Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Mehmed (Gülalioğlu) maddesi
MEHMED ( Gülalioğlu ) – Geçen asır başında büyük bir mâcerânın kahramanı olmuş bir delikanlı ;Trabzon âyânı Gül Ali Ağanın tek oğlu idi.Devrin gaddarlığı ve gaasıblığı ile tanınmış vezirlerinden Tayyar Mehmed Paşa 1795 de Trabzon vâlisi oldu,ve orada ilk işlerinden biri,hakkında en küçük bir şikâyet yok iken,bir gün Gül Ali Ağayı yakalatıp paşa konağında boğdurtmak oldu ;İstanbula da :“Rusyalının câsusu idi,hakkından gelindi” diye yazdı.Tayyar Paşanın tasarısı zengin adamın hazînesi ile bütün emlâkini eline geçirmekdi.
Aslında Gül Ali Ağanın bütün serveti,o tarihde bir buçuk iki yaşlarında bulunan tek oğlu ve vârisi Mehmede kalacak,yahud devlet adına müsâdere edilecekdi.Hazînesine ve emlâkine devlet adına el konulursa Tayyar Paşanın hiç bir çıkarı olmayacak idi.Tayyar Paşanın anası da Trabzonluydu,çocuğu evlâd edindi ve Mehmed,babasının kaatilini öz kardeşi bilerek büyütüldü,Tayyar Paşa da,o kardeşlik yolu ile aşırı zengin yetmin vasisi oldu.
Aradan yıllar geçdi.Gül Ali Ağanın oğlu Mehmed 16-17 yaşlarına basdı.Karadeniz yalısı halkının en güzel çizgileriyle dilber bir delikanlı oldu.Hareketli vücud yapısı,serbest ve canlı tavırları ile albenisi olan bir gencdi.
1808 de Osmanlı Devleti Rusya ile harb hâlinde idi.Sadırazam ordunun başında cebhede bulunuyordu.İstanbulda bir yeniçeri...
⇓ Devamını okuyunuz...
MEHMED ( Gülalioğlu ) – Geçen asır başında büyük bir mâcerânın kahramanı olmuş bir delikanlı ;Trabzon âyânı Gül Ali Ağanın tek oğlu idi.Devrin gaddarlığı ve gaasıblığı ile tanınmış vezirlerinden Tayyar Mehmed Paşa 1795 de Trabzon vâlisi oldu,ve orada ilk işlerinden biri,hakkında en küçük bir şikâyet yok iken,bir gün Gül Ali Ağayı yakalatıp paşa konağında boğdurtmak oldu ;İstanbula da :“Rusyalının câsusu idi,hakkından gelindi” diye yazdı.Tayyar Paşanın tasarısı zengin adamın hazînesi ile bütün emlâkini eline geçirmekdi.
Aslında Gül Ali Ağanın bütün serveti,o tarihde bir buçuk iki yaşlarında bulunan tek oğlu ve vârisi Mehmede kalacak,yahud devlet adına müsâdere edilecekdi.Hazînesine ve emlâkine devlet adına el konulursa Tayyar Paşanın hiç bir çıkarı olmayacak idi.Tayyar Paşanın anası da Trabzonluydu,çocuğu evlâd edindi ve Mehmed,babasının kaatilini öz kardeşi bilerek büyütüldü,Tayyar Paşa da,o kardeşlik yolu ile aşırı zengin yetmin vasisi oldu.
Aradan yıllar geçdi.Gül Ali Ağanın oğlu Mehmed 16-17 yaşlarına basdı.Karadeniz yalısı halkının en güzel çizgileriyle dilber bir delikanlı oldu.Hareketli vücud yapısı,serbest ve canlı tavırları ile albenisi olan bir gencdi.
1808 de Osmanlı Devleti Rusya ile harb hâlinde idi.Sadırazam ordunun başında cebhede bulunuyordu.İstanbulda bir yeniçeri ayaklanması sonunda Üçüncü Sultan Selim tahtdan indirilip Dördüncü Mustafa pâdişah olunca,Tayyar Mehmed Paşa İstanbulda sadırazam vekilliğine tayin edildi.
Gaddar adam mânevi kardeşi Mehmedin de vücudunu ortadan kaldırma zamanın geldiğine kanaat getirdi,böyle nüfuzlu bir mevkide bulunurken,Gülalioğlu Mehmedin Trabzondaki emlâkini kesin olarak ele geçirmeliydi.Fakat yaşlı anasının koltuğu altında ve dizinin dibindenki çocuğun yok edilmesi kolay değildi.Mehmed de artık kendisinin kim olduğunu öğrenmişdi.Trabzonda kâhyalar elindeki emlâkinin başına geçmek istiyordu.Güzel delikanlının bilmediği,mâsum babasının Tayyar Paşa tarafından öldürülmüş olmasıydı.
