Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
BAYAZID UMÛMÎ KÜTÜBHÂNESİ
İkinci Sultan Bayazıd Külliyesinden imâret binâsı içinde bulunan ve İstanbulun en büyük ve zengin kütübhânelerinden biri olan Bayazıd Umumî kütüphânesi İkinci Abdülhamid devrinde hicrî 1301 milâdî yılında kırulmuştur. Tarihçesi hakkında aşağıdaki satırlar Muzaffer Gökman’ın “Bayazıt Umumî kütübhânesi” isimli eserinden kısaltılarak alınmıştır:
Maarif Nezâretinin teessüsünden sonra İstanbulda mevcud 63 vakıf kütübhanede ciddî bir ıslahat yapılması düşünüldü, büyük şehirde tetkik ve tetebbû erbâbının bütün ihtiyacını karşılayacak merkezî bir kütühânenin kurulmasına, şehrin muhtelif semtlerinde dağınık bir halde bulunan vakıf kütübhânelerden bir kısmının kaldırılması ile kitablarının bu merkezî binâda toplanmasına, yeni kitab bağışları ve devletce yapılacak para yardımı ile yeni kütübhânenin gereği gibi zenginleşdirilmesine karar verildi; merkezî binâ olarak da Bayazıd İmâreti binâsı seçildi. Bu işe memur edilmiş olan komisyon bir arîza hazırlayub Maarif Nezâretine verdi, Maarifden Sadârete gelen arîzayı Sadrazam Said Paşa tarafından İkinci Sultan Hamide arzolundu. Pâdişah, Bayazıd imâretinin altı kubbeli bir bölümünün Evkaf Nezâretinden Maarif Nezâretine devredilmesine izin verdi. O tarihde bu imâret binası yıllardır bakımsız, çok harab bir halde idi, Evkafdan Maarife devri için pâd...
⇓ Read more...
İkinci Sultan Bayazıd Külliyesinden imâret binâsı içinde bulunan ve İstanbulun en büyük ve zengin kütübhânelerinden biri olan Bayazıd Umumî kütüphânesi İkinci Abdülhamid devrinde hicrî 1301 milâdî yılında kırulmuştur. Tarihçesi hakkında aşağıdaki satırlar Muzaffer Gökman’ın “Bayazıt Umumî kütübhânesi” isimli eserinden kısaltılarak alınmıştır:
Maarif Nezâretinin teessüsünden sonra İstanbulda mevcud 63 vakıf kütübhanede ciddî bir ıslahat yapılması düşünüldü, büyük şehirde tetkik ve tetebbû erbâbının bütün ihtiyacını karşılayacak merkezî bir kütühânenin kurulmasına, şehrin muhtelif semtlerinde dağınık bir halde bulunan vakıf kütübhânelerden bir kısmının kaldırılması ile kitablarının bu merkezî binâda toplanmasına, yeni kitab bağışları ve devletce yapılacak para yardımı ile yeni kütübhânenin gereği gibi zenginleşdirilmesine karar verildi; merkezî binâ olarak da Bayazıd İmâreti binâsı seçildi. Bu işe memur edilmiş olan komisyon bir arîza hazırlayub Maarif Nezâretine verdi, Maarifden Sadârete gelen arîzayı Sadrazam Said Paşa tarafından İkinci Sultan Hamide arzolundu. Pâdişah, Bayazıd imâretinin altı kubbeli bir bölümünün Evkaf Nezâretinden Maarif Nezâretine devredilmesine izin verdi. O tarihde bu imâret binası yıllardır bakımsız, çok harab bir halde idi, Evkafdan Maarife devri için pâdişah izni ve emiri çıkan bölüm ise yıllardanberi Bayazıd semtinin sürücü beygirlerine ahır olarak kullanılmakda idi ki hâlen kütübhânenin mütalâa salonu olan kısımdır.
Şu kadar yıllık ahır pisliğinin temizlenmesi, icab eden tâmirlerin yapılması, ve bir kütübhâne binâsı olarak ışıklandırılması için çok emek sarf etmek ve haylı para harcamak lâzımdır, karşılandı ve iş süratle başarıldı.
