Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
BALTAZAR (Bedros)
Türk sahnesinin emektar Ermeni artistlerinden, Papas Furtanos isminde birinin oğlu olarak 1866 da İstanbulda Salmatomrukda doğdu, Karagümrük Ermeni mektebinde okudukdan sonra bir müddet kuyumcu çıraklığı yapdı, bu meslekde ve tecrübe ettiği daha birkaç işde tutunamadı, tiyatroya karşı çılgın bir merak ve hevese sahibdi, bu âlemde şöhret sahibi Ermeni sanatkârlarla tanışdı ve bunlardan, Güllü Agobun Gedikpaşa Tiyatrosunda rejisörlük yapan Bedros Magartyan’ın delâleti ile 1889 da yirmiüç yaşında iken Tepebaşı Tiyatrosuna intisab etti ve ilk defa “Ayyaş ve Mürâi” adlı bir piyesde mürâi rolünde sahneye çıktı, piyes Ermenice idi, yine ayni tiyatroda ayni dilde “İki ahbab çavuşları”; “Namus lekesi” ve “Tahammül” isimli piyeslerde roller aldı, ilk defa olarak, Tepebaşı Trupunun Filibeye kadar uzayan bir turnesinde türkçe oynanan piyeslere girdi, İstanbula dönüşünde Tepebaşı Tiyatrosundan ayrıldı, kısa bir müddet aktörlüğü bıraktı, sonra Büyük Fasulyacıyanın Yervant Fasulyacıyan ile birleşerek Ahmed Fehim Efendi, Arşak ve Aşot gibi sanatkârların da iştiraki ile ikinci bir Rumeli turnesine çıkdı, 1891 yılında yapılan bu seyahatda üç ay Tekirdağında kaldılar, oradan vapur ile Selâniğe geçerek iki ay da orada oynadılar, oradan da Üskübe geçtiler, iki ayda Üskübde kaldılar, fakat umdukları r...
⇓ Read more...
Türk sahnesinin emektar Ermeni artistlerinden, Papas Furtanos isminde birinin oğlu olarak 1866 da İstanbulda Salmatomrukda doğdu, Karagümrük Ermeni mektebinde okudukdan sonra bir müddet kuyumcu çıraklığı yapdı, bu meslekde ve tecrübe ettiği daha birkaç işde tutunamadı, tiyatroya karşı çılgın bir merak ve hevese sahibdi, bu âlemde şöhret sahibi Ermeni sanatkârlarla tanışdı ve bunlardan, Güllü Agobun Gedikpaşa Tiyatrosunda rejisörlük yapan Bedros Magartyan’ın delâleti ile 1889 da yirmiüç yaşında iken Tepebaşı Tiyatrosuna intisab etti ve ilk defa “Ayyaş ve Mürâi” adlı bir piyesde mürâi rolünde sahneye çıktı, piyes Ermenice idi, yine ayni tiyatroda ayni dilde “İki ahbab çavuşları”; “Namus lekesi” ve “Tahammül” isimli piyeslerde roller aldı, ilk defa olarak, Tepebaşı Trupunun Filibeye kadar uzayan bir turnesinde türkçe oynanan piyeslere girdi, İstanbula dönüşünde Tepebaşı Tiyatrosundan ayrıldı, kısa bir müddet aktörlüğü bıraktı, sonra Büyük Fasulyacıyanın Yervant Fasulyacıyan ile birleşerek Ahmed Fehim Efendi, Arşak ve Aşot gibi sanatkârların da iştiraki ile ikinci bir Rumeli turnesine çıkdı, 1891 yılında yapılan bu seyahatda üç ay Tekirdağında kaldılar, oradan vapur ile Selâniğe geçerek iki ay da orada oynadılar, oradan da Üskübe geçtiler, iki ayda Üskübde kaldılar, fakat umdukları rağbeti göremediler, bilhassa Baltazar parasız kaldı, İstanbuldaki ailesinden para getirtterek trupdan yarıldı ve tek başına İstanbula döndü ve bir az sonra da Minağyan Manakyan’ın Osmanlı Tiyatrosuna girdi, burada temsil edilen dram, komedi ve vodvillerde baş rollere çıkdı, Mınakyan Kumpanyası dağıldıktan sonra 1903 de Reşad Rıdvan Beyin Kondordiya Tiyatrosunda kurduğu Vodvil Kumpanyasına intisab etti ve ilk olarak “Tupunenin zevcesi” adındaki piyesden adapte edilmiş “İpekçi merum”da sahneye çıkdı, Reşad Rıdvan Beyin yanında iki yıl kaldı, 1905 deki bomba hadisesinde saraya verilen bir jurnalda Baltazar da sui kasidde medhadar olmakla ittiham edildiğinden, R. Rıdvan Beyin evinde misafir