Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
EKREM REŞAD BEY (Mehmed)
Bu İstanbul Ansiklopedisinin yapısıcısı Reşad Ekrem Koçu’nun babası, gazeteci ve maarifci; 1877 de İstanbulda doğdu; Yemen ve Sivas Defterdarlıklarında bulunmuş, son memuriyeti İstanbul Şehremâneti muhâsebeciliği olan Abdullah Reşad Bey ile Osman Paşa kızı Melek Hanımın oğludur (B.: Reşad Bey, Abdullah) .İsmi gibi güzel olan annesini pek küçük yaşda kaybetdi; varlıklı bir ailenin oğlu idi, devrin âdetince hususî tahsil gördü; arabca, farsca, fransızca öğrendi; yazı öğrendi, bilhassa sülüs, nesih ve tâlik yazıda hattat denilecek kadar muvaffakiyet gösterdi, resme karşı da fıtrî bir istidâdı vardı. Babasının Sultanahmedde Kabasakal Caddesindeki konağı bir sanat ve ilim mahfili idi; âlimlerin, şâirlerin, hattatların, musikişinasların, dervişlerin, şeyhlerin kurdukları meclislerden geniş ölçüde feyz aldı. Anasından yüz güzelliğini almışdı, ve emsalsiz tatlı bir sese sâhibdi; 15-16 yaşlarında bir küçük delikanlı iken, bilhassa ramazanlarda Sultanahmed yahud Ayasofya Camilerinde sabah ezanı okurdu. Türk dostu bir Fransız bahriyelisi olarak bir ramazan gecesi konakda misafir olan Pierre Loti onun sabah ezanını dinlemiş, güzel sesin sâhibini muhakkak görmek istemiş, güzel sesin sâhibini muhakkak görmek istemiş, karşısına evin küçük beyini çıkardıkları zaman hayretler içinde kalmışdır.
1...
⇓ Devamını okuyunuz...
Bu İstanbul Ansiklopedisinin yapısıcısı Reşad Ekrem Koçu’nun babası, gazeteci ve maarifci; 1877 de İstanbulda doğdu; Yemen ve Sivas Defterdarlıklarında bulunmuş, son memuriyeti İstanbul Şehremâneti muhâsebeciliği olan Abdullah Reşad Bey ile Osman Paşa kızı Melek Hanımın oğludur (B.: Reşad Bey, Abdullah) .İsmi gibi güzel olan annesini pek küçük yaşda kaybetdi; varlıklı bir ailenin oğlu idi, devrin âdetince hususî tahsil gördü; arabca, farsca, fransızca öğrendi; yazı öğrendi, bilhassa sülüs, nesih ve tâlik yazıda hattat denilecek kadar muvaffakiyet gösterdi, resme karşı da fıtrî bir istidâdı vardı. Babasının Sultanahmedde Kabasakal Caddesindeki konağı bir sanat ve ilim mahfili idi; âlimlerin, şâirlerin, hattatların, musikişinasların, dervişlerin, şeyhlerin kurdukları meclislerden geniş ölçüde feyz aldı. Anasından yüz güzelliğini almışdı, ve emsalsiz tatlı bir sese sâhibdi; 15-16 yaşlarında bir küçük delikanlı iken, bilhassa ramazanlarda Sultanahmed yahud Ayasofya Camilerinde sabah ezanı okurdu. Türk dostu bir Fransız bahriyelisi olarak bir ramazan gecesi konakda misafir olan Pierre Loti onun sabah ezanını dinlemiş, güzel sesin sâhibini muhakkak görmek istemiş, güzel sesin sâhibini muhakkak görmek istemiş, karşısına evin küçük beyini çıkardıkları zaman hayretler içinde kalmışdır.
