GÜLLUOGULLARININ BAKLAVA İDDİASI GARÂBETİ – Güllüoğulları,1945-1960 arasında İstanbulda çarşı baklavaları ile şöhret yapmış Gaziantebli bir türk âilesidir.Yapdıkları baklavalar da şöhrete değer nefâsetde olmuşdur.Fakat,böyle bir şöhretle yetinmeyerek baklava adındaki çok eski türk taltlısına arab damgası vurmaya yeltenmeleri,bizi,bu şehir kütüğüne böyle bir madde koymaya mecbur kılmışdır.Türkiyenin en çok satan günlük gazetesi “Hürriyet” in 2 eylül 1962 tarihli nushasında şu satırlar yayınlanmışdır ki Güllüoğullarından birinin pervâsız kepâzeliğini gazetesine aynen derc edecek,ve hattâ o sözleri marifetmiş gibi kendi kalemine mal edecek gazetecinin tarihimiz üzerindeki cehli ve gafleti de af edilir şey değildir ; o satırları aynen alıyoruz ( Gazetedeki haberi Gaziantebden yollayan muhâbirin adı da Reşat Zorbaş’dır) : “ Hemen hepimizin sevdiği bir tatlı çeşidi olan Baklavayı ilk defa 1874 yılında Türkiyeye getirip meşhur eden Gaziantebde Hacı Mahmud Çelebizâde Hacı Mahmud Efendinin oğlu Hacı Said Güllü bundan beş ay evvel 82 yaşında iken vefat ettiğinde..”. Baklava Türkiyeye Mısırdan girmemişdir.Kadimden bir türk tatlısıdır,ve türk mutfağında tantanalı,saltanatlı yeri olmuş bir tatlımızdır. Devlet arşivinde Fâtih Sultan Mehmedin mutfak defterlerinde ,1473 yılında, Baklava için yuf...

GÜLLUOGULLARININ BAKLAVA İDDİASI GARÂBETİ – Güllüoğulları,1945-1960 arasında İstanbulda çarşı baklavaları ile şöhret yapmış Gaziantebli bir türk âilesidir.Yapdıkları baklavalar da şöhrete değer nefâsetde olmuşdur.Fakat,böyle bir şöhretle yetinmeyerek baklava adındaki çok eski türk taltlısına arab damgası vurmaya yeltenmeleri,bizi,bu şehir kütüğüne böyle bir madde koymaya mecbur kılmışdır.Türkiyenin en çok satan günlük gazetesi “Hürriyet” in 2 eylül 1962 tarihli nushasında şu satırlar yayınlanmışdır ki Güllüoğullarından birinin pervâsız kepâzeliğini gazetesine aynen derc edecek,ve hattâ o sözleri marifetmiş gibi kendi kalemine mal edecek gazetecinin tarihimiz üzerindeki cehli ve gafleti de af edilir şey değildir ; o satırları aynen alıyoruz ( Gazetedeki haberi Gaziantebden yollayan muhâbirin adı da Reşat Zorbaş’dır) : “ Hemen hepimizin sevdiği bir tatlı çeşidi olan Baklavayı ilk defa 1874 yılında Türkiyeye getirip meşhur eden Gaziantebde Hacı Mahmud Çelebizâde Hacı Mahmud Efendinin oğlu Hacı Said Güllü bundan beş ay evvel 82 yaşında iken vefat ettiğinde..”. Baklava Türkiyeye Mısırdan girmemişdir.Kadimden bir türk tatlısıdır,ve türk mutfağında tantanalı,saltanatlı yeri olmuş bir tatlımızdır. Devlet arşivinde Fâtih Sultan Mehmedin mutfak defterlerinde ,1473 yılında, Baklava için yufka,yağ,bal ve ceviz kayıdları vardır. Yeniçerilere,her sene ramazanın onbeşinci günü saray baklavası dağıtılması daha Onaltıncı Yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman zamanından kalmış bir millî gelenekdi,ve yeniçeriler yüzlerce tepsi baklavalarını saray dan tantanalı bir alay gösterere tertip ederek alırlardı (B.: Baklava Alayı,cild 4,sayfa 1939). Onaltıncı Yüzyıldan başlayarak esnaf güzelleri şânında yazılagelmiş ve “Şehrengiz” adını taşıyan manzum risâlelerde “Baklavacı Güzeli” unutulmamışdır, şu manzûmenin tarihi 1798 dir : Baklavacı civan fıstık misâli Gül görse reşk ider o rûyi âli Bülbül dili tatlı şekerden baldan Nısfiye misâli kara kavaldan Nâlin ile çıksa çarşu içre o Efendim âteşi barut içre ko Bu da halk ağzı bir terennümdür : Baklavacı güzeli Güzellerin güzeli Onsekiz ayar altın Kâkülünün her teli Fermenesi kuşağı Tuna boyu uşağı Aksarayın çarşısı Âşık başdan aşağı Türk tatlısı baklava,1874 de Hacı Said Güllü Mahmud tarafından Mısırdan getirilip tanıtılmamışdır,Mısırın fethinden önce İstanbulda yapılmış,Anadoluda yapılmış,İstanbul,Edirne,Bursa saraylarının baş tatlısı olmuş ,has damgası ile bizim tatlımızdır,üstelik türk akıncıları tarafından Rumelinde yayılmış,Yunanistana,Bosnaya,Bulgaristana,Macaristana götürülmüşdür;Yavuz Sultan Selim ile de Mısıra gitmişdir. “Baklava” adı bile türkcedir.