Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Hamam, Hamâmiyeler ve Hamam Destanları maddesi
HAMAM , HAMÂMİYELER VE HAMAM DESTANLARI – Eski divan edebiyatımızda ve halk edebiyatında “Hamam”, bir peştemal ile yarı çıplak müstahdemleri, yahud yine o kılıkda dilber bir müşterisi vesilesi ile bir tasvir,terennüm konusu olmuşdur ;kasîdelere o yılda “Hamâmiye” denilen girizgâhlar yazılmşıdır ki en güzellerinden biri Lâle Devrinin büyük şâiri Nedimin hamâmiyesidir,sadırâzam Nevşehirli İbrahim Paşa şânındaki 72 beyitlik bir kasîdenin girizgâhıdır :
Spîdedem ki olub dî de hâbdan bîdâr
Hurûşa başladı nâgâh serde derdi humâr
Nezâr za'file hammâma doğru azm itdim
Kemer küseste perâkende kûşei destâr
Varub o hâlile hammâma üftü hîz iderek
İdinci kûşei halvetde câygâhi karâr
Ne gördüm âh aman eleman bir âfeti can
Gelüb yanımda güneş gibi oldu lem'a nisâr
Saçı fütâdesinin hâbı gibi pejmürde
Nigâhı âşıkının hâtırı gibi bîmâr
Vücudu ham gümüşden beyaz gülden nerm
Boyu henüz yetişmiş nihalden hemvâr
Kamer hamîresi yahud güneş murabbâsı
Billûr şâh mi ya nahli lu'luu şehvâr
O kaddü had o tenâsüb o gabgab o pistan
O yâlü bâl o temâyül o şîvei güftâr
Tamâmi rengü behâ mû bemû girişmeü nâz
Tamâmi hüsn ü serâpay şu'lei dîdâr
Ve lîk his olunur kim o nâzperverdin
Derûni içre bir enîşe vü bir âteş vâr
Ben ise derd ile kıldım figan ki ah aceb
Nedir iden dilin ol nâz perverin âzâr
Didi o...
⇓ Devamını okuyunuz...
HAMAM , HAMÂMİYELER VE HAMAM DESTANLARI – Eski divan edebiyatımızda ve halk edebiyatında “Hamam”, bir peştemal ile yarı çıplak müstahdemleri, yahud yine o kılıkda dilber bir müşterisi vesilesi ile bir tasvir,terennüm konusu olmuşdur ;kasîdelere o yılda “Hamâmiye” denilen girizgâhlar yazılmşıdır ki en güzellerinden biri Lâle Devrinin büyük şâiri Nedimin hamâmiyesidir,sadırâzam Nevşehirli İbrahim Paşa şânındaki 72 beyitlik bir kasîdenin girizgâhıdır :
Spîdedem ki olub dî de hâbdan bîdâr
Hurûşa başladı nâgâh serde derdi humâr
Nezâr za'file hammâma doğru azm itdim
Kemer küseste perâkende kûşei destâr
Varub o hâlile hammâma üftü hîz iderek
İdinci kûşei halvetde câygâhi karâr
Ne gördüm âh aman eleman bir âfeti can
Gelüb yanımda güneş gibi oldu lem'a nisâr
Saçı fütâdesinin hâbı gibi pejmürde
Nigâhı âşıkının hâtırı gibi bîmâr
Vücudu ham gümüşden beyaz gülden nerm
Boyu henüz yetişmiş nihalden hemvâr
Kamer hamîresi yahud güneş murabbâsı
Billûr şâh mi ya nahli lu'luu şehvâr
O kaddü had o tenâsüb o gabgab o pistan
O yâlü bâl o temâyül o şîvei güftâr
Tamâmi rengü behâ mû bemû girişmeü nâz
Tamâmi hüsn ü serâpay şu'lei dîdâr
Ve lîk his olunur kim o nâzperverdin
Derûni içre bir enîşe vü bir âteş vâr
Ben ise derd ile kıldım figan ki ah aceb
Nedir iden dilin ol nâz perverin âzâr
