Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
BABACAFER ZİNDANI
Fetihten Yeniçeri Ocağının lâğvına kadar, Büyükşehrin başlıca mahpushanelerinden biri idi ki, es-esnaftan, avamı nâsdan ve serseri güruhundan kaatil ve hırsızlarla borç ve zina mahkûmları Galata zindanı ile buraya atılırlardı. Kadınlar için de ayrı bir yer vardı. Siyasî mücrimler ve asker ocaklarından birine mensup olan kaatiller ve hırsızlar ise Babıâlideki Tomruk’a, Yedikuleye, Rumelihisarına, Tersane zindanına, Ağakapusu zindanına konulurdu. Umumiyetle de vücudünün izalesi matlûb şerirler, zindanda geceleyin boğulur, cesedleri de, ayağına taş bağlanıp bir çuvala konulduktan sonra denize atılırdı.
Baba Câfer zındanı, İstanbul surlarının Haliç boyunda bir burcun altında olup, fetihten sonra bu burç ve yanındaki kapu “Zındankapusu” adını almıştır. Vakanüvis Ahmed Lûtfi Efendi, tarihinin üçüncü cildinde H. (1831 - 1832) vekayii arasında, bundan böyle Zındankapusuna “Baba Câfer” denilmesi için bir irade çıktığından bahsediyor ise de, Bâbı Câfer ve hattâ “Babacâfer kapusu” isimleri halk ağzında tutunamamış, “Zındankapusu” adı devam edegelmiştir.
Osman Nuri Ergin, “Mecellei Umuru Belediye” adında muazzam eserinde, İstanbul Kadılığı sicillerinde kayıtlı H. 1180 (M. 1766) tarihli bir ilmühabere dayanarak Babacâfer Zındanı ile zından nizamı ve hayatı hakkında çok kıymetli malûmat vermek...
⇓ Read more...
Fetihten Yeniçeri Ocağının lâğvına kadar, Büyükşehrin başlıca mahpushanelerinden biri idi ki, es-esnaftan, avamı nâsdan ve serseri güruhundan kaatil ve hırsızlarla borç ve zina mahkûmları Galata zindanı ile buraya atılırlardı. Kadınlar için de ayrı bir yer vardı. Siyasî mücrimler ve asker ocaklarından birine mensup olan kaatiller ve hırsızlar ise Babıâlideki Tomruk’a, Yedikuleye, Rumelihisarına, Tersane zindanına, Ağakapusu zindanına konulurdu. Umumiyetle de vücudünün izalesi matlûb şerirler, zindanda geceleyin boğulur, cesedleri de, ayağına taş bağlanıp bir çuvala konulduktan sonra denize atılırdı.
Baba Câfer zındanı, İstanbul surlarının Haliç boyunda bir burcun altında olup, fetihten sonra bu burç ve yanındaki kapu “Zındankapusu” adını almıştır. Vakanüvis Ahmed Lûtfi Efendi, tarihinin üçüncü cildinde H. (1831 - 1832) vekayii arasında, bundan böyle Zındankapusuna “Baba Câfer” denilmesi için bir irade çıktığından bahsediyor ise de, Bâbı Câfer ve hattâ “Babacâfer kapusu” isimleri halk ağzında tutunamamış, “Zındankapusu” adı devam edegelmiştir.
Osman Nuri Ergin, “Mecellei Umuru Belediye” adında muazzam eserinde, İstanbul Kadılığı sicillerinde kayıtlı H. 1180 (M. 1766) tarihli bir ilmühabere dayanarak Babacâfer Zındanı ile zından nizamı ve hayatı hakkında çok kıymetli malûmat vermektedir; şöyle ki:
“Zındana atılanların iaşesi vesair ihtiyaçları için devlet hazinesinden hiçbir şey sarfedilmezdi. Her gün, zındanın kule penceresinden bir mahkûm: — Ey hayır sahipleri! Biz burada açız!.. Merhametinize sığınıyoruz!... Bizi unutmayın! yollu durmadan bağırır, ve mahpuslara, hayır sahiplerinin sadaka akçesiyle aynî yardımlarından her gün birer paralık ekmek ve birer kâse çorba dağıtılırdı. Geceleri birer mum verilirdi.
