Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
EDİRNEKAPUSUKAPU İÇİ KAHVEHÂNESİ
Hüseyin Rahmi “Hayatdan Sayfalar” isimli uzun hikâyesine Edirnekapusunun İkinci Sultan Abdülhamid devri sonlarında bir tasviri ile başlar, ve kapu içinde Rumeli muhacirlerinden yaşlıca bir adamın kahvecilik yapdığından bahseder.
Bir arabanın ancak geçebileceği genişlikde olan Edirnekapusu içinde zamanımızda kahvecilik yapmak imkânsızdır, günün erken saatlerinden geç vakitlere kadar şehir içinden kale dışına doğru otomobil, minibüs, kamyon, çeşidli nakil vâsıtası zincirleme akarak geçmektedir, öylesine ki, bu kapudan girib çıkan yayaların çiğnenmemek için çok dikkatli ve hızlı yürümesi lâzımdır. Fakat, ünlü yazarın tasvir ettiği devirde, İstanbulda motorlu nakil vâsıtası hemen yok gibidir ve bu tarihi kale kapusunun içinde kahvecilik yapmak mümkündür. Hattâ bu kapu içi kahvehânesinin 1826 dan önce, Yeniçerilik devrinde, İstanbul Kalesi kapularının sabahları açılıp akşamları kapandığı devirlerde de mevcud olduğu, belki de kahvecisinin ve çırağının da, şehrin içine ve dışına açılan kapuları kapandıkdan sonra kapu içinde yatdıkları söylenebilir.
Aşağıdaki satırları Hüseyin Rahmi’nin yukarda adı geçen hikâyesinden alıyoruz:
“İstanbulun Edirne Kapusu, sur duvarının içine oyulmuş üstü tonos, zemini mustatil bir geçiddir. Bu geçidin iki yanı, boydan boya sedir gibi uzatılmış, eni arşında...
⇓ Devamını okuyunuz...
Hüseyin Rahmi “Hayatdan Sayfalar” isimli uzun hikâyesine Edirnekapusunun İkinci Sultan Abdülhamid devri sonlarında bir tasviri ile başlar, ve kapu içinde Rumeli muhacirlerinden yaşlıca bir adamın kahvecilik yapdığından bahseder.
Bir arabanın ancak geçebileceği genişlikde olan Edirnekapusu içinde zamanımızda kahvecilik yapmak imkânsızdır, günün erken saatlerinden geç vakitlere kadar şehir içinden kale dışına doğru otomobil, minibüs, kamyon, çeşidli nakil vâsıtası zincirleme akarak geçmektedir, öylesine ki, bu kapudan girib çıkan yayaların çiğnenmemek için çok dikkatli ve hızlı yürümesi lâzımdır. Fakat, ünlü yazarın tasvir ettiği devirde, İstanbulda motorlu nakil vâsıtası hemen yok gibidir ve bu tarihi kale kapusunun içinde kahvecilik yapmak mümkündür. Hattâ bu kapu içi kahvehânesinin 1826 dan önce, Yeniçerilik devrinde, İstanbul Kalesi kapularının sabahları açılıp akşamları kapandığı devirlerde de mevcud olduğu, belki de kahvecisinin ve çırağının da, şehrin içine ve dışına açılan kapuları kapandıkdan sonra kapu içinde yatdıkları söylenebilir.
Aşağıdaki satırları Hüseyin Rahmi’nin yukarda adı geçen hikâyesinden alıyoruz:
“İstanbulun Edirne Kapusu, sur duvarının içine oyulmuş üstü tonos, zemini mustatil bir geçiddir. Bu geçidin iki yanı, boydan boya sedir gibi uzatılmış, eni arşından az fazla taşdan iki peykedir. Kapudan çıkıldığına göre, sağdaki sed-peykeye bakarsanız, eski hasır parçalarını sermiş, saç mangalını köşeye yerleştirmiş, finacnlarını dizmiş, bir kaç eski iskemle koymuş bir kahvecinin buraya âdetâ bir sohbet dükkâncığı hâline getirmiş olduğunu görürsünüz.
“Şehrin her gün ölenlerinden mühim adedda tabut, bu kapu içinden geçer; kapu altı (kapu içi) kahvehânesinde keyif yetiştiren müşteriler de sıkca sıkca kahvelerini ellerinden bırakarak, geçen tabutun altına girmek, yahud sâdece arkasından bir kaç adım yürümek sûretiyle ölüye dindârâne hürmet vazifesini ifâ ederler.
“Kirlice baş örtülü, siyah yeldirmeli, esmer cildli kırkbeşlik bir kadın, adı Sâbire’dir, bu kapu içinin hiç ayrılmaz bir perisi gibidir. Bu geçid bir tekke ,ak sakallı muhâcir kahveci şeyh, Sâbire de bu dergâhın yegâne mürîdesidir. Hergün sabah karanlığında gelir, akşam karanlığında gider. Bu kapu içi onun evi barkı ve ticâretgâhıdır. Burayı temizler, gözetir. Kapunun yanında bir meydan süpürgesi vardır; gelip geçen binek ve yük araba hayvanları zemini kirletdikçe derhal süpürür, taş ve çamur atan haylaz çocuklara bağırır, çağırır; gelip geçen mürüvvet sâhibi cenâze sâhiblerinden beş on para alarak geçinir” (B.: Edirne Kapusu; Edirnekapusu Kahvehâneleri; Hayatdan Sayfalar; Sâbire).
Tema
Yer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM090634
Tema
Yer
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 9, sayfa 4930
Bakınız Notu
B.: Edirne Kapusu; Edirnekapusu Kahvehâneleri; Hayatdan Sayfalar; Sâbire
Tema
Yer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.