Didi o dem dili dîvâne her çi bâdâbâd
Bu hâletin iderim andan aslın istifsâr
Cavab lutuf virerse eger zehî devlet
Zehî saadet eger kim iderse de âzâr
Hemen hitâb idüb ey âfitâbı nâz didim
Ki ey fedâ o siyeh zülfe nâfei tâtâr
Gümüşden âyineler gibi sâf iken sînen
Sezâ mıdır ki ola böyle pâymâli gubâr
Cihânı etmiş iken hayretin zebun ya seni
Kim etti böyle serendâzı hayretü efkâr
Nedir aceb sebebi hayretin nedir derdin
Kemâli lutf ile kıl kemînene ihbâr
İşitti çünki sözüm ol güli hadîkal nâz
Derûni sîneden âh eyleyüb çü bülbüli zâr
Didi ki âh süâl itme derdi pinhânım
Dilfikârıma zahm urma sen de diger bâr
Dilimle uğradığım kayde ben bu âlemde
Ne bülbül uğradı ne tûtii şeker güftâr
Karârın aldı dilim bir garib dağdaga kim
İlâcı güç gami müşkil tegaafüli düşvâr
Bu şeb bir âfetin ibrâmı ile meclisde
Çekilmişdi bir iki piyâlei serşâr
Tamam neş'eler ittikde mihr gibi tülû'
Miyânı meclise nukl oldu sohbeti eş'âr
Nedîm nâmına bir şâiri cihan varmış
Kemendi zülfüme düşsün ilâhi ol ayyâr
Bir iki beytin anın keyfe mattafak nâgâh
Bir ehli dil okuyub itti bir dahi tekrâr
Şu rütbe itti eser bana ol edâyi selîs
Ki tab'ı şûhim olub çâksâzi ceybi karâr
Yemin idüb kılıcam kabzasına nezrettim
Bulub Nedîmi iki bûse eyleyim îsâr
Bu kerre şimdi belâ bunda hânesin bilmem
Ki azm idüb olam îfâyi nezre hâhişkâr
Tutalım ârayarak bulmuşum anı ammâ
Kabul kılmayub eylerse nezrim istihkaar
Hicb mâni olursa ya nâz iderse yâhud
İderse zühd satub sûreti riyâ izhâr
Nice çıkam acabâ uhdesinden ol nezrin
Kalur mu âh benim gerdenimde yoksa bu bâr
Kaçan ki bu sözü gûş itti dil kalub hîhûş
Kemâli hayret ile hem çü sûreti dîvâr
Didim ki ey güli nevhîzi nâzü işve sana
Fedâ Nedim gibi bendeler hezâr hezâr
Ne gûne sihr idi âyâ o beyti pür te'sîr
Ki bir senin gibi serkeş perîyi kıldı şikâr
Didi ki bir iki beytülkasîde ki olmuş
Anınla hazreti sadri güzîne müdhatkâr
.......................
Bu otuzbeş beyiti zamanımızın diliyle bir kaç satırda toplayalım :Nedim sarhoşdur,sabahleyin erkenden kalkar,açılmak için hamama gider ve bir halvet köşesinde oturur,yanına çok güzel delikanlı gelir,ama yüzünden kederli olduğu bellidir,Nedim ona derdini sorar.Delikanlı : - Geçen gece bir işret meclisinde şâir Nedimin bir iki beyiti okundu,çok beğendim,kelecemen kabzasına yemin ederek Nedime iki öpücük vermeyi nezrettim,ama evini bilmem,hadi öğrendim,gittim diyeyim,ya utanır yahud da nazlanır beni öpmezse,,yahud riyâkârlıklasofuluk taslarsa,ben bu nezrin yükü altında nasıl karkarım..der.Nedim de : - Senin gibi güzele Nedim gibi binler binlerce âşık fedâ olsun,neymiş o beyitler...diye sorunca delikanlı sadırazam İbrahim Paşa şânında bir kasîde olduğunu söyler..ve şâir bu girizgâh ile kasîdesine başlar.
