Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
CEBKEN
Zamanımızın ceketi yerinde askere, esnafa, rencbere mahsus eski bir erkek esvabının adı; gömlek üstüne giyilir, giyenin yaşına, ictimaî mevkiine, mesleğine göre altında uzun paçalı çağşır, yâhud kısa paçalı diz çağşırı, veya potur giyilirdi. Yakası düz kesim, önü düz veya çaprast, eteği kısa, ancak bele kadar inerdi, ve kolları uzundu. Yaşlıların cebkenleri siyah veya kahve rengi, genclerin de al ve mâvi renkli kumaşdan kesilir, giyenin varlığına göre, yaka ve kol kenarları, önleri, etek köşeleri ipekle, sırma ile işlenir, süslenirdi. Eteğinin kısa oluşu, altından bele sarılmış kuşağın görünmesi, vücudu olduğundan uzun gösterir, giyende de civeleklik varsa, hakikaten güzel bir üstlük idi; hele bir şehbaz delikanlı vücudunda ve kısa diz çağşırı üstünde, baldırlarda aynı kumaşdan işlemeli tozluklar, yalın ayakda kırmızı sahtiyandan filârlarla gaayetle yakışık alırdı. Bâzı zevk sâhibi zenginler, kapularındaki genc uşaklarına sırmalı cebkenler giydirerek akran ve emsâli arasında nümayişden ayrıca haz duyarlardı.
Aşağıdaki şarkı geçen asır başlarında Eski Zağralı büyük çiftci ve gülyağcı Emin Paşazâde Şevket Beyin kâtibliğini yapmış Hoca Tahsin Efendinindir:
Gezdim İstanbul’u körfezli koylu
Seçdiğim oynaşım bir yalıboylu
Deryâlar fethetmiş Cezayir soylu
Al çuha cebkenli yâr fida...
⇓ Devamını okuyunuz...
Zamanımızın ceketi yerinde askere, esnafa, rencbere mahsus eski bir erkek esvabının adı; gömlek üstüne giyilir, giyenin yaşına, ictimaî mevkiine, mesleğine göre altında uzun paçalı çağşır, yâhud kısa paçalı diz çağşırı, veya potur giyilirdi. Yakası düz kesim, önü düz veya çaprast, eteği kısa, ancak bele kadar inerdi, ve kolları uzundu. Yaşlıların cebkenleri siyah veya kahve rengi, genclerin de al ve mâvi renkli kumaşdan kesilir, giyenin varlığına göre, yaka ve kol kenarları, önleri, etek köşeleri ipekle, sırma ile işlenir, süslenirdi. Eteğinin kısa oluşu, altından bele sarılmış kuşağın görünmesi, vücudu olduğundan uzun gösterir, giyende de civeleklik varsa, hakikaten güzel bir üstlük idi; hele bir şehbaz delikanlı vücudunda ve kısa diz çağşırı üstünde, baldırlarda aynı kumaşdan işlemeli tozluklar, yalın ayakda kırmızı sahtiyandan filârlarla gaayetle yakışık alırdı. Bâzı zevk sâhibi zenginler, kapularındaki genc uşaklarına sırmalı cebkenler giydirerek akran ve emsâli arasında nümayişden ayrıca haz duyarlardı.
Aşağıdaki şarkı geçen asır başlarında Eski Zağralı büyük çiftci ve gülyağcı Emin Paşazâde Şevket Beyin kâtibliğini yapmış Hoca Tahsin Efendinindir:
Gezdim İstanbul’u körfezli koylu
Seçdiğim oynaşım bir yalıboylu
Deryâlar fethetmiş Cezayir soylu
Al çuha cebkenli yâr fidan boylu
Yüzünün vasfında kalem titriyor
Şehbazım cennetden kaçmışdır diyor
Gül dalında gonce açmışdır diyor
Al çuha cebkenli yâr fidan boylu
Külâhdaki yazma Kandilli işi
Oyası biberle karanfil dişi
Pek yaraşır kaş üstüne iğişi
Al çuha cebkenli yâr fidan boylu
Alnı akıtmalı sırma kâkülü
Ensesi bir tutam samur püsküllü
Kulağı çiçekli sünbüllü güllü
Al çuha cebkenli yâr fidan boylu
Samur kaşlar olmuş alın yazısı
Güzellik berâtının yalın yazısı
Şekerin pekmezin balın yazısı
Al çuha cebkenli yâr fidan boylu
Kirpikleri selâniğin oyası
Has mâvidir gözlerinin boyası
Hûri güman anasıyla babası
Al çuha cebkenli yâr fidan boylu
Topuğu penbedir gül kokuyor gül
Kalem parmakları bir koçan sünbül
Gümüş nalçasının sesidir bülbül
Al çuha cebkenli yâr fidan boylu.
Yeniçerilik devrinde İstanbul’un yaşlanmış nâzenin yosma hanımları tâze civanla gönül eylemek için, ya çıplak ayaklarının adımına altın sayarak, yahud yollarına hasnâ ve müsnâ câriyeler çıkararak yeniçeriği civeleği, bıyıkları yeni terlemiş acemi kolluk neferi, kaşı gözü yerinde, eli ayağı düzün fırın uşağı, kayıkcı şehbazı, şekerci, gözlemeci, helvacı çırağı, hallac, yorgancı, terlikci gibi yalın ayaklı ve yalın ayakları yarım pabuçlu bir toy ve dilber oğlanı, yahud bıçkın kırması avlatır ve onu, zamanımızın tâbiri ile bir jigolo olarak sînei muhabbetine çekerdi; ilk işlerinden biri de alımlı çalımlı şehbazının kılık kıyâfetini düzmek, delikanlıya en âlâ çuhadan bir kat esvab kesdirmek, bu arada oğlanın sırtına sırma işlemeli bir cebken giydirmek olurdu. Meddah masallarımız bu sahelerin tasvirleri ile doludur.
Şâir Enderunlu Vâsıf da bir şarkısında bir mahbub nevcivana şöyle hitâb ediyor:
Eskirse bana haber yollama cebken kadifen
Şimdengeru geçmez bana hiç nâzü lâtifen
Zâhir iderim gayr ile ülfet ne vazifen
Küsdüm sana ben nafile yalvarma barışmam
Cebken
(Resim : B. Cantok)
Yosma hanımının elinden sırmalı cebkenini giyerek süslenen yalın ayaklı şehbaz:
“İspirağa kızı Esma ile Yamak Temel” (R. E. Koçu, İstanbul Yosmaları”.
(Resim : Sabiha Bozcalı)
Tema
Folklor
Emeği Geçen
B. Cantok, Sabiha Bozcalı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM060725
Tema
Folklor
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Emeği Geçen
B. Cantok, Sabiha Bozcalı
Tanım
Cilt 6, sayfalar 3411-3413
Not
Görsel: cilt 6, sayfalar 3411, 3412
Tema
Folklor
Emeği Geçen
B. Cantok, Sabiha Bozcalı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.