1954 yılında Cemal Köseoğlu tarafından Aksaray’da kurulmuştur. Seyirci istiab haddi 1000 kişi olup, 14 kadar memur ve müstahdem çalıştırılmaktadır. 1960 senesine kadar hiç restorasyona tâbi tutulmayan sinema binası, buna rağmen her sene yağlı boya, bad...

Hayatı hakkında en küçük bir bilgi edinemediğimiz bir halk şâiri, takma isim de olabilir; 15,5 X 24 santim eb’adında dört sayfadan ibâret ve “Oku beni” adı altında neşretdiği bir kaç parça risâlenin üstünde saz ve söz sâhibi olarak ismi yazılıdır, faka...

Argo; bir müsekkir (rakı, şarab) ile kendini bilmiyecek hâle gelmiş; yâhud bir uyuşturucu madde ile (Heroin, esrar) kendinden mutlak şekilde geçmiş; misaller: Bir hâneberduş anlatır: — Sarı bugünlerde tutuyor. bende beş kâğıd vardı, benden senden, ben...

1945 ile 1950 arasında İstanbul’un sazlı içkili gazinolarında büyük şöhret yapmış bir okuyucu bayandır; bilhassa halk türküleri okurdu, bu satırların yazıldığı sırada ise, çoktan piyasadan çekilmiş ve unutulmuş bulunuyordu. Hal tercemesi elde edilemedi...

Mâsum ve temiz aşk ve alâka yahud fuluş yolunda kadın ile erkeğin buluşma imkânları ve yerleri, zamanımızda sayılamayacak kadar çokdur. Fakat türk kadınının örtü altında bulunduğu devirde ve bilhassa meşrûtiyetden evvel bir afîfe nigârın, hafif meşreb ...

Ortaköy’de, Ortaköy Deresi Sokağı ile Ortaköy Kuyu Sokağı arasında uzanır; iki araba geçebilecek genişlikde, paket taşı döşenmişdir; Ortaköy Deresi Sokağı tarafından gelindiğine göre, önce hafif bir yokuş olarak başlar, sonra düzleşir; sağ kolda Münasi...

On yedinci asrın ortasında, Dördüncü Sultan Mehmedin pâdişahlığının ikinci yılı olan 1649 da, Üsküdar arasındaki Bulgurlu Dağı (Küçük Çamlıca) eteklerinde, İstanbulda Atmeydanında katliâm edilen kapukulu sipâhilerinin kan dâvâsını göderek İstanbul üzer...

Üsküdar’da İnkılâp Mahallesinin bir kısmının eski adı (B. : İnkılâp Mahallesi).

Üsküdar’da kendi adını taşıyan sokak ile Büyük Hamam sokağı kavuşağı köşesindedir. Hadikatül Cevâmi şu mâlûmatı veriyor: “Bânisinin ismi ve kabri mâlum olmayup küçük evkafda ve Üsküdar avârızı hüccetinde Bulgurlu Mescidi diye yazılmışdır. Karîbinde ol...

Köyün taşıdığı adın höcceti yerinde kıymetli bir eser, ayni zamanda on yedinci asır başının büyük şâiri ve mutesavvifi Şeyh Aziz Mahmud Hüdâî Efendinin bu köy halkına bir hediyesi; yekpâre mermerden bir bulgur dibeği olup 1961 yılı haziranında Bulgurlu...

Köyün çarşı boyu ana caddesi üzerinde Bulgurlu Camiinin hemen yanı başında, 1961 de ilk şeklini hayli değiştirmiş, zemin katı kâgir, üstü ahşab bir binâ idi. 1947 de üç sınıflı bir köy okulu idi, pek yerinde bir karar ile bu okul kapatılmış, Kısıklı - ...

Yakın geçmişe kadar İstanbulun en güzel, parlak köy güreşleri Bulgurluda yapılırdı; Bulgurlu kendi köylüsünden de hatırı sayılır pehlivanlar yetiştirir, çıkarırdı. Güreş yeri, Kısıklı ile Bulgurlu arasında Subhipaşa korusu karşısında, Bamya Tarlası de...

