Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BAŞ KADIN EFENDİ
Osmanlı Sarayı Harem hayatında pâdişahların nikâh altındaki kadınların ilkine Tanzimatdan sonra verilmiş unvandır; diğer zevceleri de ikinci, üçüncü, dördüncü kadın efendi diye anılırlardı; pâdişahların kadın efendilerinin Tanzimatdan evvelki unvanları “Haseki Sultan” idi, o zaman da bir pâdişahın ilk nikâhlı zevcesine Baş Haseki denilirdi (B.: Haseki Sultan).
Osmanlı Hânedânı ananesince Haremi Hümâyunda Kadın Efendi (daha eskiden Haseki) ; yâni nikâhlı zevce olabilmek için pâdişahdan gebe kalmak şart idi; nikâh çocuk dünyaya gelince, lohusa döşeğinde kıyılırdı, şehzâde veya sultan doğumundan pek kısa bir müddet sonra ölmüş olsa dahi kadın efendi bir, hasekilik, haseki sultanlık unvânı bâki kalırdı.
Bir Osmanlı pâdişâhı, sarayının hareminde, bâkire olmak şartı ile câriye kızlardan dilediğini yatağına alup istifraş edebilirdi; bu yolda tek engel câriye kızın bu istifrâşa rizâsı idi, muvafakat etmediği takdirde, cebir, aslâ kullanılmazdı, kızın mücevherle iknâı, zifaf için hazırlanması, ve bir harem ananesine göre pâdişahın yatak odasına konulması vâlide sultanlar, yoksa, pâdişâhın kız kardeşleri olan sultanlar ile Hazınedar Usta ünvânını taşıyan Haremin nüfuzlu bir memûresinin vâzifelerindendi (B.: Vâlide Sultan; Hazînedar Usta). Bir bâkire kız, pâdişâhın koynunda yattığı gecenin ...
⇓ Devamını okuyunuz...
Osmanlı Sarayı Harem hayatında pâdişahların nikâh altındaki kadınların ilkine Tanzimatdan sonra verilmiş unvandır; diğer zevceleri de ikinci, üçüncü, dördüncü kadın efendi diye anılırlardı; pâdişahların kadın efendilerinin Tanzimatdan evvelki unvanları “Haseki Sultan” idi, o zaman da bir pâdişahın ilk nikâhlı zevcesine Baş Haseki denilirdi (B.: Haseki Sultan).
Osmanlı Hânedânı ananesince Haremi Hümâyunda Kadın Efendi (daha eskiden Haseki) ; yâni nikâhlı zevce olabilmek için pâdişahdan gebe kalmak şart idi; nikâh çocuk dünyaya gelince, lohusa döşeğinde kıyılırdı, şehzâde veya sultan doğumundan pek kısa bir müddet sonra ölmüş olsa dahi kadın efendi bir, hasekilik, haseki sultanlık unvânı bâki kalırdı.
Bir Osmanlı pâdişâhı, sarayının hareminde, bâkire olmak şartı ile câriye kızlardan dilediğini yatağına alup istifraş edebilirdi; bu yolda tek engel câriye kızın bu istifrâşa rizâsı idi, muvafakat etmediği takdirde, cebir, aslâ kullanılmazdı, kızın mücevherle iknâı, zifaf için hazırlanması, ve bir harem ananesine göre pâdişahın yatak odasına konulması vâlide sultanlar, yoksa, pâdişâhın kız kardeşleri olan sultanlar ile Hazınedar Usta ünvânını taşıyan Haremin nüfuzlu bir memûresinin vâzifelerindendi (B.: Vâlide Sultan; Hazînedar Usta). Bir bâkire kız, pâdişâhın koynunda yattığı gecenin sabâhı, Tanzimatdan evvelki devirde sâdece kadın unvanını alırdı (B.: Haremi Hümâyun), Tanzimatdan sonra da bekâretlerinin gittiği gecenin sabâhından itibâren “İkbal” unvanını ala geldiler, ikballerin en kıdemlisi de “Baş ikbal” oldu (B.: İkbal; Başikbal).
Bir “kadın”ın veya “ikbal”in, bu günkü tâbir ile karşılığı “pâdişah metresliği” dir. Bâzı Osmanlı hükümdarları için sayılamayacak kadar çok olan bu metreslerin nikâhlı zevce olabilmeleri için gebe kalıp çocuk doğurmaları lâzımdı; çocuk doğunca derhal nikâh kıyılır, kadın veyâ ikbal - yâni metres, haseki sultan veyâ kadın efendi - yâni zevceolurdu. Burada “kadın” ismi karışdığı için bâzı sözleri tekrarı lüzumlu bulduk: Tanzimatdan evvel metresin unvânı sâdece “kadın”, zevcenin unvânı “haseki, haseki sultan” dır. Tanzimatdan sonra metresin unvanı “ikbal”, zevcenin unvanı da “kadın efendi” olmuştur; saray ıstılahından “haseki sultan” unvânı kalkmıştır.
Eğer pâdişah arzu ederse, metresini aşırı severse, bir çocuğa gebe kalmasa da onu kendisine nikâh ile bağlayabilirdi; bu yolda tek vak’a vardı, Sultan İbrahim, müstefrişelerinden Hümâşah kadını, çocuk doğurmadığı halde sırf haseki sultanlığa yükseltmek için nikâhla almışdı.
Mühim bir noktadır, yukarıda da kayd ettik, padişah nikâhları, kadının - ikbâlin lohusa döşeğinde kıyılırdı; pâdişahlar telli duvaklı bir gelin kız, ve cemiyetimizin “düğün” dediği merasimle evlenmezlerdi; mutantan saray düğünleri pâdişahların kız kardeşleri ile pâdişahların kızları sultanlara yapılırdı.
Sultan İbrahim, Hümâşâhı, saray ve hânedan ananesi dışına çıkarak nikâh ile alır iken, ananeyi merâsim tarafından da çiğnemiş, bâşının tâcı sevgilisine bir de tantanalı saray düğünü yaptırtmış idi ki bu güzle kadın telli duvaklı gelinliğinden ötürü Osmanlı Târihinde “Telli Haseki” lakabını almıştır (B.: Hümâşah Sultan).
Bu satırların yazıldığı 1960 yılı Ağustosunda Osmanlı Hânedanın son kadın efendisi Müşfika Hanım, 106 yaşında hayatda, ve İstanbulda Nişantaşında evlerinde oturmakda idiler, yine bu Ağustos ayının başında dünyada tek istinadgâh olarak kalmış kızı Ayşe Osmanoğlunu kaybetmiş bulunuyordu (B.: Osmanoğlu, Müşfika; Osmanoğlu, Ayşe). Müşfika kadın efendi İkinci Abdülhamid’in en sevgili zevcesi idi; bu hükümdar 1900 da tahtdan indirildiğinde Müşfika Osmanoğlu 55 yaşında idi.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM040582
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 4, sayfalar 2191-2192
Bakınız Notu
B.: Haseki Sultan; B.: Vâlide Sultan; Hazînedar Usta; B.: Haremi Hümâyun; B.: İkbal; Başikbal; B.: Hümâşah Sultan; B.: Osmanoğlu, Müşfika; Osmanoğlu, Ayşe
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.