Külliyenin neresinde bulunduğunu tesbit edemedik; Evliyâ Çelebinin anlatdığına göre İstanbul halkının çoğu ve hemen bütün gemiciler saatlerini ve kıblenümâlarını, “Bayazıd Camiinin kıblesi keşfi kerâmet ile tâyin edilmiştir” diye bu muvakkithânede ayarlar imiş. Yine Evliya Çelebinin Dördüncü Sultan Murad şanında anlatdığı bir fıkradır; bâzu kuvveti ile tanınmış bu pâdişah (B.: Murad IV), bir gün Bayazıddaki Eski Sarayın avlusunda “Nogay Elçisi” adındaki atına binmiş silâhşorluk yaparken Camiin sağ minâresinin aleminde bir karga görmüş, atını, mahmuzlayub, dört nala sürerken elindeki ciridi kuşa fırlatmış, arası bir ok menzili yermiş, uçan cirid kargaya isâbet edüp düşürmüş. Minâre dibinde, kuş ile ciridin düşdüğü yere bir adam boyu mermerden bir nişan taşı dikilmiş, üzerine devrin namlı hattatlarından Teknecizâdenin yazısı ile şâir Cevrî Çelebinin şu târihi yazılmış: Sıdk ile Cecrî duâ idüb didi târihini Kuvveti bâzûyi Sultânı kıla Mevlâ füzûn İbrahim Hakkı Konyalı “Bu taş muvakkithâne önüne kondu, muvakkithâne yıkılır iken Topkapu Sarayı Müzesine kaldırılmıştır” diyor. İki kaydi karşılaşdırır iken, Muvakkithânenin, Camiin sağ minâresi önünde bulunmuş olması gerekir.