İSMAİL AĞA (Çıkıkcı) – Asrımız başlarında İstanbulun namlı çıkıkcılarından ;1870 etrafında İstanbulda doğdu,1942-1943 arasında İstanbulda öldü.Evi Silivri Kapusunda Meşeli Mescid Caddesinde idi.Aslı Kırımlı,iri yapılı,pehlivan pençeli,yüzü ile bakışları ile çok sevimli,dili sohbeti tatlı bir adamdı.Sanatındaki ustalığı ise eşsizdi.Son zamanlarında Yedikule Demiryolları Fabrikasında Salih adında genc bir amelenin ayağı burkulmuş,kaldırıldığı hastahânede delikanlının ayağını kesmeye karar vermişler.İsmail Ağanın oğlu fabrikanın amele cemiyetinin reisi idi,delikanlıya acıyarak operatörden bir kere de babasının görmesine izin aldı.İsmail Ağa genci bir masaya yatırıp burkulmuş ayağını şöyle bir kaç defa sıvazlayıp oğuşturdu,çıkığı yerine oturtuvermiş Salih de bir kaç gün sonra ayağa kalkmışdı. Yine garîbandan ırgadlık eder bir gencin de omuz başından kolu çıkmışdı.Kocamustafapaşada bir kahvehânede oturan İsmail Ağaya getirmişlerdi.Meşhur çıkıkcı iri pençesi ile delikanlıyı omuzundan tutup yanına çekmiş :“ Otur şuraya bakalım oğlum,evvelâ çayları kahveleri içelim,sonra da senin koluna bakayım..” demişdi. Çaylar kahveler içildikden sonra :“ Söyle bakalım delikanlı,,nen var ?..” diye sorunca delikanlı şaşırmış,bir cevab verememişdi,çünki hiç bir şeyi yokdu,İsmail Ağa kendisini omuzundan ...

İSMAİL AĞA (Çıkıkcı) – Asrımız başlarında İstanbulun namlı çıkıkcılarından ;1870 etrafında İstanbulda doğdu,1942-1943 arasında İstanbulda öldü.Evi Silivri Kapusunda Meşeli Mescid Caddesinde idi.Aslı Kırımlı,iri yapılı,pehlivan pençeli,yüzü ile bakışları ile çok sevimli,dili sohbeti tatlı bir adamdı.Sanatındaki ustalığı ise eşsizdi.Son zamanlarında Yedikule Demiryolları Fabrikasında Salih adında genc bir amelenin ayağı burkulmuş,kaldırıldığı hastahânede delikanlının ayağını kesmeye karar vermişler.İsmail Ağanın oğlu fabrikanın amele cemiyetinin reisi idi,delikanlıya acıyarak operatörden bir kere de babasının görmesine izin aldı.İsmail Ağa genci bir masaya yatırıp burkulmuş ayağını şöyle bir kaç defa sıvazlayıp oğuşturdu,çıkığı yerine oturtuvermiş Salih de bir kaç gün sonra ayağa kalkmışdı. Yine garîbandan ırgadlık eder bir gencin de omuz başından kolu çıkmışdı.Kocamustafapaşada bir kahvehânede oturan İsmail Ağaya getirmişlerdi.Meşhur çıkıkcı iri pençesi ile delikanlıyı omuzundan tutup yanına çekmiş :“ Otur şuraya bakalım oğlum,evvelâ çayları kahveleri içelim,sonra da senin koluna bakayım..” demişdi. Çaylar kahveler içildikden sonra :“ Söyle bakalım delikanlı,,nen var ?..” diye sorunca delikanlı şaşırmış,bir cevab verememişdi,çünki hiç bir şeyi yokdu,İsmail Ağa kendisini omuzundan tutup yanına çekerken çıkık kolu yerine koymuşdu. İsmail Ağanın çıkık ilâcı tâze kıyma idi,çıkığı oğup yerine koydukdan sonar üzerine kıymayı basar ve sımsıkı karardı,et kokuncaya kadar da sargı açılmazdı.İsmail Ağa kendisini tanıyan hekimler tarafından bir mutahassıs gibi hastahânelere de dâvet edilirdi. Bürhaneddin OLKER