Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
BÂLÂ CAMİİ VE TEKKE, TÜRBE, SEBİL, VE ÇEŞMELERİ
Silivri Kapusunun yanında Sigma Askerî Kapusuna 70 - 80 metre mesafede, T şeklinde kesiş Tekkemaslağı Sokağı ile Bâlâtekkesi Sokağının teşkil ettiği üçyolağzında bulunan bu yapı manzumesi câmi, tekke, türbe ve çeşmelerden müteşekkildir; tekkesinin son zamanlardaki ehemmiyetine binaen camiden ziyade tekkeye nisbetle anılır; zira cami ayni zamanda simaihâne olarak kullanılırdı.
Manzûme içinde ilk inşa edilen camidir; bânisi İstanbul fethinde topçubaşılar arasında bulunmuş, sonra Bölükâtı Erbeadan birinin ağalığını yapmış Bâlâ Süleyman Ağadır (Hadikatül Cevâmi, I). Bu ilk binadan eser kalmamıştır.
Zamanımızdaki cami ve diğer eserler ondokuzuncu asır ortalarında inşa edilmiş ve manzume yine ilk camiin bânisinin adı ile anılmıştır.
Camiin avlu kapusunda Sultan Azizin tuğrası altındaki dokuz beyitlik tâlik kitâ-kitâbede Sazgâh Kalfanın Hicrî 1279 (Milâdî 1862) senesinde bu Bâlâ Süleyman Ağa Mescidini tecdid ettirdiği okunmaktadır. yapılan yeni manzume sokağın iki köşesinde tekke ve türbe ve bunun bitişiğinde câmi ile Tekkemaslağı Sokağı üzerinde ve Bâlâteksi karşısında mütenazır iki sebil ile müteaddid çeşmelerden kurulmuş azametli bir gruptan mürekkepdir.
Cami 7 metre daireye resmedilmiş sekiz çıkıntılı pencerenin aydınlattığı yuvarlak bir kasnakla kubbe duvarlara oturur; sekiz köşeni...
⇓ Read more...
Silivri Kapusunun yanında Sigma Askerî Kapusuna 70 - 80 metre mesafede, T şeklinde kesiş Tekkemaslağı Sokağı ile Bâlâtekkesi Sokağının teşkil ettiği üçyolağzında bulunan bu yapı manzumesi câmi, tekke, türbe ve çeşmelerden müteşekkildir; tekkesinin son zamanlardaki ehemmiyetine binaen camiden ziyade tekkeye nisbetle anılır; zira cami ayni zamanda simaihâne olarak kullanılırdı.
Manzûme içinde ilk inşa edilen camidir; bânisi İstanbul fethinde topçubaşılar arasında bulunmuş, sonra Bölükâtı Erbeadan birinin ağalığını yapmış Bâlâ Süleyman Ağadır (Hadikatül Cevâmi, I). Bu ilk binadan eser kalmamıştır.
Zamanımızdaki cami ve diğer eserler ondokuzuncu asır ortalarında inşa edilmiş ve manzume yine ilk camiin bânisinin adı ile anılmıştır.
Camiin avlu kapusunda Sultan Azizin tuğrası altındaki dokuz beyitlik tâlik kitâ-kitâbede Sazgâh Kalfanın Hicrî 1279 (Milâdî 1862) senesinde bu Bâlâ Süleyman Ağa Mescidini tecdid ettirdiği okunmaktadır. yapılan yeni manzume sokağın iki köşesinde tekke ve türbe ve bunun bitişiğinde câmi ile Tekkemaslağı Sokağı üzerinde ve Bâlâteksi karşısında mütenazır iki sebil ile müteaddid çeşmelerden kurulmuş azametli bir gruptan mürekkepdir.