Paşa bir gün kardeşliğini karşısına aldı :
- Mehmed,artık büyüdün..seni Trabzona göndereceğim..var git orada babanın emlâk ve akaarına sahib ol !.. dedi.
Tayyar Paşa Mehmedin Trabzona gönderilmesinde anasını da iknaa etmişdi.Mahrem adamlarından bir bölükbaşısını çağırdı.Her türlü şenaat,habâset ve cinâyeti irtikâb edecek tıynetde bir adamdı,güzel mehmedi o şakiye emânet etti :
-Var bunu Trabzona götür,babasının yerine oturt !.. dedi.
Ve sonra onu bir köşeye çekerek :“Günâhı senin boynuna..” diye ilâve etti.Hemen nakış alan bölükbaşı da :“Merak etme paşam.. ben bu gencin tamam hakkından gelirim..” dedi.
Birkaç gün sonra da güzel delikanlı ile habis bölükbaşı Üsküdara geçip Trabzon niyetiyle atlara bindiler.
Gülalioğlu Mehmed Trabzona nereden gidilir bilmiyordu.Bölükbaşı Trabzon yolu diye Mehmedi Agva Deresinin kenarında ıssız bir yere sokdu.Soyundukdan sonra çıplak gencin üstüne çullandı,gaayet iri yarı canavar gibi adamdı,Mehmedin ağlayarak yalvarmalarına bakmayarak habîsâne tecâvüzle pençelerini küçük delikanlının gırtlağına geçirdi ve boğdu ve çıplak cesedini dereye attı.
Ender rastlanır tesadiflerdendir.Karadenizde seyreden bir fransız tüccar gemisi su almak için Agva Deresi limanına girmişdi,o sırada denizde de bir fırtına kopmuşdu ve fransızlar bir kaç gün Agva Deresinde sığınmak zorunda kalmışlardı. Kaptan da tayfalarına kırlarda avlanmak için izin vermişdi.Dört fransız gemicisi, ellerinde tüfenkler,geminin bir sandalı ile,cinâyetden bir kaç dakika sonra vak'a yerine gelmiş ve dere içinde çıplak ve çok güzel bir delikanlanın yattığı görmüşlerdi.Gülalioğlunun belden aşağısı suya gömülmüş,üst kısmı balçık üzerinde idi,ve Mehmed ölmemişdi.Canavar bölükbaşının pençelerinde sâdece bayılmışdı ve mûcize kabîlinden,balçık sâyesinde derede de boğulmamışdı.
Fransızlar delikanlıyı dereden çıkardılar .Oğlan az sonra kendine geldi ve fransızlar Mehmedi sandala alıp gemilerine götürdüler.Mehmed geminin tercümanı vasıtası ile mâcerasını kaptana anlattı. “..İstanbulda sadırazam vekili olan Tayyar Paşa mânevi kardeşi olduğum halde beni evlâdı gibi sever..bana bu tecâvüzve ihâneti bölükbaşı olacak o alçak adam yapdı..” dedi.
Fransız kaptan Gülalioğluna çok hürmet gösterdi.Tayfar çıplak delikanlıya çamaşır ve esvab verdiler ve Mehmed İstanbula götürülerek kaptanın mufassal raporu ile fransız elçiliğine teslim edildi.
Vay'a önemliydi.Elçi General Sebastiyani fırsatı kaçırmak istemedi.Tayyar Paşaya bir mektub yazdı,bölükbaşısının habîsâne tecâvüzünü anlattıkdan sonra sevgili mânevî kardeşinin fransız gemicileri tarafından kurtarılması ile büyük bir sevinç duyduğunu,ve sefârethânede yanında bulunan Mehmedin,göndereceği adamlara teslim edileceğini bildirdi.
O zamanlar İstanbulda Cezâyir Kesimi esvablar moda idi.General Sebastiyani Gülalioğluna bir kat da Cezayir kesimi esvab aldırtmışdı (B.: Cezayir Kesimi,cild 7,sayfa 3531).
Habis bölükbaşı Agva kırlarından ödünce,mel'anetinin yalnız son safhasını anlatmış,ve Mehmedin esvab ve çamaşırlarını,cinâyetinin delili olarak paşasına vermişdi,o da öylesine memnun olmuşdu ki,işin iç yüzünü bilmeyen bir kaç kişinin önünde :“ Çok şükür bizim Mehmedin vücudu da ortadan kalkdı..” deyivermişdi.Oğlanın ölmediğini elçinin mektubundan öğrenince hem şaşırdı hem ifrite döndü.Mâhud bölükbaşıya beceriksizliğinden ötürü falakaya yatırtıp kıyasıya bir meydan dayağı attırdı. Vak'ayı tercümanın ağzından bütün paşakapusu halkı öğrenmişdi.