“400 metre kare genişliğinde ve iki fil ayağına istinad eden altı büyük kubbe ile örtülü bu bölümün ön ve arka duvarlarında yeni geniş pencereler açıldı; ön cebhe duvarına istalaktitli mermer kaplama yapıldı; kubbelerden merkezde bulunan ikisine de yuvarlak tepe pençereleri açıldı; zemine Fransadan sûreti mahsûsada getirilen ağaç parke döşendi; duvarlara ve fil ayakları önlerine de kitab dolabları yerleştirildi; cephe duvarına da sâib Efendinin üçer beyitlik iki târih manzumesini ihtiva eden kitâbe mermerleri kondu:
1. Şehin şâhi devran idüb himmeti
Umûma kütübhâne yapdı nigû
Bu Abdülhamid Hanın asârıdır
Felek itse lâyık buna serfürû
Didi tam târih Sâib kulu
“Açıldı Umumî kütüphâne bû”
2. Hazreti Abdülhamid Han lutfidüb
Yapdı bir dârülkütüb gaayet güzel
Ol şehinşâhi maarif perverin
Ömrün efzûn ide Hakkı izzü cel
Çâker Sâib didi târihi tam
“Bu Kütübhânei Umûmi bî bedel”
(H. 1301)
Kütübhânenin resmi küşâdı 1301 Ramazanın ilk Cuma günü (Ramazan 1301=1884) devrin her meslekden seçkin bir dâvetli kalabalığı huzurunda yapıldı. Yerlere kıymetli halılar serilmişdi. Bu kütübhânenin uzun yıllar müdürlüğünü yapmış bulunan kıymetli bilgin merhum İsmail Sâib Efendinin anlattığına göre o gün kütübhânenin içinde tek kitab yokdu, bütün kitab dolablarının rafları bomboşdu. Duâdan sonra, dâvetlilerden, hemen o andan itibâren kütübhâneye kitab bağışlanması temennisinde bulunuldu. O sırada kimin ve nereden alıp getirdiği tesbit edilememişdir, ortaya altı cildlik bir takım Naimâ Târihi çıkdı; bu mûteber eserin her cildi, bomboş duran dolablardan altı dolaba ayrı ayrı dualarla kondu. Samimî ve ulvî bir sahnedir.
Hemen ertesi günden itibaren, ve hemen hepsi kıymetli, nâdide eserler olarak kitab bağışı bir sağınak hâlini aldı; kütübhânenin bir tarih taşımayan ilk matbû fihristindeki kitab yekûnu 8054 dür.
Mütalâa salonu hergün her tabakadan ve her yaşdan insanla doluyordu. Kitab dolablarının rafları da dolmakda idi. Muhitül Maarif toplantıları da Kütübhânede yapılıyordu. Müessese Türk irfânına hizmet yoluna girmişdi.
Hizmet ve güngünden inkişaf Balkan Harlbine kadar devam etti. Bu meşum harb içinde düşman istilâsına uğrayan memleket parçalarından kaçırılıp getirilebilen kütübhâneler de burada toplanmağa başladı; kütübhâne okuyuculara kapatıldı ve mütalâa salonu bu yeni kitablara muvakkat depo oldu.
Kütübhâne Bayazıd imâretinin yalnız altı kubbelik bir bölümünden ibâretti, kitab koyacak yer kalmamıştı. Müesseseye Maarif Nezâretinin eski yakın alâkası da kalmamışdı. Balkan Harbinin ardından Birinci Dünya Harbi başladı; müessesenin bakımı kayboldu, özenilerek yapılmış câmekânların her birine iğreti saflar ilâve edildi, kitablar sıkıştırıldı, içleri tıklım tıklık dolmuş dolabların üstüne yığıldı, okuma salonu bölmelerle küçültüldü, oradan alınan yer de kitabla doldu; ve kütübhâne, asıl hizmetini göremiyerek bir kitab deposu hâline intikal etti.
Cihan Harbini tâkib eden İstiklâl Mücadelesi yıllarını da ayni hâl içinde geçirdi; Cumhuriyet devrine de o hâli ile girdi.
Kütübhâne yersizlikden bunalır iken Bayazıd İmâretinin diğer bölümleri harab ve bomboş duruyordu. Kütübhâne Müdürlüğü Vakıflar Umum Müdürlüğünden, mutâlâa salonunun bitişiğinde iki kubbe altı bir bölme daha istedi, Evkaf istenilen yeri Maarif Vekâletine kiraladı, oraya hemen bir kapu açılarak küçük bir nefes alındı, tahtadan alelâde raflar yaptırılarak okuyucular tarafından en çok istenilen kitablar oraya yerleşdirildi. Bu durum da 1934 yılına kadar devam etti.
1934 de “Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu” çıkdı; bu kanun gereğince memleket içi bütün yayınlardan birer nushanın kütübhâneye gönderilmesi mecbûriyeti kondu. Kanun, her eseri toplamış muazzam bir kütübhânenin kurulması için çok iyi düşünülmüşdü; ancak, gelecek olan kitab, gazete, mecmua vesâir mutbû eserlerin tasnif ve mûhafaza edilebilmesi için kütübhânede hazırlık yapılmamış, îcab eden tedbirler alınamamışdı. Çok kısa bir zaman sonra kütübhâne yine bir kitab deposu hâline geldi, meselâ: 100,000 den fazla kitabı olan bu müessesede ancak 30,000 kadar eser eski defterler ile fiş kataloklarında tesbit edilmiş ve okuyucuya müşkilât ile çıkarılabiliyordu. Bir müddet bu durum sürdü.