Cami 7 metre daireye resmedilmiş sekiz çıkıntılı pencerenin aydınlattığı yuvarlak bir kasnakla kubbe duvarlara oturur; sekiz köşenin yedi dıl’ında altlı üstlü ikişerden on dört, kapu dıl’ında da üç pencere ki kasnakdakilerle beraber camide 25 pencere vardır. pencerelerin kemerli memeli at nalı arab tarzıdır; üsttekiler yuvarlakdır. Kapının üstünde bölme bir mahfil olduğunu gösteren izler vardır. Duvarlar sıvalı, söveler tastandır. Kubbe dört köşe demirler ortasına tuğla dolgudur. Mihrab ve minber pek güzel olmamakla beraber gaayet temiz işçilikle ve renkli kakı taşlarla süslü olarak yapılmıştır. Daha ziyade onsekizinci asır rokoko üslûbunu andıran bu tarz ondokuzuncu asırda müteaddit yerlerde, meselâ Hırkaişerif Camiinde kullanılmıştır; bununla beraber hatlar sert ve âhenk daha ziyade kurudur; onsekizinci asrın tahakkuk ettirdiği güzelliği bunlarda aramamalıdır.
Minare basit ve taştandır. Câmi 1946 - 1948 arasına kadar harab idi, tamiz edilmiştir; yalnız medhal kısmı noksan kalmıştır.
Kalem işleri onaltıncı asır örneği, renk ve şekilleri düzgün çiçekli tezyinattır.
Köşedeki türbenin kapusu ufak avlusuna açılır, tam kemerli yedi pencere ile aydınlatılan basit bir binadır ve camiden sonra inşa edilmiştir. İçinde yalnız tahtaları kalmış altı sanduka vardır. Bunlardan birisi Bâlâ Süleyman ağaya aid ise de hangisi olduğunu tahkik kabil olamadı. Diğerleri tekkenin şeyh efendilerinin merkadleridir. Çok basit olan türbenin saçağı altında ve iki cebhesini kaplayan mermer üzerine altun yazı ile yazılmış kuşak yazısı hak edilmiştir. “Faik min telâmizi Mehmed Şefik, 1312” ketebesini taşıyan ve Âyetülkürsî” ile “Yekuulû yâ leytenî” âyet kerimesini ihtiva eden bu yazı türbe cebhesine tek başına ihtişam vermektedir.
Karşıdaki tekke, sokağının köşesinde könye şeklinde basit bir binadır. Sokak yüzünde höcreler, iç dılîlarda bir ahşab ruvak, sayvan vardır; ilk mektep olarak kullanılmaktadır. İnşaatı cilâlı basit tuğla duvardır.
Tekkenin duvarına pek güzel bir onsekizinci asır çeşme aynası ortasına gömme konulan beyzî kitâbe ile hicrî 1313 (Milâdî 1895 - 1896) tarihinde Perestû Kadınefendi tarafından Bâli Süleyman Ağa ruhuna ithaf olunan ayrı ve tek bir çeşme vardır. Kitâbe taşı onsekizinci asra ait olduğunda şüphe edilmeyen ayna taşına yapıştırma olarak konmuştur.
Bu kîtabenin metni şudur :
“Cennetmekân firdevs âşiyan Ebulfeth Sultan Mehmed Han hazretlerinin topçu başısı bu hânekaahın bânii evveli Bâlî Süleyman Ağa hazretlerinin rûhi kudsiyeleri içün Perestû Kadın Efendinin hayrâtıdır. Sene 1313 zilkaade 13” (Milâdî 1896 haziran 26).
Bâlâ manzumesinin en güzel parçası sebil ve çeşmeler grupudur. Arkadaki tek katlı bir bina saçaklarının gölgelediği bu serapa mermer eser küçük bir âbidedir; müstesna bir tecânüs arzetmez, fakat çok sıcak ve samimîdir. Su, bundan daha güzel bir şekilde sunulamaz. Uzaktan, bilhassa sıcak yaz günlerinde, evvelâ göz ile ferahlık, serinlik duyulur. Saçağa kadar mermer kaplı duvar ortasında şemsiyeli bir tuğranın süslediği, onsekizinci asır üslûbuna kaçan renkli kakma taşlarla müzeyyen, ortası hafif göbekli, büyük yalaklı bir çeşme vardır. Bu büyük çeşmenin sağ ve sol meme duvardan hafifce kabarmış basit kitâbeli 6 koraçeşmesi vardır. Bunların yalağı müşterek, zeminden aşağı bir oluktan ibarettir. Bunların da sağ ve solunda dorik başlıklı sütunlara müstenid yarım müseddes çıkıntılı iki sebil vardır. Sebil parmaklıkları dökme demirden ve Sultan Hamid devrindeki binalarda görülen dairevi göbekli çubuklardan ibarettir. Sebilin kenarından başlayıp diğerinin kenarına kadar uzanan bir kuşak kitâbe bütün saçak altını kaplar.
