Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
BABÜSSAADE
Topkapu Sarayının, devlet muamelâtının cereyan ettiği, ulufenin üç ayda bir dağıtıldığı ve divanı hümâyunun toplandığı kubbealtının bulunduğu ikinci avlu ile sarayın dahilî üçüncü avlusu arasındaki kapusudur. Babüssaadeden artık sarayın harimine girilir; yahut başka bir tâbirle, Babüssaadeden itibaren sarayın Endurunu Hümayunu başlar (B.: Topkapu Sarayı). Bu kapuya, ilk zamanlarda Akhadım ağalar (Tavâşî ağalar) tarafından muhafaza edildiği için Akağalar kapusu ismi de verilirdi.
Topoğrafi vaziyet ve sanat icabı bu kapu, Ortakapu ve Babıhümayun ile bir istikamette değildir; karşı karşıya da düşmezler. Fatih devrinde yapılmış olup ikinci avluyu çepeçevre dolaşan mermer sütunlu ve çatılı revak, Babüssaadenin önünde de devam ediyordu; Onsekizinci Asırda, revakın kapu önüne rastlayan altı sütunu kaldırıp kemerleri kesilmiş, daha ileriye konulan eskilerinden yüksek dört yuvarlak sütun ve duvara yaslanan iki yarım sütunla geniş bir sayvan teşkil edilerek kapuya, anlatacağımız vazifesine daha uygun bir şekil verilmiştir. Bununla beraber bu ilâvenin yapı kıymeti ve bediî tesiri düşük ve zayıftır; bu medhalin eski şekli muhakkak ki daha basit ve çok asîl idi. İlâve sütunlar yerden 1,20 yüksekliğinde dört köşe kaidelere oturtulmuştur, başlıkları da acaiptir. Geniş saçaklı tavan, oymalı çıta...
⇓ Devamını okuyunuz...
Topkapu Sarayının, devlet muamelâtının cereyan ettiği, ulufenin üç ayda bir dağıtıldığı ve divanı hümâyunun toplandığı kubbealtının bulunduğu ikinci avlu ile sarayın dahilî üçüncü avlusu arasındaki kapusudur. Babüssaadeden artık sarayın harimine girilir; yahut başka bir tâbirle, Babüssaadeden itibaren sarayın Endurunu Hümayunu başlar (B.: Topkapu Sarayı). Bu kapuya, ilk zamanlarda Akhadım ağalar (Tavâşî ağalar) tarafından muhafaza edildiği için Akağalar kapusu ismi de verilirdi.
Topoğrafi vaziyet ve sanat icabı bu kapu, Ortakapu ve Babıhümayun ile bir istikamette değildir; karşı karşıya da düşmezler. Fatih devrinde yapılmış olup ikinci avluyu çepeçevre dolaşan mermer sütunlu ve çatılı revak, Babüssaadenin önünde de devam ediyordu; Onsekizinci Asırda, revakın kapu önüne rastlayan altı sütunu kaldırıp kemerleri kesilmiş, daha ileriye konulan eskilerinden yüksek dört yuvarlak sütun ve duvara yaslanan iki yarım sütunla geniş bir sayvan teşkil edilerek kapuya, anlatacağımız vazifesine daha uygun bir şekil verilmiştir. Bununla beraber bu ilâvenin yapı kıymeti ve bediî tesiri düşük ve zayıftır; bu medhalin eski şekli muhakkak ki daha basit ve çok asîl idi. İlâve sütunlar yerden 1,20 yüksekliğinde dört köşe kaidelere oturtulmuştur, başlıkları da acaiptir. Geniş saçaklı tavan, oymalı çıtalar, silmeler ve köşelikler ve yine oyma bir göbekle süslenmiştir. Kornişlerde muhtelif manzara resimleri vardır. Üçüncü Mustafa zamanında kapının iki yanında birer büyük mermer çeşme varmış, tamirlerden birinde bu güzel çeşmeler kaldırılmış, yerlerine bir “sütun ormanı” resmi yapılmıştı. En son tamirler debu resim yerine düz bir sıva vurulmuştur. Sayvanın döşemesi küfeki taşındandır; ortasında ufak bir taşla kapalı bir delik bulunmaktadır, bu delik, seferlerde Sancağı Şerifin serdarlara teslimi merasiminde rekzolunduğu yerdir. Kapunun üstünde mermer üstüne kabartma ve “Mahmud bin Abdülmecid Han” ketebeli bir Besmelei şerife levhası vardır. Hattâtlar, bu yazının ketebesi Sultan Mahmuda ait olmakla beraber Mustafa Rakım tarafından yazıldığına bihakkın hükmederler; en güzel yazılardan biridir. Besmelenin altında, yine mermer üstüne kabartma, beş mısra üstüne beş satır tâlik kitâbe şudur :