Enderunlu Fâzıl Bey de (ölümü 1810 ;B.:Fâzıl Bey,Enderunlu,cild 10,sayfa 5589) Nedimi taklid ederek,hâmilerinden Valdesultan Kethüdâsı Yusuf Ağa için yazdığı bir “Kasîdei Şitâiye” ye bir hamam tasviri,“Hamâmiye” ile giriyor :
....................................
Külhenî hâlet ile vâsıl olub hammâme
İdicek küşei tâbâveri halvetde huzûr
Âlemi âhare düşmüş gibi gûyâ ande
Başkadır gerdişi ruznamçei eyyâmü şuhür
Ande ol rûhi mücerred gibi her bir dellâk
Âh o gerdan o beyaz sîne o sâki bullûr
Dâri cennetde olurmuş bilirüz hûriyan
Niçün ol nâri cahîm içre gezer zümrei hûr
Teni bîzârıma geldi birisi dest urdu
Dili bîmâre didi tîri nigehi destûr
Cismi uryânı görünür serâpâ görünür şu'lei nûr
Peştemâli siyehi bir şebi târü dîcûr
Gamze âteş ruhi âteş teni pâki âteş
Penbei tende o âteş nice olmuş mestûr
Elini cismime sürdükce siyeh kîsesi kir
Âteşinden yedi nermîni olurmuş rencûr
Tâs ile sanma ki beyhûde döker bâşıma âb
Âteşi sînemin itfâsını ister o gayyûr
Dihenin açmış ayâğındaki na'lîni meğer
Pâyi billûrunu bûs itmeğe olmuş mecbûr
Nahli nâzım o tecellîde iderdi secde
Cebeli tûr gibi durmasa kâfir nâtûr
.........................
Kalender meşreb halk şâirleri de İstanbul hamamları üzerinde destanlar yazmışdır ;bu destanların çoğunda bir hamamın müstahdemleri,dellâk ve bâzan da onlarla birlikde natırları övülmüşdür ;o gencleri öven kıt'alar arasına da bâzan hamamı da târif eden ve istisnâsız temizliğinden bahseden kıt'alar konmuşdur. Destanların bir kısmı da,tâmir dolayısı ile bir müddet kapalı kalmış bir hamamın açıldığı halka bildirme yolunda bir halk şâirine hamamcı tarafından yazdırtılmış,ve o vesile ile hamamın temizliği ve eşyâca mükemmelliği,müstakdemler de işlerinin eri olmakla övülmüşlerdir.