“Büyükşehir halkınca da, zından mahkûmlarına her gün tasaddukta bulunmak büyük sevap bilinirdi. Nezir kurbanları da, hemen daima zındana gönderilirdi.
“Fakat sonraları suiistimaller başlamış, zından kâtipleri sadaka ve nezir akçaları ile ayniyatını bir yimelik edinmişlerdi. Çorba pişirilmez olmuştu. Yevmiye ikişer akçelik ekmek dağıtırlar, paranın üst tarafını zından kâtipleri aralarından taksim ederlerdi.
“Kurban ve mum nezirlerinden, yirmi mahkûma bir okka et ve bir mum verip üst tarafını, odabaşı ve kâtipler üleşirlerdi.
“Mahkûmlardan biri, yüksek makamlara, devlet ricaline şefaatname, ahbap ve akrabasına mektup gönderecek olsa, derkenar akçası ile altmış paradan beş kuruşa kadar para alınırdı.
“Bir mahkûm, zındana yatak, kilim ve keçe gibi mefruşat getirecek olsa, yatak akçesi adı ile kendisinden bir altına kadar para alınırdı. Vermiyen, taş üstünde yatıp kalkmağa mahkûm bırakılırdı.
“Bir mahkûmun af ve itlâgı emri gelse, alabildiklerini alırlardı.
“Subaşılar tarafından tutulan hırsızlar ve yankesiciler zındana atıldığında, vak’a şüyu bulmamış ise, üç beş gün sonra hırsız ve yankesicilerden alacaklarını alıp serbest bırakırlardı.
“Mahkûmlardan, zındancılara para yedirecek kudrette olanlar, hoş tutulurdu. Borç yüzünden zındana atılmış yahut cürmü pek o kadar büyük olmayan mahkûmlar, zından kâtiplerine akçe verecek durumda olup da vermezlerse, türlü yollardan muazzeb edilirdi. Para verenler ise hoş tutulur, hattâ, cürmü yok imiş tecessüs ettik diye hakkında şefaatnameler tanzim edilirdi.
“Rum, Ermeni ve Yahudi akalliyet cemaatler sandığından zından subaşısına rüşvet verirler ve bu suretle bir gayri müslim zındanda müslüman mahkûmların nail olamadıkları rahatı temin ederdi. Zındanın itibarlı misafirlerini gayri müslimler teşkil ederdi.
“H. 1180 de, Baba Câfer Zındanının bu bozuk düzeni düzeltilmek istenildi ve şu tedbirler alındı :
1 — İstanbul kadılarının nezareti ve Divanı âlide çavuşbaşı bulunanların hükmünde bulunan Baba Câfer Zındanına, etvar ve harekâtı mücerreb, namuskâr bir zından su başısının tâyini.
2 — Zındana konulan bir mahkûmdan, her ne suretle olursa olsun hiçbir para alınmıyacaktır.
3 — Af ve itlak edilen mahkûmdan, harç namiyle 18 para, dilekçe akçesi namiyle de iki para alınacaktır.
4 — Gayri müslimlerin verdikleri rüşvetin katiyen önüne geçilecektir.
5 — Kule penceresinden münadiye verilen sadakalardan toplanan akçe ile her gün mahkûmların ekmek ve çorbaları mutad üzere muntazaman tevzi edilecektir. Cuma günleri de pilâv verilecektir. Bu paraya Babacâfer Türbedarı mütevelli ve zından subaşısı nazır tâyin olunacak ve para onların eli ile sarfolunacaktır.
6 — İaşe, odun, kömür, kandil, ve delekçi masrafları çıktıktan sonra geri kalan para, keselere konup mütevelli ve nâzır tarafından mühürlenecektir.