Dâveri gerdun menzılet, Sultanı vâlâ menkıbet
Hakanı sahibi tâcü taht, şâhi serîri maadelet
Keyhusrevi Dârâ gulâm, yâni hudâvendi enâm
Abdülhamid Hanı benâm, şâhi cihan âtifet
Hüsni sülûk hilkatı, fahrülmülûk her hâleti
Zâti hümâyun midhati, mahzâ medârı merhamet
Şâhinşehi deryâ neval, sultanı memdûhilhasal
Hem dâveri sahib kemal, dibâce zîbi mahmedet
Zîbi mebanii vücud, nûri tecellii şuhud
Miftahi feyzi berri vücud dergâhi lütfu mekremet
Mimarı tab’ı cevdeti, yaptı kulubi devleti
Ezcümle ednâ himmeti, virdi bu câye takviyet
Bu nushai şevketmeab, tertibi nazmi mustatab
Te’lifi şâhi kâmiyab, mazmuni sırrı mevhibet
Seyreyle hüsni behçeti, âlem esiri tal’ati
Tarhi lâtifü ziyneti, revnakfezâyi âfiyet
Resmi letâfet perveri, nakşi hayali âzeri
Ser matlai mihri enveri, nazmı nizamı temşiyet
Kâşii suret küsteri ayinei İskenderî
Tasviri hüsni peykeri şehnâme zîbi ma’delet
Her mısraı birbaşka bab, her bâbı gûya bir kitab
Dikkat olunsa bâb bâb, metni metni mevhibet
Ey dergehi zerrin kubab, arşi âsitan kürsi cenab
Sende düalar müstecab, bâ avni feyzi terbiyet
Olsun eyâ şâhi ferîd, bahtın said ömrün mezîd
Olbabda hıfzı mecdi mecid kıflü kilîdi meymenet
İkbalü sa’di bahtile feyzi mübarek vaktile
Râik didim bu beytile idince sarfi makderet
Târihi cevher mâyesi, arş olsa lâyık pâyesi
Levhi şükûh pirayesi bâbı kitâbı saltanet
1188 (Milâdi 1774)
Kapunun anahtar taşında ise Rakım ketebeli İkinci Mahmud tuğrası bulunmaktadır. Kapu kanatları ahşap ve Ondokuzuncu Asra aittir. İçeri girince sağda solda birer ufak kapu vardır ki, sağındakinden evvelde Babüssaade ağası dairesine, soldakinden Akağalar koğuşuna geçilirdi. Bu dairelerin bugünkü yapıları, yangından sonra Sultan Mecid zamanında yapılmıştır ve hiçbir mimarî kıymeti yoktur. Yalnız Akağalar koğuşunun, bütün koğuşlarda olduğu gibi, pitoresk bir çeşme avlusu vardı ve yangından pek müteessir olmamıştı, 16 – 17 nci Asırların izlerini taşıyordu, 1949 senesinde saat müzesi yapılmak üzere bu çeşme avlusu hazfedildi ve bina betonlaştırıldı. İki kapu ortasındaki ufak avlunun sağ ve solunda taştan ve yüksek birer seki ve solundakinin ortasında, Akağalar koğuşu kapusunun hemen yanında alçı yaşmaklı ve od taşından ayaklı, mütenasip ve güzel bir ocak görünmektedir. Bu ocak nisbetleri ve yapılışı itibariyle ilk devrelere ait olsa gerektir. Kapu aralığı döşemesi mermerdendir ve kaymamak için taşta muntazam çentikler açılmıştır. Seki döşemeleri büyük altı köşe tuğladandır. İkinci kapu söveleri ve kemeri mermerden ve Onsekizinci Asra, herhalde kitabelerin zamanına, yani, Birinci Abdülhamid devrine aittir. Bu iki kapu arasındaki tavan, devrine yakın bulunan eski motiflerle tezyin edilerek 1940 senesinde yapılmıştır. İkinci kapudan çıkarılınca karşıya arz odası gelir (B.: Arz Odası).
