HURŞİD PAŞA (Ahmed) – Geçen asır başlarında ordu kumandanlığı,serdarlık,vâlilik,iki sene kadar da sadırazamlık yapmış bir osmanlı veziri ; aslı çerkesdir,1760 yıllarında Kafkasyada doğmuşdur,11-12 yaşlarında esirciler eline düşerek İstanbula getirilmiş,ünlü vezirlerden Selim Sırrı Paşaya köle olarak satılmış,çok güzel bir çocuk olduğu için uşak muamelesi görmeyerek tahsil ve terbiyesine itinâ edilmişdi.Selim Sırrı Paşanın ölümünde bir ara Reisülküttab Raşid Efendiye,sonra da Kaptanıderyâ Küçük Hüseyin Paşaya intisab etmişdi.Hüseyin Paşa ile birlikde Mısır seferinde bulunmuş,sefer dönüşünde Hüseyin Paşa tarafından mîrimîranlıkla İskenderiye mutasarrıfı tâyin edilmişdi.O sırada Mısırda bir zorba olarak türemiş Kavalalı Mehmed Ali,kendisinden önce Husrev Mehmed Pşayı kaçırdığı gibi Hurşid Paşayı da Mısırdan kaçırttı.Hurşid Paşa bir kaç sene Tırhala,Egriboz ve Mora mutasarrıflıkları yapdı ;Rumeli vâlisi ve Niş Kalesi muhafızı oldu,sırp eşkiyâsını tedibde başarı gösterdi; o sırada Rusya ile harb oluyordu,serdar ve sadırazam Laz Ahmed Paşanın Tuna boyunda Yerköyü mevkiinde hatalı hareketi yüzünden uğradığı mağlubiyet sebebi ile ,1812 ağustosunda Hurşid Paşa sadırazam oldu.Sadâret mevkiinde 1815 şubatına kadar ancak iki yıl kalabildi.Zamanının İstanbul vak'aları müdhiş bir tâun salgını ...

HURŞİD PAŞA (Ahmed) – Geçen asır başlarında ordu kumandanlığı,serdarlık,vâlilik,iki sene kadar da sadırazamlık yapmış bir osmanlı veziri ; aslı çerkesdir,1760 yıllarında Kafkasyada doğmuşdur,11-12 yaşlarında esirciler eline düşerek İstanbula getirilmiş,ünlü vezirlerden Selim Sırrı Paşaya köle olarak satılmış,çok güzel bir çocuk olduğu için uşak muamelesi görmeyerek tahsil ve terbiyesine itinâ edilmişdi.Selim Sırrı Paşanın ölümünde bir ara Reisülküttab Raşid Efendiye,sonra da Kaptanıderyâ Küçük Hüseyin Paşaya intisab etmişdi.Hüseyin Paşa ile birlikde Mısır seferinde bulunmuş,sefer dönüşünde Hüseyin Paşa tarafından mîrimîranlıkla İskenderiye mutasarrıfı tâyin edilmişdi.O sırada Mısırda bir zorba olarak türemiş Kavalalı Mehmed Ali,kendisinden önce Husrev Mehmed Pşayı kaçırdığı gibi Hurşid Paşayı da Mısırdan kaçırttı.Hurşid Paşa bir kaç sene Tırhala,Egriboz ve Mora mutasarrıflıkları yapdı ;Rumeli vâlisi ve Niş Kalesi muhafızı oldu,sırp eşkiyâsını tedibde başarı gösterdi; o sırada Rusya ile harb oluyordu,serdar ve sadırazam Laz Ahmed Paşanın Tuna boyunda Yerköyü mevkiinde hatalı hareketi yüzünden uğradığı mağlubiyet sebebi ile ,1812 ağustosunda Hurşid Paşa sadırazam oldu.Sadâret mevkiinde 1815 şubatına kadar ancak iki yıl kalabildi.Zamanının İstanbul vak'aları müdhiş bir tâun salgını ile müdhiş bir katı kışdır (B.:Tâun ;Kış) ; yeniçerilerin de şehir eşkiyâsı hâlinde en azgın devridir,azline de onların çıkardığı kanlı bir vak'a sebeb oldu.Ocaklı erâzile karşı amansız bir zâbit olan ve güruh tarafından sevilmeyen Yeniçeri Ağası Seyyid Mehmed ağa ,çorbacı,odabaşı,karakollukcu ve aşcı bir kaç uygunsuzu tevkif ettirerek zındana göndermek isterken,onlardan birinin kanadı altındaki bir çapkın civelek tarafından tabanca ile öldürüldü ;Hurşid Paşa vak'aya tez müdahale etmemekle suçlanarak azledildi. Azlinden sonra Haleb ve Mora vâliliklerinde bulundu,Yanyada çıkan bir karışıklığı basdırdı,sonra Mora Ordusunun yeniden tanzimi vazifesi Mora Serdarlığına tayin edildi.Serdarlık merkezi Yenişehir idi. O devirde İstanbulda pâdişah İkinci Sultan Mahmud üzerinde büyük nüfuz sâhibi olup devletin başına türlü gaaileler çıkarmış Hâlet Efendi azledilmiş,Konyaya sürülmüş,ardından gönderilen bir ferman ile de orada idam edilmişdi (B.:Hâlet Efendi) ;Hâlet Efendinin yakınların Mühürdar Said Efendi Hurşid Paşanın da İstanbulda kapukâhyalığını yapıyordu,paşaya bir mektub yazdı ve o günlerde iki tatar ile Moraya yolladı.Bu duyulunca onların arkasından iki tatar daha gönderildi,ve paşaya yollanmış mektubun mühürleri sükülüp bozulmadan hemen alınması ve İstanbula geri getirilmesi emri verildi.Önden giden tatarlar Yenişehire ulaşmışlar,mektubu paşaya vermişler,ve Hâlet Efendi vak'asını ağızdan anlatmışlardı.Paşa onları dinlerken be mektubu henüz açmamış iken dîvanhânesine öbür tatarlar girdiler,paşanın elinden mektubu kaparak çıkıp gittiler.Mektubun içinde ne yazılı olduğunu bilmeyen Hurşid Paşa müdhiş bir korkuya düşdü,ve o gece öldü (1822). Ölümünde altmış yaşının üstünde idi.