Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BAHÂRÂT, BAHÂRÂTCILAR
Bahar, dilimizde arabcadan alınmış isim; karabiber, karanfil, darçın ve emsâli şeyler; bahârât baharın çoğulu, yiyeceklerin tadını, çeşnisini değiştiren, hazmı çabuklaştıran ve mîde ifrâzâtını, salgılarını dâvet ederek temessül fiilini kolaylaştıran ekşi, tuzlu, şekerli ve güzel kokulu maddeler; Bâhârâtcı da bu maddeleri satan esnaf, bir kısmı sâbit, dükkân sahibi, bir kısmı da seyyar, haftanın yedi gününde İstanbulun pazar yerlerini dolaşan, seçtiği yedi pazar yerinde bahârât sergileri açanlardır, pazarcı esnafından bahârâtcılardır; ikisi de İstanbulun günlük hayatında kadimden beri yer almışlardır, fakat, son yarım asır içinde bâhârâtcının hüviyet ve şahsiyeti değişmiştir; eski bahârâtcılar attarlar idi; mesleğinde bilgi sahibi attarları azalması üzerine, attarlık ile en küçük alâkası olmıyan bir takım insanlar bahârât alım satımına atıldılar ve bu maddeleri sâdece ismen ve şeklen öğrenerek ne için arandıklarını, neye yaradıklarını bilmeden bahârâtcılık yapmıya başladılar, kimi bakkallıkdan gelme, kimi de, “İstanbula git, bir şeyler al sat, para kazan” düsturuna uyanlardır; içlerinde kına ile sakızdan gayrisine aklı ermiyen kadın esnaf dahi vardır.
İstanbulun eski attar-bahârâtcılarının son nesli bir kaç dükkân hâlinde Mısırçarşısında topluca olarak bulunuyordu. Bu târihî çarşı...
⇓ Devamını okuyunuz...
Bahar, dilimizde arabcadan alınmış isim; karabiber, karanfil, darçın ve emsâli şeyler; bahârât baharın çoğulu, yiyeceklerin tadını, çeşnisini değiştiren, hazmı çabuklaştıran ve mîde ifrâzâtını, salgılarını dâvet ederek temessül fiilini kolaylaştıran ekşi, tuzlu, şekerli ve güzel kokulu maddeler; Bâhârâtcı da bu maddeleri satan esnaf, bir kısmı sâbit, dükkân sahibi, bir kısmı da seyyar, haftanın yedi gününde İstanbulun pazar yerlerini dolaşan, seçtiği yedi pazar yerinde bahârât sergileri açanlardır, pazarcı esnafından bahârâtcılardır; ikisi de İstanbulun günlük hayatında kadimden beri yer almışlardır, fakat, son yarım asır içinde bâhârâtcının hüviyet ve şahsiyeti değişmiştir; eski bahârâtcılar attarlar idi; mesleğinde bilgi sahibi attarları azalması üzerine, attarlık ile en küçük alâkası olmıyan bir takım insanlar bahârât alım satımına atıldılar ve bu maddeleri sâdece ismen ve şeklen öğrenerek ne için arandıklarını, neye yaradıklarını bilmeden bahârâtcılık yapmıya başladılar, kimi bakkallıkdan gelme, kimi de, “İstanbula git, bir şeyler al sat, para kazan” düsturuna uyanlardır; içlerinde kına ile sakızdan gayrisine aklı ermiyen kadın esnaf dahi vardır.
İstanbulun eski attar-bahârâtcılarının son nesli bir kaç dükkân hâlinde Mısırçarşısında topluca olarak bulunuyordu. Bu târihî çarşının 1941 yılındaki tâmirinde dağıldılar (B. : Mısırçarşısı; Attar). Bunların çoğu o tarihden bugüne kadar geçen on sekiz yıl içinde vefat etmiştir; Mısırçarşısında iken namlı esnaf idiler. Mısırçarşısının en eski ve en ihtiyarı Hacı Hüsnü Efendi idi, Mısırçarşısını 1941 tamirinden evvel terkederek Tahtakalede Cedide Hanının alt katına nakletti ve 1958 de vefat etti; dükkânı, kültürlü bir genc olan çırağı Can Kalfaoğlu tarafından devir alınarak işletilmektedir. Buna karşılık böyle meslekî bir mâziye ve görgüye sahib olmıyarak bahârâtcılığa atılmış olanlardan bâzıları da Mısırçarşısında dükkân açmışlardır; bunlar toptancılık ile bu işin sâdece ticaretini yapmaktadırlar, meselâ Mısırçarşısının Balıkpazarı kapusandan girildiği zaman sağdan 4 numaralı dükkânın sahibi Bay İspiro gibi. Bu zât yıkılan Balıkpazarında tohumcu idi, ömrü tohumculukda geçmiştir, Balıkpazarı yıkılınca Çarşı içine girmiş, eski namlı attarlardan merhum Hacı Muhiddin Efendinin dükkânını almış, tohumculukdan bahârat ticaretine başlamıştır. Mısırçarşısına yeni girmiş olan 6 numaralı dükkânın sahibi Bay Mehmed Umar da eski bir bakkaldır.
