HIRDAVAT,HIRDAVATCI – Farsca “Burda” kökünden,bugün halk ağzında dırdavat deniliyor ama geldiği köke nisetle doğru söylenişi Hurdevat,Hurdevatcı'dır,aşağıdaki notları Şemseddin Sâmi Beyin Kaamûsi Türkî'sinden alıyoruz : “Hurda : Ufak şey,ufak parça,bakır hurdaları ;hurda inci,ufacık inciler; hurda bakır,bakır kırıntıları;hurda yazı,pek ince ufak yazı . Hurdevat: Ufak tefek şeyler, ufakt ehemmiyetsiz öte beri;demirden köhne âletler.Hurdevatcı : Hurdevat satan esnaf,hurdacı ”. Zamanımızda ufak tefek şeyler,demir,bakır parçaları satanlara Hırdavatcı denildiği halde kadro dışı edilip de satılığa çıkarılan gemileri bozub enkaazını satanlara Hurdacı denilmektedir. Hırdavatcı dükkânlarında bâzan çok kiymetli,antika eşyâya rastlanır ,Üniversite Kütübhânesi müdürü merhum Fehmi Karatay,1940 larda Bayazidda bir hırdavatcı dükkânından,sâdece şeklini beğenerek bir çift küflü bakır şamdan satın almış,eve götürülüp temizlendiğinde şamdanlar som gümüşden çıkmışdı. İstanbulda Hırdavatcılar Çarşısı Bayazıdda Çadıecılar Caddesindedir (B.:Çadırcılar Caddesi,cild 7,sayfa 3643).