Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BAYRAM BAHŞİŞİ (Tulumbacılara)
Semt, mahalle sandıkları tulumbacılarının kendi semtleri, mahallelerindeki evleri bayram sabahları kapu kapu dolaşarak bayram bahşişi toplamaları İstanbula has, yer yüzünde başka yerde görülmeyen bir sahne, tulumbacılık hayatında da, yılda ancak iki defa, cümbüşlü bir nümâyiş idi.
Adamlık esvablarını giyerek çifte nekkaare, klarinet ve darbuka gibi bir çalgı ile kapuları dolaşırlardı. Bahşiş ya fenerin, yahud borunun içine toplanırdı (B.: Tulumbacılar; Fener, fenerci; Boru, borucu). Boruya toplanacak ise su fışkırtan ucu tıkanır, para, borunun hortuma geçen ağızdan atılırdı. toplanan para da koğuşda paylaşılırdı.
Türk dostu Fransız edîbi Pierre Loti İstanbula geldiğinde Fethiye Camii civarında Birinci Dâiresi Belediye Tulumbası Reisi olan zâtin evinde de bir iki gece misâfir olurmuş, bu tulumbacı ile dostuğu pek eski, genç bir bahriye zâbiti olarak İstanbula ilk gelişinden imiş. Bir misafirliği bayrama rastlamış, Fethiyeliler de sabahleyin bahşişe gelmişler. Lotinin misafir olduğunu bilen polisler, edîbi rahatsız etmemeleri için tulumbacıları önlemişler, o evin bulunduğu sokağa sokmak istememişler, küçük bir çekişme olmuş, Loti de bunu pencereden görmüş, mutevâzı bir İstanbul Efendisinin ev kıyâfeti ile, başında takkesi, sırtında patiska gecelik entârisi, çıplak ayaklarında şıpıt...
⇓ Devamını okuyunuz...
Semt, mahalle sandıkları tulumbacılarının kendi semtleri, mahallelerindeki evleri bayram sabahları kapu kapu dolaşarak bayram bahşişi toplamaları İstanbula has, yer yüzünde başka yerde görülmeyen bir sahne, tulumbacılık hayatında da, yılda ancak iki defa, cümbüşlü bir nümâyiş idi.
Adamlık esvablarını giyerek çifte nekkaare, klarinet ve darbuka gibi bir çalgı ile kapuları dolaşırlardı. Bahşiş ya fenerin, yahud borunun içine toplanırdı (B.: Tulumbacılar; Fener, fenerci; Boru, borucu). Boruya toplanacak ise su fışkırtan ucu tıkanır, para, borunun hortuma geçen ağızdan atılırdı. toplanan para da koğuşda paylaşılırdı.
Türk dostu Fransız edîbi Pierre Loti İstanbula geldiğinde Fethiye Camii civarında Birinci Dâiresi Belediye Tulumbası Reisi olan zâtin evinde de bir iki gece misâfir olurmuş, bu tulumbacı ile dostuğu pek eski, genç bir bahriye zâbiti olarak İstanbula ilk gelişinden imiş. Bir misafirliği bayrama rastlamış, Fethiyeliler de sabahleyin bahşişe gelmişler. Lotinin misafir olduğunu bilen polisler, edîbi rahatsız etmemeleri için tulumbacıları önlemişler, o evin bulunduğu sokağa sokmak istememişler, küçük bir çekişme olmuş, Loti de bunu pencereden görmüş, mutevâzı bir İstanbul Efendisinin ev kıyâfeti ile, başında takkesi, sırtında patiska gecelik entârisi, çıplak ayaklarında şıpıtık mercan terliklerle kapuya koşmuş ve polislere eli ile işâret ederek tulumbacıların serbest bırakılmasını rica etmiş, borunun içine de bahşiş olarak bir Napolyon, Fransız altını atmış. Fethiye tulumbacıları da bu altını hâtıra olarak tulumbalarının sandığına çakmışlar; Mahalle tulumbacılığının kaldırıldığı târihe kadar dururdu derler.
