Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
Görücü, Görücü Gezmek, Görücüye Çıkmak maddesi
GÖRÜCÜ , GÖRÜCÜ GEZMEK , GÖRÜCÜYE ÇIKMAK – Müslüman türk kadınının örtü altında bulunduğu, ve dplayısı ile gelinlik kızların ilerde kocası olabilecek bir delikanlı ile görüşüb anlaşmasına aslaa imkân bulunmayan devirde ,evlenecek delikanlı için kız arayan kadın ;bu kadının bildiği yahud yabancısı olduğu semtlerde aradığı gelinlik kızı bulmak için sağlık verilen dolaşması ve evin gelinlik kızını görmesi ;gelinlik çağa gelmiş bir kızın görücü olduğu belli tanımadıkları misâfir kadına çıkıp kendini göstermesi ve hattâ her hâli tavrı ile kendisini o kadına beğendirmeye çalışması.
Yakın geçmişin toplum hayatı üzerine gilgili yazıları ile tanınmış Ercümend Ekrem Talu (B.:Talu,E.Ekrem) “Dünden Hâtıralar” isimli eserinde bu konu üzerinde şunları yazıyor :
“Görücüler evlenecek olan oğlanın anası, evli kız kardeşi, teyzesi, halası, yengesi gibi çok yakını kadınlar olurdu ;böyle bir yakını bulunmayan, veİstanbulda bekâr hayatı yaşayan, fakat kazancı ile bir âile yuvası kuracak duruma gelmiş bulunan gencler için de görücülük hizmetini, sevabına hayrına, esnafdan ise ustasının karısı, memur ise âmirinin karısı yapardı.
“Evvelâ kendisi için kız aranacak delikanlının, kadın yüzü ve vücudu hakkında zevkleri, istekleri, tedkik edilir, öğrenilirdi; ve o âile çevresinde ,mahalle ve muhitinde oğulla...
⇓ Devamını okuyunuz...
GÖRÜCÜ , GÖRÜCÜ GEZMEK , GÖRÜCÜYE ÇIKMAK – Müslüman türk kadınının örtü altında bulunduğu, ve dplayısı ile gelinlik kızların ilerde kocası olabilecek bir delikanlı ile görüşüb anlaşmasına aslaa imkân bulunmayan devirde ,evlenecek delikanlı için kız arayan kadın ;bu kadının bildiği yahud yabancısı olduğu semtlerde aradığı gelinlik kızı bulmak için sağlık verilen dolaşması ve evin gelinlik kızını görmesi ;gelinlik çağa gelmiş bir kızın görücü olduğu belli tanımadıkları misâfir kadına çıkıp kendini göstermesi ve hattâ her hâli tavrı ile kendisini o kadına beğendirmeye çalışması.
Yakın geçmişin toplum hayatı üzerine gilgili yazıları ile tanınmış Ercümend Ekrem Talu (B.:Talu,E.Ekrem) “Dünden Hâtıralar” isimli eserinde bu konu üzerinde şunları yazıyor :
“Görücüler evlenecek olan oğlanın anası, evli kız kardeşi, teyzesi, halası, yengesi gibi çok yakını kadınlar olurdu ;böyle bir yakını bulunmayan, veİstanbulda bekâr hayatı yaşayan, fakat kazancı ile bir âile yuvası kuracak duruma gelmiş bulunan gencler için de görücülük hizmetini, sevabına hayrına, esnafdan ise ustasının karısı, memur ise âmirinin karısı yapardı.
“Evvelâ kendisi için kız aranacak delikanlının, kadın yüzü ve vücudu hakkında zevkleri, istekleri, tedkik edilir, öğrenilirdi; ve o âile çevresinde ,mahalle ve muhitinde oğullarına kız arandığı duyulur, yayılırdı. Eş dost araya girer, gelinlik çağda kızı olan âilelerin isim ve adreslerini verirlerdi. Görücülük yapacak oğlan yakınlarının çok önceden elbetki gözlerine gelin almak için kızlar bulunurdu. kesdirdikleri kızlar bulunurdu .
