EN
Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Hakkında
İstanbul Ansiklopedisi
Reşad Ekrem Koçu
Web Projesi
Maddeler
❯
9. Cilt: Diş-Eri
EDHEM KÂHYA (Sakızlı)
1914 de 101 yaşında olarak vefat etmiş Fındıklı İskelesi kayıkcılar kâhyası, elli yıldan fazla da aynı iskelede bir kayıkcı kahvehânesini işletmişdir. İstanbula gençliğinde kalyoncu olarak gelmiş, Nâvekibahrî Firkateyninde nefer iken Sinop baskını fâciasında bulunmuş, bu firkateynin süvârisi kahraman İmamoğlu Ali Bey Kaptan Ruslar tarafından zabtedilmemesi için cebhâneliği ateşliyerek gemisiyle birlikde intihar ettiğinde, gemiyi terk emri ile denize atlayıp o müdhiş bâdirede kurtulanlardan biri olmuşdur. Kırım Harbinden sonra uzun zaman Fındıklı İskelesinde kayıkcılık yapmış, ve bu münâsebetle o semtde yerleşip kalmışdır. Sakızlı Edhem Kâhyayı çok yakından tanımış olan Üsküdarlı ünlü halk şâiri Vâsıf Hoca: “Sohbeti gaayetle tatlı olup canlı bir tarih idi ;bilhassa eski donanmamızın gemileri, Tersâne hayatı, tanıdığı meşhur kaptanlar, kumandası altında bir nefer olarak bulunduğu İmamoğlu Ali Bey hakkında pek canlı hâtıraları vardı, ondan dinlediklerimi bir deftere kaydetmediğime bin peşîmanım. Eski İstanbul hayatı, bıçkınlık, kabadayılık, tulumbacılık âlemleri, tâze uşak ve nigâr dalgaları üzerine anlattıkları âdetâ mâcerâ hikâyeleri, romanları gibiydi.” diyor. Bu Sakızlı Edhem Kâhya bir gün Vâsıf Hocadan vaktiyle kanadı altında bulunmuş, kahvehânesinde yatıp barınmış Arhavili ge...
⇓ Devamını okuyunuz...
1914 de 101 yaşında olarak vefat etmiş Fındıklı İskelesi kayıkcılar kâhyası, elli yıldan fazla da aynı iskelede bir kayıkcı kahvehânesini işletmişdir. İstanbula gençliğinde kalyoncu olarak gelmiş, Nâvekibahrî Firkateyninde nefer iken Sinop baskını fâciasında bulunmuş, bu firkateynin süvârisi kahraman İmamoğlu Ali Bey Kaptan Ruslar tarafından zabtedilmemesi için cebhâneliği ateşliyerek gemisiyle birlikde intihar ettiğinde, gemiyi terk emri ile denize atlayıp o müdhiş bâdirede kurtulanlardan biri olmuşdur. Kırım Harbinden sonra uzun zaman Fındıklı İskelesinde kayıkcılık yapmış, ve bu münâsebetle o semtde yerleşip kalmışdır. Sakızlı Edhem Kâhyayı çok yakından tanımış olan Üsküdarlı ünlü halk şâiri Vâsıf Hoca: “Sohbeti gaayetle tatlı olup canlı bir tarih idi ;bilhassa eski donanmamızın gemileri, Tersâne hayatı, tanıdığı meşhur kaptanlar, kumandası altında bir nefer olarak bulunduğu İmamoğlu Ali Bey hakkında pek canlı hâtıraları vardı, ondan dinlediklerimi bir deftere kaydetmediğime bin peşîmanım. Eski İstanbul hayatı, bıçkınlık, kabadayılık, tulumbacılık âlemleri, tâze uşak ve nigâr dalgaları üzerine anlattıkları âdetâ mâcerâ hikâyeleri, romanları gibiydi.” diyor. Bu Sakızlı Edhem Kâhya bir gün Vâsıf Hocadan vaktiyle kanadı altında bulunmuş, kahvehânesinde yatıp barınmış Arhavili genç bir kayıkçı için bir destan istemiştir. Adını hâmisinin bile unuttuğu bıçkın meşreb ve hârikulâde dilber bu bahtsız oğlanın Edhem Kâhya tarafından destan hâlinde tesbitini istediği mâcerâsı, o eski İstanbulda sık görülmüş vak’alardandır, sâdece küçük bir hususiyet arz eder, şöyle ki: pırpırı oğlan - yosma hanım oynaşması, yalın ayaklı şehbazın bir konağa, yalıya alınarak hanım âguuşuna çekilmesi ile kalmamışdır. Arhavilinin mâcerâsındaki hususiyet, hanımın üç nefer haydud kılıklı uşakları ile ona önce müdhiş bir dayak attırması, güzel ve genç kayıkcının bu uşaklar pençesinde bir kaç