Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Hacı maddesi
HACI – “İslâm takviminde tesbit edilmiş ayda(Zilhicce) merâsimi mahsusası ile Mekkede Kâbei Muazzamayı ziyâret etmiş adam,bu unvan (yakın zamana kadar) ekseriya Elhac şeklinde kullanılırdı,ifâi hacdan sonra Medinede Ravzai Mutahharei Risâletpenâhiyi de ziyâret edene Hac-Elharemeyn denilirdi “(Şemseddin Sâmi,Kaamusi Türkî). Sâir dinlerde hac,ve islâmiyetde hac farızası üzerine bilgiler bu ansiklopedinin konusu dışındadır.
Türkcede İstanbul ağzında “Hacı” unvanı üzerine deyimler vardır :
Hacı hacı olmaz gitmekle Mekkeye,dede dede olmaz gitmekle tekkeye.
Hacı hacıyı Mekkede,dede dedeyi tekkede bulur.
Kendi değil,devesi hacı.
Hacı sandık,koltuğunun altından haçı çıkdı.
Hacı Ömer Kâbeden getirmiş,azımı çoğa tutsunlar demiş.
Hacıya tespih alırmısın demişler,ya biz buraya niçin geldik demiş.
Çok hâcıların çıkdı haçı zîri bagalde
(Ziya Paşa,Terkibibend)
Hacı Bayram, Tacı Tehniyesi – Hac dönüşünde hacıların kendi evlerinde tebrik ciyâreti ;”Tehniye” de arabcada tebrik anlamındadır,halk “Bayram” diye gelmişdir.Gelen akrabaya,yakınlara,dostlara Hacı tarafından Mekke taşından yapılmış tesbihler,ve küçük şişeler içinde Zemzem hediye edilir,yine oradan alınmış gümüşden ziynetsiz,bir halkadan ibâret yüzükler verilir.Misâfirlerin üstüne gül suyu serpilir.Yakın geçmişe kadar da hamurdan tavada...
⇓ Devamını okuyunuz...
HACI – “İslâm takviminde tesbit edilmiş ayda(Zilhicce) merâsimi mahsusası ile Mekkede Kâbei Muazzamayı ziyâret etmiş adam,bu unvan (yakın zamana kadar) ekseriya Elhac şeklinde kullanılırdı,ifâi hacdan sonra Medinede Ravzai Mutahharei Risâletpenâhiyi de ziyâret edene Hac-Elharemeyn denilirdi “(Şemseddin Sâmi,Kaamusi Türkî). Sâir dinlerde hac,ve islâmiyetde hac farızası üzerine bilgiler bu ansiklopedinin konusu dışındadır.
Türkcede İstanbul ağzında “Hacı” unvanı üzerine deyimler vardır :
Hacı hacı olmaz gitmekle Mekkeye,dede dede olmaz gitmekle tekkeye.
Hacı hacıyı Mekkede,dede dedeyi tekkede bulur.
Kendi değil,devesi hacı.
Hacı sandık,koltuğunun altından haçı çıkdı.
Hacı Ömer Kâbeden getirmiş,azımı çoğa tutsunlar demiş.
Hacıya tespih alırmısın demişler,ya biz buraya niçin geldik demiş.
Çok hâcıların çıkdı haçı zîri bagalde
(Ziya Paşa,Terkibibend)
Hacı Bayram, Tacı Tehniyesi – Hac dönüşünde hacıların kendi evlerinde tebrik ciyâreti ;”Tehniye” de arabcada tebrik anlamındadır,halk “Bayram” diye gelmişdir.Gelen akrabaya,yakınlara,dostlara Hacı tarafından Mekke taşından yapılmış tesbihler,ve küçük şişeler içinde Zemzem hediye edilir,yine oradan alınmış gümüşden ziynetsiz,bir halkadan ibâret yüzükler verilir.Misâfirlerin üstüne gül suyu serpilir.Yakın geçmişe kadar da hamurdan tavada kızartılmış ve soğdukdan sonra şekere atılmış lokumlar ikram olunurdu ki ona da “Hacı Lokumu” denilirdi.
Hacı Uğurlaması – Zamanımızda hacca uçakla,yahud kaafile hâlinde otobüsler ile gidilmektedir.Birinci cihan harbine kadar da,karadan ve develerle,kervan hâlinde gidilirdi.Hacılar kervanının başında da “Emîrülhac” unvanı ile pâdişah tarafından twyin edilmiş bir zât bulunurdu.Kervan Üsküdardan kalkar ve Bağdad Caddesi üzerinden yola çıkardı.İstanbuldan Üsküdara kayıklarla geçilir,ve hacıları uğurlayan akraba,dost ve yakınları kervanın yanı sıra Bağdad Caddesi üzerinde ve Haydarpaşa Çayırı kenarındaki Ayrılık Çeşmesine kadar giderler ,vedâlaşma orada olurdu; bu vesîle ile orada bir cemiyeti kübrâ toplanırdı(B.:Ayrılık Çeşmesi, cild 3,sayfa 1631).
Hacı Kapularının Yeşile Boyanması – İstanbulda yakın geçmişe kadar devam etmiş bir gelenek idi ;orta tabakadan,bilhassa esnafdan bir kişi hacca gidip sâlimen döndükden sonra evinin sokak kapusu yeşile boyanırdı,ve artık o kapunun yeşil rengi,o ev bir başkasına intikaal edinceye kadar değiştirilmezdi.