7 — İstanbul kadıları, her dört ayda bir zından hesaplarını tetkik edecektir. Fazla para ile, borç yüzünden hapsedilmiş olup hiçbir vakit borçlarını ödeyemiyecek olanların borçları ödenecek ve bu gibiler tahliye edilecektir.
8 — Mahkûmların istidalarından, derkenar akçesi olarak yirmi paraya kadar harç alınacak; kudreti olmayanlarınki meccanen yazılacaktır. Hilâfında hareket eden kâtipler şiddetle tecziye edilecektir.
9 — Her gün zındana atılan veya zındandan çıkarılan mahkûmlar evvelâ çavuşbaşı ağaya inha olunacak ve ancak onun tasdikinden sonra bir adam zındana konulup çıkarılabilecektir.
10 — Bu nizamın aynen tatbikından zından sübaşısı şiddetle mes’ul tutulacaktır.”
Zina ve fuhşun, gazabı Sübhanî olan taun ve vebanın zuhurunda başlıca sebeplerden bilindiği devirlerde İstanbulda gerek cami avlusunda, sokakta, bekâr odalarında ve kırlarda ve gerekse mahalle aralarında aleni ve gizli fuhş ile ittiham olunan zaniyeler ve fahişeler de Babacâfer Zındanının kadınlar kısmına atılırdı. Mahalle imamları, bu gibi genç kız ve kadınları zabıtaya ihbar eder, zabıta da ihbardan sonra şiddetle takip ve zaniyeyi ve fâhişeyi zındana atmakla muvazzaf idi. Bir zaniye veya fâhişe, zındandan ancak tövbe ve istiğfar etmek suretiyle kurtulabilirdi; hakikaten nâdım ve pişman olduğuna dair, mahallesi imamı ile mahallesinden sözüne itimad edilir bir zatın kefaleti de şarttı. İstanbul Kadılığına hitaben yazılan H. 1192 (M. 1778) tarihli bir fermanda, zaniye ev fâhişelerin tövbe ve istiğfar ile tahliyelerinde de bâzı kızlarla kadınlardan para alındığı, bunun şiddetle önüne geçilmesi, para ile kefalette bulunan imam ve şahitlerin de, cürümleri sabit olduğunda sürgüne gönderilecekleri yazılıdır. Vakanüvis Ahmed Lûtfi Efendinin H. 1247 vekayii arasında kaydettiği bir bendden, bir ara Babacâfer Zındanının yalnız kadın mahkûmlara tahsis edildiğini öğreniyoruz; vakanüvis “Bu ane kadar mahalli mezkûr taifei nisaye mahsud mahpes ittihaz olunmuştu.(Baba Câferle zındancı Ali Dedenin) ruhaniyetlerine hürmeten Ahmediye meydanı civarındaki tobhane nisaya tahsis ile zindanı mezkûre karakolhane inşa (olundu)” diyor.
İstanbulda, bâzan saltanat tebeddülü, bâzan da bir sadırazamın sukutiyle neticelenen askerî ihtilâllerde, ihtilâlcilerin ilk işlerinden biri Galata ve Babacâfer Zındanlarına gidip kapularını açmak, buradaki mücrimini salıvermek olurdu. Mahpusları hürriyetlerine kavuşturmak, ihtilâli idare edenler indinde bir uğur sayılırdı. Buna bir örnek olarak, Naima tarihinden, Genç Osman vakasındaki şu satırları okumak kâfidir:
“... ve asker, şükrane-i cülûs, Babacâfer Zındanına varıp ande ve Galata Zındanında olan mahpusları itlak ettiler. Ve taş gemilerinde ve tersane zındanında olan mücrimleri salıverdiler...”