gün türlü ezâ ve cefâ altında kaldıkdan sonra, yalıda gördüklerini, yapdıklarını ve kendi başına gelenleri kimseye söylemeyeceğine dâir mushafı şerif üstüne el basarak yemin etmesi, bu yeminden sonra da haydud uşaklar pençesinden alınıp yosma hanım koynuna konulmasıdır. Hanımın güzel oğlana bu zulmü, onun bıçkınlık şânından nahvet çalımını kırarak kendisini dile düşürmesine mâni olmak kaygusu olsa gerekdir, yahud ki güzel oğlanlara tecâvüzle cevrü cefâdan lezzet alır sadist bir kadın olacakdır (B.: Esma Sultan). Vâsıf Hocanın Edhem Kâhyaya yazdığı destan şudur: 1. Bahtım için hey hey be, kara bahtıma hey hey Ne ağayım ne paşa, toy oğlan yanaşmayım Güzellikde pâyime su dökemez küçükbey Beni hor zelîl eden kara bahta yanayım 2. Yalın ayak pırpırı, tığ gibi şehlevendim Haddimi bilmeyerek bir hanımı beğendim Atabilsem boynuna yağlı zülüf kemendim Sevincimden doğrusu şıkır şıkır oynayım 3. Kopuk şehbaz düşkünü sanmış idim nigârı Kâhya kadın olacak yanında bir kart karı İşmar çakdım atarak yüzümden hicab arı Dedim ben bu haspaya altın telli turnayım 4. Yaş otuzun üstünde o nigârı pâkîze Topuğumdan perçeme aldı beni dikize Cevab verdi işmara düş peşime gel bize Tâ be sabah yüzünden gözümü ayırmayım 5. Şâhin başımda eğri durur keçe külâhım Ümid verir korkutur vahşet üzre nigâhım O âne dek yok idi o yollarda günâhım Karar verdim o anda hanımla oynaşayım 6. Hüsnü Yûsuf reşk ider kaşım gözüm nakşine Kayıkcı güzeliyim rastlanmamış eşine Düşdüm hemen bî pervâ ol nigârın peşine Arz eyledik efendim bir garib toy fetâyım 7. Sîne uryan, don paça hamlacıyım daltaban Ammâ şöyle zeberdest âteşpâre balaban Bir iş geldi başıma hâlim oldu pek yaman Ol haspa fâcirenin fendini anlatayım 8. Gel şehbazım diyerek sen çalıdan halıya Aldılar ard kapudan nâzikâne yalıya Rastlayınca içerde üç nefer paşalıya Ramak kaldı o anda aklımı oynatayım 9. Nigâr ferman eyledi: “Yıkın şu it palazı Yüz deynekdir çapkının hakkı bugün en azı” Hükmünü icrâ ider alna yazılmış yazı Câme hâbı umarken falakaya yatayım 10. Irzımı dayak ile pâyümâl eyler iken Temâşâ etti avret ol kahbei ahdşiken Âlûdei hûn oldu tuman kuşak pîrehen Kime şevkâ ideyim, derdim kime yanayım 11. Boza pişdi hamlacı garibin ensesinde Esîri firâş oldum uşaklar pençesinde Mushafa el basarak kasemler sâyesinde Didim, râhi halâsa aman bir can atayım 12. Mushaf üzre kasemle vurunca ağza kilid O an buyur etti bir dellâk kılıklı pelid Dedi: “Buyur şehbazım, bugün sana yevmi îd Önce koyub hamama bir güzel yıkatayım” 13. “Toyca oğlansın ammâ çakdın elbet dalgayı Bizim kahbe dul karı yakmış sana abayı Dayakla sâir cefâ oynaşın peşin payı Gel hamlacım halvete bir âlâca yunayım” 14. Misk sabunu lif kise destî çâlâki dellâk Perçeminden topuğa kıldı beni pîrü pâk Girdim hanım koynuna bıçkın naziyle bî bâk Ahd eyledim kendimi kırat kırat satayım 15. Bıçkınlık nâmusu var unutmam dayağını Tüketeyim gönlünün kandilinde yağını Öpdürürken nigâra hamlacı ayağını Ol kahbenin başına gülle topuk kakayım 16. Kimdir diye sorarsan bu hamlacı şehbazı Kayıkcılar kâhyası Edhem Ağa ayvazı Arhavili mürâhik Karadeniz poyrazı Can oğrusu şâhı bir put yaparak tapayım
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM090610
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 9, sayfa 4912-4913
Bakınız Notu
B.: Esma Sultan
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
  İş birliğiyle
Kullanım Şartları
Çerez Politikası
KVKK