MEHMED ( Fıstık ) – 1880 ile 1885 arasında Üsküdarda güzelliğiile meşhur ayak takımından bir delikanlı ;anası ile babalığı çingene idi,has babası ise Bulgurlu Hamamında Sivaslı bir dellâk idi.Çingene karısının bir kaç sefer hamam kapusuna gelerek evlâdına sâhib çık diye kavga ettiği,her seferinde de biraz para koparıp gittiği söylenirdi.Baba köyüne kaçmış, çingene ana da Mehmedi üç yaşında iken hamam kapusu önüne bırakıp kaybolmuş.Çocuk çalmakla meşhur çingelerde,kocası da benimsemiş iken doğurduğu oğlanı başından atması garib vak'adır.Bulgurlu Köyünde bir kahveci tarafından himâye edilen Mehmed serpildikce güzelleşmiş,esmer dilberi bir delikanlı olmuş,Üsküdarın hayta ve hezele bâzîçesi şıkırdımlarından biri olmuşdu.Kahvehânelerde,kırlarda,haytaca içki âlemlerinde oynatırlardı.Âşık Râzinin evrâkı metrükesi arasında bir resmi görülmüşdür ;şu manzume de Râzinindir : Bu da Üsküdarın güzellerinden Velâkin şıkırdım çakal boyundan Ne ki duydum ise hepsi yerinden Türlü rezâleti aşmış boyundan Pırpırılar şâhı o gülle topuk Eşbehi mühmeldir bitirim kopuk İtlikden kinâye yüz türlü yapuk Anasına nispet kıbti soyundan Kimi Mehme kimi Memo dir ona Yağlı kara sırım gibi oğlana Dellâke virsen de haşredek yuna Pâk idemez çirki kötü huyundan Bak ammâ tasvîri dil pezîre bak Nasıl da şûhâne otu...

MEHMED ( Fıstık ) – 1880 ile 1885 arasında Üsküdarda güzelliğiile meşhur ayak takımından bir delikanlı ;anası ile babalığı çingene idi,has babası ise Bulgurlu Hamamında Sivaslı bir dellâk idi.Çingene karısının bir kaç sefer hamam kapusuna gelerek evlâdına sâhib çık diye kavga ettiği,her seferinde de biraz para koparıp gittiği söylenirdi.Baba köyüne kaçmış, çingene ana da Mehmedi üç yaşında iken hamam kapusu önüne bırakıp kaybolmuş.Çocuk çalmakla meşhur çingelerde,kocası da benimsemiş iken doğurduğu oğlanı başından atması garib vak'adır.Bulgurlu Köyünde bir kahveci tarafından himâye edilen Mehmed serpildikce güzelleşmiş,esmer dilberi bir delikanlı olmuş,Üsküdarın hayta ve hezele bâzîçesi şıkırdımlarından biri olmuşdu.Kahvehânelerde,kırlarda,haytaca içki âlemlerinde oynatırlardı.Âşık Râzinin evrâkı metrükesi arasında bir resmi görülmüşdür ;şu manzume de Râzinindir : Bu da Üsküdarın güzellerinden Velâkin şıkırdım çakal boyundan Ne ki duydum ise hepsi yerinden Türlü rezâleti aşmış boyundan Pırpırılar şâhı o gülle topuk Eşbehi mühmeldir bitirim kopuk İtlikden kinâye yüz türlü yapuk Anasına nispet kıbti soyundan Kimi Mehme kimi Memo dir ona Yağlı kara sırım gibi oğlana Dellâke virsen de haşredek yuna Pâk idemez çirki kötü huyundan Bak ammâ tasvîri dil pezîre bak Nasıl da şûhâne oturmuş kıyak Keşmir şehzâdesi sanır görenler Hırpânî kılıkda hem yalun ayak Üsküdarda Bağlarbaşında bir ermeni fotografcıya çekdirilmiş resmin arkasında şunlar yazılıydı :“ 18-19 yaşlarında idi ki ortalıkda görünmez oldu,tahkik ettik,üç yaşında iken hamam kapusuna bırakıp kaçan çingene anası gelmiş,oğlunu bulmuş almış götürmüş ; 20 şâban 1302 (13 haziran 1885) ”. Vâsıf HİÇ