Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BAKKAL CİVANLARI
İstanbulun diğer bütün esnaf civanları gibi bakkalzâdeler, yahud bakkal tezgâhdar, çırakları arasında emsalsiz güzellikleri ile göze çarpan gencler Büyükşehrin kalender, külhânî meşreb şâirleri tarafından şiirlerle medhedilmişler, İstanbul Şehrengizlerinde yer almışlardır. Aslı Mâverâünnehirli, kendisi de orada doğmuş ve yetişmiş olan onbeşinci asrın büyük matematik bilgini Ali Kuşcu müsbet ilimlerin ciddî mesâisi arasında edebiyat ile de meşgul olmuş, bir bakkal güzelinin medhi şânında farsca çok zarif bir beyit söylemişdir; bu büyük âlimin:
Bakkalın elinde terâzi, ve ben onun sûretine hayran
Gel ey müşteri gör, Kamer Mîzan Burcunda!..
diye tasvir ettiği genc çok muhtemeldir ki İstanbulun ilk müsliman bakkal çıraklarından biridir (B. : Ali Kuşcu).
On altıncı Asır şairlerinden ve Yavuz Sultan Selimin hâs nedimlerinden olub Galata Kadılığından emekliye ayrılmış şâir Nihâli de bir bakkal civanı için :
Sâde yağın istedim ben bir güzel Bakkaldan
Yağ acı dediği bana tatlı geldi baldan..
diyor.
Onsekizinci asrın külhânî şâirlerinden Haşmet Efendi Üçüncü Sultan Mustafanın kızı Hibetullah Sultanın doğumu münasebeti ile yazdığı “Vilâdetnâmei Hümâyun” adındaki mensur eserinde, bu doğumda yapılan şenlikler arasında büyük esnaf alayını anlatır iken bakkalların geçişini, bugünkü yazı dili...
⇓ Devamını okuyunuz...
İstanbulun diğer bütün esnaf civanları gibi bakkalzâdeler, yahud bakkal tezgâhdar, çırakları arasında emsalsiz güzellikleri ile göze çarpan gencler Büyükşehrin kalender, külhânî meşreb şâirleri tarafından şiirlerle medhedilmişler, İstanbul Şehrengizlerinde yer almışlardır. Aslı Mâverâünnehirli, kendisi de orada doğmuş ve yetişmiş olan onbeşinci asrın büyük matematik bilgini Ali Kuşcu müsbet ilimlerin ciddî mesâisi arasında edebiyat ile de meşgul olmuş, bir bakkal güzelinin medhi şânında farsca çok zarif bir beyit söylemişdir; bu büyük âlimin:
Bakkalın elinde terâzi, ve ben onun sûretine hayran
Gel ey müşteri gör, Kamer Mîzan Burcunda!..
diye tasvir ettiği genc çok muhtemeldir ki İstanbulun ilk müsliman bakkal çıraklarından biridir (B. : Ali Kuşcu).
On altıncı Asır şairlerinden ve Yavuz Sultan Selimin hâs nedimlerinden olub Galata Kadılığından emekliye ayrılmış şâir Nihâli de bir bakkal civanı için :
Sâde yağın istedim ben bir güzel Bakkaldan
Yağ acı dediği bana tatlı geldi baldan..
diyor.
Onsekizinci asrın külhânî şâirlerinden Haşmet Efendi Üçüncü Sultan Mustafanın kızı Hibetullah Sultanın doğumu münasebeti ile yazdığı “Vilâdetnâmei Hümâyun” adındaki mensur eserinde, bu doğumda yapılan şenlikler arasında büyük esnaf alayını anlatır iken bakkalların geçişini, bugünkü yazı dilimize çevrilmiş şekli ile şöylece tasvir ediyor: “... kasabların ardından bakkalların fıstık dudaklı ve bâdem gözlü tüysüz tâze civanları tatlı tebessümler gülüşlerle işve satarak ve ayakdaşları ile yağlı ballı sohbet ederek geçdiler ve narha, terâziye gelmez bahşişlerini aldılar” diyor.
Bir başka şâir de yine bir esnaf alayında bakkal civanlarını tasvir yolunda :
Bal bal bal diyerek geçdi nice dilber bakkal
Baldır deyu gel pâyine düş sâkına bak kal!..
diyor.
Zamanımızda artık dükkânlarda görülmüyor, fakat pazar yerlerinde rastlanır, bâzı esnaf ve bu arada pazarcı bakkallar dirhemleri yetmediği için ağırlıkları dirhemle tesbit edilmiş taşları dirhem yerinde kullanırlar; terâzisinde böyle taş dirhemler kullanan bir nevcivan bakkal için de yine adı unutulmuş bir şâir şu beyti söylemiştir:
Gir âfet bakkaalı sitem sencin elinden
Taşlarla döğer sînesini keffei mîzan
İkinci Abdülhamid devri sonlarında yaşamış halk şâiri Tophâne ketebesinden Üsküdarlı Âşık Râzî de Vasil adında Karamanlı güzel bir bakkal çırağı için hezel yollu şu manzumeyi yazmışdır :
Şu dilber çırağın Vasildir adı
Ustası üstüne germiş kanadı
Kişmirî civandır, Karamanlıdır
Akın adı vardır, esmerin tadı
Gözü mîzan olmuş elleri kantar
Metâi vaslını noksana tartar
Bugün peşin yarın viresiyedir
Ayağı altına koyamaz mantar
Meseldir bal tutan yalar parmağı
Bakkalda çırakdır yüzünün ağı
Karaman kuzusu oyunbaz olur
Kenâra çekmeli geçmeden çağı
Sucuk peynir pasdırması sabunu
Bakkal civanının çoktur oyunu
İpe un sererse şaşar kalırsın
Budur fındıkcının kârı kaanunu
Yalın ayağına ister kundura
Şalvar mintan lâyık mı yırtık dura
Haftaya pazara büyük paskalya
Keseyi aç beyim dilbaz gâvura
Fese bakma kâküle bak kâküle
Benzemez mi katmerli mor sünbüle
Ya ne dersin dilber Vasil güldükce
Yanakda açılan şu gonce güle
Fes kuşak mintan da al efendim al
Bir daha bulunmaz böyle bir bakkal
Bakla çuvalına sokup avucu
Âşıkı zârine açayım bir fal
Şu bâbı vuslattır şu cilve şu naz
Eşikden ayağın atamaz şehbaz
Sanma ki küfrânı nîmettir civan
Engeldir araya giren şu papaz
Günahın çıkarır bir kara keşiş
Halvetde olurmuş bir acâib iş
Hiristos şâhidim yürekde hâlâ
Âhû nigâhınla sapladığın şiş
Vesilim pek tutar âşıkın âhı
Sırtında gömlek mi sandın günâhı
Dünyayı cehennem eyledin bana
Ahretde boyladın gitti dûzahı
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM040252
Tema
Folklor
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 4, sayfalar 1928-1929
Bakınız Notu
B. : Ali Kuşcu
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.