Birkaç destandan örnek kıt'alar alıyoruz :
Tophânede Kılıçalipaşa Hamamı
Geçen asır başlarında Çardak Kolluğu çorbacısı Galatalı Hüseyin Ağa tarafından yazılmışdır(B.: Hüseyin Ağa,Galatalı ;Kılıçalipaşa Hamamı); 45 kıt'alık destanın 8 kıt'ası hamamı tarif eder :
Yazayım buraya bir hamamnâme
Şânına lâyık koca kaptâne
Halveti beş aded kurna kırk dâne
Ön mahbub dellâki düşüyor pek az
Sağ ile solda çifte kapusu
Souğluk ikidir bir de kuyusu
Ayak yollarının yokdur kokusu
Her taraf ak mermer kardan da beyaz
Göbektaşı sankim bir koca alan
İkiyüz can alur sanmayın yalan
Kimisi sayyad kimisi ceylân
Hâcegî çelebi pırpırı şehbaz
Topculara mahsus halvetin biri
Ande gör cennetden kaçmış ejderi
Yıkar çavuşunu tâze neferi
On iki ay içre bahar ile yaz
Anın yanındadır Sofalı Halvet
Erbâbı maarif andedir elbet
Muhabbetden yana bolluk bereket
Hüner meydanında cümlesi cambaz
Sıcak Halvet küçük iki kurnalı
Dört nefer can alur iki sıralı
İkisinde sakal bıyık kınalı
Suhtegâne mahsus çömezi palaz
İçinde vurulmuş bir delikanlı
Peremecilerden pek namlı şanlı
Mestan Şah Halveti demişler kanlı
İkiyüz yirmiyi duvarına yaz
Soğuk Halvet dirler sol kapu başı
Suyu ılıcadır serindir taşı
Sorma kim andaki olan yoldaşı
Sultan Sebüktekin nedîmi Ayaz
Soğukçeşmede Şengül Hamamı
Yine Galatalı Hüseyin Ağanın 39 kıt'alık bir destanıdır,yalnız 3 kıt'ası hamamdan bahseder :
Kapudan girince Dolablı Sofa
Havlu peştemaller dizilmiş rafa
Câmekânı vardır sağdan tarafa
Hepsinden bir parça yaz azar azar
Dellâk selâm verir buyurun ağam
Size mahsus bugün bu güzel hamam
Çimşir nalın ipek futalar tamam
Dellâki seçmeye atarsın bir zar
Merdiven başında karşılar Ârif
Bir tâze naturdur gaayetle zarif
Evvelâ biz anı idelim târif
Tepeden tırnağa atfedüb nazar
Fındıklıda Mollaçelebi hamamı
Bu hamam için,geçen asır sonlarında orada külhancılık etmiş Âşık Veysel adında birinin 45 beyitlik ve detsan havasında bir hamâmiyesi vardır(B.:Fındıklı Hamamı ,cild 10 , sayfa 5752 ).Aynen alıyoruz :
Molla Çelbinin kebir hamamı
Fındıklı beldesin tutmuşdur nâmı
Câmekânı var ki Kasri Havernak
Gayri germâbede yokdur bu revnak
Ricâlü kibar hem eclâfü avam
Ayru peykelerde görürler ikram
Hâneberduş varsa buyur iderler
Beyim ağam dirler efendim dirler
Sinmişdir hamama molla nefesi
Melîhüssîmâdır hüddâmın hepsi
Fındıkcı gerekdir Fındıklı şûhi
Hele ol şuhlerin dellâk gürûhi
Takvîmi hicretde üçyüz on sâli
Tescil eyledim gör tasvir misâli
Soyunmuş hizmete aşk u şevk ile
On iki neferi getirem dile
İkisi naturdur on dellâki pâk
Cümlesi iş eri çâbikü çâlâ
Sen növbet Hafikli dellâk Pir Halil
Posbıyık aksakal müheykel tavil
Siyehçede kara bıyıklı Veli
O dahi bâlâ kad ve hem Hafikli
Zeberdest fetâlar dört nefer tâze
Kaddi şimşad ile gümüş endâze
Kara Ferhad ile Kara Mustafa
Canla başla hizmet onlara safâ
Kara Mehmed ile Kara Zülfikar
