Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BAYRAM ALAYI VE OSMANLI SARAYINDA BAYRAM TEBRİKİ MERÂSİMİ
Bayram alayı, pâdişahların, Şeker ve Kurban bayramlarında ananevî merâsim ile bayram namazına gidib gelmeleridir. Tayyarzâde Atâ Bey “Enderun Tarihi”nde sarayda bayramlaşmayı ve bayram alayını şöylece anlatıyor ki tek ve itimad edilir kaynakdır:
“Pâdişah bayram günü sabah namazını sarayda Hırkai Saadet dâiresinde kılar. Namazdan sonra sırası ile Kızlarağası, Silâhdar Ağa, Hasodalı Ağalar ve Müsâhib Ağalar Hırkai Saadet dâiresinde huzura girerek pâdişahın bayramını tebrik ederler. Pâdişah oradan Revan Odasına geçer ki bu odaya sonraları “Sarık Odası” denilmeğe başlanmışdı. Orada merâsim, saltanat elbisesini giyer, Hünkâr İmami Efendiler ile Hekimbaşı Efendi huzûra girüb arzı tebrikâtde bulunur. Son zamanlarda pâdişahlar Hırkai Saadet dâiresinden çıkınca Revan Odası yerine Sünnet Odasına gider olmuşlardı.
“Bayram sabahı Hazîne Kethüdası ile Hazîne Ağaları Hazinei Hümâyundan Bayram Tahtını çıkarırlar, Bâbüssaade önüne, geniş saçak altına koyarlar, üzerine şiltesini, örtülerini, sâir tezyinâtını sererler. Padişâhın bayramını tebrik edecek isimleri tesbit edilmiş zevât sabah namazını Ayasofya Camiinde kılarlar, namazdan sonra heman saraya gelüb Kubbealtında toplanırlar. Teşrifâti Efendi içeriye giderek Silâhdar Ağa vâsıtası ile Sünnet Odasında oturan pâdişaha arz eder. Pâdişah Sünnet ...
⇓ Devamını okuyunuz...
Bayram alayı, pâdişahların, Şeker ve Kurban bayramlarında ananevî merâsim ile bayram namazına gidib gelmeleridir. Tayyarzâde Atâ Bey “Enderun Tarihi”nde sarayda bayramlaşmayı ve bayram alayını şöylece anlatıyor ki tek ve itimad edilir kaynakdır:
“Pâdişah bayram günü sabah namazını sarayda Hırkai Saadet dâiresinde kılar. Namazdan sonra sırası ile Kızlarağası, Silâhdar Ağa, Hasodalı Ağalar ve Müsâhib Ağalar Hırkai Saadet dâiresinde huzura girerek pâdişahın bayramını tebrik ederler. Pâdişah oradan Revan Odasına geçer ki bu odaya sonraları “Sarık Odası” denilmeğe başlanmışdı. Orada merâsim, saltanat elbisesini giyer, Hünkâr İmami Efendiler ile Hekimbaşı Efendi huzûra girüb arzı tebrikâtde bulunur. Son zamanlarda pâdişahlar Hırkai Saadet dâiresinden çıkınca Revan Odası yerine Sünnet Odasına gider olmuşlardı.
“Bayram sabahı Hazîne Kethüdası ile Hazîne Ağaları Hazinei Hümâyundan Bayram Tahtını çıkarırlar, Bâbüssaade önüne, geniş saçak altına koyarlar, üzerine şiltesini, örtülerini, sâir tezyinâtını sererler. Padişâhın bayramını tebrik edecek isimleri tesbit edilmiş zevât sabah namazını Ayasofya Camiinde kılarlar, namazdan sonra heman saraya gelüb Kubbealtında toplanırlar. Teşrifâti Efendi içeriye giderek Silâhdar Ağa vâsıtası ile Sünnet Odasında oturan pâdişaha arz eder. Pâdişah Sünnet Odasından kalkub Arz Odasına gelir, orada da azıcık oturur, bu sırada Has odalılar da Arz Odası ile Bâbüssaade arasında dizilirler.
“Pâdişah Arz Odasından çıkub kapu önündeki taht önüne gelir. Evvelâ Nakîbüleşrâf Efendi gelir, yüzü pâdişaha karşı ayakta durub ellerini kaldırır, bir dua okur, pâdişahın bayramını tebrik eder ve temennâ ederek gider. Efendi huzurdan çekilirken Enderun Çavuşları bir ağızdan ve yüksek sesle: “Aleyke avnullâh!...” diye bağırırlar. Bu sırada Enderunu Hümâyun Mehterhânesi çalmağa başlar ve tebrik merâsimi bitinceye kadar durmadan çalar.
