Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Hallaç maddesi
HALLAÇ – Pamuk atıcı sanatkâr,işci ;büyük şehir İstanbulun günlük hayatında önemli yeri olan esnafdan ;dükkân sâhibi olanları vardır,ellerinde kemâne ve tokmakları ile sokak sokak dolaşarak çağırıldıkları evlerde çalışanları vardır.Hallaç esnafı kadimden beri Karadeniz yalısı uşaklarından ola gelmişlerdir.Yakın zamanlara kadar bilhassa seyyar olanları hanlarda yatar kalkar bekâr uşakları idi.En çok iş yapdıkları zaman da sonbahar,kış ağzıydı.Yalın ayaklı,yarım pabuçlu mühmel kılık ve kıyâfetleri de alâmeti fârikaları gibiydi.
Atacakları şilte ve yasdık pamukları için de götürü pazarlık yapılır,günde bir övün yemek de mutlakaa verilirdi.
Evin alt katında hallaç için bir oda boşaltılır,odaya bir desti su ile bir süpürge de mutlakaa konulurdu.
Hallaç ise başlamadan soyunurdu,ekseriya bir don ve gömlekce çalışırdı.Hallacın garibliği coşub ,kemânesinin kirişine tokmak çalarken bir de türkü ırlamaya başlarsa hoş görülürdü.
Bir odasında hallaç çalışan evden sokağa akseden sesler,İstanbulun kendine has âhenklerindendi.Eskiden,düğünü yaklaşan kız evlerinde,hallaç tokmağının pamuk diden kirişde çıkardığı ses ki “dan tız dan dan..” lı bir notası vardır,günlerce devam eder,müstakbel gelin kıza,ev halkına,konuya komşuya yakın bir istikbaldeki âile mürüvvetini müjdelerdi.
İstanbulda sık sık gö...
⇓ Devamını okuyunuz...
HALLAÇ – Pamuk atıcı sanatkâr,işci ;büyük şehir İstanbulun günlük hayatında önemli yeri olan esnafdan ;dükkân sâhibi olanları vardır,ellerinde kemâne ve tokmakları ile sokak sokak dolaşarak çağırıldıkları evlerde çalışanları vardır.Hallaç esnafı kadimden beri Karadeniz yalısı uşaklarından ola gelmişlerdir.Yakın zamanlara kadar bilhassa seyyar olanları hanlarda yatar kalkar bekâr uşakları idi.En çok iş yapdıkları zaman da sonbahar,kış ağzıydı.Yalın ayaklı,yarım pabuçlu mühmel kılık ve kıyâfetleri de alâmeti fârikaları gibiydi.
Atacakları şilte ve yasdık pamukları için de götürü pazarlık yapılır,günde bir övün yemek de mutlakaa verilirdi.
Evin alt katında hallaç için bir oda boşaltılır,odaya bir desti su ile bir süpürge de mutlakaa konulurdu.
Hallaç ise başlamadan soyunurdu,ekseriya bir don ve gömlekce çalışırdı.Hallacın garibliği coşub ,kemânesinin kirişine tokmak çalarken bir de türkü ırlamaya başlarsa hoş görülürdü.
Bir odasında hallaç çalışan evden sokağa akseden sesler,İstanbulun kendine has âhenklerindendi.Eskiden,düğünü yaklaşan kız evlerinde,hallaç tokmağının pamuk diden kirişde çıkardığı ses ki “dan tız dan dan..” lı bir notası vardır,günlerce devam eder,müstakbel gelin kıza,ev halkına,konuya komşuya yakın bir istikbaldeki âile mürüvvetini müjdelerdi.
İstanbulda sık sık görülen vak'alardandır,ihtiyar sinirli kaynanalar,eve bir gelin aldıkdan sonra hallaca yataklarını attırmaz olurlar,eve ne zaman bir hallaç gelse onların da sinirleri gerilir,inadları artardı.Nihâyet gelin,kaynanasının gece yatısı misâfirliğine gitmesini fırsat bilir,kapu önünden geçen bir hallacı çağırıp kaynanasının yatak şiltelerini ve yastıklarını verir,pamuklarını attırır,bir cemîle olmak üzere sinirli kaynanasına pufla gibi bir yatak yapar,hazırlardı.Fakat ihtiyar kadın evine döner dönmez feryâd ve figaanı basarak şırak şırak düşer düşer bayılır,ayılırdı.Kadıncağızın şiltesi içinde ve yastığı içinde pamuklara gömülerek saklanmış bir gül yüzüğü,tek taş elmas küpeleri,beşi birlik altınları ve cenâze parası vardır; bunu öğrenince gelin de fenâlıklar geçirir,“ ne bileyim be hanımanneceğim..” diye çırpınır,akşam üzeri efendi gelir,zabtiyeye baş vurulur,hallaç bulunamaz,gelinin hazırladığı yatak kaynananın ölüm döşeği olur .
Hallaç civanları kalender meşreb şâirler tarafından manzumelerle övülmüşdür .Aşağıdaki beyitleri Şehrengiz yollu yazılmış “Hâbannâmei Nevadâ” isimli mecmuadan alıyoruz :
Nevcivan bıçkının hallacdır şâhı
Giydirir uşşâka şeytan külâhı
Destinde kemâne pamuk behâne
Dolaşur uşşâkın hâne be hâne
Soyunub dökünür don paça uryan
İder bıçkınlığın lazoğlu ayan
İstanbulda Hanım Oynaşlarının çoğu da Hallaç Civanları arasından çıkmış,yine kalender şâirler tarafından onlar da manzumelerle övülmüşlerdir.Bir oynaş hallacın hanım tarafından eve alınması da konu komşunun tecessüsünü pek çekmez idi (B.:Hanımoynaşı).
