Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BAŞI AÇIK GEZMEK
Şapka devriminden evvel Müslüman - Türk erkek, hattâ sabî oğlancık olsa sokağa başı açık çıkamazdı, sokağa çıkmak şöyle dursun, memur veya serbest meslek erbabı, tüccar, esnaf, amele, ırgad, işinin başında dahi, fes, kalpak, kavuk, külâh, barata, üsküf, takke başında muhakkak bir serpuş bulunurdu; bunlardan birini tedârik edemeyecek kadar düşkün olsa bile, başına bir dülbent, çevre sarar, bağlardı; sokakda başı açık dolaşmak, hiristiyana taklid bilinirdi. Hattâ, evlerde, mutlak mahremiyetde dahi sokak serpuşu çıkarılır, mevsime göre başa bir takke geçirilirdi.
Sokakda başı açık dolaşmak, bir müslüman türkün tekfiri için yeter sebeb olmasa dahi serserîlik alâmeti sayılır ve zabıtaca yakalanırdı; bundan ötürüdürki dilimizde sefil ve perişan serserî anlamına “baş açık yalın ayak” deyimi vardır. Bu hâle düşenler de, gerek hakiki hayat sahnesinde yaşamış gerekse veyâ bir mahbubun aşkı yolundan cinnet vâdisine düşenler olmuştur; ve İstanbul halkı onlara “abdal aşık” yâhud “cezbe sâhibi” demiştir, abdal aşık’a bazan kızmış, bazan acımış, cezbe sâhiblerinin de kerâmetine inanmıştır. Bunlardan onyedinci asır ortasında yaşamış Unkapanlı Keysûdar (Saçlı-yahud - kâküllü) Mehmed Efendinin portresini büyük muharrir Evliya Çelebi pek canlı çiziyor:
“Melâmîler Sultanı Hazreti Kapânî Mehmed, buna...
⇓ Devamını okuyunuz...
Şapka devriminden evvel Müslüman - Türk erkek, hattâ sabî oğlancık olsa sokağa başı açık çıkamazdı, sokağa çıkmak şöyle dursun, memur veya serbest meslek erbabı, tüccar, esnaf, amele, ırgad, işinin başında dahi, fes, kalpak, kavuk, külâh, barata, üsküf, takke başında muhakkak bir serpuş bulunurdu; bunlardan birini tedârik edemeyecek kadar düşkün olsa bile, başına bir dülbent, çevre sarar, bağlardı; sokakda başı açık dolaşmak, hiristiyana taklid bilinirdi. Hattâ, evlerde, mutlak mahremiyetde dahi sokak serpuşu çıkarılır, mevsime göre başa bir takke geçirilirdi.
Sokakda başı açık dolaşmak, bir müslüman türkün tekfiri için yeter sebeb olmasa dahi serserîlik alâmeti sayılır ve zabıtaca yakalanırdı; bundan ötürüdürki dilimizde sefil ve perişan serserî anlamına “baş açık yalın ayak” deyimi vardır. Bu hâle düşenler de, gerek hakiki hayat sahnesinde yaşamış gerekse veyâ bir mahbubun aşkı yolundan cinnet vâdisine düşenler olmuştur; ve İstanbul halkı onlara “abdal aşık” yâhud “cezbe sâhibi” demiştir, abdal aşık’a bazan kızmış, bazan acımış, cezbe sâhiblerinin de kerâmetine inanmıştır. Bunlardan onyedinci asır ortasında yaşamış Unkapanlı Keysûdar (Saçlı-yahud - kâküllü) Mehmed Efendinin portresini büyük muharrir Evliya Çelebi pek canlı çiziyor:
“Melâmîler Sultanı Hazreti Kapânî Mehmed, buna Keysûdar Mehmed Efendi de derler, bu lakaba sebep keysûlarının büklüm büklüm perişan olması ve kendisinin baş ayak çıplak gezmesidir, kış vaktı bir beyaz İmroz kebesi giyerek elinde bir teberle dolaşırdı, harâbâti erenlerdendir (B.: Mehmed Efendi, Kapânî Keysûdar)”.
Geçen asır sonlarında yaşamış bir aşık abdal portresi de şu satırlarla çizilmişdir:
“Derviş Ömer ki Çeşme kasabası ehâlisinden olub Kapdanıderyâ Hacı Ahmed Vesim Paşa hazretlerinin filikasında tersâne hamlacılarından letâfeti sîmâya sâhib bir tâze yiğit iken Üsküdar çarşusu esnafından bir mahbûba alâka peydâ iderek afif olmağla elin eline sürmemiş idi, mâşuku olan helvacı civanı iki çifte dolmuş ile Dersaadete gider iken eceli kazâ irişüb bindiği kayık bir iskona ile müsâdeme ittikde garikan fevt ve vücûdi nâzenini Marmara Denizinde nâbûd olmağla Hamlacı Ömer bî şuur, başı açık yalın ayak abdal aşık olub kaptanpaşa hazretleri ki ehli dil derviş nihâd âlî himmet âlîcenâb veziri lâ nazirdir, kemâli merhametlerinden melcei dervişan olan konaklarında kâmil üç sene himâye eylediler, dûşinde abâyi mevlevi, saç sakala ve sakal bıyığa sarmış aslâ dünya kelâmı eylemez amma kimseye sikleti yok idi, âkibet ölenle ölünmez ve kişi sevdiği ile gömülmez o hâli vahşeti terk ile âdem kılığına girdi, paşa hazretleri dahi bir câriyeleri ile baş göz idüb civana civan değil nigâr gerekdiğin hak bîn olanların mâlûmu ise de erbâbı dalâlete dahi ayan oldu, Aşık Ömer şifâ bulub Kasımpaşa Mevlevihânesi dedeğânındandır ve kaydi dahi tecdid olunmağla Tersânei Âmirede çavuşdur” (Alacahamamli Reşid Efendi Ruznamesi).
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM040551
Tema
Folklor
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 4, sayfa 2181
Bakınız Notu
B.: Mehmed Efendi, Kapânî Keysûdar
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.