“Nakîb Efendi çekilirken pâdişah tahta oturur. Tahtın arkasında, sağ tarafda Kızlarağası, sol tarafta Silâhdar Ağa ayakda dururlar. Eğer Kırım Hanzâdelerinden o sırada İstanbulda bulunan varsa, onlar da tahtın arkasında sol tarafda dururlar. Bunların arkasında kapuya kadar olan boşluğu Zülüflü Baltacılar doldurur.
“Tahtın karşısında sağ tarafda Yeniçeri Sekbanbaşısı Ağa, arkasında siyah ve silâhdar ocakları ve Dört Bölük zâbitleri dururlar. Yeniçeri Ağası, vezir rütbesini hâiz değilse burada Sekbanbaşı Ağanın önünde durur. Çavuşbaşı ile Kapucular Kethüdası ellerinde gümüş asâlar ile onların yanında mâilce dururlar; Tahtın karşısına sol tarafda da Solakbaşı Ağa, Mîrialem Ağa, Zaimler, Müteferrikalar ve Teşrifâtcı Efendi mâilce dururlar.
“Kubbe altında toplananlardan evvelâ sadırazam, vezirler, Rumeli ve Anadolu kadiaskeri Efendiler arzı tebrikâtda bulunur. Bunlar sıra ile ilerileyerek tahta yaklaşdıkları zaman evvelâ eğilerek tâzimde bulunurlar, ve sonra saçak öperler; saçak öperlerken pâdişah hepsine hürmeten ayağa kalkar. Pâdişahın her ayağa kalkub oturuşunda, ve bu zevâtın eğilüb saçak öpüb doğrulduğunda, yukarıda kaydedilen kalabalık yüksek sesle “Mâşâllâh!.” diye alkışlarlar. Sadırazam tebrikden sonra tahtın sağı Kızlarağasının önüne durur; vezirler ile kadıaskerler de sadırazamının sağına sıra ile dizilirler.
“Bu birinci kaafileyi, eğer vezir rütbesi yok ise Başdefterdar, Tevkii (Nişancı) Efendi, Reisülküttâb Efendi tâkib eder, fakat bu zevât saçak öpmez, tahtın eşiğini öperler. O sırada Çavuşbaşı Ağa ile Kapucular Kethüdâsı Kubbealtına gidüp Şeyhülislâm Efendiye haber verir; iki Kapucubaşı da gümüş asâları ile ilerileyüb tahtın önünde dururlar. Şeyhülislâm Efendi de Ulemâ Efendilerin başında tebrike gelir. Şeyhülislâm saçak öpmez, pâdişahın önünde hürmetkâr bir eğilme ile iktifâ eder. Pâdişah Bayramını tebrik eden ulemâya, İstanbul kadılığı pâyesinde olanlarına kadar ayağa kalkar, ve yukarıda kaydedildiği şekilde alkışlanır. Sadırazam da pâdişahın her kalkışında hafifce sağ koltuğundan tutar; ve ulemâyi isimleri ile pâdişaha takdim eder. Müderris Efendileri de topdan: “Müderrisîni kirâm Efendiler dâileridir” diye takdim eder. Ulemânın isimlerini Sadırazam da bilemeyeceğinden elinde, meşihatdan gönderilmiş bir teşrifat defteri bulunur.
“Ulemâdan sonra Piyâde ve Silâhdar Dört Bölük Ağalar, Yeniçeri Ağası, Yeniçeri Ocağının katar Ağaları eşik öperler. Yeniçeri Ağası vezir ise, vezirler arasında tebrikde bulundukdan sonra ayrılır, tahtın arkasından dolaşarak Yeniçeri Ocağı erkânının başında ikinci defa tebrikde bulunur. Yeniçeri Ocağının erkânını da Çavuşbaşı, Cebecibaşı, Topcubaşı, Kumbaracıbaşı, Lağımcı başı tâkib eder.
“Tebrik merâsimi bitince Teşrifatcı Efendi eşik öperek merâsimin bittiğini pâdişaha arz eder. Pâdişah ayağa kalkar, sağ koltuğuna sadırazam, sol koltuğuna da kızlarağası girer, bir kaç adım atınca, Sadırazam pâdişahın sağ koltuğunu silâhdar ağaya bırakır; padişah Bâbüssaadeye doğru yürürken vüzerâya selâm verir, onlar da yer ile bir temennâ ederler.