Baba Câfer Türbesi ve Zındanı İstanbul Ansiklopedisi adına 1951 yılı şubat ayında Hakkı Göktürk tarafından ziyaret edilmiş ve aşağıdaki notlar verilmiştir :
Türbe ve zından 1934 Belediye Şehir Rehberine göre Zındankapusu Caddesi ile Canbazhanı Sokağı kavşağı köşesindedir. İki demir kanatlı sokak kapusunun üstünde şu kitâbe vardır:
Merkadi Hazreti Cafer radiyallahü anhü
1298 (M. 1881)
Gel ziyaret kıl niyaz et Caferülensâriye
Müptelâyi derd olanlar biavnillah olur hoş
Gerek ekdar gerek emraz nedeklû olur hoş
Namürâdı bermürâd ider iden eyle gûş
Kıraat eyle üç ihlâs dahi surei Fatiha
Bu âli Ali Babayı sakın eyleme ferâmûş
Eğer mü’min eğer gayri alub bir katre âbinden
Hâsılı câhi necatden her kim eylerse nûş
Bu demir kapunun arkasında bulunan ikinci bir camlı kapudan ön kısmı taş arkadaki geniş kısmı tahta döşeli bir medhale girilir. Medhalin solunda türbedarlara meşruta oda, onun yanında zindana çıkan merdiven, geride sol dipte de türbe kapusu bulunmaktadır. İki demir kanatlı türbe kapusunun üzerindeki tâlik hat ile manzum kitabe şudur:
İkinci Mahmudun Turası
Şâhi kerrar şiyem hazreti Sultan Mahmud
Hüsnü hulk ile odur fahri mülûki islâm
Devri Fatih geçeli işbu makamı rûşen
Olmamışken himem (tevsiine?) mazhari tâm
Kıldı tecdidine ferman o müceddid unvan
Câferin ruhini şâd eyledi ber vefki merâm
Öyle Câfer ki Hassan tenine kılmış idi
Tâbiin ahdi şehidâ bu mahal içre niyâm
Gel de ihlâs ile ol câyi icâbetdir bu
Sübhagerdâni düa şâhi cihana müdâm
Âlem oldukça nazargâhi velî agâh
Dâim itsün şehi devranı Hudayi allâm
Bendei sâdıkı Es’ad didi zibâ târih
Merkadi Câferi yapdı ne güzel şâhi enâm
1250 (M. 1834 - 1835)
Kapudan zemini taş döşeli küçük bir methale sonra türbeye girilir. 5X9 metre kare genişliğinde tahmin edilen türbenin zemini tahta döşeli, üstü tonos ile örtülmüştür. Işık alacak kapudan başka hiçbir yeri yoktur, elektrikle tenvir edilmiştir, tavana asılmış eski devirden kalma üç kandil vardı. Solda Baba Câferin sağda Zındancı Ali Babanın mermer sandukalı merkatleri bulunmaktadır. Ali Babanın merkadi yanında asırlar boyunca suyundan şifa beklenmiş olan demir çıkırıklı kuyu vardır. Baba Câferin sandukası da bir demir parmaklıkla çevrilmiştir.
Zındana çıkan taş merdiven on dört basamaktan sonra sağa kıvrılır, bu merdivenin yirmi beş basamaklık bu ikinci kısmı tepe penseresiyle aydınlatılmıştır. Zındana tek kanatlı bir demir kapudan girilir. Evvelâ zından mescidi görülür. Tahta döşeli ve 5X9 metre kare genişliğinde olan mescidin mihrabı duvar içinde basit bir kemerden ibaret olup içinde vaktiyle mahkûmlar tarafından kullanıldığı rivayet edilen iki toprak testi bulunmaktaydı; mescid demir ısgara parmaklıklı dört pencere ile aydınlatılmıştır. Asıl zındana buradan yine tek kanatlı demir bir kapudan girilir ve on basamaklı gayet dar bir taş merdivenle çıkılır. Zından 4X9 metre kare genişliğinde tavanı tonos örtülü beş küçük mazgal deliği ile aydınlatılmış bir yerdir.
Baba Câfer Türbesi ve Zındanı bu satırların yazıldığı sırada Topkapu Sarayı müzesi müdürlüğü emrinde bulunuyordu.
Theme
Building
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Identifier
IAM040007
Theme
Building
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Volume 4, pages 1734-1737
Theme
Building
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.