Anlar da Hafikli sâhibi vekar
Aşk ile şevk ile dökerler teri
Hizmetinden memnun cümle müşteri
Yüz akı hamamın bu dört karalar
Nâzikâne türlü diller paralar
Mürâhik Topuklu Küçük Mustafa
Dellâkân içinde nûri musaffâ
Levendâne şöyle salınsa şehbaz
Bir kîse bahşişi adımına az
Halvete asdıkda edeb perdesi
Kafesde kanarya misâli sesi
Tokatlıdır şâhım o kaddi şimşâd
Müşterisin ider hizmetle dilşâd
Üç neferi dahi tâze civandır
Desteye güreşir üç pehlivandır
Biri Tokatlıdır Samurkaş Ömer
Nâmı lâtifiyle tescîle değer
Biri Sülemandır Sivâsî dilber
Geysûdar eşbehim misâli hizber
Biri dahi nazlı şehrî Dilâver
Paşaya vezire o şâhım yâver
İki neferdir ki natur uşaklar
Fûteleri üzre sarmış kuşaklar
Halil ile Kerim başlarda alfes
Yusuf su dökemez ayağına pes
Halil Hafiflidir Kerim de şehrî
Bir Mısır haracı değer her biri
Biri gazanferdir birisi pelenk
Kâküli hoşbûeler serinde çelenk
Pâ bürehne çâlâk nîm uryan fetâ
Kıl kadar aybı yok hem kusur hâtâ
Gelelim hamamın târif bâbına
Şifa sinmiş elhak lâtif âbına
Cümlenin bildiği üstâdı anın
Mimar Sinandır Süleyman Hanın
Yek nazarda iyan üstad eseri
Lebi deryâdedir dilküşâ yeri
Hem letâfet üzre hem de metânet
Âteşi kazâdan Rabbe emânet
Zîrâki yanmışdı sahni câmekân
Haşebî inşâya buldular imkân
Ammâ ki gaayetle dilnişin olmuş
Hamâmı dilküşâ revnakin bulmuş
Soğukluk gaayetle müferrih rûşen
Safâsın görende reşk ider gülşen
Dört köşede halvet cennet misâli
Herbirinin vardır bir gül cemâli
Çekdikde naz ile fûte bâbına
Hizmet ider bakub fal kitâbına
Üç sofa her biri gaayet dilküşâ
Ehli dil uşşâka bir hoş temâşâ
Ey yârânı safâ râhim yoldaşı
Pâzârı hüsündür gör göbektaşı
Okunur Meşâki Uşşâk kitâbı
Cem olub güzeller ilim erbâbı
Sorarsan gedâ Âşık Veyseli
Külhen nişin garib mecnun çilleli
Yanar çıplakların âteşine pîr
Ne yâreye merhem ne derde tedbir
Nakşi kademi yâr bâşında tâcı
Melekülmevtdedir anın ilâcı
Bu Hamamnâmemiz okuyan yârân
Veyseli Rahmetle analar heman
Üsküdarda Eski Hamam
Geçen asır sonlarında yaşamış Üsküdarlı Âşık Râzi bu hamamda çalışmış Haffikli Mustafa adında bir dellâk için yazdığı manzumed 4 kıt'alık manzumede bu hamamın adını kaydediyor(B.: Eski Hamam,cild 10,sayfa 5285).
Geçen asır sonlarında gördüğü bir tâmir üzerine de iki kıt'alık bir tarih manzumesi vardır :
Üsküdar Beldesinin âbi rûyi bu hamam
Çamaşırı bisâtı âlâdan âlâ tamam
Bâdettâmir küşâdı halka edilsin îlâm
Buyurunuz efendim açıldı Eski Hamam
Dilküşâ binâ ile suyundaki şifâyı
Mimârı üstâdâne elhak eylemiş te'lîf
Geldi bir Dellâki Pâk nakşeyledi târihin
“ Eski Hamam bu sene tâmir oldu pek lâtîf ”
1225 + 78(Dellâki Pâk)=1303(M.1885-1886)
Üsküdarda Çinili Hamam
Bu hamam için Çağdaş bir halk şâiri Tevfik Karkan bu hamamda çalışmış Dadaylı Tâhir adında bir dellâk için yazdığı 4 kıt'alık manzumede bu hamamın adını kaydediyor(B.:Çinili Hamam,cild 7,sayfa 4011).
