Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BAHA TEVFİK
Muharrir, gazeteci, fikir adamı; 1881 de İzmirde doğdu, orada okudu, idadiyi bitirdi. İstanbula gelip Mülkiye Mektebine girdi, bir yandan da yazı ve basın hayatına atıldı. 1908 meşrutiyetinde henüz 18-19 yaşlarında olmasına rağmen şöhret basamaklarını kolaylıkla çıkdı, âteşin zekâsı ve geceleri gündüze katan okuma aşkı ile Büyükşehrin aydınları arasında mümtaz bir mevki sahibi oldu.
1911 de “Felsefe Mecmuası”, 1912 de “Zekâ” adı ile ilmî ve edebî mecmualar çıkardı, pâyidar olamadılar; makaalelerinin bir kısmını da devrinin diğer mecmualarında neşretti. Meşrutiyetde ciddî ve mizahî mecmua ve gazetelerin mantar tarlasını andırdığı sıralar Baha Tevfik de “Eşek” adı ile bir mizah gazetesi çıkarmışdı, kapadılar, adını “Elmâlûm” yapdı, onu da kapadılar, “Yine o..” ismiyle çıkardı (Bu isimlere bakınız).
Telif ve tercemlerinde aslı Arnavud olub sonraları Arnavudluğa gitmiş olan Ahmed Nebil adında bir arkadaşı ile müşterek çalışmışdı, İbrahim Alâeddin Gövsa bu Ahmed Nebil için: “Tahsili hayli zayıf olduğundan müşterek eserlerinde kıymet payı tabiatiyle Baha Tevfik’e aittir” diyor, pek indî bir hüküm olsa gerekdir. Baha Tevfik de Ahmed Nebil de müsbet ilim ve materyalizmin tesiri altında kalmışlardı; Alfred Fouillée’den (1838 - 1912) bir “ Felsefe tarihi ”, Elie Rabier’den (1846-1932) bir ...
⇓ Devamını okuyunuz...
Muharrir, gazeteci, fikir adamı; 1881 de İzmirde doğdu, orada okudu, idadiyi bitirdi. İstanbula gelip Mülkiye Mektebine girdi, bir yandan da yazı ve basın hayatına atıldı. 1908 meşrutiyetinde henüz 18-19 yaşlarında olmasına rağmen şöhret basamaklarını kolaylıkla çıkdı, âteşin zekâsı ve geceleri gündüze katan okuma aşkı ile Büyükşehrin aydınları arasında mümtaz bir mevki sahibi oldu.
1911 de “Felsefe Mecmuası”, 1912 de “Zekâ” adı ile ilmî ve edebî mecmualar çıkardı, pâyidar olamadılar; makaalelerinin bir kısmını da devrinin diğer mecmualarında neşretti. Meşrutiyetde ciddî ve mizahî mecmua ve gazetelerin mantar tarlasını andırdığı sıralar Baha Tevfik de “Eşek” adı ile bir mizah gazetesi çıkarmışdı, kapadılar, adını “Elmâlûm” yapdı, onu da kapadılar, “Yine o..” ismiyle çıkardı (Bu isimlere bakınız).
Telif ve tercemlerinde aslı Arnavud olub sonraları Arnavudluğa gitmiş olan Ahmed Nebil adında bir arkadaşı ile müşterek çalışmışdı, İbrahim Alâeddin Gövsa bu Ahmed Nebil için: “Tahsili hayli zayıf olduğundan müşterek eserlerinde kıymet payı tabiatiyle Baha Tevfik’e aittir” diyor, pek indî bir hüküm olsa gerekdir. Baha Tevfik de Ahmed Nebil de müsbet ilim ve materyalizmin tesiri altında kalmışlardı; Alfred Fouillée’den (1838 - 1912) bir “ Felsefe tarihi ”, Elie Rabier’den (1846-1932) bir “Mantık” terceme ettiler, her iki eser büyük ilgi uyandırdı; sonra Ahmed Nebil ile beraber daha ağır mevzulara girme cesâretini gösterdiler, materyalist alman filosofu Ludwid Buchenr’den (1824 - 1899) “Madde ve Kuvvet” i, Alman filosof-biyolojisti Ernest Haeckel’den (1834-1919) “Vahdeti Vücud” u terceme ettiler, bu iki eser islâm akaidine bağlı Türk aydınları üzerinde mütercimlere karşı çok şiddetli menfi bir tepki uyandırdı. Çok ağır tenkid edildiler.
Baha Tevfik “Rehberi İttihadı Osmanî” mektebinde felsefe muallimliği yapıyordu, oradaki ders notlarını da 1912 de “Felsefe” adı ile neşretti.
Aşağıdaki satırlar çok değerli bir fikir adamımızın İstanbul Ansiklopedisine verilmiş notudur:
“1909 ile 1916 arasında neşriyat hayatı pek kısa sürdü. Materyalist olarak taassubdan çok akîde ve itikad ile mücadeleye çalışdı. Felsefei Ferd isimli eserinde açıkdan açığa entellektüel anarşizmi temsil ve müdafaa etti. Gazetecilik ve muharrirlik hayatında ise prensipleri üstünde durmayarak osmanlı cemiyetinin esas amelî meselelerini zamanının ihtiyacına göre zekâ ve cesâretle tenkid ve tahlil etmesini bildirdi. Namık Kemalden Riza Tevfik ve Ahmed Hâşime kadar hücumlarını hiçbir kıymetden esirgemedi. Maalesef bu arada şiire ve şâire karşı gösterdiği aşırı düşmanlığı her hangi bir doktrine bağlamak sureti ile izah etmek mümkün değildir”.
1916 da henüz otuzbeş yaşında iken tedâvisi ihmal edilmiş bir apandisit iltihabından öldü, Karacaahmed Mezarlığına defnedildi. Baha Tevfik, bir harikattir ki, müfrid mayalismin tesirinden kurtularak Türk irfanına daha faydalı olmağa başladığı olgunluk çağının eşiğinde üfûl etmiş bir kıymettir.
Bahâ Tevfik Bey
(Resim: Nezih)
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Nezih
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM040177
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Emeği Geçen
Nezih
Tanım
Cilt 4, sayfa 1861
Not
Görsel: cilt 4, sayfa 1861
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Nezih
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.