Birisi Yorgancı Celil bin Mehmed
Semiyyi Nebîdir nûri muhabbet
Ustasından akçe eylemiş sirkat
Benden gönül çaldı ol hünermendim
Birisi dellâkdir Hafikli fetâ
Halil bin Mustafa o dürri yektâ
Bir kese sirkat eylemiş hatâ
Hazneler al götür prangabendim
Birisi de hallac civanı lazdır
Mürâhik tâzedir toydur palazdır
Temel bin Hasan Şâ serâpâ nazdır
Kara perçemleri oldu kemendim
İkiyüz seksen üç sâlinde teşhir
Üçyüz onbeşde ben yazdımsa bir bir
Pederin ağzından eyledim tahrir
Ben o güzelleri görüp bilmedim
Celille Halille hem Temel ile
Zındanda kopacak azim velvele
Başka destan idüp vermeli dile
Her biri bir pelîd şakîye nedîm
Üsküdarlı halk şâiri Vâsıf Hocanın yazdığına göre mahkumların teşhiri cezâsı,usûlü 1870-1871 arasında Üsküdarda Çatmacı Davud adında bir gencin Üsküdarda İskele Meydanında teşhirinden sonra halkın duyduğu teessür üzerine pâdişaha verilen bir dilekçeden sonra kaldırılmış (B.: Davud,Çatmacı,cild 8,sayfa 4280).
Hırsız Yoğurtlama – Çok eski zamanlardan Cumhuriyet devrine kadar devam etmiş bir gelenekdi ,çarşı ve pazar boylarında ufak,ehemmiyetsiz şeyler çalan bir hırsız çocuk veya delikanlı yakalandığı zaman zâbıtaya teslim edilmez,esnaf ve halk tarafından kolları bağlanır,yakalandıı o çarşı boyunda dolaştırılır, eşeküstüne ters bindirilir “Allahını seven şu delikanlının yüzünü ağartsın !..” diyerek dolaşdırılır,hırsız gencin yüzüne çanak çanak,kepçe kepçe yoğurt çalınırdı,“Yoğurtlama” denilirdi,biraz da dayak atılarak serbest bırakılırdı.
Zâbıta da bu cezâyı kâfi görürdü.Yoğurtlanan hırsız çocuk veya genç de artık o semtde dolaşamaz,kendisi İstanbullu olsa da hattâ İstanbulda duramazdı.
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Kod
H34A010
Tema
Diğer
Konular
Hırsız, Thief, Hayırsız, Hayta, Şemseddin Sami, Kamus-ı Türki (Şemseddin Sami), Zindan, Dungeon, Yeniçeri Ağası, Subaşı Ağası, Asesbaşı Ağa, Asâkir-i Muhammediye Seraskerliği, Zaptiye, Hapis cezası, Prison sentence, İdam cezası, Execution, Sultan Selim, Irgad, Ekmekçi, Mumcu, Dellak, Tellak, Bath attendant, Odun yarıcı, Peçevili Tarihi, Hasköy Kiremidhanesi, Hasköy Kiremithanesi, Hasköy Tilery, Karaman Çarşısı, Karaman Bazaar, Raşid Tarihi (Vak'a-nüvis Raşid Efendi), Yahya Ağa, Yahya Agha, Tarih-i Cevdet (Ahmed Cevdet Paşa), Cabi Said Efendi, Cabi Said Efendi Vekayinamesi, Üsküdar, Selamiali, Karakahya Mahallesi, Karakahya Neighborhood, Selamiye Yolu, Selamiye Road, Kadıasker Halil Efendi, Abdülmecid I (Sultan), Mehmed (Yorgancı), Bedesten Soygunu Vak'ası, Covered Bazaar Robbery Incident, Enam-ı Şerif Çalan Sekban Neferi Vak'ası, Çocuk hırsız çeteleri, Child thief gangs, Çocuk hırsızlar, Child thieves, Gangster, Yankesici, Ali Dalmış, Kalikıratyalı Çiçek Dimo, Safranbolulu Ebuzer, Mustafa Düz, Dudu Kadın, Acem Emin, Elvend Bey, Ali Fuad Ersiper, Fındık Fatma, Tufacı, Arakcı, Kapkaççı, Snatcher, Muslukçu, Kaldırımcı, Beyoğlu, Cumhuriyet Caddesi, Cumhuriyet Avenue, Hava Palas Apartmanı, Hava Palace Apartment, Mariya Bekyen, Hüseyin Teke, Levend, Levent, Madam Mari, Hürriyet (Gazete), Hürriyet (Newspaper), Melih Bölükbaşı, Chessman Çetesi, Chessman Gang, Çengel Çetesi, Çengel Gang, Erol Kırgıl, Abdullah Özay, Yaşar Şişkooğlu, Derviş Ay, Hüsameddin Topur, İsmet Fatinoğlu, Yaşar Altay, Mesud Yıldız, Nevzad Akdemir, Yediler Çetesi, Sevens Gang, Nişantaşı, İlhan Dikel, İlhan Yavuz, Cumhuriyet (Gazete), Cumhuriyet (Newspaper), Son (Gazete), Son (Newspaper), Fuad Yorulmaz, Mehmed Akkaya, Zeytinburnu, Şişli, Arslan Boyacı, Erkan Erçinler, Hacıhüsrev, Hayri Öztürk, Galatasaray Lisesi, Galatasaray High School, Gecekuşu, Şevket Şeneroğlu, Mehmed