Zeyrekde Çinili Hamam
Bu hamam için,adını tesbit edemediğimiz bir halk şâri tarafından,geçen asır sonlarında hamamın tamiri münâ ebeti ile 14 beyitlik destan havasında bir hamamiye yazılmışdır(B.: Çinili Hamam,cild 7,sayfa 4014). Buraya da son iki beytini alıyoruz :
BarbarosHayreddin Gaazi vakfıdır
Olmuşdu harîki kebirde ihrâk
Bu kerre Ali Bey tecdîden tâmir
Eyleyüb nâmını ibkaa kıldı bak
Bu hamamın içinde,mâvi zemin üzerine beyaz ile ve tâlik hatla yazılmış çinilerde iki kıt'alık bir farsca bir hamâmiye vardır.Buraya bir kıt'asını alıyoruz,tercemesi Ord.Prof.Ali Nihad Tarlan tarafından lütfedilmişdir :
Sifîdee-dem ki şod ez hâne azmi hammâmeş
Hezâr dilşode şod hâki reh be-her kâmeş
Teneş ço nukrei hâm-ü merâ be müflisi ûr
Girifte kîse be-kef behr-i nukrei hâmeş
(Tercemesi : Sabah vakti evinden hamama gittiğinde her adımında binlerce âşık onun yol (ayağı) toprağı olmşudur.Onun teni gümüş gibi,ben müflis çıplak da onun o ham gümüş gibi teni için eline kese almış).
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Kod
H13B005
Tema
Folklor
Konular
Hamam, Hammam, Bathhouse, Hamamiyeler ve hamam destanları, Hamamiye and hammam epopees, Nedim (Şair), Nedim (Poet), İbrahim Paşa (Sadrazam Nevşehirli), Sadrazam Nevşehirli İbrahim Paşa, Enderunlu Fazıl Bey, Valdesultan Kethüdası Yusuf Ağa, Kaside-i Şitaiye, Tophane, Kılıç Ali Paşa Hamamı, Kılıç Ali Pasha Hammam, Kılıç Ali Pasha Bathhouse, Hüseyin Ağa (Galatalı), Galatalı Hüseyin Ağa, Soğukçeşme, Şengül Hamamı, Şengül Hammam, Şengül Bathhouse, Fındıklı, Mollaçelebi Hamamı, Mollaçelebi Hammam, Mollaçelebi Bathhouse, Âşık Veysel, Üsküdar, Eski Hamam, Old hammam, Old bathhouse, Üsküdarlı Âşık Razi, Âşık Razi (Üsküdarlı), Çinili Hamam, Çinili Hammam, Çinili Bathhouse, Tevfik Karkan, Zeyrek, Ord. Prof. Ali Nihah Tarlan
Tür
Belge
Biçim
Daktilo yazısı, El yazısı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
İstanbul Ansiklopedisi Hamam bölümü için yazılmış metin. Nedim'in kasidesinden beyitler, Enderunlu Fazıl Bey'in Kasîde-i Şitâiye isimli kasidesinin hamâmiye bölümü, Galatalı Hüseyin Ağa'nın kıtaları, Âşık Veysel'in beyitleri, Üsküdarlı Âşık Râzi'nin manzumesi, Çinili Hamamın içindeki hamâmiye ve Ord. Prof. Ali Nihat Tarlan'ın çevirisi alıntılanmıştır.
Not
Kâğıt üzerine daktilo. Beyitlerin bir kısmı belgeye yapıştırılmıştır. Düzeltmeler ve baskı notları tükenmez kalemle yazılmıştır. Madde numarası ve sayfa numarası belirtilmiştir.
Bakınız Notu
Fazıl Bey (Enderunlu), cild 10, sayfa 5589; Hüseyin Ağa (Galatalı); Kılıçalipaşa Hamamı; Fındıklı Hamamı, cild 10, sayfa 5752; Eski Hamam, cild 10, sayfa 5285; Çinili Hamam, cild 7, ss 4011-4014
Bibliyografya Notu
Nedim; Enderunlu Fazıl Bey, "Kasîde-i Şitâiye, Hamamiye"; Galatalı Hüseyin Ağa; Âşık Veysel; Üsküdarlı Âşık Râzi; Ord. Prof. Ali Nihat Tarlan
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.