Hallaç pamuk atar elde kemâne ,
Soyunmuş dökünmüş şehlevendâne .
Kâküller perişan,sînesi uryan ,
Çifte çakılları çıkmış meydâne .
Ayaklar topuklu,pençeler sîmîn ,
Nigâhında vahşet ,dîde mestâne .
Hanımın maksudu hallaç kopuğu ,
Pamuk attırması olmuş behâne .
Muhabbetde usta perverdesidir ,
Heman havfi attır sen ol civâne .
Hanım der Hallacım bir sen bir de ben ,
İkimize mahsus bugün bu hâne.
Teklîfi muhabbet harbî gerekdir ,
Sâhib oldun gitti ol nerîmâne .
Hallac ergen uşak,hanım dul karı ,
Akçe hedâyâ da pek kerîmâne.
İstanbulda hallaçlık çoğunlukla Karadeniz yalışı uşaklarının,lazların rağbettiği bir iş olmuşdu.
Hallaclar cümleten lücûc kavmi laz,
Ustalar Köroğlu,çıraklar Ayvaz .
Tâzeleri elhak dilberi yektâ ,
Ne gam olmuş ise bıçkınca haylaz .
Sanma vahşetinden serkeşlik eder ,
Âmiyâne cilve,câhilâne naz .
Rengi hicab sanma rûyi ahmeri ,
Gaayetle yırtıkdır o mühmel palaz .
Don paça soyunub bekler işmarı ,
Hanımın emrina âmâde şehbaz .
Attığı pamukdan nerm olur âhen ,
Düşünme hanımım sen dûrü diraz .
Üsküdarlı Vâsıf Hoca anlatıyor :“ 1890-1895 araları Üsküdarda dükkânda çalışır Mehmed adında gaayetle dilber bir hallaç çırağı vardı.Bir yosma hanım oğlana göz koymuş,attırılacak pek çok pamuğu olduğundan bahsederek Nuhkuyusundaki evine çağırır dururmuş,fakat,ustası da izin verdiği halde oğlan korkusundan bir türlü gidemezmiş.Mehmed bir gün bana derd yandı,yosma hanım peşini bıraksın diye bir nâme yazmamı istedi,aşağıdaki kıt'aları yazıp verdim :
Yosma bacım düşme,düşme peşime ,
Engel olma benim hergün işime ;
Senin gibi çifte kavrulmuş lokum ,
Dokunur hanımım sörpe dişime .
Olup olacağım hallaç parçası ,
Bir araya gelmez yaka paçası ,
Olamam hanımım ben sana oynaş ,
Düşünürken berber hamam akçası .
“Bir gün Mehmedi ,yalın ayak yarım pabuç hırpânı kılığı ile ermeni fotoğrafcının dükkânından çıkarken gördüm, hanım için çıkartmış resmini hanımı o mühmel kılıkda bir resmini istemiş.Meğer bizim nâme çöpçatanlık yapmış,hanım Mehmedin ustasına kesenin ağzını açınca,para canlısı herif fırsatı kaçırmamış,bir gün,kulağını iyice burduğu güzel çırağını peşine takarak Nuhkuyundasi eve gitmiş,hanımı üzme,otur edebinle pamukları at demiş ve oğlanı yosma hanımla kapatmış...”.
Aşağıdaki manzume de bir küçük hanım ağzından bir hırpânı hallac civanı için Erzurumlu Âşık İbrahim tarafından yazılmışdır :
Döşeklere düşdüm bak serkeş kopuk hallacım
Gel artık âguuşuma sensin hekim ilâcım
Dime yalun ayaklı garibandan şehbazım
Dime sen zengin kızı ben serseri bir lazım
İki gönül bir olsa samanlık seyran olur
Güzellikde dengimsin cümle halk hayran olur
Paşa dedemden tut da ayvazına seyise
Kızımıza lâyık der seni her kim görürse
Adın Harun ya Kadem ya Hıdırdır ya Temel
Perçeminden topuğa hallac oğlan pek güzel
Onyedinci Yüzyılda yaşamış büyük yazar Evliyî Çelebi şunları yazıyor:
“Esnâfı Hallaacan – 104 dükkân,300 nefer.Pirleri Mansur Zâhid El Kattândır.Esnaf alayında,dükkânlarında usul ve âhenk ile Tırtaka tırtak Tır Tır Tak Taka diye dibek usulünde pauk atarak veg ve gülüp oynaşarak geçerler. Dükkânlarında pamukdan kara gözlü adamlar,arslan,kaplan ve sâir hayvanat yapılmış,her bir arslanda demir zincirler bağlanmış : - Sakın..pamukdan arsslan geliyor !.. diye bağırır şaka ederler..”.
Hallacın işi gürültülü bir çalışmadır ;ondan kinâye halk ağzında:“Hallaç osuruğu gibi araya gitti ” diye bir deyim vardır ki,bir meclisde bir sözün gürültüye gelip dinlenmediğini imâ anlamında kullanılır.
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Kod
H12A009
Tema
Folklor
Konular
Tür
Belge
Biçim
Daktilo yazısı, El yazısı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
İstanbul Ansiklopedisi Halk-Hallac-Halvet bölümü için yazılmış metin
Not
Kâğıt üzerine daktilo. Metinlerin bir kısmı ve beyitler belgeye yapıştırılmıştır. Baskı notları belirtilmiştir.
Bakınız Notu
Hanımoynaşı
Bibliyografya Notu
Hübannâme-i Nevedâ; Üsküdarlı Vâsıf Hoca; Erzurumlu Âşık İbrahim; Evliyâ Çelebi
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.