Tayyar Paşanın bendegânı arasında Gülalioğlu Mehmedi sevenler de pek çokdur.O mechul dostlar,paşanın oğlanı aldırtmak için göndereceği adamlardan önce Fransız Elçisine koşdular ve iğrenç suikasdın bizzat Tayyar Paşa tarafından tertib edildiğini anlattılar.Elçi de delikanlıyı o adamlarla konuşturdu,hakikati Mehmed ed öğrendi.General Sebastiyani: “Delikanlı..sizi resmen paşaya teslim etmeye mecburum..fakat sefârethâneden kaçar iseniz o meburiyetden kurtulmuş olurum,kaçınız evlâdım..” dedi.
Gülalioğlu Mehmed sefârethâneden kaçdı,doğruca Süleymaniyedeki Ağakapusuna giderek Yeniçeri Ocağının himâyesine sığındı,ve 100.Yeniçeri Ortasına,taburuna nefer yazıldı.Artık Mehmedi ocakdan,Tayyar Paşa değil,pâdişah bile alamazdı.
Güzel Mehmedin mâcerâsını İstanbulda duymayan kalmadı.Halk ve yeniçeriler heyecan ve nefretle ayaklandılar.Bir mâsumun gözgere öldürülmesine aslaa meydan verilemeyeceği kahvehânelerde sohbet konusu oldu.
Yeniçerilerin en azgın devri idi.100.Ortanın en namlı kabadayıları,zorbaları Gülalioğlunu gece ve gündüz yanlarından ayırmadılar,şehirde nümâyişlerle dolaştırdılar. Çarşı,pazar,kahvehâne,han,hamam her götürdükleri yer hınca hınc halk ile doldu,güzel delikanlı İstanbulun en büyük şöhretlerinden biri oldu .
Tayyar Paşanın devrin nüfuzlu Şeyhülislâmı topal Atâullah Efendi ile de yıldızı barışık değildi,Efendi,bu haysiyet kırıcı vak'adan istifâde etti,Dördüncü Sultan Mustafaya anlatarak paşayı azlettirdi.Tayyar Paşa önce Dimetokaya,sonra Hacıoğlupazarına sürgün edildi ve yanı yıl içinde orada idam olundu.
Gülalioğlu Mehmede gelince,Yeniçeri Ocağının kanlı bir şehir muhârebesi ile kaldırıldığı 1826 yılına kadar Trabzondaki emlâkinden gelen parası ile İstanbulda mirasyedi bir yeniçeri nümâyişi ile yaşadı ve 1826 da Vak'ayi Hayriyenin ateş ve kan mahşeri içinde kayboldu?
Reşad Ekrem Koçu,bu mâceryaı “Çingene Sultan” isimli tarihî romanında hakikatden alınmış motifleri arasında kullanmışdır (B.:Esmâ ,İspir Ağa Kızı , cild 9, sayfa 5305).
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Kod
M12A025
Tema
Kişi
Konular
Mehmed (Gülalioğlu), Gülalioğlu Mehmed, Gül Ali Ağa, Trabzon Ayanı, Tayyar Mehmed Paşa, Tayyar Mehmed Pasha, Trabzon Valisi, Governor of Trabzon, Casus, Spy, Miras, Inheritance, Yeniçeri Ayaklanması, Janissary Revolt, Selim III (Sultan), Mustafa IV (Sultan), Üsküdar, Trabzon, Ağva, Ağva Deresi, Ağva Creek, Suç, Crime, Cinayet, Murder, General Sebastiyani, Cezayir kesimi, Algerian Cut, Süleymaniye, Ağa Kapısı, Ağakapısı, Yeniçeri Ocağı, Janissary Corp, Kahvehane, Coffeehouse, Ataullah Efendi (Topal), Ataullah Efendi, Dimetoka, Hacıoğlupazarı, Sürgün, Exile, Vak‘a-i Hayriyye, Çingene Sultan, Esma (İspir Ağa Kızı)
Tür
Belge
Biçim
Daktilo yazısı, El yazısı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
İstanbul Ansiklopedisi Mehmed bölümü için yazılmış metin
Not
Kâğıt üzerine daktilo. Tükenmez kalemle notlar yazılmıştır.
Bakınız Notu
Cezayir Kesimi, cild 7, sayfa 3531; Esma, İspir Ağa Kızı, cild 9, sayfa 5305
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.