“Pâdişahı camie götürmek için Kapucubaşılar ile Mîrialem, Çavuşlar, Çavuşbaşı ve Rikâbi Hümâyun solakları müstesnâ, orada bulunanların cümlesi Orta Kapudan dışarı çıkub atlarına biner. Teşrifatcı Efendi hepsini son bir defa daha gözden geçirir.
“Sadırazam ile Vezirler Orta Kapu içine serilen seccâdelere oturarak pâdişahın içerden çıkmasını beklerler.
“Kılavuz Çavuşu Ağa alayın hazır olduğunu Sadırazama haber verir, o da Bostancılar Karakulağı ile Enderunu haberdar eder. Pâdişahın ata bindiği haberi gelince Sadırazam ve Vezirler heman kalkarlar, atlarına binerler, Orta Kapudan çıkarlar ve kapunun Has Fırın tarafındaki dıvarı önüne dizilirler. Onların alt tarafına da, yine atlı olarak alayda bulunmaları mutâd devlet erkânı dizilir.
“Padişah at üstünde Orta kapuda görününce Alay Çavuşları alkışa başlar (B.: Alkış). Pâdişah da etrafına selâm vererek iltifatda bulunur.
“Pâdişahın seccâdesi alaydan evvel Kapucular Kethüdâsı tarafından Camie götürülüb mahfili hümâyuna serilir, ve Kapucular Kethüdâsı alayda bulunmak üzere saraya döner. Bu usul kadimden kala gelmiştir.
“Bayram Alayı şu suretle tertib olunur (Önden arkaya doğru; atlı olanlara bir * işâreti konmuşdur) :
Divânı Hümâyun Hâcegânı Efendiler
Kapucubaşı Ağalar
* Defteremini Efendi
* İkinci ve Üçüncü Defterdarlar
* Başdefterdar
* Nişancı
* Sadırazam Kethüdâsı
* Vezirler
* Sadırazam. Atının yanında yaya olarak ortakuşak ve sorguçlu yeniçeri bölük çorbacıları yürürler.
Kapucular Kethüdâsı. Elinde gümüş asâ, sırtında kısa kürk, başında selimî destar, ayağında mor kadife tatar şalvarı ve çerkes filârı, yemenisi.
İkinci mîrâhur Ağa
Birinci mîrâhur Ağa ve Çavuşbaşı Ağalar.
* Pâdişah. Atının yanında yaya olarak kırmızı dolama ve devetüyü renkli sivri külâhları ile ve ellerinde başpâreli asâlarla Hasekiler; Peykler ve Solaklar; kavuklarında Hazîneden çıkmış mücevherli sorguçlarla Çuhadar Ağalar.
“Silâhdar Ağa ve Çuhadar Ağa. Başlarında mücevherli üsküf, bellerinde incili kuşak ve bıçak, sırtlarında ağır sırmalı entâri ve kaftan.
“Kızlarağası. Başında selimî, belinde som mücevher akua ve arkasında ağır sırmalı entâri, üstüfan kaftan, üzerinde serâsereye kaplı dört yenli ağır sırt samur kürk.
“Bâdüssaade Ağaları. Başlarında selimî destarlar.
“Hazînedar Ağa ve Hasodalı Ağalar. Başlarında düz kaş serpuş, bellerinde mücevher hançer ve altın köstekli som mücevher bıçak ve ayaklarında kontuşlar.
“Pâdişahlar bayram namazlarını önceleri Ayasofya Camiinde kılarlardı. Sultanahmed Camii yapıldıkdan sonra Sultanahmedde kılmaları an’ane oldu.
“İstanbulda bulunan Yeniçeriler sabah namazını kışlalarındaki camide kılarlar, ve namazı kılar kılmaz takım takım gelib Sultanahmed Camiinde toplanırlar, ve camiin avlusunda, avlu kapusundan mahfili hümâyuna kadar iki sıralı selâma dururlardı. Alayın ön tarafı camie girince, atlı ve yaya, hemen iki safa ayrılıp onlar da Yeniçerilerin önünde iki keçeli selâma dururlardı.
“Pâdişah cami avlusuna girince, önde Yeniçeri Ağası, arkasında Kapucubaşılar koşarlar, pâdişahı yerle bir temennâ ile selâmlarlar, atından inmiş bulunan sadırazam da ayaklarından çizmelerini çıkarır, pabuç giyer, istikbâle hazırlanmış bulunurdu.
“At ile binek taşı önüne gelen pâdişahı atından sadırazam indirirdi, evvelâ diz çöküb yer öper, sonra koltuğuna girer, atdan inmesine destek olurdu. Bu esnâda Dîvan Çavuşları alkış ederlerdi.