Bulgurlu köyünde Camiin yanında bir tek hamamdır; Bulgurlu civârında bir çilehânesi olan büyük mütasavvif şâir Şeyh Aziz Mahmud Hüdâî Efendi tarafından köylüye bir iyilik olmak üzere hicrî 1027 (M. 1618) de yapdırılmışdır; camekânın dışarı açılan kapıs...

Bulgurlu civârında Yalnızservi denilen mevki yanında büyük taş ocakları idi; Yeniçeri serdengeçdilerinin nezâretinde mîrî hesâbına işletilirdi. Yeniçeri Ocağının bir haşarât yatağı olduğu son devrinde, müverrih Câbi Said Efendi burası için “fuhşiyât ma...

Bulgurlu köyünün iki ulu çınar ile süslü meydancığı kenarında, Bulgurludan Ümrâniyeye giden yolun başında, sol kolda, tahminen 3 metre genişliğinde 9 basamak taş merdivenle inilir, ayazmalar gibi, zemin altı bir çeşmedir. Bir tunç boru lüleden durmadan...

Eski adı ile Bulgurlu Dağı, zamanımızdaki ismi ile Küçük Çamlıca Tepesini ve etrâfını kaplamış kadim büyük bir ormanın bakiyesidir; Kısıklıdan Bulgurluya giderken sağ kola düşer; etrafı duvar ile çevrilmiş, cennet misâli bir yerdir. Yüz ölçüsünü öğren...

Yakın geçmişde Bulgurluda köyün meydancığında, yaşları beş asrı doldurmuş iki ulu çınarın dal kanadları altında yedi kahvehâne vardı; 1961 yılında “Çınar Kahvesi” adı ile bunlardan ancak bir tanesi kalmış bulunuyordu. Asıl kahvehâne, Kısıklıdan gelind...

Sultan Abdülmecid devri sonlarına gelinceye kadar (1839 - 1861) Küçük Çamlıca Tepesinin eski adıdır. Bu hakikat Abdülmecid zamanında İstanbul’a gelmiş ve Küçük Çamlıca’dan İstanbul’un muhteşem panoramasını seyretmiş İngiliz edîbesi Mis Pardo’nun hâtıra...

Bulgurlu Köyünün ana caddesi olan Kısıklı - Dudullu yolu üzerindedir. Hadikatül Cevâmi: “Bânisi Teberdar Mehmed Ağadır, kabri mâlum değildir; minberini Bayram Paşa koymuşdur” diyor. Biz, binâ tâmirler ile şeklini değişdirmiş olabilir, on altıncı asırda...

Esir ticâreti denilen vahşetin kurbanları olup sabî çağlarında Afrikanın bir köşesinden kaldırılıp İstanbul’a getirilmiş ve zamanımızda nesilleri tükenmek üzere olan siyâhî (zenci ve habeşî) bacıların kadim an’anelerinden idi, mayıs ayında bir gün Kâğı...

Kısıklı - Dudullu üzerinde ve Kısıklı’nın pek yakınında kadim bir köy olup, kuruluşunun Bizans devrine kadar gittiği tahmin olunabilir; zamanımızda Kısıklı ile birleşmiş gibiydi ve Kısıklı’nın bir mahallesi olmuşdu. Bulgurlu, İstanbul Ansiklopedisi ad...

Son meyhâne köçeklerinden hıristiyan kıbti bir delikanlıdır, 1874 de Tırnava’da doğmuş, 1894 de yirmi yaşlarında iken İstanbul’da mahbushâne’de öldürülmüşdür. Rush harbinde Bulgaristan istilâya uğradığı zaman, 1876 da henüz iki yaşında bir sabî imiş, z...

1861 de Mehmed Emin Âlî Paşanın üçüncü sadâretinin ilk ayları içinde, İstanbul’da devlet baş mustantiki Mehmed Nazmi Efnedinin huzûrunda tesbit edilmiş bir itirafnâmedir. Asıl adı Gabruvalı İstoykooğlu Mihail olub Bulgar Keşiş Mitrokan adı ile tanılan ...

1946 yılı eylül ayında Bulgraistan’da kırallığın ilgaası ve cumhuriyetin ilânı üzerine çocuk kıral Simeon ile aslında bir İtalyan prensesi olan ana kıraliçe Giovanna, ve kıralın yine çocuk sayılacak ablası Prenses Marie Louise, akrabâ ve sâdık yakınlar...