Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
BAKICILAR
Türk Lûgati “ bakıcı ” için iki manâ kaydediyor: 1— Falcı, ceffâr, remmâl; 2— Hizmetçi, mürebbi, nazır; “bakıcılık” için de : “Mugayyebât bilmek dâvası, kehânet, keramet füruşluk” diyor.
Bizim bu maddede kastettiğimiz bakıcılar lûgatın falcı, ceffâr, remmâl dediğidir. İstanbulun günlük halk hayatında binlerce kişi tarafından daima aranmış olub, işleri Cumhuriyet devrinin başlarında kanunla yasak edilmiş olduğu halde hâlâ şurada burada gizli gizli çalışan; aynaya, evlerindeki kuyunun ayna gibi mücellâ sathına, yaktıkları tütsünün dumanına, içirdikleri kahvenin fincanda kalan telvesine, yaydıkları iskambil kâğıtlarının diziliş şekillerine, serptikleri kuru baklaların, çakıl taşlarının yayılışına bakarak istikbalden haber verenler, kaybolmuş veya çalınmış mücevherlerin, paraların yerini ve hırsızının eşkâlini görüp söyliyenlerdir. Zamanımızda ceffâr ve remmâl kalmamış gibidir (B. : Cifir, Ceffâr; Remil, Remmâl) artık bakıcı tâbiri de kullanılmıyor. Lûgat her ne kadar bakıcıya falcı diyorsa da bakıcı ile falcı arasında fark vardır, bakıcı aynada, kuyunun mücellâ sathında, yaktığı tütsünün dumanları arasında görmesi istenilen şeyi, o şeyin bulunduğu yeri, veya insanı gördüğünü söyliyerek konuşur; falcı ise kahve telvesinin, iskambil kâğıtlarının, kuru baklaların veya çakılların eşkâli...
⇓ Read more...
Türk Lûgati “ bakıcı ” için iki manâ kaydediyor: 1— Falcı, ceffâr, remmâl; 2— Hizmetçi, mürebbi, nazır; “bakıcılık” için de : “Mugayyebât bilmek dâvası, kehânet, keramet füruşluk” diyor.
Bizim bu maddede kastettiğimiz bakıcılar lûgatın falcı, ceffâr, remmâl dediğidir. İstanbulun günlük halk hayatında binlerce kişi tarafından daima aranmış olub, işleri Cumhuriyet devrinin başlarında kanunla yasak edilmiş olduğu halde hâlâ şurada burada gizli gizli çalışan; aynaya, evlerindeki kuyunun ayna gibi mücellâ sathına, yaktıkları tütsünün dumanına, içirdikleri kahvenin fincanda kalan telvesine, yaydıkları iskambil kâğıtlarının diziliş şekillerine, serptikleri kuru baklaların, çakıl taşlarının yayılışına bakarak istikbalden haber verenler, kaybolmuş veya çalınmış mücevherlerin, paraların yerini ve hırsızının eşkâlini görüp söyliyenlerdir. Zamanımızda ceffâr ve remmâl kalmamış gibidir (B. : Cifir, Ceffâr; Remil, Remmâl) artık bakıcı tâbiri de kullanılmıyor. Lûgat her ne kadar bakıcıya falcı diyorsa da bakıcı ile falcı arasında fark vardır, bakıcı aynada, kuyunun mücellâ sathında, yaktığı tütsünün dumanları arasında görmesi istenilen şeyi, o şeyin bulunduğu yeri, veya insanı gördüğünü söyliyerek konuşur; falcı ise kahve telvesinin, iskambil kâğıtlarının, kuru baklaların veya çakılların eşkâlinden, diziliş ve yayılışından mânalar çıkararak konuşur (B. : Falcılar; Çingeneler; Falcı çinge neler).
İstanbul Ansiklopedisine bu maddenin yazılması İkinci Abdülhamid devri ile meşrutiyet yıllarını çok iyi bilen ve bildiklerini kendine hâs çok şirin bir lâübalilikle nakleden aziz dostumuz Sermed Muhtar Alus merhumdan rica edilmişti. Üstadın bize tevdi ettiği satırlarla iktifa ediyoruz: “Bakıcı kendine hâs uydurduğu bir tekerlemeden püfler, müflerden sonra gözlerini tavana diker, kaybolan pırlanta yüzüğün yerini, yahut Beyefendinin elmas kol düğmelerini çalanın eşkâlini, gurbettekinden beklenen mektubun postada olduğunu, Paşa efendinin pek yakında vezir olacağını, Hanımefendinin bu bayram saraydaki muayedeye dâvet edileceğini, damad beyin havailikten vazgeçip kuzu gibi olacağını, baş kalfanın yanı kılıçlı bir kolağasına varacağını, evden kaçan halayığın balık ağları arasında oturduğunu, yani bir balıkçıya kaçtığını, küçük beyin kaybolan kuzusu için yalın ayaklı ve kara yüzlü adamın (yani ayvaz oğlanın) sıkıştırılmasını söylerdi. Bakıcıların en meşhuru tombalacık vücudü ile ördek gibi yalpalaya yalpalaya yürüyen ve dolaştığı konaklarda daima hürmetle karşılanıp gece yatısına kalması için de yalvarılan Üsküdarda Toygar Tepeli Arziye Hocahanım idi (B. : Arziye Hocahanım).
“Hatırladığım diğer bakıcılar Mahmudpaşa Mahkemesinin bitişiğinde kuzgunî siyah Küpeli Arap, Sülüklüde Ali Hoca, Hobyarda aynaya bakan rumelili kadın, Aksarayda galatalı Hamdi Reisin babalığı Ak Arab, Selimpaşa Yokuşundaki çöpçü ahırlarında tanzifat onbaşısı Habeş Ömer... bir alay da Üsküdarda vardı.
“Nuruosmaniye Camiinin gerileri üfürükçü Hacı babalarla dolu idi. Karacaahmeddeki Miskinler dergâhındakilere muradların türlüsü için esmâ çektirenleri de unutmayalım...”
Sokak bakıcısı zenci bacı
(Warwic Goble’den O.Z. Çakaloz eli ile)
Theme
Other
Contributor
O. Z. Çakaloz
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Identifier
IAM040214
Theme
Other
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Contributor
O. Z. Çakaloz
Description
Volume 4, pages 1887-1888
Note
Image: volume 4, page 1887
See Also Note
B. : Cifir, Ceffâr; Remil, Remmâl; B. : Falcılar; Çingeneler; Falcı çinge neler; B. : Arziye Hocahanım
Theme
Other
Contributor
O. Z. Çakaloz
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.