TR
Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
About
Istanbul Encyclopedia
Reşad Ekrem Koçu
Web Project
Entries
❯
Volume 4: Ba-Bay
BAHÂRİYE ŞİLEBİ
Şâir Bursalı Yâkubun İstanbul Limanına kayıdlı, yaş hadlerini doldurmuş olduğu halde hâlâ sefere çıkan, ve hemen her yıl bir tanesi Karadenizin müdhiş Karayel ve Yıldız fırtınalarından birinde parçalanıp batan eski tekneler için yazdığı bir şiirdir. “Bahâriye Şilebi” muhayyel bir gemidir. Tahsilini lisenn dokuzuncu sınıfından terk ederek İstanbulun hâneberduşları arasına karışan şâirin (B. : Yâkub, Bursalı) bu şiirde kendi hayatından da bahsetmek fırsatını bulduğunu görüyoruz : “Bahâriye” gemimizin adı İstanbul Limanında kaydı Boyası her zaman dökük Kırçıl kara, Alacalı. Pervânesi tek, Uzun bacalı. Yaşını sorarsan, unutmuş, Kafa kâğdını kaybetmiş, deniz yutmuş. Bilinen şey pek az, Üç yaşında gelmiş İstanbula İlk tayfalarından bir Yunus varmış Tığ gibi bir lâz Galatada kantocu Büyük Peruzun dostuymuş. “Ver elini Karadeniz!” der Demir alır limandan, Balık çıkmaz ama o çıkar Kavgaya Tam on saatde, Koca pervâne gümbür gümbür Köpük saçar Köpük saçar, saçar Ama yerinde sayar Gibi yürür.  Kaşı gözü yerinde Buğday üstüne koyu kumral; Ayağı eli Düzgün, biçimli Ve sağ yanağı benli Uskumru gibi oğlandım. Kimi “Yâkub” der Kimi “Bursalı” Kimi “Fiyakalı”; Gülmeyin Ciddîye alıp dinleyin Ayakları çıplak, sırtında çul çaput Oğlanların da olur fiyakası, cakası. Genclik demişler buna Mavi gök y...
⇓ Read more...
Şâir Bursalı Yâkubun İstanbul Limanına kayıdlı, yaş hadlerini doldurmuş olduğu halde hâlâ sefere çıkan, ve hemen her yıl bir tanesi Karadenizin müdhiş Karayel ve Yıldız fırtınalarından birinde parçalanıp batan eski tekneler için yazdığı bir şiirdir. “Bahâriye Şilebi” muhayyel bir gemidir. Tahsilini lisenn dokuzuncu sınıfından terk ederek İstanbulun hâneberduşları arasına karışan şâirin (B. : Yâkub, Bursalı) bu şiirde kendi hayatından da bahsetmek fırsatını bulduğunu görüyoruz : “Bahâriye” gemimizin adı İstanbul Limanında kaydı Boyası her zaman dökük Kırçıl kara, Alacalı. Pervânesi tek, Uzun bacalı. Yaşını sorarsan, unutmuş, Kafa kâğdını kaybetmiş, deniz yutmuş. Bilinen şey pek az, Üç yaşında gelmiş İstanbula İlk tayfalarından bir Yunus varmış Tığ gibi bir lâz Galatada kantocu Büyük Peruzun dostuymuş. “Ver elini Karadeniz!” der Demir alır limandan, Balık çıkmaz ama o çıkar Kavgaya Tam on saatde, Koca pervâne gümbür gümbür Köpük saçar Köpük saçar, saçar Ama yerinde sayar Gibi yürür.  Kaşı gözü yerinde Buğday üstüne koyu kumral; Ayağı eli Düzgün, biçimli Ve sağ yanağı benli Uskumru gibi oğlandım. Kimi “Yâkub” der Kimi “Bursalı” Kimi “Fiyakalı”; Gülmeyin Ciddîye alıp dinleyin Ayakları çıplak, sırtında çul çaput Oğlanların da olur fiyakası, cakası. Genclik demişler buna Mavi gök yüzünde uçan Beyaz bir bulut... Benim de nüfusda kaydım yok o zaman Sormayın yaşımı Bildiğim, tüysüzdü yüzüm... Ama cıgara, bulursam şarab esrar Olursa param kumar Hepsi tamam. Gecelediğim yerler Köprü altı, virâneler, rast gele Bazan sabahcı kahvesi Tophânede hamam.  Dışarda kar, tipi Kim bilir kaç cana kıyacak benim gibi.. Yalın ayağımda pabuç var ama Delinmiş gibi Hani fırlatıp atsam Kar onun kadar üşütmez, dondurmaz. Sırtımda iki tiril çaput Adı fanilâ, ceket. Yine gemici bir lâz Adı Yunus değil de, İbrahim Koydu kaputunu omuzlarıma O gece karla beraber savrula savrula Düşe kalka, bata çıka düşdük yola; Yağkapanından atıp geminin sandalına Tipide güç bulduk Halicde Bahâriyeyi. Midyalar teknenin dışında Ben içine yapışdım kaldım. Öylesine ki yıllarca ayak basmadım, Gemiden seyrettim karayı. Karnım tok, sırtım pek Aramadım parayı, gündeliği, haftalığı; Ve Bahâriye de vurdum Yüzüme ilk usturayı. Sevdim ben bu köhne tekneyi sevdim Büyülenmiş bir civanın Bir acûzeyi sevdiği gibi. Vardiyada gönüllü Pervâne olmuş koşarım her işine. Bir de onun pervânesi vardı Aksine Ağır ağır döner, uzakdan gören Yunus balıklarına benzetebilirdi... Sevdim o kalender derviş pervâneyi. Sevdim uzun bacasını Kolan kolan duman saçan Palavracıyı.. Sevdim dağ dağ kabarmış Kamçı kamçı köpürmüş vahşi Karadenize Göğüs germesini Bilen tecrübeli teknesini. Kömür, krom, demir Sığır Ve garib yolcular taşıdık yıllarca.  Bahâriyeden Girdiğim gibi ayrıldım. Kar, tipi Fırtına zehir Kim bilir kaç cana kıyacak bizim gibi. Köhne gemi Nerde bulsun sırtına kaput atacak Lâz İbrahimi. Önce direkler kırıldı yarı bellerinden Uzun bacası uçdu denize Ne dümen kaldı, ne pervâne Kefken kayalarında İkiye ayrıldı Bahâriye, O battı, ben boğuldum. Boğuldun da ne işin var karşımışda diye Sormayın.. Baba, Sürmeneli Ali Kaptan İkinci süvâri Mehmed Kaptan Kâtib Aziz, lostromo Hasan Kamarot, ben boyda, ben yaşda Filiz Yusuf Ateşci Hasan, ateşci Ahmed, tayfa Ali Tayfa Murad, diğer tayfa Murad, tayfa Mehmed Ve beni Tophâneden kaçıran Lâz İbrahim denilen korsan Tam on iki can Hepsi gitti, Yaşamak mı bu?
Theme
Other
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Identifier
IAM040172
Theme
Other
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Volume 4, pages 1856-1857
See Also Note
B. : Yâkub, Bursalı
Theme
Other
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
In collaboration with  
Rights Statement
Cookie Policy
LPPD