HÜSNÜ BEY (Yiğitömerpaşazâde Çerkes) – İkinci Sultan Abdülhamid devri sonlarında Üsküdarın kişizâde kabadayılarından ;îrâdı ile geçinir,Nuhkuyusu taraflarında Kaptanın Kahvehânesi denilen ve ekseriyâ ayak takımından genclerin toplandığı bir kahvehânede oturur ,sohbeti çekilir ve cemal âşıkı olarak tanınmış,gaayetle merd ve zehir gibi acı kuvvete sâhib bir adamdı,kabadayılığı da,mazlumu şerîre karşı pir aşkına koruması idi.Karacaahmed Mezarlığı içinde ırz ehli bir kadını tecâvüze kalkan üç bıçaklı adama karşı bir çerkes kamçısı ile pervâsızca yürümüş ,üçünü de yere sermişdi. Uygunsuzlarla dolaşmasından ve aşırı aşırı serkeşliğinden dolayı Haddehâneden tard edilmiş Yunus adında rizeli bir genc bir gece hırsızlık için Çerkes Hüsnü Beyin evine girer ve mabadayının pençesine düşer,önce mükemmel bir dayak yedikden sonra tövbe ve istiğfar ile beyin ayaklarına kapanır,Hüsnü Bey de kaşı gözü yerinde ve eli ayağı düzgün Yunusu hizmetine alır,adam eder,öylesine ki ,o tövbekâr hırsız genc Üsküdarda bir mahalle mescidine imam olur. Aşağıdaki beyitler Âşık Râzinindir : Menem diger nîst diyen bebrü pelenkdir Hüsnü Kuvveti bâzusunun şânına denkdir Hüsnü Yiğitlikle namlıdır anın ceddi ekberi Meydânı muhabbetin odur şimdi hizberi Kaptanın Kahvesidir o arslanın durâğı Anda dilber mühmelân göz ci...

HÜSNÜ BEY (Yiğitömerpaşazâde Çerkes) – İkinci Sultan Abdülhamid devri sonlarında Üsküdarın kişizâde kabadayılarından ;îrâdı ile geçinir,Nuhkuyusu taraflarında Kaptanın Kahvehânesi denilen ve ekseriyâ ayak takımından genclerin toplandığı bir kahvehânede oturur ,sohbeti çekilir ve cemal âşıkı olarak tanınmış,gaayetle merd ve zehir gibi acı kuvvete sâhib bir adamdı,kabadayılığı da,mazlumu şerîre karşı pir aşkına koruması idi.Karacaahmed Mezarlığı içinde ırz ehli bir kadını tecâvüze kalkan üç bıçaklı adama karşı bir çerkes kamçısı ile pervâsızca yürümüş ,üçünü de yere sermişdi. Uygunsuzlarla dolaşmasından ve aşırı aşırı serkeşliğinden dolayı Haddehâneden tard edilmiş Yunus adında rizeli bir genc bir gece hırsızlık için Çerkes Hüsnü Beyin evine girer ve mabadayının pençesine düşer,önce mükemmel bir dayak yedikden sonra tövbe ve istiğfar ile beyin ayaklarına kapanır,Hüsnü Bey de kaşı gözü yerinde ve eli ayağı düzgün Yunusu hizmetine alır,adam eder,öylesine ki ,o tövbekâr hırsız genc Üsküdarda bir mahalle mescidine imam olur. Aşağıdaki beyitler Âşık Râzinindir : Menem diger nîst diyen bebrü pelenkdir Hüsnü Kuvveti bâzusunun şânına denkdir Hüsnü Yiğitlikle namlıdır anın ceddi ekberi Meydânı muhabbetin odur şimdi hizberi Kaptanın Kahvesidir o arslanın durâğı Anda dilber mühmelân göz cilâsı çerâğı Ammâ aslında gel gör güzeller pervânesi Anları cezb eylemiş etvârı merdânesi Sohbetinde letâfet ve hem sâhibi iffet Odur şimdi efendim şeyhi Beni Muhabbet Haddehânenin gülü bir yâri dilkeşi var Şanlı formayı lâbis mellâhı serkeşi var Bir topuklu serenbaz kanca atmış çerkese Baltalı şah işmarı sünbül takar dalfese Seçemem mâvi yaka deryâ mı gökyüzü mü Muşâşa topukları kamaşdırmış gözümü “Yunus” geldi söyledi cevher târihi dilkeş “ Çerkes Hüsnü yar tuttu Tersâneli bir serkeş ” 1235 + 60 (Ye,Nun) = 1295 (M.1878) Râzi bu manzumesinde Haddehâneli Yunusun Haddehâneden mathud matrud ve hırsız oluşundan bahsetmiyor,ve Çerkes Hüsnü Beyin onu bir haddehâneli olarak tanıdığı anlaşılıyor Bibl.: Vâsıf Hiç,not.