Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
CAMİ
Aslı arabca “cemi” toplanma kökünden isim cem eden, toplayan, bir araya getiren müslümanların ibâdet için toplandıkları, yer, camiin mescidden farkı, içinde hutbe için minber bulunması, her camide muhakkak cuma namazı kılındığıdır; fakat İstanbul’da ne kadar mescid varsa zamanı ile hemen hepsine minber konmuşdur.
İstanbul camilerini dilimizde bir beyit içinde en güzel toplayıp tasvir eden şâir Abdülhak Hâmid Tarhan olmuşdur.
Görmez mi çeşmi ibretiniz nûru câmii
İstanbul’un nedir o selâtin cevâmii!...
İstanbul ağzında cami ismi ile darbı meseller vardır; devlet idâresi mesuliyetini taşıyanların aydın hakikatlere karşı kaskatı, kör inadını anlatmak için: “Cami ne kadar büyük olursa olsun imam bildiğini okur”; iyinin, güzelin, üstün kıymetin dâimâ tercih edileceğini ifâde yolunda: “Cami dururken mescidde namaz kılınmaz”; çağı geçdiği halde eski güzelliğinin câzibesini hâlâ muhafaza eden dilberle şânında: “Cami yıkılmış ise de mihrab yerinde”; divan edebiyatında bilhassa hat’âver, yüzleri yeni yeni tüylenmiş civanlar sânında kullanılır:
Hatâver olsa da ebrûsidir perestişgâh
Yıkılsa camii hüsni yerindedir mihrâb...
(Sünbülzâde Vehbi)
Gördüm ol şahı
Günün birinde
Câmi yıkılmış
Mihrab yerinde
Sûrei Yûsuf
Gubâri hatle
Fermânı kazâ
Sarmışız katle
Çerâğı hüsnü
Nûri alâ nûr...
⇓ Devamını okuyunuz...
Aslı arabca “cemi” toplanma kökünden isim cem eden, toplayan, bir araya getiren müslümanların ibâdet için toplandıkları, yer, camiin mescidden farkı, içinde hutbe için minber bulunması, her camide muhakkak cuma namazı kılındığıdır; fakat İstanbul’da ne kadar mescid varsa zamanı ile hemen hepsine minber konmuşdur.
İstanbul camilerini dilimizde bir beyit içinde en güzel toplayıp tasvir eden şâir Abdülhak Hâmid Tarhan olmuşdur.
Görmez mi çeşmi ibretiniz nûru câmii
İstanbul’un nedir o selâtin cevâmii!...
İstanbul ağzında cami ismi ile darbı meseller vardır; devlet idâresi mesuliyetini taşıyanların aydın hakikatlere karşı kaskatı, kör inadını anlatmak için: “Cami ne kadar büyük olursa olsun imam bildiğini okur”; iyinin, güzelin, üstün kıymetin dâimâ tercih edileceğini ifâde yolunda: “Cami dururken mescidde namaz kılınmaz”; çağı geçdiği halde eski güzelliğinin câzibesini hâlâ muhafaza eden dilberle şânında: “Cami yıkılmış ise de mihrab yerinde”; divan edebiyatında bilhassa hat’âver, yüzleri yeni yeni tüylenmiş civanlar sânında kullanılır:
Hatâver olsa da ebrûsidir perestişgâh
Yıkılsa camii hüsni yerindedir mihrâb...
(Sünbülzâde Vehbi)
Gördüm ol şahı
Günün birinde
Câmi yıkılmış
Mihrab yerinde
Sûrei Yûsuf
Gubâri hatle
Fermânı kazâ
Sarmışız katle
Çerâğı hüsnü
Nûri alâ nûr
Ebrûde va’di
Vaslı okunur
Pâyi billûri
Uşşâka mihrab
Cebinin koy gel
Ey hâneharâb
(Ali Çamiç)
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM060600
Tema
Diğer
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 6, sayfa 3352
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.