KADEM (Rizeli) – 1875 ile 1878 arasında Üsküdarlı kalender şâir Âşık Râziye uşaklık yapmış dilber bir laz delikanlısı.İbrahim Usta adında bir gemicinin Galatalı bir rum kahbedinden olmuş oğlu imiş ;babası öldükden sonra anası Galata genelevlerinden birine düşmüş,amıca ve halaları da çocuğu benimsemediğinden Kadem onbeş onaltı yaşlarında Ayvansarayda bir kahvehâne köşesinde kalmış,iskelede kayıkcı yamağı olmuş ve birgün Âşık Râzi Bey tarafından ögrülerek o zengin veasil ruhlu kalendere uşaklıkla kapulanmış,huzura kavuşmuş.Fakat bir iş için gönderildiği Galatada anasının belâlısı Kostanti adında Kefalonyalı bir rum yenkenli kaptanı ile tanışmış,anasının da teşviki ile o kaptanın gemisine tayfa olarak girmiş,ve artık Üsküdara dönmemiş.Âşık Râzi nankör uşağı için şu hicviyeyi yazmışdır: Gördün mü bana sen yapdığın işi Ciğerim dağladı gâvurun şişi Seni ben gözümden kıskanır iken Vaslını tırıl it atdı düşeşi Hay çapkın kopuk hay kahbe analı Yüzü gül goncası yüreği çalı Çakmalı hemen o gümüş topuğa Sana lâyık olan bir katır nalı Bir fiske tütünle bir kuru simit İçin can atarken be hey nankör it Huzur mu azâbın rahat mı battı Gemi zenânesi ol da kaçıp git Bire Laz Kademim bire Rizeli O kara gözleri fitne gamzeli Kara don mintanla kara puşuyla Hay Karadenizin haylaz güzeli Yeniyle ya...

KADEM (Rizeli) – 1875 ile 1878 arasında Üsküdarlı kalender şâir Âşık Râziye uşaklık yapmış dilber bir laz delikanlısı.İbrahim Usta adında bir gemicinin Galatalı bir rum kahbedinden olmuş oğlu imiş ;babası öldükden sonra anası Galata genelevlerinden birine düşmüş,amıca ve halaları da çocuğu benimsemediğinden Kadem onbeş onaltı yaşlarında Ayvansarayda bir kahvehâne köşesinde kalmış,iskelede kayıkcı yamağı olmuş ve birgün Âşık Râzi Bey tarafından ögrülerek o zengin veasil ruhlu kalendere uşaklıkla kapulanmış,huzura kavuşmuş.Fakat bir iş için gönderildiği Galatada anasının belâlısı Kostanti adında Kefalonyalı bir rum yenkenli kaptanı ile tanışmış,anasının da teşviki ile o kaptanın gemisine tayfa olarak girmiş,ve artık Üsküdara dönmemiş.Âşık Râzi nankör uşağı için şu hicviyeyi yazmışdır: Gördün mü bana sen yapdığın işi Ciğerim dağladı gâvurun şişi Seni ben gözümden kıskanır iken Vaslını tırıl it atdı düşeşi Hay çapkın kopuk hay kahbe analı Yüzü gül goncası yüreği çalı Çakmalı hemen o gümüş topuğa Sana lâyık olan bir katır nalı Bir fiske tütünle bir kuru simit İçin can atarken be hey nankör it Huzur mu azâbın rahat mı battı Gemi zenânesi ol da kaçıp git Bire Laz Kademim bire Rizeli O kara gözleri fitne gamzeli Kara don mintanla kara puşuyla Hay Karadenizin haylaz güzeli Yeniyle yakası dizi dizi bit Parlardı üstüne çaksam bir kibrit Yıkatıp paklatıp giydir hem kuşak Hazıra konsun o Kostanti pelîd Atalar sözüdür huylu huyunca Yalun ayaklarla bir mintan donca Alışmışdır kopuk pala çalmaya Palamar atmaya ömrü boyunca Vâsıf HİÇ