EN
Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Hakkında
İstanbul Ansiklopedisi
Reşad Ekrem Koçu
Web Projesi
Maddeler
❯
9. Cilt: Diş-Eri
EFENDİM
İstanbul ağzı sohbet ve ülfetin alâmeti fârikası olmuş bir kelimedir; “İstanbullular efendimsiz konuşmaz” denilirdi; ses ile çağırılmanın karşılığı da dâima ve mutlaka bir “Efendim idi. Kendisine seslenildiği zaman “Ne var?..”, “Ha!..” diye cevab vermek büyük ayıbdı. İstanbulda efendimsiz konuşanlar ancak ayak takımının hayta, hezele, kopuk güruhu idi. Aşağıdaki çok şirin manzume İsmail Safâ’nındır: OĞLUMUN ŞİİRİ ... ... ... ... ... ... ... ... Bir mükedder peder için bence Çocuğu en safâlı eğlence — Sana oğlum lakırdı söylerken Dime “Ha!..” bir daha, “Efendim” de!. Çağırırken seni uzak yerden O nedir öyle “Ha!..”.. “Efendim” de! Diyerek eyleriz tekdir. Yavru bir gün yanımda, minderde Okuyor cehr ile: — Elif.. be.. te.. se... “Cim” dedim, cim” dedi; dedim ki “ha” de! Ben verince bu emrimi ne dise? Beğenir, hem takdir edersiniz, takdir: — Ha deme bey baba, Efendim de!.. İstanbul ağzının “efendim”i şarkılara, türkülere de girmişdir; aşağıdaki kıt’a geçen asır başlarında yaşamış Abdi Efendinin tarzı nevin bir şarkısındandır: Pek yosma edâ gördüm efendim Aşk âteşine yandım efendim Doğrusu seni sevdim efendim Aşk âteşine yandım efendim Aşağıdaki beyitleri de geçen asır sonunda genç bir müezzin şânında yazılmış bir manzûmeden alıyoruz (B.: Gazanfer Efendi) : Gaayet nâzik pek gü...
⇓ Devamını okuyunuz...
İstanbul ağzı sohbet ve ülfetin alâmeti fârikası olmuş bir kelimedir; “İstanbullular efendimsiz konuşmaz” denilirdi; ses ile çağırılmanın karşılığı da dâima ve mutlaka bir “Efendim idi. Kendisine seslenildiği zaman “Ne var?..”, “Ha!..” diye cevab vermek büyük ayıbdı. İstanbulda efendimsiz konuşanlar ancak ayak takımının hayta, hezele, kopuk güruhu idi. Aşağıdaki çok şirin manzume İsmail Safâ’nındır: OĞLUMUN ŞİİRİ ... ... ... ... ... ... ... ... Bir mükedder peder için bence Çocuğu en safâlı eğlence — Sana oğlum lakırdı söylerken Dime “Ha!..” bir daha, “Efendim” de!. Çağırırken seni uzak yerden O nedir öyle “Ha!..”.. “Efendim” de! Diyerek eyleriz tekdir. Yavru bir gün yanımda, minderde Okuyor cehr ile: — Elif.. be.. te.. se... “Cim” dedim, cim” dedi; dedim ki “ha” de! Ben verince bu emrimi ne dise? Beğenir, hem takdir edersiniz, takdir: — Ha deme bey baba, Efendim de!.. İstanbul ağzının “efendim”i şarkılara, türkülere de girmişdir; aşağıdaki kıt’a geçen asır başlarında yaşamış Abdi Efendinin tarzı nevin bir şarkısındandır: Pek yosma edâ gördüm efendim Aşk âteşine yandım efendim Doğrusu seni sevdim efendim Aşk âteşine yandım efendim Aşağıdaki beyitleri de geçen asır sonunda genç bir müezzin şânında yazılmış bir manzûmeden alıyoruz (B.: Gazanfer Efendi) : Gaayet nâzik pek güzelsin efendim Efendimsin efendimsin efendim Müezzinlik biçilmez kaftan sana Dâvûdîdir tatlı sesin efendim Hele seher vakti abdest alurken Mutâfısın sen herkesin efendim Beş vakitde mescid dolar lebâleb Sofuluğa sebeb sensin efendim Ayaklarının cevlângâhı yerlere Yüz sürmeğe cihan gelsin efendim Yüz yıllar boyunca İstanbul saraylarının Çerkes kavminden câriyeleri ağzında “Efendim” kelimesinin tok telâffuzu bozulmuş, ve bu kelime yayvan ve peltek bir “Efeeem!..” olmuşdur; birçok İstanbul hanımları da çerkes saraylı ağzını taklid etmiş ve güzel “Efendim” yerine “Efeeem!..” demek kibarlık sayılmışdır. Efendinin bu bozuk söylenişini “Efe” kelimesine bağlayarak, İstanbul kadınlarının kocalarına, sevgililerine “Efem!..” diye hitab ettiklerini yazan gaafil muharrirler de olmuşdur. İstanbul ağzında “Efendim”, hürmet, sevgi, dostluk ifâde ederek “A benim efendim”, “Cânım efendim”, “Başım tâcı efendim”, “Sultanım efendim” denilmişdir. Yakın geçmişe kadar efendimsiz konuşmayan İstanbullu zamanımızda kaybolmuş gibidir; bilhassa zamanımız delikanlıları, sohbetlerinde yukardaki efendimli hitabların yerine “Ulan”, “İnek”, “Kova”, “Hırbo”, “Enâyi” gibi kaba, çirkin, müstehcen ve müstekreh lâfları koymuşlardır. İsmail Safâ Bey merhum küçücük oğlunu azarlayarak: — O nedir öyle “Ha!..”, “Efendim” de!.. diyor; biz, elli yıl sonra İstanbulda o “Ha!..” yı da arıyoruz.
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM090664
Tema
Folklor
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 9, sayfa 4944-4945
Bakınız Notu
B.: Gazanfer Efendi
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
  İş birliğiyle
Kullanım Şartları
Çerez Politikası
KVKK