EN
Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Hakkında
İstanbul Ansiklopedisi
Reşad Ekrem Koçu
Web Projesi
Maddeler
❯
4. Cilt: Ba-Bay
BAHRİYE (Tulumbacı)
İkinci Abdülhamid devrinin ilk yıllarında yaşamış Lângalı bir mahalle karısıdır. Babası Ayyaş bir mesleksiz adamdı, zaman zaman yük arabası sürer, bağçe beller, badanacılık yapar, mevsiminde bir mangal tedarik edip kebap kestane satar, hiç bir iş bulamasa çarşı boylarında dolaşır, hammallık ederdi; kendi rakı parası ile evinin ekmek parasını muhakkak çıkarırdı. Anaları veremden ölmüş bir kız, bahriye, biri de oğlan, Bahri iki çocuğu ev - kulübelerinden ziyade sokakta büyümüşlerdi. Kaşı gözü yerinde güzel çocuklardı, Bahri on iki on üç yaşlarında it ve haytalar elinde kötü yollara saptı, âkibet hırsız oldu. Bahriye ise küçük yaşında iken, kızlardan ziyade erkek çocuklarla oynardı, sırtında palaspare bir entari, yalın ayak, saçlar cadı saçı gibi, mahalle tulumbası ile yangınlara koşar, köşklünün sesini işidince tulumba uşaklarından evvel koğuş önünde isbatı vücud ederdi. “Tulumbacı” lâkabını bu nisbetle almıştır. Konu komşu tarafından örtü altına konulduktan sonra dahi uzunca bir zaman, on yedi on sekiz yaşlarına kadar yangınlara koşmuştur. kavgacı, küfürbaz, eli sopalı bir kızı, fakat en zıpır delikanlılarla düşüp kalktığı, pervasizca konuştuğu halde namusuna leke sürdürmemişdi. Bir seferinde, mısır vermek behanesiyle kendisini bostana sokarak tecavüze yeltenen bir Arnavud bağçıva...
⇓ Devamını okuyunuz...
İkinci Abdülhamid devrinin ilk yıllarında yaşamış Lângalı bir mahalle karısıdır. Babası Ayyaş bir mesleksiz adamdı, zaman zaman yük arabası sürer, bağçe beller, badanacılık yapar, mevsiminde bir mangal tedarik edip kebap kestane satar, hiç bir iş bulamasa çarşı boylarında dolaşır, hammallık ederdi; kendi rakı parası ile evinin ekmek parasını muhakkak çıkarırdı. Anaları veremden ölmüş bir kız, bahriye, biri de oğlan, Bahri iki çocuğu ev - kulübelerinden ziyade sokakta büyümüşlerdi. Kaşı gözü yerinde güzel çocuklardı, Bahri on iki on üç yaşlarında it ve haytalar elinde kötü yollara saptı, âkibet hırsız oldu. Bahriye ise küçük yaşında iken, kızlardan ziyade erkek çocuklarla oynardı, sırtında palaspare bir entari, yalın ayak, saçlar cadı saçı gibi, mahalle tulumbası ile yangınlara koşar, köşklünün sesini işidince tulumba uşaklarından evvel koğuş önünde isbatı vücud ederdi. “Tulumbacı” lâkabını bu nisbetle almıştır. Konu komşu tarafından örtü altına konulduktan sonra dahi uzunca bir zaman, on yedi on sekiz yaşlarına kadar yangınlara koşmuştur. kavgacı, küfürbaz, eli sopalı bir kızı, fakat en zıpır delikanlılarla düşüp kalktığı, pervasizca konuştuğu halde namusuna leke sürdürmemişdi. Bir seferinde, mısır vermek behanesiyle kendisini bostana sokarak tecavüze yeltenen bir Arnavud bağçıvanı hastahânelik edinceye kadar döğdüğü meşhurdur. Büyüyüp serpildikçe güzelliştiği halde bir türlü koca bulamamış, bu eli sırıklı kızı en bıçkın delikanlılar almağa cesaret edememişlerdi. Nihayet Anadoludan yeni gelmiş ve sakalık yapmağa başlamış toy bir delikanlı ile evlendi, evlenir evlenmez de edebi ile evine kapandı, kadın kadıncık oldu. Mahallenin kadınlarına akıl hocalığı yapmağa başladı; kocası ile geçinemiyen kadınlar tulumbacı Bahriyeye baş vururlar, onun nasihatlerini tutanlar da eriyle gül gibi geçinmeğe başlardı. Bir oğlu oldu, dişinden tırnağından arttırarak oğlanı okuttu. İsmail adındaki bu sevgili evlâdı Balkan harbinde asker oldu. Edirnenin sukutunda saray içinde Bulgarlar tarafından vahşiyane öldürülen askerler arasında şehid oldu. İsmailin acısına dayanamıyan tulumbacı Bahriye de bir gece kendisini bağçelerindeki erik ağacına asarak intihar etti. Söylendiğine göre şuurunu kaybeden bahtsız kadın bir binlik rakı almış, ağzına katresini koymamış iken hepsini içmiş ve sonra da canına kıymış.. Üsküdarlı halk şairi âşık Razi bu tulumbacı Bahriye için hezl yollu bir destan yazmıştı; şair, Bahriyeden evvel üldü, eğer tulumbacı Bahriyenin feci âkıbetini görmüş olsaydı aşağıdaki satırları yazdığına nâdim olurdu: Ne kartal ne ebâbil Oğlan değil kız değil Dünya güzeli olsa İdemem aslâ meyil İki kol örgü saçı Sanki çifte kırbacı Bahrî reis sandıkda Kızoğlan tulumbacı Sırtında yeldirmesi Olmuş arslan yelesi Narâ atar Bahriyem Eflâki tutar sesi Köşklüyü görür görmez Destur izin dinlemez Düşer sandık peşine Kış yalama buz demez Saymaz sarhoş babayı Yoktur enişte dayı Yıldırır gelmiş olsa Dağdaki tüylü ayı Bir oğln kardeşi var Bilmez nâmus ile ar Kız Bahri derler ona Hamamda yatıp kalkar Gelmiş gelinlik çağı Lâzım bir ayak bağı Lâkin hani alacak Bir İstanbul uşağı Yerinde kaşı gözü Tatlı sohbeti sözü Ona koca olacak Allahın bir öküzü Sanma çürük sakızdır Demir leblebi kızdır Irz ehlidir pespâye Yerde kar gibi kızdır Adı çıkmış deliye Vız geliyor zabtiye Karakolda müseccel Tulumbacı Bahriye Kayıkcı Ahmed, Ali Hammal Hüseyin, Veli Arabacı, askerler Hepsiyle senli benli Vay ona yan bakanın El şakası yapanın Pestilini çıkarmış Sırnaşan bağçıvanın Çeşmebaşı curcuna Girer Akreb Burcuna El atmasın Bahriye Takunya, pabucuna Vâsıf Hiç
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Yazar/Üreten
Vâsıf Hiç
Kod
IAM040188
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 4, sayfalar 1863-1864
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
  İş birliğiyle
Kullanım Şartları
Çerez Politikası
KVKK