“Pâdişahın sağ koltuğundan Sadırazam, sol koltuğundan Yeniçeri Ağası tutar, vazifeli bir Hasodalı Ağa pâdişahın ayaklarından çizmelerini alır, o esnâda Sadırazam, sol eli ile pâdişahın koltuğunda, eğilir, sağ eli ile pâdişahın pabuçlarını önüne koyardı.
“Sadırazam ile Yeniçeri Ağası pâdişahı Mahfili Hümâyuna kadar çıkarırlardı. Pâdişah mahfile girerken Dîvan Çavuşları tekrar alkış ederlerdi. Sadırazam ile Yeniçeri Ağası pâdişahı mahfile bırakıb namaz için aşağı inerlerdi. İkisinin de seccâdeleri safı nialde, en son safda serilmiş bulunurdu.
“Bayram namazını camiin imâmı evveli kıldırırdı, devrin ulemâsından yahud meşâyihinden tanınmış bir zat de zamana münâsib bir hutbe îrâd ederdi.
“Namazı müteâkib evvelâ Yeniçeri Ağası camiden çıkar ve bayram namazını camiin iç hareminde kılmış olan Yeniçerilerle beraber Sarâyı Hümâyuna giderek Yeniçerileri Bâbıhümâyun ile Orta Kapu arasındaki yolun iki kenarına dizer, dönüş için istikbal hazırlığını yapardı. Askeri böylece hazırladıkdan sonra kendisi Bâbıhümâyunun iç kapusu yanında dururdu.
“Sadırazamla vezirler, namazı müteakib dışarı çıkarlar, atlarına binerler ve pâdişahı musluklar önünde beklerlerdi. Pâdişah mahfilden çıkıb atına bindikde Dîvan Çavuşları tarafından alkışlanır, Sadırazam ile Vezirleri nazarları ile selâmlar, onlar da at üzerinde hep birden temennâ ile mukabele ederlerdi.
“Alay geldiği tertib ile saraya dönerdi. Bâbıhümâyundan girilince alayın ön kısmı, bu kapudan Orta Kapuya kadar Yeniçerilerin önünde selâma dizilirler, bu suretle Sadırazam da, at üstünde ve Orta Kapu yanında selâma dururdu. Pâdişah Orta Kapudan atla girerdi.
“Silâhdar Ağa ile Çuhadar Ağa atlarından inib ileri geçerler ve pâdişahı Bâbüssaade önünde istikbal ederlerdi. Pâdişah Dîvan Çavuşlarının alkışları arasında atından iner, Bâbüssaadeden içeri girer, Sadırazam, Vezirler ve alayda bulunan sâir zevât Kubbealtına giderlerdi. Orada pâdişah tarafından kendilerine mükellef bir ziyâfet verilirdi. Bu sırada Yeniçeriler de Orta Kapudan içeri girerler, Saray mutbakları önünde kendileri için hazırlanmış gümüş taslar içindeki çorbaya seğirdirlerdi. Çorba içmek için koşarak gitmek an’ane idi.
“Yemekden sonra Sadırazam Kubbealtında ulemâ ve ricâlin, alaya iştirak etmesi kaaideden olmayan ulemânın vesâir yüksek devlet memurlarının tebriklerini kabul ederdi. Bu merâsim de bitince Çavuşbaşı ile Kapucular Kethüdâsı Kubbealtının kapusu önünde gümüş asâlarını birkaç defâ yere vururlar, Sadırazam makaamından kalkar, Vezirler teşyi yollu Kubbealtı kapusuna kadar ardından yürürler, sonra ileri geçib Orta Kapu dışında atlarına binerler, Bâbıhümâyun dışında Ayasofya İmâreti önünde Sadırazama at üzerinde selâma dururlardı. Sadırazam da Çavuşbaşıyı, Kapucular Kethüdâsını ve Kubbealtının sâir memurlarını selâmlar, Orta Kapu dışında atına biner, Bâbıhümâyun dışında vezirlere selâm verir, selâm alır, Paşakapusuna giderdi. Alaya iştirak etmiş olanlar da dağılır, konaklarına, evlerine giderler, Bayram Alayı da bu suretle sona ermiş olurdu. Bundan sonra vüzerâ, rical, ulemâ arasında birbirlerine gidilerek hususî ziyâretler, tebrikler başlardı.
