Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BATAKHÂNE, BATAKHÂNELER
Zengin kimselerin, meşreb ve zevklerine göre, yollarına çıkarılan mahbub oğlanlar veyâ mahbûbe nigârlarla tuzağa düşürülerek, götürüldükleri ve orada türlü yollarla soyuldukdan sonra öldürüldükleri yerler, cinâyet yuvaları; İstanbul târihine geçmiş en korkunc batakhâne, onaltıncı asır sonlarında Üçüncü Sultan Muradın gözdelerinden iken haşarılıkları yüzünden saraydan çıkarılan Forsa Halil Ağanın bizzat işlettiği Yenikapudaki konağı olmuştur (B.: Halil Ağa, Forsa; Yenikapu Batakhânesi).
On yedinci asır sonlarında, bir kalyon levendi ile karısının işlettikleri bir batakhâne de Kasımpaşada keşfedilmişdir; 1867 yılında kalyon levendleri ulu orta şekaavete koyulmuş, Kasımpaşadan yukarı boğaz köylerine varınca evleri basarak yakaladıkları kadınları, kızları, oğlancık ve delikanlıları gerilerdeki sırtlara kaldırmışlar, oynatub eğlendikden ve ırzlarına geçdikden sonra soymuşlar ve aman vermeyüb öldürmüşlerdi, bir kaç ay içinde bu şakiler eliyle 800 den fazla kadın, kız ve oğlan katledildiği söylenir (B.: İbrahim, Fındıklı Kanlı). Yakalanan Kasımpaşalı iki levend on dört kadın öldürdüklerini itiraf etmişlerdi, ki bunlardan biri karısı ile beraber Kasımpaşadaki evlerini kurbanları olan kadınları düşürdükleri bir batakhâne olarak kullanmışlardı. Kadın bâzı ırz ehli safdil fakat zengin hatun...
⇓ Devamını okuyunuz...
Zengin kimselerin, meşreb ve zevklerine göre, yollarına çıkarılan mahbub oğlanlar veyâ mahbûbe nigârlarla tuzağa düşürülerek, götürüldükleri ve orada türlü yollarla soyuldukdan sonra öldürüldükleri yerler, cinâyet yuvaları; İstanbul târihine geçmiş en korkunc batakhâne, onaltıncı asır sonlarında Üçüncü Sultan Muradın gözdelerinden iken haşarılıkları yüzünden saraydan çıkarılan Forsa Halil Ağanın bizzat işlettiği Yenikapudaki konağı olmuştur (B.: Halil Ağa, Forsa; Yenikapu Batakhânesi).
On yedinci asır sonlarında, bir kalyon levendi ile karısının işlettikleri bir batakhâne de Kasımpaşada keşfedilmişdir; 1867 yılında kalyon levendleri ulu orta şekaavete koyulmuş, Kasımpaşadan yukarı boğaz köylerine varınca evleri basarak yakaladıkları kadınları, kızları, oğlancık ve delikanlıları gerilerdeki sırtlara kaldırmışlar, oynatub eğlendikden ve ırzlarına geçdikden sonra soymuşlar ve aman vermeyüb öldürmüşlerdi, bir kaç ay içinde bu şakiler eliyle 800 den fazla kadın, kız ve oğlan katledildiği söylenir (B.: İbrahim, Fındıklı Kanlı). Yakalanan Kasımpaşalı iki levend on dört kadın öldürdüklerini itiraf etmişlerdi, ki bunlardan biri karısı ile beraber Kasımpaşadaki evlerini kurbanları olan kadınları düşürdükleri bir batakhâne olarak kullanmışlardı. Kadın bâzı ırz ehli safdil fakat zengin hatunların evlerine, o zamanın âdetince “tanrı misâfiri” diye girer, Kasımpaşada düğün var, gelin seyri var diye biçâreyi kandırır, hâtun, câriyesi ile beraber süslenir, mücevherleri takınır, yine o eski âdetlerce düğün seyrine giderdi, Kasımpaşada batakhâneci karı “evim şuradır, girelim, dinlenelim de düğün evine öyle varalım” der, hanım ile câriyesini içeri sokar, eve girer girmez de kocası ile ayakdaşı olan levend kurbanlarına atılırlar, evvelâ ırzlarına geçerler, sonra da soyub esvap ve mücevherlerini alırlar ve biçâreleri boğarlar, cesedlerini de bağçede bir yere gömerlerdi. Kocasının itirafı üzerine batakhâneci karı da yakalanmış, bağçeye ve evin muhtelif köşelerine gömdükleri cesedler meydana çıkarılmış, batakhâneci levend avreti batakhânelerinin kapusuna asılarak, kocası ile cinâyet ortağı olan levend de Alay Köşkü önünde ve devrin pâdişahı Dördüncü Sultan Mehmedin gözü önünde boyunları vurularak idam olunmuşlardı.
Bu gibi vak’alar İstanbul halkının muhayyilesinde Batakhâne mevzuunu o kadar işletmişdir ki millî kütüphânemizin en eski uzun hikâyelerinden birisi de Batakhâne üzerine kaleme alınmışdır; “Tayyarzâde ile Gevherli Hanım (Cevahirli Hanım)” adını taşıyan bu hikâyede batakhâneci çok yaşlı ve zengin bir kibar fâhişe olan Gevherli Hanım, batakhânesi de Binbirdirek üstündeki meşhur Fazlipaşa Sarayıdır; bundan ötürü hikâye halk ağzında “Binbirdirek Batakhânesi” diye de meşhurdur. Vak’a Dördüncü Sultan Murad zamanında geçer (B.: Binbirdirek batakhânesi; Mehmed Ağa, Tayyarzâde; Hüseyin Efendi, Gümrükcü).
Halk ağzında bir takım toy kişilerin, mirasyedi delikanlıların türlü hilelerle soyuldukları kumarhânelere de “Batakhâne” denilir ki bunlardan çoğunun dış görünüşü ekseriyâ bir kahvehâne olagelmişdir; bu batakhânelerin külhânî argosunda karşılığı “Bitirimyeri”dir (B.: Bitirimyeri).
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM040612
Tema
Diğer
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 4, sayfalar 2207-2208
Bakınız Notu
B.: Halil Ağa, Forsa; Yenikapu Batakhânesi; B.: İbrahim, Fındıklı Kanlı; B.: Binbirdirek batakhânesi; Mehmed Ağa, Tayyarzâde; Hüseyin Efendi, Gümrükcü; B.: Bitirimyeri
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.