İkinci kapunun tam üstünde ve tavana yakın, Üçüncü Ahmed’in kaleminden çıkmış celî sülüs ile “Re’sül hikmetü mahafetullah” levhası vardır. Kemerin müsellesi boşluklarında, dört satır olarak tâlik hat ile ve mermer oyulmadan yalnız yaldızla:
Şer’e tatbik ile itti vaz’ı kanuni cedid
Hazreti Sultan Mahmud ibni Han Abdülhamid
Mülki mevrusun helâl itmez mi eslâfı ona
Eşkiya merdud bâbından harami nâ bedîd
Ve tam kemer üstünde yine yalnız yaldızla ve tâlik hat ile:
Hakanı sahib kudretin devrinde âlem bermürad
Dergâhı valâ şevketi ya Rab ola daim küşad
Kapunun sağ ve solunda mermer üstüne kabartma olarak hakkedilmiş hem tuğra ve hem sülüs yazı ile :
Habbezâ hakanı zîşan hakimi hükmi mecid
Hamii adlü şeriat Hazreti Abdülhamid
yazılmıştır. Bu iki mermer levhanın sağında ve solunda, eskiden, yaldız çerçeveli ve bez üstüne bütün padişahların isimleri ve müddeti saltanatları yaldız ile yazılmış iki büyük dairevî levha 1940 senesine kadar asılı dururdu; rütubet tesiriyle levhalarda çürüme alâmetleri görüldüğünden müzede hıfzedilmek üzere kaldırıldı.
Bâbüssaadenin saray teşkilâtındaki vazifesi epey mühimdir. Bu kapudan ötesi, Enderun mensuplarından maada herkes için yasaktı. Enderuna mensup olmayan bir kimse, buradan içeriye, ancak padişahın, şahsına mahsus verilmiş izniyle girebilirdi. Vüzera, ricali devlet, ulema ve sefirler, Arz Odasında padişahın hâkipayına varmak üzere bir girer, bir çıkarlardı.
Babüssaadenin muhafazası, Babüssaade ağası yahut Kapuağası unvanını taşıyan bir Akhadım (Tavâşî) Ağanın emrinde Akhadım ağalara tevdi edilmişti. Babüssaade Ağası Üçüncü Mehmed devrine kadar sarayın en büyük zabiti idi. Sonra Darüssaade Ağası yahut Kızlar Ağası denilen kara hadım ağalar ak hadımlara takaddüm ettiler.
Cülûs merasimi, bayram tebrikleri ve bâzan ayak divanları bu kapunan önünde yapılırdı (B.: Ayak Divanı; Bayram; Cülûs merasimi). Babüssaade önünde bir tebrik merasimini gösteren Üçüncü Selim devrine ait yağlı boya büyük bir tablo, bu sahnelerden birini teferrüatiyle ve sadakatle tespit etmiştir.
Ekseriya devlet ve saray erkânından bâzılarının idam ve katilleriyle neticelenen Babüssaade önündeki Ayak Divanları da tarih kaynaklarımızda tafsilâtiyle kayıt ve tesbit edilmiştir.
Yukarıda da yazıldığı veçhile, Sancağı Şerif, padişah tarafından serdarlara Babüssaade önünde teslim edilirdi.
Osmanlı tarihinde ihtilâl dalgaları, ekseriya Babıhümâyunu ve Ortakapuyu aşmış ve Babüssaade önünde durmuştu. Yalnız bir sefer, İkinci Osman’ın tahttan indirilmesinde, ihtilâlcılar, Babüssaadeden de içeri girmeğe cür’et etmişlerdi.
Babüssaade, bütün tarihi boyunca bir defada kırılarak açtırılmıştı. Üçüncü Selim’i tekrar tahta çıkartmak için İstanbul’a gelen ve bir hükûmet darbesi yapan Alemdar Mustafa Naşa, Babüssaadeyi kapalı bulmuş, Üçüncü Selim ile Şehzade Mahmud’un Dördüncü Mustafa tarafından öldürülmeleri tehlikesi karşısında kapuyu kırdırtmış, kapu ile, arz odası arasında Sultan Selim’in nâşını bulmuş, Sultan Mustafalı suikastçılardan güçlükle kaçabilmiş olan Şehzade Mahmud’u tahta oturtmuştu.
Ekrem Hakkı Ayverdi
Babüssaade tarihinde garip bir de ölüm vak’ası vardır. Hicrî 1001 (Milâdî 1593) yılı Nevruz tebriklerinde saraya gelmiş bulunan şeyhülislâm Zekeriyya Efendi, devrin meşhur simalarından müverrih Hoca Sadeddin Efendi ile Babüssaadede otururken bir kalb sektesinden ölmüştü. Osmanlı tarihinin boyunca sarayda ölmüş tek şeyhülislam bu zattır.
TOPKAPUSU SARAYINDA BÂBÜSSAADE
(Bir XIX. asır gravüründen Sabiha Bozcalı eli ile)
Tema
Yapı
Emeği Geçen
Sabiha Bozcalı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Yazar/Üreten
Ekrem Hakkı Ayverdi
Kod
IAM040066
Tema
Yapı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Emeği Geçen
Sabiha Bozcalı
Tanım
Cilt 4, sayfalar 1774-1776
Bakınız Notu
B.: Topkapu Sarayı; B.: Arz Odası; B.: Ayak Divanı; Bayram; Cülûs merasimi
Tema
Yapı
Emeği Geçen
Sabiha Bozcalı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.