1889 da 9 yaşında iken Nümunei Terakki Mektebine girdi, mektebin seçkin bir talebesi olarak 1893 de şehâdetnâne aldı, aynı yıl içinde Maarif Nezâreti terceme kalemine girdi; gazeteciliğe de o küçük yaşlarında heves etti. Muharrir Selânikli Tevfik Bey Kabasakaldaki konağın müdavimlerinden, bir gün ona: “Bana gazetenizde iş verir misiniz?.. Kalemden çıkınca gelir, geç vakte kadar çalışırım..” dedi; bu sözü ile “Tarik” gazetesinde asıl mesleğine girmiş oldu. Tarikde gazetenin fransızca mütercimi Ahmed Cevdet Beyle tanışdı; Ahmed Cevdet “İkdam” gazetesini çıkarmaya başlayınca Ekrem Reşad da bu yeni gazeteye geçdi, yazı işleri müdürlüğünü Samih Rifat Bey yapıyordu; Ahmed Cevdetle geçinemeyip vazifesini bırakınca Ekrem Reşad yazı işleri müdürü oldu; bu gazede altı yıl aşk ile, şevk ile çalışdı; Ahmed Cevdetin cimriliği karşısında muharrir ve muhâbirlerin yapdığı grevde, gazeteyi tek başına bir hafta çıkardı ve bu bir hafta içinde arkadaşlarına hakları olan zammı sağladı ise de kendisi hastalandı. Hastalığı mâzeret saymayan Ahmed Cevdetin huşunetine sinirlendi; İkdamı bırakdı, en yakın dostu, arkadaşı, bâzan günlerce Kabasakaldaki konakda kalan Ahmed Râsimin delâleti ile Malûmat gazetesine girdi; ve orada Yûnus Nâdi ile tanışdı; Ahmed Rasim, Ekrem Reşad ve Yunus Nâdi, dostlukları ölümlerine kadar sürecek arkadaşlar oldular.
1908 de meşrûtiyetin ilânından sonra, Ahmed Cevdet Beyin israrlı dâveti üzerine ikinci defa olarak İkdam Gazetesinin yazı işleri müdürlüğünü kabul etti; 1910 da Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa tarafından Kavalada kurulan mekteblerine “Medârisi Hidiviye Nâzırı” unvânı ile umum müdür tâyin edildi. Kavalanın düşman tarafından işgali sırasında İstanbulda bulunuyordu, düşman eline geçmiş bir kasabadaki vazifesine dönmesi, istifayı tercih etti. Birinci Cihan Harbi başlarında, Ceridei Havadis Gazetesinin sâhibi Nuri Efendinin oğlu Ahmed Fethi Bey bu gazeteyi tekrar çıkarmaya başlayınca Ekrem Reşadı baş muharrir olarak aldı. Fakat az sonra Konya Sanayi Mektebi Müdürlüğüne tayin edildi.
1900 yılında 23 yaşında iken Bulgaristanda Eskizağra kasabasının eşrafından Eminpaşazâde Şevket Beyin kızı Hacı Fatma Hanımla evlenmişdi; bu hanımdan Emine Hâlet (doğumu 1903) ve Ahsen Melek (doğumu 1914) adında iki kızı ile Mehmed Reşad (doğumu 1905) adında bir oğlu olmuşdu. Kavalaya giderken âilesini İstanbulda bırakmış ve büyük bir gaflet göstererek sâdece zengin kütübhânesini götürmüşdü; ki o kütübhâne orada tamamen yağma edildi. Konyaya giderken zevcesini ve çocuklarını da götürerek İstanbul ile bütün ilişiğini kesdi. Konyada Millî Mücadelenin sonuna kadar kaldı.
Konya Sanayi Mektebini bir terzilik ve bir kunduracılık atölyesinden ibaret bulmuşdu; birkaç sene içinde bir marangozluk, bir demircilik ve bir demir dökümcülüğü atölyeleri kurdu. Ayrıca mektebde bir bando takımı vücuda getirdi. Mektebi Sanayi Bandosu Konyanın Birinci Cihan Harbi ve Millî Mücadele yıllarında, yapılan çeşidli törenlerde şehrin medârı iftiharı oldu. Ayrıca okulda “Mektebi Sanayi Sineması” adı ile Konyanın ilk sinemasını açdı. Konyanın en eski gazetesi olan Babalık Gazetesinin de baş muharrirliğini yapdı.
Mektebinin değerli bir mezununu dökümhâneye ustabaşı tayin etmişdi. Ali adındaki bu sanatkâr bir talebesine çok çirkin yakınlık göstermeye yeltenmiş, çocuğun müdüre şikâyeti üzerine, Ekrem Reşad Bey, hâdiseyi bir zâbıta vak’ası yapmak istememiş, Ali Ustayı istifaya dâvet ederek mektebden uzaklaşdırmışdı. Behimî hırslarının zebunu olan bu bahtsız adam, siyasî yoldan türlü tezvirlerde bulunmuş, ve Ekrem Reşad Bey Sanayi Mektebi Müdürlüğünden ayrılarak Babalık Gazetesi muharrirliği ile geçinmeye çalışmışdır. Kayda değer bir vak’adır, hususî bir dökümhâne açan Ali Usta, bir gün mâden potasının patlaması ile iki gözünü birden kaybetmiş, velinimetine yapdığı ahlâksızlığın cezâsını pek tez görerek adâleti ilâhiye bütün azameti ve dehşeti ile tecellî etmişdir.