bulunduğu bir gece tevkif edildi, 73 gün Hasanpaşa Karakolunda, bir ay da zaptiye nazırlığında mevkuf kaldı, sui kasda iştirakini gösterir deliller olmamakla beraber hakkındaki şübheler de zail olmadığından bâ iradei saniyye Daday’a sürgün gönderildi, fakat evrakı tetkik edilinceye kadar aylarca Kastamonu hapishanesinde yattı, kendisi anlatır: “Kastamonu hapishanesinde yattığım koğuşta bakırcı esnafından Merzifonlu Avakoğlu İstefan isminde bir mevkuf daha var idi, bir gün beni aldılar, İstefan Merzifona gidiyorsun dediler, İstefanın ben olmadığımı, adımın Baltazar olub Dadaya sürgün gittiğimi anlatamadım, atlı bir zabtiyenin refakatinde yaya olarak yola çıkarıldım, daha ilk günü yedi saat yol yürüyerek Ilgız Dağını aşdım, Mevsim de aralık ayı idi, iki köyde konakladık, köylülerden çok iyi muamele gördüm, Tosyada kaymakama teslim edildim, hele şükür ona derdimi anlata bildim, kastamonuya telgraf çekdirdim, cevab gelinceye kadar Tosyada kaldım. İstanbuldan sürgüne gönderilir iken, vapurda Kel Abdullah isminde bir tosyalı ile tanışmışdım, bu adam yazın İstanbulda sakalık kışın da memleketinde sahlebcilik yaparmış, beni gördü, yiyecek, para verdi, çok insaniyetini gördüm, her ne hal ise, Kastamonuya döndüm, oradan da Daday’a gönderildim. Menfamda han uşaklığı ve kahvecilik gibi işler yaptım. Hayatım sefilâne idi, çalıştığım han kahvesinin arkasından bir dere geçerdi, kasablar, etini sıyırıp satdıkları kemikleri bu dereye atarlardı, ben de o kemikleri toplar, kaynatır, et suyuna çorba yapardım. Bir gün bunu, orada memuriyetle bulunan Kasımpaşalı Reşid Bey isminde müşterilerimizden birine anlatdım, ertesi sabah on iki yaşlarında bir kızcağız ayaklı bir bakır kâse ile geldi: Bedros Efendi kimdir dedi,:- benim kızım dedim.
— Buyurun bey babam gönderdi dedi ve kâseyi bana uzatdı, Kâseyi açdım bakdım ki misk gibi işkembe çorbası. Reşid Bey ne: Bedros dedi, canın ne isterse söyle yaptırayım. Hancı aksi bir adamdı, her şeyine tahammül etdiğim halde bir gün beni handan kovdu, zabitan mahfiline kahvecilik ile girdim, bir buçuk sene sonrada meşrutiyet ilân edildi af edilir edilmez İstanbula döndüm. 31 Mart vak’asında Benliyanla beraber Bulgaristana kaçtık, ortalık yatışınca döndük, Tepebaşı Odeon Tiyatrosunda bir kaç mevsim temsiller verdik, “Leblebici Horhor”u, “Köse Kâhya”yı, “Hanifin hilesi”ni oynadık. Ölünceye kadar Benliyandan ayrılmadım, sonra Kel Hasan Efendi, Keleş Şevki Bey, Büyük Şevki Bey ve Nâşid gibi sanatkârlarla oynadım ve 1947 de 81 yaşımda sahneye vedâ ettim”.
Bedros Baltazar, 1948 de Galata Pandeleimion Rus Manastırında oturmakda,, “Emekli Sahne sanatkârları Cemiyeti” ile hayırhah dost ve meslekdaşlarından gördüğü yardım ile geçinmekde idi.
Hakkı Göktürk
Bedros Baltazar son günlerinde hasta olarak Yedikule Ermeni hastahânesine sığındı ve 9 Ocak 1953 de orada öldü, Şişli Ermeni mezarlığında hâli hayatinde hazırladığı kabre defnedildi.
1952 de yapılan jübilesinde toplanmış bir miktar parasını yattığı hastahaneye bırakmıştı (İst. An.).
Bedros Baltazar
(Resim: Nezih)
Theme
Person
Contributor
Nezih
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Creator
Hakkı Göktürk
Identifier
IAM040408
Theme
Person
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Contributor
Nezih
Description
Volume 4, pages 2087-2088
Note
Image: volume 4, page 2087
Theme
Person
Contributor
Nezih
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.