Çeşmenin sağında ve solunda celîsülüs ile yaldızlı: “Ve cealnâ min el mâi külli şey’in hay” ve “Ve sakahüm Rabbihüm Şerâben tahûrâ” “Faik” imzasiyle 1309 (1891) tarihini taşımaktadır. Çeşmenin üzerinde on beyitlik bir tarih kitâbesi de çeşmenin Şeyh Mehmed Sadeddin ve Şeyh Said Ali Efendiler tarafından yaptırıldığını göstermektedir; tâlik yazısı o devrin seçkin hattâlarından Üsküdarlı Ali Riza tarafından 1309 (1891) yazılmıştır.
Bu tarihi kitâbesinin metni şudur:
Gel oku besmele iç çeşmeden bir âbı ruh efzâ
Dahi Elhamdülillâh söyle eyle sünneti icrâ
Mükemmel oluyor hamdü senâ veche has evzânde
İde Hak illeti atşa şifâ ender şifâ îtâ
Çehârem kadını Abdülmecid Hânın Perestû nam
Kim anı bâis etti böyle hayra Hazreti Mevlâ
Bu hayra maksadı feyz almadır rûhi azizinden
Yapub bu çeşmeyi ayni mürüvvet eyledi icrâ
Sebil ile muvakkithâne zeyn etmiş cenâheynin
Bu himmet eylemez mi zülcenâheyn olduğun îmâ
Okunsun Fâtiha rûhi mukaddeslerine pîrin
Cenâbı Hacı Şeyh Ali mürşidi dil deryâ
Bu hayrâtın delili Şeyh Mehmed Sa’deddin oldu
Kim oldur post nişîni dergehi Bâlâ dilârâ
Şehîdi Kerbelâ Şeyh Mehmed Sa’deddin oldu
Kim oldur post nişîni dergehi Bâlâ dilârâ
Şehîdi Kerbelâ aşkında câri selsebîl âsâ
Kim içe bu duâyı eylesün bâisine ifâ
Revan şeyh merhumu idüb müstağraki rahmet
Muammer eylesün bâislerin de Rabbi bî hemtâ
Kalender kaldırıp yed sûyi Hakka yaz bu târihi
Su iç mâi hayâtın aynidir bu Çeşmei Bâlâ
(Sene 1309 (M. 1891 - 1892)
Çeşmenin üstünde bir bayraklı tepelik ortasında İkinci Sultan Hamidin 1309 tarihli tuğrası vardır. Sultan Hamid zamanında yapılan bu manzumenin orta çeşme motifinde elli sene evvelki camiin üslûbuna uyulduğu halde yanlarındaki sebiller Sultan Hamid devri esaslarını taşır.
Çeşmelerin suyu Vidos civarında “Tavukçu Batağı” denilen mahalden çıkıp Hekimoğlu Ali Paşa mecrası ile Mevlevihâne kapusundan şehre girer.
İstanbul böyle cazib, pitoresk köşelerle dolu, dopdolu idi, bir şeyler kalmadı. Yangınların ve şehri asrileştirme hamlesinin el uzatmadığı bu menzumeyi Allah kem nazarlardan korusun. Muhakkak, muhakkak muhafazası elzem bir küldür (1951).
Ekrem Hakkı Ayverdi
Perestu (Perestev) Kadın Abdülmecidin dördüncü zevcesi, pek küçük yaşta anasını kaybetmiş olan İkinci Sultan Hamidin de analığı olup Sultan Hamid tahta çıktığında bu müşfik kadına Valide Sultanlık pâyesini vermiş idi.
İzzet Kumbaracılar’ın “İstanbul Sebilleri” adındaki eserinde rivayetine göre Bâlâ Sebilleri yapısı halka açıldığında üç gün üç gece şerbet dağıtılmıştı.
1951 yılında bu âbideyi ziyaretimizde Mermer cepheli Sebiller ve çeşmeler grupunda, ortadaki büyük çeşmenin suyu akmıyordu, tekkenin kenarına bir terkos musluğu civar halk o musluktan su alıyordu. Geniş saçağı son dercede harab, kaplamaları kopmuş, düşmüş, işlek kirişler sırıtıyordu.
