Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BAGANA (İsmail)
1940 - 1945 arasında bir isportacının oğlu 15 - 16 yaşlarında iffet ve istikaamet timsâli bir çocuktur; ilk okulu bitirdikten sonra, babasının dar gelirine eklenen zâlim bir üvey ananın mâni olması yüzünden ortaokula gidememiş, bir dökümcü yanına çırak verilmiştir; haftalığının barınma ve boğaz masrafı olarak üvey anası aldığı için İsmail Bagana, her akşam saat beşden gece yarısına kadar köprüdeki vapur iskelelerinde gazete satarak harçlık çıkarmağa çalışmıştır. Bir yaz gecesi köprüden Kadıköyüne son vapur kalktıktan sonra, yalın ayak pırpırı kıyafet Aksaraydaki evlerine dönerken köprünün Eminönü başında, çıplak ayağına bir cisim çarpmış, eğilip baktığında büyük ve şişkin bir para cüzdanı olduğunu görmüştür, evvelâ heyecan ile ne yapacağını bilememiş, cüzdanı koynuna atarak eve gitmiş, babası, üvey anası ve üvey kardeşi mutad üzeri uykuda oldukları için, kendisine bırakılmış sahan artığı yemeği yiyerek sofada serili yatağına girmiş ve yatakta bir idare gaz lâmbası ışığında cüzdan muhteviyatı parayı saymış, 260.000 olduğunu dehşet içinde görmüştür. Sabaha kadar uyuyamamış, fakat bu bulunmuş parayı saklamayı değil, sâhibinin kendisine vereceği mükâfatı düşünmüştür, tahmininde 5000 liraya kadar çıkabilmiş ve bu 5000 liranın sahibi olarak kendisine türlü istikbal hayalleri kurmuştur....
⇓ Devamını okuyunuz...
1940 - 1945 arasında bir isportacının oğlu 15 - 16 yaşlarında iffet ve istikaamet timsâli bir çocuktur; ilk okulu bitirdikten sonra, babasının dar gelirine eklenen zâlim bir üvey ananın mâni olması yüzünden ortaokula gidememiş, bir dökümcü yanına çırak verilmiştir; haftalığının barınma ve boğaz masrafı olarak üvey anası aldığı için İsmail Bagana, her akşam saat beşden gece yarısına kadar köprüdeki vapur iskelelerinde gazete satarak harçlık çıkarmağa çalışmıştır. Bir yaz gecesi köprüden Kadıköyüne son vapur kalktıktan sonra, yalın ayak pırpırı kıyafet Aksaraydaki evlerine dönerken köprünün Eminönü başında, çıplak ayağına bir cisim çarpmış, eğilip baktığında büyük ve şişkin bir para cüzdanı olduğunu görmüştür, evvelâ heyecan ile ne yapacağını bilememiş, cüzdanı koynuna atarak eve gitmiş, babası, üvey anası ve üvey kardeşi mutad üzeri uykuda oldukları için, kendisine bırakılmış sahan artığı yemeği yiyerek sofada serili yatağına girmiş ve yatakta bir idare gaz lâmbası ışığında cüzdan muhteviyatı parayı saymış, 260.000 olduğunu dehşet içinde görmüştür. Sabaha kadar uyuyamamış, fakat bu bulunmuş parayı saklamayı değil, sâhibinin kendisine vereceği mükâfatı düşünmüştür, tahmininde 5000 liraya kadar çıkabilmiş ve bu 5000 liranın sahibi olarak kendisine türlü istikbal hayalleri kurmuştur. Elinden cüzdanı alacakları muhakkak olduğu için, ertesi sabah evden kimse uyanmadan kaçar gibi çıkmış ve işine gitmiştir.
Cüzdanda ayni ismi taşıyan bir deste kartvizitten para sahibinin adını, adresini ve telefon numarasını öğrenen fakir çocuk evvelâ o erken saatlerde bir büyük tüccar olan cüzdan sahibini telefon ile aramış. Bu adam da geceyi uykusuz geçirmiştir, paranın yankesici tarafından aşırıldığı zehabındadır, zabıtayı haberdar etmiş ve zabıta da o gece bir sürü yankesici yakalıyarak söyletmeğe uğraşmaktadır. Hakikatı telefondan öğrenince cüzdanı- getirecek olan çocuğu heyecan içinde beklemeye başlamıştır. İsmail de Beyoğlu tarafındaki apartmana hülyalarının neş’esi içinde koşa koşa gitmiştir.