1959 yılı aralık ayında Mısırçarşısının bahârâtcı dükkânları ve bahârâtcıları şunlar idi; Balıkpazarı kapusundan girildiğine göre:
7 numaralı dükkân — Giridli M. Cevad Gülcü, çarşının eski attar - bahârâtcılarından.
9 numaralı dükkân — Mahmud Dillioğlugil, çarşıya yeni gelenlerden.
29 numaralı dükkân — Sıdkı Akan, çarşının kırk senelik attar - bahârâtcısı, soyca attarlıkdan gelme esnafdan.
Çarşının Hasırcılar kapusundan girildiğine göre:
42 numaralı dükkân — İstefo Kovacı, çarşıya yeni gelenlerden.
Yeni Cami bağçesinin kapusundan girildiğine göre :
51 numaralı dükkân — Mustafa Akın, başçavuşluktan gelme, çarşıya yeni gelenlerden.
53 numaralı dükkân — Lûtfi Özgül - Alo Alyanak Özal Komandit İdhalât Şirketi; şirketin müessisleri yeni bahârâtcılardandır.
49 numaralı dükkân — R. Veksman, yeni bahârâtcılardan.
43 numaralı dükkân — Hacı Mehmed Canıtez Mahdumları.
41 numaralı dükkân — Bayan Mükerrem Erdal, Giridli M. Cevad Gülcünün hemşiresi, çarşının tek kadın bahârâtcısı.
41/1 numaralı dükkân — M. Mazman, Mehmed Kalmaz.
60 numaralı dükkân — Hurrem Bereket, eski bahârâtcılardan.
Mısırçarşısı dışında merhum Hacı Hüsnü Efendinin dükkânından başka Alacahamam civarında da bir kaç dükkân eski musevî bahârâtcı vardır. Hacı Hüsnü Efendinin eski kalfalarından attar Hüsnü Özdöl de Karagümrükde mahalle attarlığı - bahârâtcılığı yapmaktadır, ayni zamanda Hırkaişerif Camiinin imamıdır.
Mısırçarşısının yeni bahârâtcılarının dükkânlarında bulunan maddeler eski İstanbul attarları kadar çeşitli değildir.
Dükkân sahibi olmıyan ve pazar yerlerinde sergi açan seyyar bahârâtçılara gelince yukarıda da kaydettik, haftanın yedi günü, İstanbulun seçdikleri yedi pazar yerinde geçirirler (B. : Pazarlar, pazar yerleri). Pek tabiîdir ki çeşidleri bir bahârâtcı dükkânı kadar değildir; zamanımızda bir bahârâtcı dükkânında bulunan maddeler beşyüzü bulur.
Örnek alıyoruz :
Beşiktaşda Cumartesi Pazarında sergi kuran altı nefer pazarcı -bahârâtcı vardır; bunlardan Bay Cevad Sivaslı’nın sergisinde tesbit ettiğim maddelerin yekûnu yüzü bulmakta idi.
Sergisindeki maddeleri tesbit ettikden sonra Cevad Sivaslıyla şöylece konuşduk:
— Tezgâhında aşağı yukarı yüz kadar madde bulunmaktadır; bunların nerelerde kullanıldığını biliyor musunuz?
— Pek azını bilirim, hepsini öğrenmek için kırk yıl uğraşmak lâzım.
— Bilmediklerini halka nasıl cesaret edip satabiliyorsun?
— Alanlar nerede kullanacaklarını bildikleri için mesele değil; müşterilerimin çoğu kadın, onların içinde de genç kızlardır; zamanla biz müşteriden, müşteri bizden bilmediklerimizi öğreniyoruz; bu tezgâh üniversitedir beyim, hem tıp fakültesi, kim bilir kimin ne derdi var, bu tattığım şeylerden insanlık faydalanıyor, derdine derman buluyor, her madde bir derde, devâ oluyor vesselâm!...
Naşîd Baylâv
Beşiktaş Cumartesipazarında seyyar bahârâtcı
(Resim : Nâşid Baylâv)
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Nâşid Baylâv
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Yazar/Üreten
Naşîd Baylâv
Kod
IAM040159
Tema
Folklor
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Emeği Geçen
Nâşid Baylâv
Tanım
Cilt 4, sayfalar 1841-1842
Not
Görsel: cilt 4, sayfa 1841
Bakınız Notu
B. : Mısırçarşısı; Attar; B. : Pazarlar, pazar yerleri
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Nâşid Baylâv
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.