“Kurban ve Ramazan Bayramlarında bir fazla madde vardı, saraya kesilecek kurbanlardan bir veya bir kaçını bizzat pâdişahın kesmesi an’ane idi. Namazdan dönünce Enderunda Hırkai Saadet dâiresi önündeki şadırvan yanında Kurban Kapusu denilen yere konulmuş bir iskemleye otururdu. Silâhlar Ağa pâdişahın keseceği koçları getirir, duası edilir, Hazînedar Ağanın getirdiği dülbendlerle hayvanların gözleri bağlanır, ve yine Hazînedar Ağa pâdişahın beline bir futa sarardı. Bıçakcıbaşı bir gümüş tepsi içinde bıçakları getirir, Başlala bunlardan birini seçerek pâdişahın eline verirdi.
“Padişahlar için 18 kurban kesilirdi, bizzat kesdiklerinden gayrisi için Kızlarağasına vekâlet verirdi. Kurban etleri Harem bendegânına, Enderun koğuşlarına, saray kapuları koğuşlarına, Baltacı, Haseki, Kozbekci, Sakalar, Kuşhâne, Helvahâne, Odun anbarı, Hasfırın ve Kayıkcı ocaklarına dağıtılırdı.
“Sarayda, Yavuz Sultan Selim zamanından an’aneleşib kalmış Bayram Rikâbı denilen bir kabul resmi vardı:
Şeker bayramının dördüncü, kurban bayramının beşinci günleri Sadırazam, Şeyhülislâm, Kapdanpaşa, Yeniçeri Ağası, Yeniçeri Kethüdâsı, Baş Defterdar, Nişancı ve Riisülküttâb toplu olarak huzura kabul edilirler, kabul merâsimi, pâdişah saraydaki kasırlardan hangisini seçerse orada yapılırdı. Bu zevât Saraya bayramlık resmî esvabları ile gelirlerdi. Silâhdar ve Çuhadar Ağalar Sadırazamın, Rikâbdar ve Birinci çuhadar Ağalar Şeyhülislâmın, vesâir Hasodalı, Sermahfil, Başçakırsalan Başdilsiz Ağalar da diğer dâvetlilerin koltuklarına girerek karşılarlardı. Sadırazam ile Şeyhülislâm Kızlarağası odasına, diğerleri de Silâhdar Ağa dâiresine götürülerek kendilerine tatlı, kahve ve şerbet ikram edilirdi. Bir müddet istirahatden sonra toplu olarak huzura girerlerdi. Pâdişah her birine ayrı ayrı iltifatda bulunur, devlet işlerinden bahsedilir, sonra pâdişah kendilerine izin verir, yalnız Sadırazam ile Şeyhülislâmı yanında azıcık daha alıkoyardı. Bu sefer huzurda ancak dilsizler hizmet eder, bu üçlü sohbet mutlak mahrem geçerdi.
“Sadırazam ile Şeyhülislâm huzurdan çıkınca Kızlarağasına da vedâda bulunurlardı. Saraydan çıkacakları sırada Sadırazam, Şeyhülislâm ve Kapdanpaşa, İkinci Çuhadar, Başçavuş, Sermahfil, Başçakırsalan, Başdilsiz ve nöbetci dilsiz ağalarla ve Kozbekciler Ocağına şanlarına lâyık bayram bahşişi verirlerdi.
“Dördüncü Sultan Mehmed zamanından kalmış bir an’aneye göre de, bayram gecelerinde Enderun koğuşlarına dışardan sâzendeler, hânendeler, karagözcüler, hokkabazlar ve meddahlar getirtilerek eğlenilirdi; gündüzleri de Enderun Ağaları, bayramlık resmî kiyâfetleri ile toplu olarak İstanbul mesîrelerinden birine giderlerdi”.
Pâdişahların bayramını tebrik merâsimi İstanbulun fethinden Ondokuzuncu asır ortalarına kadar Topkapusu Sarayında yapılmış, sonra Dolmabahçe Sarayının orta kısmındaki büyük muayede salonunda yapılır olmuşdu.
Hicrî 1261 (M. 1845) Kurban bayramında memurların bayramlaşması için yenı bir nizam kondu; dâirelerdeki bayramlaşmanın kâfi olduğu, memurların âmirlerini evlerinde, konaklarında ayrıca tebrike lüzum olmadığı bildirildi. Vak’anüvis Lütfi Efendi bu münâsebetle:
“Ben o zamana yetişdim, bilirim, bir küçük memur dolaşacağı kapular için defter tutmağa mecbur idi. O tarihlerde vapur, tramvay gibi kolaylıklar olmadığından beygir ve kayık ücretinden maada gidilen konaklarda ayvaz ve kapuculara varınca hademe ve kavaslara verilmek için bin kuruşa yakın para sarfına muhtaç idi” diyor.
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM040691
Tema
Folklor
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 4, sayfalar 2292-2296
Bakınız Notu
B.: Alkış
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.