Balıkpazarının börekci dükkânları kadimdenberi İstanbulun şöhretlerinden idi. Müşterileri umumiyetle ayak takımı, büyük şehrin hammal, kayıkcı, fırın ve hamam uşakları bekâr tâifesi olduğu halde, evlerinde konaklarında en nefîs börekler yapılan ortahalli, hallice ve zenginler dahi çarşı böreği yemek için Balıkpazarına gelirlerdi; meşhur bir fıkra da bu börekciler üzerinedir. Anadoludan İstanbula iş bulmak için gelen bir garip, Büyükşehire cebinde tek mangırı olmayarak ayak basmış, açlıktan bîtab bir halde Balıkpazarında dolaşır iken bir börekci dükkânında fırından yeni gelmiş nar gibi börekleri ve boğaçaları görünce dükkâna dalmış, börekciye: — Bu dükkân senin mi? diye sormuş. — Benimdir!.. — Ya bu börekler? Boğaçalar? — Onlar da benim... Artık dayanamamış, gözlerini açmış, dişlerini gıcırdatarak: — Eşek gibi ne duruyorsun.. Yesene be, yesene!.. diye bağırmış. Balıkpazarı börekcilerinin son şöhreti “Giritli” idi. 1952 de müessisinin adını ve hal tercümesini evlâtlarından istedimizde her neden ise çekindiler, vermediler; Giridlinin hakikaten nefîs ıspanaklı böreğini ilk defa tattığımız 1932 yılında dükkân Balıkpazarında Helvacıbekir Sokağında idi. 1936 istimlâkinde, bu sokak ile beraber dükkânın bulunduğu blok Eminönü Meydanına katılınca, Giridliler Asmaaltı Caddesinde küçücük bir...

Balıkpazarının börekci dükkânları kadimdenberi İstanbulun şöhretlerinden idi. Müşterileri umumiyetle ayak takımı, büyük şehrin hammal, kayıkcı, fırın ve hamam uşakları bekâr tâifesi olduğu halde, evlerinde konaklarında en nefîs börekler yapılan ortahalli, hallice ve zenginler dahi çarşı böreği yemek için Balıkpazarına gelirlerdi; meşhur bir fıkra da bu börekciler üzerinedir. Anadoludan İstanbula iş bulmak için gelen bir garip, Büyükşehire cebinde tek mangırı olmayarak ayak basmış, açlıktan bîtab bir halde Balıkpazarında dolaşır iken bir börekci dükkânında fırından yeni gelmiş nar gibi börekleri ve boğaçaları görünce dükkâna dalmış, börekciye: — Bu dükkân senin mi? diye sormuş. — Benimdir!.. — Ya bu börekler? Boğaçalar? — Onlar da benim... Artık dayanamamış, gözlerini açmış, dişlerini gıcırdatarak: — Eşek gibi ne duruyorsun.. Yesene be, yesene!.. diye bağırmış. Balıkpazarı börekcilerinin son şöhreti “Giritli” idi. 1952 de müessisinin adını ve hal tercümesini evlâtlarından istedimizde her neden ise çekindiler, vermediler; Giridlinin hakikaten nefîs ıspanaklı böreğini ilk defa tattığımız 1932 yılında dükkân Balıkpazarında Helvacıbekir Sokağında idi. 1936 istimlâkinde, bu sokak ile beraber dükkânın bulunduğu blok Eminönü Meydanına katılınca, Giridliler Asmaaltı Caddesinde küçücük bir dükkâna naklettiler ve şöhretlerini muhafaza ettiler; eski geniş dükkândaki müşteri kesâfeti pek tabiîdir ki yeni dükkâna sığmadı, içerisi daimâ dolu olduğundan ağız tadına düşkün olanlar kapudan ayakda alış veriş ettiler, tezgâh önünde hep sıra beklenir oldu. 1957 de de Asmaaltı istimlâk edilince açıkda kaldılar ve bu namlı börekci dükkânı kayboldu. Bir ara, 1959 da seyyar börekcilik yapdıkları işitildi ise de rastlanadı (B. : Börek; Börekci).