1947 yılında, bugün 100 binden fazla kitabı ihtivâ eden 1 numaralı deposunun bulunduğu kısım restore edildi. 1949 da imâretin diğer kısımlarının restorasiyonu başladı. 1950 de imâretin fırınları, 1951 de hamurkâr koğuşları, 1952 de hiç bir izi kalmamış olan imâret avlusunun revakları, mermer sutünları, baklavalı başlıkları, kemer ve kurşunları ile birlikde ihyâ edildi. 1954 de de aşhânenin baca ve kurşunları yenilendi.
Okuycusu sayısı, bilhassa katalokların geliştirilmesi ile kısa bir zamanda bir kaç misli arttı. 90 kişilik okuyucu salonu her sabah çarçabuk doluyordu; sabahları okuyucular dış kapuda kuyruk yaparak bekleşiyordu.
1955 yılı sonlarında bina genel olarak onarılmış bulunmaktaydı. Ancak, iç tanzimde yenilikler yapmak, şehrin büyük bir ihtiyacına cevap veren bu müessesenin okuma salonu ve ileriki ihtiyaçlarının hiç olmazsa, on yıl için planlamak gerekiyordu.
1882 yılında yapılmış ve gereği şekilde bakılamamış olan okuma salonunun 400 metrekarelik parkesi, üzerinde gezenlerin ayaklariyle ses veriyordu. Yer, yer çürümüştü. Buna ilâveten salonun duvarlarını çevreleme kaplıyan eski ağaç dolaplar, okuma salonunu bir kat daha küçültüyordu. 1956 yılında bu işler de ele alındı. Salonda bulunan dolaplar, İmâretin diğer bölümlerine monte edildi. Salon döşemesi sökülerek beton ve üzerine kauçuk kaplandı. Ayrıca, masa yerleri tesbit edilerek, okuma masalarına toprak altından elektrik getirilmek suretiyle en modern ışıklandırma tesisatı yapıldı; eskiden 90 kişi alan okuma salonunun istiab hacmi 200 okuyucuya çıkarıldı.
Kütübhânenin evvelce iki adet fiş dolabiyle döndürülen katalok servisi, bu defa tam 15 adet fiş dolabına yükselmişti. Her biri 48 gözlü olan bu dolaplar için de ayrı bir seksiyon kurularak, buraya “Katalok Servisi” adı verilerek hizmete açıldı. Kütüphaneye gelenler, buradan geçerek okuma salonuna giriyorlardı.
Müessesede 1941 yılında ilk temelleri atılmış olan “Cild Atölyesi” de geçen yıllar içinde geliştirilmiş ve en modern makinalarla teçhiz edilmişti. Atölye son yıllarda, klasik ve modern olarak iki bölüm üzerine çalışıyor ve klasik bölümde, mâhir ustalar elinde en fersûde yazmalar kurtarılıyordu. Büyük bir îtinâ istiyen bu bölümün yıllık kapasitesi (400) cild ve modern cilt bölümünün kapasitesi de yılda 10.000 cild den aşağıya düşmüyordu. Atölye, yalnız Bayazıd Umumî Kütüphanesi hizmetinden çıkmış, İstanbulun diğer kütüphanelerine ve taşka kütüphanelerine de cild yapmıya başlamıştı.
1958 yılında Atölye’de matbaa servisi de hizmete açılmak suretiyle İstanbul ve taşra kütüphanelerinin küçük çapta basıları, karşılaşmıya başlandı.
1882 yılında ilk temelleri atılan Bayazıd Umumî Kütüphanesinin kuruluşu kısaca şöylece özetlenebilir.
a — 200 kişilik çok modern bir okuma salonu,
b — Başlı başına bir kataloğ dairesi. Konu, Kitap adı ve yazara göre dizilmiş kataloklar,
c — Basılı kitaplar deposu. Üç katlı olan ve çelik yapı halinde inşa edilmiş bulunan bu depoda, dört bin metre tul mâdeni kitap rafı mevcuttur.
d — Periyodikler bölümü: bu bölüm Dergi ve Gazete olarak iki kısımdır. Deposu ayni şekilde çelik üç katlı 2500 metre tul rafı vardır.
e — Atölye (Ciltleme ve baskı işleri)
Haftanın yedi günü fasılasız olarak okuyucuya açık bulanan Bayazıd Umumî Kütüphanesinin “Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu” uyarınca 1934 yılından itibaren memleket içi kitap, dergi, gazete ve her türlü basıyı tam olarak takip edebilmesi, bu müesseseye ayrı bir mevki kazandırmaktadır. Bunların dışında kütüphanenin halk eğitimine fazlasiyle eğilmiş bulunması, bilhassa devamlı sergileri ve 17.000’i yazma, ve yazmaların çoğuda nâdide olmak üzere 250.000’i aşan kitabı ile kütüphanenin İstanbul şehri içindeki mümtaz yerini bir kat daha kesinleştirmektedir.
Şükrü Nâil Bayrakdar
Theme
Building
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Creator
Şükrü Nâil Bayrakdar
Identifier
IAM040660
Theme
Building
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Volume 4, pages 2262-2264
Theme
Building
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.