Kalender şâir Âşık Râzinin hacı olan dedesinden kalmış Üsküdardaki konağının kapusu da yeşil boyalı imiş,,Râzi şunları yazıyor:
Kimler atladı kimler evimin eşiğinden
Dilberânın gâvuru,çıfıtı ve kıbtisi
Utanmaz mısın derler o kapunun renginden
Bak bir kerre etrâfa var mı senin gibisi
Yârü agyâr bilsinler kapum açık herkese
Kulak asmam haçları koltuğunda nâkese
Mihmânımdır dâimâ mühmel garib dilberan
Hânemiz dârül aman teşrif eden bîkese
Râzi..gillü gişin yok sağlamdır îtikaadın
Riyâkârlar ağzına ne gam düşdü düşdü düşüdye adın
Bir âşıkı sâdıksın nice mühmel güzeli
Erâzilin şerrinden korumuşdur kanadın
Hacı Müjdecileri – Yakın geçmişe kadar hac dönüşünde hacılar kervanı yağmacı arab aşîretlerinin tecâvüzüne uğramadan Şam şehrine geldiğinde,o kervanın başında bulunan ve “Emîrülhac” unvanını taşıyan zâr,yolun İstanbula kadar olan kısmı aremin olduğundan,İstanbula bir müjdeci gönderirdi ;hac müjdecileri,kim olursa olsun pâdişah huzuruna kabul edilirdi,ve müjde karşılığı münâsib bir bahşiş ile sevindirilirdi,meselâ kırk yıl pâdişahlık yapmış Dördüncü Sultan Mehmed,hac müjdecilerine birer kaftan giydirir ve birer avuç altın verirdi.Müjdecinin geldiğini duyanlar ve hacca gitmiş yakınları olanlar da ayrıca kendisini arar,bulur ve hediyelerle taltif ederlerdi.Emîrülhac olan kimseler de İstanbula müjdeci olarak,yardıma muhtac bir adamı seçer yollardı.
Osmanlı Pâdişahlarının Hacca Gitmemesi – Hicaz,Yavuz Sultan Selimin Mısır Seferinde osmanlı ükeleri arasına girdi.İslâmın kılıcını şan ve şevketle kullanmış olan o pâdişah,dönüşünde yolundan azıcık saparak Hicaza gitmedi,hacı olmayı düşünmedi.Kaanunî Sultan Süleyman,islâmın kılıcını arşa aşan o pâdişah,uzun saltanatında on üç defa sefere çıkdı,hattâ en son seferine yaşı yetmişi aşkın olarak gitti,fakat cenk yolarında aylarca at üstünde yürümüş Sultan Süleyman,Gazi unvanına “Hacı” unvanını da eklemeyi düşünmedi.Halife de olmuş bulunan osmanlı pâdişahları,“Sultan” ve “Halife” unvalarına nisbetle “Hacı” unvanını çok yüksek bir mertebe bilmişlerdi,hacı olan bir kimsenin,dünyâ işlerinde üzerlerine en küçük bir hak vebâli almamalıydı almamaları gerekirdi.Kendileri pâdişah idiler,düşmana harb açacaklardı,harblerde kanlar dökülecekdi; idam fermanları vereceklerdi,canlar uçacakdı.O mübârek yerlere gidip yüz sürerek istiğfarda bulunmuş bir hacıya için yakışdıramadıkları içindir ki hacca gitmemişlerdi (M.A.Aynî ,Not).
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Kod
H2A003
Tema
Folklor
Konular
Hacı, Hadji, Müslüman, Muslim, Mekke, Kabe-i Muazzama, Elhac, Medine, Ravza-i Mutahhara, Hac-Elharemeyn, Şemseddin Sami, Kamûs-ı Türkî (Şemseddin Sami), Ziya Paşa, Ziya Pasha, Terkibibend, Hacı Bayramı, Hacı Tenhiyesi, Hacı Lokumu, Gül suyu, Rose water, Hacı uğurlaması, Emirülhac, Üsküdar, Bağdat Caddesi, Bağdad Avenue, Haydarpaşa Çayırı, Haydarpaşa Meadow, Ayrılıkçeşmesi, Âşık Razi (Üsküdarlı), Üsküdarlı Âşık Razi, Hacı Müjdecileri, Mehmed IV (Sultan), Osmanlı padişahları, Ottoman sultans, Hac, Selim I (Sultan), Süleyman I (Sultan), Ayni (Ayintabi)
Tür
Belge
Biçim
Daktilo yazısı, El yazısı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Not
Kâğıt üzerine daktilo. Baskı notları belirtilmiştir. Metnin bir kısmı kâğıda yapıştırılmıştır.
Bakınız Notu
Ayrılık Çeşmesi, cild 3, sayfa 1631
Bibliyografya Notu
Şemseddin Sâmi, "Kamûs-i Türkî"; Ziya Paşa, "Terkibibend"; Âşık Râzi; M. Ayıntablı Aynî, Not
Transliterasyon
Ayrılık Çeşmesi (cild 3, sayfa 1631)
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.