Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BAYKARÂ (Gavsi)
Milâdî 1902 Mart’ının 24. Pazartesi (Rumî: 1318 Mart 11) günü Yeni kapu Mevlevi dergâhında doğmuştur. Annesi Şevkiye Hanım Babası Yenikapu tekkesi son şeyhi Mehmed Abdülbaki Dede efendidir (B.: Baykarâ, Mehmed Abdülbâki).
Gavsi Baykara baba tarafından, hasib ve nesib bir soya sahibtir, tarihte çok ün almış bir tekkenin, Yenikapu Dergâhının Şeyh silsilesine mensubdur ki bu şeyhlerin hepsi kendi devirlerinde birer feyiz kaynağı olan kimselerdir.
San’atkâr ilk musiki derslerine büyük babası Şeyh Celaleddin Efendiden, henüz beş yaşında olmasına rağmen, kudümle bütün küçük usulleri velveleli olarak vurmasını öğrenerek başlamıştır.
Çok sevdiği ve çok benzediği büyük babası Celaleddin Efendinin vefatı üzerine, posta geçen babası Abdülbaki Efendi tarafından kendisine hoca olarak nasb edilen Halid Dededen (Ney) meşkine başlamış, bir zaman sonra tekkenin neyzen başılığına getirilen Rauf Yekta Bey’in halka-i tedrisine dahil olub diz döğmeye başlamıştır. Zakâî zâde Hafız Ahmed Efendiden istifade etmişdir.
Tahsil hayatına bir göz atacak olursak şu şekilde sıralandığını görürüz, önce Mektebi Osmaniye girmiş ve üç sene devam etmiş. Bundan sonra Galatasaray Sultanisine girmiş fakat birinci Cihan harbinin patlak vermesi neticesinde mektebin bir kısmının hastahane oluşu ve diğer kısımda tedrisatın...
⇓ Devamını okuyunuz...
Milâdî 1902 Mart’ının 24. Pazartesi (Rumî: 1318 Mart 11) günü Yeni kapu Mevlevi dergâhında doğmuştur. Annesi Şevkiye Hanım Babası Yenikapu tekkesi son şeyhi Mehmed Abdülbaki Dede efendidir (B.: Baykarâ, Mehmed Abdülbâki).
Gavsi Baykara baba tarafından, hasib ve nesib bir soya sahibtir, tarihte çok ün almış bir tekkenin, Yenikapu Dergâhının Şeyh silsilesine mensubdur ki bu şeyhlerin hepsi kendi devirlerinde birer feyiz kaynağı olan kimselerdir.
San’atkâr ilk musiki derslerine büyük babası Şeyh Celaleddin Efendiden, henüz beş yaşında olmasına rağmen, kudümle bütün küçük usulleri velveleli olarak vurmasını öğrenerek başlamıştır.
Çok sevdiği ve çok benzediği büyük babası Celaleddin Efendinin vefatı üzerine, posta geçen babası Abdülbaki Efendi tarafından kendisine hoca olarak nasb edilen Halid Dededen (Ney) meşkine başlamış, bir zaman sonra tekkenin neyzen başılığına getirilen Rauf Yekta Bey’in halka-i tedrisine dahil olub diz döğmeye başlamıştır. Zakâî zâde Hafız Ahmed Efendiden istifade etmişdir.
Tahsil hayatına bir göz atacak olursak şu şekilde sıralandığını görürüz, önce Mektebi Osmaniye girmiş ve üç sene devam etmiş. Bundan sonra Galatasaray Sultanisine girmiş fakat birinci Cihan harbinin patlak vermesi neticesinde mektebin bir kısmının hastahane oluşu ve diğer kısımda tedrisatın nehari yapılması sebebile Yenikapu tekkesine daha yakın olduğu mülâhazasile Davutpaşa sultanisine girmiş, nihayet Babası Şeyh Abdülbaki efendinin emrile Darülhilafetül Aliyye Medresesine girib tahsiline devam etmiştir. Bu sırada 17 yaşında mıtrıba çıkmış ve baş dede olmuştur. Bu vazifesi tekkeler kapanıncaya kadar devam etmiştir.
Bu irfan ocağında yetişen sanatkâr devrin bir çok üstadlarını yakından tanımak fırsatını bulmuştur. Bunlardan Tanburu Cemil, Udi Nevres, Rauf Yekta, Suphi Ezgi Bestenigâr Ziya, Lemi Atlı, İsmail Hakkı, Rakım Elkutlu ve daha bir çokları. Ve bilhassa San’atkâr san’at kudretini Şeyh Ali Nutki, Şeyh Osman Sâlahaddin, Şeyh Celâliddin Dede efendiler gibi devrinin en büyük âlimlerinden veraset yolu ile almış, Bestekârlığı da küçük yaşta başlamıştır. Nihayet askere gittiği zaman tekkeler lağvolunmuş, avdetinde bir müddet Adanada İtibarı Millî Bankasına girib memurluk yapmış fakat musikiye olan sonsuz bağlılığı dolayısile istifa etmiş, İstanbula gelib musiki hayatına başlamıştır.
1941 Yılında konservatuara neyzen olarak dahil olmuştur.
Bu devreye kadar bestelemiş olduğu 150 kadar eserini yırtıb yerine daha olgun ve özlü besteler yapmaya başlamıştır. Yani onun eserleri Kırk yaşından sonraya aittir.
Bestekârlık vadisinde daha çok saz eseri meydana getirmiştir. Şarkılara ikinci derecede önem vermiştir. Halen 50-60 Eseri mevcuttur; bunlardan “Nihavend Saz Semaisi”, “Puselik Saz Semaisi”, “İsfahanek Saz Semaisi ve Peşrevi”, “Arazbarpuselik Peşrev ve Saz Semaisi”, “Acemaşiran Saz Semaisi” ile “Rüzgâr”, “Yankı” “Deniz ve Mehtab” gibi modern uslübdaki eserleri en sevdiği besteleridir.
Şu satırların yazıldığı anda yani 1959 senei miladisinde 57 yaşında olub Atik Alide oturmaktadır.
Hakkı Göktürk
Gavsi Baykarâ
(Resim: Nezih)
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Nezih
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Yazar/Üreten
Hakkı Göktürk
Kod
IAM040672
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Emeği Geçen
Nezih
Tanım
Cilt 4, sayfa 2277
Not
Görsel: cilt 4, sayfa 2277
Bakınız Notu
B.: Baykarâ, Mehmed Abdülbâki
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Nezih
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.