Şahin, Zeki Sütcüoğlu, Harem İskelesi, Harem Pier, Pire Zeki, Tercüman (Gazete), Tercüman (Newspaper), İsmail Hakkı Ülkümen, Melih Yağız, Fuad Kadıoğlu, Can Uçak, Receb Turguttaş, Baha Dalgıç, Günaydın (Gazete), Günaydın (Newspaper), Nazmi Sağlam, Murat Çulcu, Hırsızlar dünyası, World of thieves, Turgud Topuz, Haneberduş, Buca Cezaevi, Buca Prison, İsmail Kızıltuğ, Hippi, Hippies, Kumkapı, Hasan Öztürk, Cazgır, Ekrem Oğuz, Çilingir, Oğuzlar Çetesi, Oğuzlar Gang, Abdullah Aykut, Sefa Yılmaz, Aydın Polat, Emrullah Kartoğlu, Haldun Uğurcu, Receb Genç, Şehremini, Kapalıçarşı, Grand Bazaar, Ali İhsan Elmas, Abdülaziz I (Sultan), Tercüman-ı Ahval (Gazete), Tercüman-ı Ahval (Newspaper), Berber İbrahim, Sultan Hamamı, Kasımpaşalı Ömer, Unkapanı, Mısırlı Şaban, Fener Çarşısı, Fener Bazaar, Gaasıb Yerasimo, Yeni Camii Avlusu, New Mosque Courtyard, Berber Yanko, Beyazıt Meydanı, Beyazıt Square, Foti, Okçularbaşı, Petraspulo, İstanbul Balıkpazarı Caddesi, İstanbul Balıkpazarı Avenue, Hırvat Nikola, Köprübaşı, Tersane-i Âmire, Imperial Dockyards, Yunanlı Hristo, Greek Hristo, Kütahyalı Mehmed, Ayasofya, Hagia Sophia, Kömürcü Anastaş, Unkapanı, Abacı Foti, Parmakkapı, Nikola, Bayezid, Beyazıt, Hacı Mıgır, Panani Kalika, Şehremaneti, Istanbul Municipality, Âşık Razi (Üsküdarlı), Üsküdarlı Âşık Razi, Yorgancı Celil bin Mehmed, Dellak Hafikli Halil, Hallaç Temel bin Hasan, Hristooğlu Vasil, Tersane Zindanı, Dockyard Dungeon, Vasıf Hoca, Vâsıf Hiç, Çatmacı Davud, İskele Meydanı, Pier Square
Tür
Belge
Biçim
Daktilo yazısı, El yazısı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
İstanbul Ansiklopedisi Hırka-Hız bölümü için yazılmış metin. Şemseddin Sâmi'nin "Kamûs-i Türkî" isimli eseri, "Peçevili Tarihi", "Raşid Tarihi", "Cevdet Tarihi", Câbi Said Efendi Vekâyinâmesi, 1965-1970 yılları arasında çıkan bazı gazete haberleri, Murad Çulcu'nun 1970 yılında Tercüman gazetesinde yayınlanan "Hırsızlar Dünyası" isimli yazı dizisi, Ağustos 1864 tarihli Tercemân-ı Ahval gazetesinde yer alan teşhir ilânları ve Üsküdarlı Âşık Râzî'nin manzumesi alıntılanmıştır.
Not
Kâğıt üzerine daktilo. Düzeltmeler tükenmez kalemle yazılmıştır. Metinlerin büyük bır kısmı farklı kâğıtlara yazılarak belgeye yapıştırılmıştır.
Bakınız Notu
Fuhuş, cild 11, sayfa 5861; Mehmed (Yorgancı); Bedesten Soygunu Vak'ası, cild 5, sayfa 2363; En'amı Şerif çalan sekban neferi vak'ası, cild 9, sayfa 5112; Çocuk Hırsız Çeteleri, cild 8, sayfa 4076; Çocuk Hırsızlar, cild 8, sayfa 4082; Gangster, cild 11, sayfa 5982; Yankesici; Dalmış (Ali), cild 8, sayfa 4216; Çölaşan (İsmet), cild 8, sayfa 4113; Deniz Hırsızları, cild 8, sayfa 4446; Dimo (Kalikıratyalı Çiçek), cild 8, sayfa 4593; Ebuzer (Safranbolulu), cild 9, sayfa 4859; Düz (Mustafa), cild 9, sayfa 4833; Dudu Kadın, cild 9, sayfa 4747; Emin (Acem), cild 9, sayfa 5041; Elvend Bey, cild 9, sayfa 5028; Ersiper (Ali Fuad), cild 10, sayfa 5212; Fatma (Fındık), cild 10, sayfa 5571; Davud (Çatmacı), cild 8, sayfa 4280
Bibliyografya Notu
Şemseddin Sâmi, "Kamûs-i Türkî"; Peçevili Tarihi; Râşid Tarihi, 1133=M.1720-1721; Cevdet Tarihi, 1199=M.1786; Câbî Said Efendi, "Vekâyinâme"; Murad Çulcu, "Hırsızlar Dünyası", 1970; Tercümân-ı Ahval, Ağustos 1864; Üsküdarlı Âşık Râzî; Hürriyet gazetesi, Eylül 1963; Cumhuriyet gazetesi, 23 Aralık 1965; Son gazetesi, 25 Ağustos 1966, 18 Eylül 1966, 22 Eylül 1966, 31 Mart 1968; Hürriyet gazetesi, 12 Nisan 1967; Hürriyet gazetesi, 11 Aralık 1969; Tercüman gazetesi, 2 Ocak 1969; Günaydın gazetesi, 1970; Hürriyet gazetesi, 15 Eylül 1970, 3 Temmuz 1971
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.