Bu satırları yazan nâçiz muharrir onbeş onaltı yaşında bir çocukdum, her bayram namazını vatanım olan Üsküdarın bir camii şerifinde kılayım diye ahd etmişdim, Cenabı Hakka hamd ederim, Üsküdarın büyüklü küçüklü bütün camilerinde bayram namazı kılacak bir ömrü bu âciz kuluna nasib etti. (Bu satırlar vesilei rahmet oluyor, merhum bu ahdini sonraları bütün İstanbula teşmil etmişdi. Vefâtından bir sene evvel bayram namazı kılmak için arife günü Üsküdardan kalkıp Sarıyar arasında Zekeriyya köyüne gittiğini biliriz. B.: Hiç, Vâsıf).
Bir Kurban Bayramı sabahı namazdan sonra Bahriye Nâzırı Koca Hacı Vesim Paşanın konağı önünden geçiyordum, bahşişe gelmiş tulumbacıları gördüm. Paşa merhum saraya gitmek üzere büyük üniformasını giymiş kapuda duruyordu; borunun içine bir altın bırakdığını ve kâhyasına:
— Koçlardan birini bu çocuklara verin!.. dediğini gözümle gördüm, kulağımla işittim. O mübârek zâti dâimâ rahmetle anarım.
Tarihini tam yazamayacağım, 1890-1900 arasında olacak, Üsküdar Dâirelilerden Cihanyandı Yusuf diye bir tulumbacı vardı, 17-18 yaşlarında taşıdığı ismin sânına lâyık âfeti devran bir erkek güzeli idi; uzun boylu, tığ gibi, esmer, arslan bakışlı, pençeli, insan yüzüne bakmaya doyamazdı. İstanbula gaayet zengin tunuslu bir fes tüccarı gelmiş, Üsküdarı pek beğenmiş, bir konak kiralamış, kalabalık ailesini de getirterek iki sene kadar oturmuşdu; adı yanılmiyorsam Hacı İnâyetullah Efendi idi, son derece mükrim, sevimli, türkçe öğrenmek için halk ile düşüb kalkar, konağının kapusunu, sofrasını misafirlerine açmış, kendisi de mahalle kahvesine çıkar saatlerce otururdu. Bir bayram sabahı bahşişe gelen tulumbacılar arasında Cihanyandı Yusufu görür, çocuğun güzelliğine âşık olur, o anda kararını verir; oğlanı damâd olarak konağına aldı, bayram ertesi bir mükellef düğün yapdı. Yalın ayak sandık kolu altına giren ve yarım pabucla beygir sürücülüğü yapan delikanlı bir Yusuf Bey oldu. Bizzat kendisinden dinlemişimdir, karın Hacı Efendinin biricik evlâdı imiş ve cennet hûrisi gibi güzelmiş. Bayram sabahı bahşiş için gittiklerinde kapuya çıkan Tunuslu zengin Yusufu: “Oğlum, sen evli misin?” diye sormuş. Oğlan: “Bekârım efendi baba..” demiş; “Gözünün gönlünün bağlandığı bir kız varmı?” diye sormuş, ona da “Hayır, yokdur!” cevabını alınca damdan düşer gibi: “Sana kızımı vereceğim, razı mısın? alır mısın?” demiş. Çocuk şaşırmış: “Özrü, aybı yoksa alırım!..” demiş. Bunun üzerine yaşlıca iki tulumbacıyı konağa dâved etmiş, mahalle imamını da çağırtmış, Cihanyan Yusufa: “Oğlum, arkadaşların ile imam efendi hakkında hüsnü tezkiye de bulunursa düğünüzü bayram ertesi yapıyorum!.” demiş. Düğüden bir müddet sonra Fas tüccarı tulumbacı dâmâdını da alarak memleketi olan Tunusa gitti.
Vâsif Hiç
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Yazar/Üreten
Vâsıf Hiç
Kod
IAM040692
Tema
Folklor
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 4, sayfalar 2296-2297
Bakınız Notu
B.: Tulumbacılar; Fener, fenerci; Boru, borucu; B.: Hiç, Vâsıf
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.