HÛRİYE HANIM – 1739 ile 1740 arasında verem hastalığından öldüğünü tahmin ettiğimiz ve arkasında bir ana ile kız evlâd bırakmış genc ve güzel bir kadın ; zengin bir âileye mensub olduğu da ,Tepebaşından Kasımpaşaya inerken Âşıklar Mezarlığı dineline büyük kabristandaki kabrinin iki metre yüksekliğinde ve pek güzel kabartmalarla süslü kabir taşından anlaşılmaktadır.Hayatı ızdırab içinde geçmiş, herhalde hayırsız bir kocanın türlü mihnetlerini çekmiş,hattâ o adam belki de ölümüne sebeb olmuşdur.Kabir taşındaki beş beyitlik manzum kitâbe şudur : Hüvel Feyyâz Hayf ola ol şâhi Nûrten nâ murad iken henüz Terk idüb dâri fenâyı itti âhir rihleti Gencliğinde gülmeyüb bir âçılmadı dirîg Bulmayub derdine derman görmedi hiç râheti Cümle nâse oldu anın ahvâli bir dâsitan Ana kasd iden bulsun cihande dehşeti Mâderiyle duhterini yakdı firâkı nârine HakTeâlâ anlere sabr ile virsün tâketi Rûhuna îsârı rahmet fevtine târih ola “ Hûriye Hanım hûrilerle mesken ide Cenneti ” Ş (şevval) 1152 (ocak 1740) Bu kabir taşı o mezarlığın büyük bir kısmı kaldırılırken kaybolmuşdur.Yeri Türk-İslâm Eserleri Müzesi olması gereken kiymetli taşın elimizde ve arşivimizde ressam Bahriyeli Hüsnü Bey tarafından yapılmış bir resmi kalmışdır.