Zaferden sonra zevcesini ve çocuklarını İstanbula göndermiş, kendisi de yeni kurulan Millî İdhâlât ve İhrâcat Şirketinin Ankara Şûbesi Müdürlüğü ile Ankaraya gitmişdir.
Şirin bir hâtıradır: Ankarada çocukluk arkadaşı Memduh Şevket Esendal ile Samanpazarında bir han odasında barınmaktadırlar. Bir gece top atılmaya başlar. Memduh Şevket camı açar, sokakda bir köylüye: “Arslanım, bu toplar neye atılıyor?” diye sorar; köylü: “Amerika olmuşuz Bey!..” der; Memduh Şevket bir şey anlamaz, Ekrem Reşad: “Cumhuriyet ilân edildi!” der.
Millî İdhâlât ve İhrâcat Şirketinin gizli bir takım siyasî işler peşinde olduğunu hisseden Ekrem Reşad bu şirketin Ankara şubesi müdürlüğünü bırakarak İstanbula âilesinin yanına döndü. O sıralarda Yunus Nadi İstanbulda Cumhuriyet Gazetesini kurdu ve ilk hatırladığı Ekrem Reşad oldu, onu gazetesinin memleket haberleri masasının başına geçirdi. Ekrem Reşad 1925 den ölüm tarihi olan 1933 yılına kadar Cumhuriyetde çalışdı; ve 12 ocak 1933 (15 ramazan 1351) gecesi Göztepede Kayışdağı Caddesinde 119 numaralı evinde oğlu Reşad Ekrem Koçunun kucağında kalb sektesinden vefât etdi. Sahrâyı Cedid Mezarlığına defnedildi.
Ben Ekrem Reşadı ne yazık ki çok geç tanıdım; bir akşam Ahmed Rasim onunla İştaynburuh Birahânesinde buluşacaklarını söylemişdi; yazılarını okuduğum ve gıyâben sevdiğim o zât ile tanışdırmasını rica ettim; Ahmed Rasim beni de götürdü. Ekrem Reşad on yılı aşmış ayrılıkdan sonra İstanbula yeni dönmüşdü. Güzel yüzlü, vekarlı, necib ve asîl bir insanla karşılaşdım. Gazeteciliği o kadar kutsal bir meslek bilmişdi ki hiç bir kuvvet karşısında eğilmeyecek bir başa sâhibdi. Geniş bilgisini tevâzu ile örtmüş, hoş sohbet, görgülü, tecrübeli, mutlaka sayılır bir adamdı.
Meşrutiyetde Osman Ferid ile birlikde çıkardığı Nevsâli Osmânî, millî kütübhanemizde almanaklarımızın en güzellerinden biridir.
1933 de oğlu Reşad Ekrem Koçu Kuleli Askerî Lisesinde tarih muallimliği yapıyordu; bir gün Ekrem Reşad Bey bana şöyle bir şey anlattı: “Perşenbe günleri Kuleli talebesini İstanbula hususî bir vapur getiriyor, ben de köprüye gidiyorum, bir kenarda durarak, oğlumun talebelerinin önümden geçişi, bilemezsin Münir Süleyman, bilemezsin, beni kendimden geçiriyor, mest oluyorum...” dedi. Ölümünde tabutunu, oğlunun Kulelili yüz talebesi ellerinin üstünde götürdüler.
Aşağıdaki satırları da Reşad Ekrem Koçunun bana yazdığı bir mektubdan alıyorum:
“Kardeşim Münir Süleyman;
“. . . kalemimi onun için her ele alışımda, aşkım sel gibi iniyor, yazacak yerde ağlıyorum. Ne güzelliğinin, ne fazîletlerinin, ne de iffet ve nâmusunun, ve ne ilmü irfânının vârisi olabildim. Dünyâ misafirliğinde onu övündürecek bir şeyler yapabildim diyemem, her an aczimi idrâk edişim belki rûhunu şâd eder. İstanbul Ansiklopedisini tüm olarak adına ithaf ettiğim babam Ekrem Reşad Beyin hal tercemesini senin kalemine emânet ediyorum. 3 marta 1944. R. E. Koçu”.
Münir Süleyman ÇAPANOĞLU
Ekrem Reşad Bey
(Resim: Sabiha Bozcalı)
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Sabiha Bozcalı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Yazar/Üreten
Münir Süleyman Çapanoğlu
Kod
IAM090752
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Emeği Geçen
Sabiha Bozcalı
Tanım
Cilt 9, sayfalar 4984-4987
Not
Görsel: cilt 9, sayfa 4985
Bakınız Notu
B.: Reşad Bey, Abdullah
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Sabiha Bozcalı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.