Fakat “Beyefendi (?)” çıplak ayaklı çocuğu içeriye dahi almamış, cüzdanına kapu ağzında kavuşmuş, parasını saymış, tastamam bulmuş, parlamış gözleri ile içinden en az beş tane bin liralığın kendisine verileceğini bekliyen Bagana :
— Şimdi çok heyecanlıyım, bana adresini ver, yarın gelir seni bulurum! demiştir.
Çocuk da adresini vermiş tavsamış olmakla beraber yine ümid ve hayal içinde dönmüştür. Tam üç gün aranmamıştır. Üçüncü günün akşamı evlerine bir polis gelerek İsmailin ertesi gün muhakkak Aksaray Karakoluna gelmesini tenbih etmiştir. Çocuğun karakola çağralması, o gece babasından dayak yemesine sebep olmuş, zeki oğlan bilhassa üvey anası tarafından suçu daha ağır bulunacağı için cüzdan vak’asını söylememiştir.
Karakolda babacan bir adam olan Komiserin yanında cüzdan sâhibi tüccarı görmüştür, fakat takdir ve iltifat beklerken asık yüzlerle karşılaşmıştır.
Komiser o adama :
— Bu çocuk mu?
diye sormuş, “Evet...” cevabını alınca İsmail ile şöyle konuşmuştur :
— Bu cüzdanı sen mi buldun?
— Evet..
— Nerede, ne zaman?
— Falan gece, köprü üstünde...
— Niçin karakola teslim etmedin?
Oğlan yutkunmuş, cevap verememiştir.
— Bu cüzdanın içinde altın bir dolma kalem varmış, onu ne yaptın?
— Dolma kalem yokdu.. görmedim!.. Sadece para vardı, onu ertesi sabah bu beye götürdüm, teslim ettim.. kalem görmedim...
Çıplak ayaklı gazeteci bir çocuğun fazileti eseri ikiyüz altmış bin lirasına kavuşşan adam :
— Komiser Bey.. demiş, biraz sıkıştırır, iki tokat atar iseniz kalemi ne yaptığını söyler... Yüz yılalık altın kalem, birine satmıştır!..
Dayak lâfı üzerine İsmail ağlamaya başlamıştır. Babacan Komiserde de bir uyanma olmuştur, çocuğa :
— Cüzdanda kaç para vardı? diye sormuştur.
— 260.000 lira...
— Anlamadım!?..
— İkiyüz altmış bin lira Komiser Bey...
Komiser, adama dönmüş :
— Doğru mu? diye sormuştur.
— Evet efendim...
— Yani bu çıplak ayaklı çocuk yolda bulduğu 260.000 lirayı getirdi, öyle mi?
— Evet!..
Komiser artık tahammül edememiştir, yerinden fırlayarak adamın karşısına dikilmiş:
— Sen.. demiştir, hem aptal, hem ahlâksız bir adamsın!.. 260.000 lirayı tastamam getiren bu yavrucuk senin dolma kalemini çalar mı be sersem!.. Bir de utanmadan bu oğlana dayak atmamı söylüyorsun.. dayağı hak etmiş biri varsa o da sensin!.. Şimdi git, beni de polis müdürüne şikâyet et!..
Komiser, İsmailin beş bin lira mükâfatını tahayyül edip de sirkat ittihamı ile ve dayak talebi ile karşılaştığı adamın suratına iki tokat atmış ve karakoldan kovduktan sonra hüngür hüngür ağlayan çocuğa teselli yolunda: “Bende bu kadar var evlâdım” diyerek cebindeki on lirasını vermiş.
İsmail Bagana 1960 yılında küçük bir iş adamıdır.
Hüsnü Kınaylı
İsmail Bagana
(Resim: F. A)
Tema
Kişi
Emeği Geçen
F. A.
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Yazar/Üreten
Hüsnü Kınaylı
Kod
IAM040089
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Emeği Geçen
F. A.
Tanım
Cilt 4, sayfalar 1788-1790
Not
Görsel: cilt 4, sayfa 1789
Tema
Kişi
Emeği Geçen
F. A.
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.