Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BAKLALIKEMALEDDİN MESCİDİ VE MAHALLESİ
Hadikatül Cevâmi bu mescidin adını “Baklalı” diye kaydederek: “Bânisi Baklacı Kemaleddindir ki hîni fetihde gelenlerdendir, kabri nâ mâlûmdur, mahallesi vardır” diyor.
Bânisinin lakabı “Baklacı” olduğu takdirde mescidine de “Baklacı Mescidi” diye anılacağı pek tabiî görünür; mescid asırlar boyunca “Baklalı” adını taşıdığına göre Kemaleddinin lâkabında Hadika müellifinin zühulde bulunduğunu zannediyoruz; aslında da bu mescidin bânisine “Baklacı” dan ziyâde Baklalı” lâkabı yaraşmaktadır; mâlûmdur ki dilimizde meşhur sebzeden zincir halkasına da bakla denilir; biz, Baklalı Kemaleddini, Fatih Sultan Mehmedin ordusunda sayısı binleri aşan dervişler arasında, yalın ayak, sîne uryan ve boynunda aşk esâretinin alâmeti bir zincirle kendisini ilâhî cezbeye kaptırmış bir meczub olarak görüyoruz. Kabri de malûm olmadığına göre, fetihten bir müddet sonra yine o cezbenin şevki ile, zincir baklalarını şakırdatarak İstanbuldan ayrıldığı, bir meçhul yere gittiğini tahmin ediyoruz.
Zamanımızda mescidden en küçük bir iz kalmamıştır. 1876 da ilk mebus seçimi için tanzim edilen defterde Baklalıkemaleddin Mahallesi 82 hâne ve “muhterik = yanmış” olarak gösterilmiştir. Mescidin de yanup yok olduğu anlaşılıyor. Mahalle Aksaray Çarşısı ile deniz kıyısı ve Küçük Lânga arasında bulunuyordu; şehrin son mülk...
⇓ Devamını okuyunuz...
Hadikatül Cevâmi bu mescidin adını “Baklalı” diye kaydederek: “Bânisi Baklacı Kemaleddindir ki hîni fetihde gelenlerdendir, kabri nâ mâlûmdur, mahallesi vardır” diyor.
Bânisinin lakabı “Baklacı” olduğu takdirde mescidine de “Baklacı Mescidi” diye anılacağı pek tabiî görünür; mescid asırlar boyunca “Baklalı” adını taşıdığına göre Kemaleddinin lâkabında Hadika müellifinin zühulde bulunduğunu zannediyoruz; aslında da bu mescidin bânisine “Baklacı” dan ziyâde Baklalı” lâkabı yaraşmaktadır; mâlûmdur ki dilimizde meşhur sebzeden zincir halkasına da bakla denilir; biz, Baklalı Kemaleddini, Fatih Sultan Mehmedin ordusunda sayısı binleri aşan dervişler arasında, yalın ayak, sîne uryan ve boynunda aşk esâretinin alâmeti bir zincirle kendisini ilâhî cezbeye kaptırmış bir meczub olarak görüyoruz. Kabri de malûm olmadığına göre, fetihten bir müddet sonra yine o cezbenin şevki ile, zincir baklalarını şakırdatarak İstanbuldan ayrıldığı, bir meçhul yere gittiğini tahmin ediyoruz.
Zamanımızda mescidden en küçük bir iz kalmamıştır. 1876 da ilk mebus seçimi için tanzim edilen defterde Baklalıkemaleddin Mahallesi 82 hâne ve “muhterik = yanmış” olarak gösterilmiştir. Mescidin de yanup yok olduğu anlaşılıyor. Mahalle Aksaray Çarşısı ile deniz kıyısı ve Küçük Lânga arasında bulunuyordu; şehrin son mülki taksimâtında kaldırılmış, arâzisi Çakırağa Mahallesi ile Kürkçübaşı Mahallesine taksim ve ilhak olunmuştur.
Bibl. : Hadikatül Cevâmi, I; Ekrem Hakkı Ayverdi, Fâtih devri sonlarında İstanbul Mahalleleri.
Tema
Yapı
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM040262
Tema
Yapı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 4, sayfa 1938
Bibliyografya Notu
Bibl. : Hadikatül Cevâmi, I; Ekrem Hakkı Ayverdi, Fâtih devri sonlarında İstanbul Mahalleleri.
Tema
Yapı
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.