Bâlâ Tekkesi bir nakşibendi dergâhıydı. Bânisi Şumnulu Şeyh Ali Efendidir; memleketinden seyahat arzulayarak küçük yaşda çıkmış, Anadoluda, Arabistanda dolaşmış, 1868 de İstanbula gelerek saraya intisab etmiş ve oradan, bilhassa Haremi Hümâyûndan gördüğü himaye ile bu dergâhı yaptırmıştı Tekkenin ahşap olan harem kısmı, tekkenin karşısında bulunan Bâlâ Câminin yanında inşa edilmişti; bu ahşap konak 1941 - 1942 arasında yıktırılmıştır.
Âyinler câmide yapılırdı. Şeyh Ali Efendinin ölümünden sonra büyük oğlu Mehmed Saadeddin Efendi postnişin oldu, Sadeddin Efendinin ölümünde oğlu Ziyaeddin Efendi aklen hasta olduğundan şeyhlik kardeşi Mehmed Fahreddin Efendiye kaldı; bu zat Türkiyede tekkelerin kapatıldığı tarihe kadar şeyhliği muhafaza etti. Bâlâ Tekkesi 1952 yılında Silivrikapu İlkoklulu idi.
Fatihin topçubaşlarından Bâlâ Ağanın Camii, aslında çok harab birhalde bulunurken 1894 zelzelesinde yerle bir yıkılmış, bugünkü bina Âdile Sultan tarafından yaptırılmıştır.
Şeyh konağı, son şeyhinin oğlu olup adını öğrenemediğimiz bir adam tarafından, devletçe mühürlenmiş, bu hedim rahatsız ve galiba bir suç olduğundan son derecede sür’atle yapılmış, bu arada, yanındaki camiin giriş kapusu da yıkılmış, cami Nasreddin Hocanın türbesine dönmüştür; 1942 - -943 yılları arasında demir parmaklıklı bir kapuya asılmış top kilidle kapanıyordu; kışın bütün soğuğu, yağmuru, rüzgârı camiin içinde idi; zamininde perişan kilimlerle hazin bir manzarası vardı.
Duvarları tezyin eden levhalar arasında bilhassa son derecede şayanı dikkat idi; geçen asrın seçkin hattâtlarından Üsküdarlı Ali Riza Beyin eseri olup tahminen 2,5 - 3 metre boyunda bulunan bu “Hilyei Saadet” levhası olan eser, hem yazı nefaseti bakımından bir şâheserdir, hem de bu büyüklükte ikinci bir Hilye levhası bulunmadığı için kıymetine paha biçilmez, yeri Türk - İslâm eserleri Müzesidir.
Yine hazin bir rivayettir ki 1942 - 1943 yılları arasında bu semte bir suyolu tayin ediliyor, bu adam da civardaki Arnavud bağçıvanlarla uyuşarak Bâlâ Çeşmelerinin şarıl şarıl, gürül gürül akan suyunu satıyor, mecra bostanlara çevrilerek Bâlâ Çeşmeler grupu susuz kalıyor. Bu tecavüzlerin tafsilâtlı notları yukarıda kaydettiğimiz tarihlerde Silivrikapu İlkokulunun Başöğretmeni olan Bay Kemal Anacak’da bulunuyordu.
Bâlâ Camii 1951 de basit bir tâmir görmüştür; türbe ve çeşmeleriyle beraber ciddî bir restorasyona muhtaç ve lâik bir binalar manzumesidir (1942 - 1943, 1952).
Hakkı Göktürk
Bâlâ Manzûmesi
(Resim : Sabiha Bozcalı)
Bâlâ Çeşmesi
(Resim : Anonim)
Theme
Building
Contributor
Sabiha Bozcalı, Anonim
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Creator
Ekrem Hakkı Ayverdi, Hakkı Göktürk
Identifier
IAM040278
Theme
Building
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Contributor
Sabiha Bozcalı, Anonim
Description
Volume 4, pages 1955-1959
Note
Image: volume 4, pages 1956, 1957
Theme
Building
Contributor
Sabiha Bozcalı, Anonim
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.