Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Haydar Baba (Kara) maddesi
HAYDAR BABA (Kara) – Geçen asır sonlarında yaşamış kalender meşreb bir bektâşi,aslı Kazdağları yörüklerinden olub 1869-1870 aralarında 13-14 yaşlarında İstanbula gelmiş ve Anadolu Kadıaskeri pâyeli bir efendinin kapusunda uşak olmuşdur; yüzce güzel ve zeberdest bir delikanlı olduğundan konakda bir câriye dağlı uşağa gönül vermiş ; kızın delikanlıdan delikanlıyı himâye dâvâsı güden konağın kâhyası da yüz bulamadığı Kara Haydarın yörük serkeşliğinden bezmiş,câriyenin alâkasını oğlana mal ederek kadıasker efendinin gazabını tahrik etmiş,Kazdağlı uşak İstanbuldan memleketi tarafına sürülmek üzere zabtiyeye teslim edilmiş.
Memleketine sevkedilmek üzere Üsküdara geçirildiğinde,Kara Haydarın mâsumiyetine inanmış olan bir zabtiye çavuşu,delikanlının Üsküdarda iki gece yattıkları handan kaçmasına imkân vermişdir,genç yörük Kantarcı Baba adında bir kalenderin himâyesi altında bir müddet Üsküdarda Selâmsızda Hindîler Tekkesinde kalmış,1293 (M.1876) de 20 yaşlarında iken Kantarcı Baba ile birlikde Rumeline geçmişdir.
Rumelinde bektaşi tekkelerinde dolaşmışlar ve Kantarcı Babanın ölümü üzerine Kara Haydar 1314(M.1896-1897) de 40 yaşlarında İstanbula dönmüşdür.Devrin kalender halk şâirlerinden Üsküdarlı Âşık Râzinin delâleti ile Galata Gümrüğüne amele kâtibliği ile girmişdir.Hayatının geri kal...
⇓ Devamını okuyunuz...
HAYDAR BABA (Kara) – Geçen asır sonlarında yaşamış kalender meşreb bir bektâşi,aslı Kazdağları yörüklerinden olub 1869-1870 aralarında 13-14 yaşlarında İstanbula gelmiş ve Anadolu Kadıaskeri pâyeli bir efendinin kapusunda uşak olmuşdur; yüzce güzel ve zeberdest bir delikanlı olduğundan konakda bir câriye dağlı uşağa gönül vermiş ; kızın delikanlıdan delikanlıyı himâye dâvâsı güden konağın kâhyası da yüz bulamadığı Kara Haydarın yörük serkeşliğinden bezmiş,câriyenin alâkasını oğlana mal ederek kadıasker efendinin gazabını tahrik etmiş,Kazdağlı uşak İstanbuldan memleketi tarafına sürülmek üzere zabtiyeye teslim edilmiş.
Memleketine sevkedilmek üzere Üsküdara geçirildiğinde,Kara Haydarın mâsumiyetine inanmış olan bir zabtiye çavuşu,delikanlının Üsküdarda iki gece yattıkları handan kaçmasına imkân vermişdir,genç yörük Kantarcı Baba adında bir kalenderin himâyesi altında bir müddet Üsküdarda Selâmsızda Hindîler Tekkesinde kalmış,1293 (M.1876) de 20 yaşlarında iken Kantarcı Baba ile birlikde Rumeline geçmişdir.
Rumelinde bektaşi tekkelerinde dolaşmışlar ve Kantarcı Babanın ölümü üzerine Kara Haydar 1314(M.1896-1897) de 40 yaşlarında İstanbula dönmüşdür.Devrin kalender halk şâirlerinden Üsküdarlı Âşık Râzinin delâleti ile Galata Gümrüğüne amele kâtibliği ile girmişdir.Hayatının geri kalan kısmı bilinmiyor.
Âşık Râzinin evrâkı metrûkesi arasında 100 beyitlik “Kalendernâme” isimli bir manzumesi görülmüşdür;aşağıdaki beyitleri oradan alıyoruz :
Efendiler efendiler,
Güzel sevmek hak dediler .
Bir güzel yar tutmayana,
Ezelden ahmak dediler .
Yar yoluna can ile baş
Koymayan korkak dediler .
Gariblerin dilberine ,
Sevabdır bakmak dediler .
Meyl iderek birisine
Su misâli ak dediler .
Dilberânı mühmelânı
Hele bir say bak dediler.
Hamlacının tâzesine ,
Bir telli kavak dediler .
Hallacların tâzesine ,
Yorgan döşek yak dediler .
Hamurkârın tâzesine ,
Heman işmar çak dediler .
Arabacı güzeline ,
Sevilir boşnak dediler .
Tulumbacı eşbehinde ,
Koşarlı ayak dediler .
Sürücünün çehrelisi ,
Baldırıçıplak dediler .
Dellâklerin civanları ,
Yedi kuşak pak dediler .
Her kahvenin ziyneti bir
Topuklu çırak dediler .
Meyhânenin uşakları ,
Sakızdan olmak dediler .
Kalenderlik nedir dedim ,
Ehline sormak dediler .
Şartı evvel bûsi pâye ,
Desturu almak dediler .
Hüner âteşpâre yâri ,
Gözünden çakmak dediler .
Sonra türlü dil dökerek ,
Eşbehi soymak dediler .
Muhabbetde şartı sânî ,
Yarle yıkanmak dediler .
Gülâb misal yârin teri ,
Şarttır yalamak dediler .
Yâri peyler paylemez de,
Bâdeyi çakmak dediler .
Yar kâkülü zincirini ,
Boynunu takmak dediler .
Yârin nakşi pâyi sorguç ,
Külâhına tak dediler .
Yar tutmayan ham ervahın ,
Başına tokmak dediler .
Yar üstüne yar tutanı ,
Vâcibdir asmak dediler .
Mübtezelden yar tutana ,
Aklından çatlak dediler .
Hemşehriden yâri olan ,
Et ile tırnak dediler .
Galatadan yar tutana ,
Putunu da tak dediler .
Loncadan yar tutanlara ,
Kehleye tarak dediler .
Kasımpaşa dilberine ,
Kalyonda sancak dediler .
Eyyubsultan güzeline ,
Bir yeşil yaprak dediler .
Üsküdara geçenlere ,
Balaban konak dediler .
Eşbeh yâri sâdık olsa,
Cennetlik uşak dediler .
Âşık kadri bilmez yârin ,
Başına toprak dediler .
Dervişleri sven dilber ,
Cennetde zanbak dediler .
Yâr âşıkın bulub gelse ,
Altundan başak dediler .
Güzeller bir birin sevse,
Bal ile kaymak dediler .
Hoş gör Haydar sana da bak ,
Bir zındık torlak dediler .
Ya pirlikda yar tutana ?
Giderayak hak dediler .
Vâsıf HİÇ
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Yazar/Üreten
Vâsıf Hiç
Kod
H28C025
Tema
Kişi
Konular
Tür
Belge
Biçim
Daktilo yazısı, El yazısı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
İstanbul Ansiklopedisi Hay-Haydar-Hayden bölümü için yazılmış metin
Not
Kâğıt üzerine daktilo. Baskı notu ve düzeltmeler tükenmez kalemle yazılmıştır.
Bibliyografya Notu
Haydar Baba, "Kalendernâme"
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.