“Evlenecek delikanlılara kız bulmayı kendisine geçim yolu yapmış kadınlar da vardı ki Kılavuz denilirdi. O kılavuz kadınlar da ,kızlarına koca arayan âileler hesabına çalışırlar,hergün,misafirlik kisvesi altında kapu kapu dolaşırlar, oğullarına kız arayanlara, bir vesile bulur, kılavuzluğuna memur edildiği kızların gereği gibi medhini yapardı:
– Taşteknelerde Azmi Mollanın baldızı var..Rabbim nazardan saklasın bir içim su..lepiska kaçlar topukda, kirpikler yanakda..(diye başlayarak kızı,kaşından gözünden ayaklarında topuğa,parmağa, parmağında tırnağına kadar târif ederlerdi) .Kızın âile seviyesi ve terbiyesi hususunda da bilgi verirlerdi.
“Görücülüğe de dâimâ üç dört kadın, âdetâ bir kaafile hâlinde gidilirdi, ve kız görüldükden sonra karar da ekseriya onlar arasında istişâre ile verilirdi. Elbet ki oğlanın en yakını olan kadının sözü ,son söz olurdu.
“Kapının tokmağı vurulur vurulmaz yandaki dikiz penceresinden gelenlerin yabancı ve kadın olduğunu gören besleme, halayık, evin bir mizmetkârı bir koşu yukarıya seğirtir :
– Hanımcığım !..küçük hanıma görücüler geldi !..diye haber verirdi.
“Kapu açılır,misâfirler içeriye alınır,evin en büyük hanımı kim ise karşılarına evvelâ o çıkardı.Ziyâretin maksadını guyâ anlamamış gibi sorup öğrendikden sonra,âdet,önce bir az nazlı,müstağni davranmakdı :
– Kızımız daha küçük..azıcık dahaserpilsin,gelişsin diyoruz ama,mâdem ki buraya kadar zahmet edip teşrif ettiniz,görün bir defâ !..denilirdi
“Küçük hanım süslenir, (devrin rastıklı,sürmeli,allıklı makyazını yapar) ,en güzel esvabını giyer,lavantalar sünürü,ve mutlakaa,misafirlere kahve getiren hizmetcinin yanı sıra odaya girerdi.
“Görücü hanımların kılık kıyafetlerinden az çok belli olan ictimâî mevkilerine göre ya eteklerine varup,yahud ki, sâdece kısa bir temennâ ile selâm verip ta şılarına sureti mahsusada konulan iskemleye ilişen küçük hanım gözlerini yere diker, huzurunda bulundu mahkemenin karârını bekleyen bir suçlu gibi kımıldamadan dururdu. Görücüler kaç kişi ise o kadar çift göz,bîçâre kızın üzerine yiyecek gibi kilmiş,tepesinden tırnaklarının ucuna varınca,kusur ve meziyetleri bir bir araştırır, bulduğu özürlere mim koyardı.
“Görücülükde kızı tetkik bir kahve içimi sürerdi;âdet, anane bu idi ;onun içindir ki kahve, ağır ağır, fâsılaları uzata uzata içilirdi.Aksi takdirde, yânı kızı ilk görüşde beğenmedilerse, teferruâtın lüzumu tedkikine lüzum görülmezse,kahve çabucak içilirdi.
“Kız matluba muvafık görüldü mü,ev sâhiblerine vedâ ederken, dobra dobra beğendik denilmez,münasib sözler,övücü tâbirlerle kızın beğenildiği his ettirilirdi.
“Bir iki gün,hattâ bâzan bir hafta sonra,arada kılavuz varsa o,yoksa evin eüekdarı haşlı bir kadın kızın evine gönderilir, söz kesmek ve nişan takmak için bir gün tâyini istenirdi. O kısa mühlet kız tarafından da ,kız tarafından da müstakbel dâmâd hakkında tahkikat yapılabilmesine meydan vermek içindi.
“Söz kesmek de zan edildiği kolay bir iş değildi.Kızlarının hüsni cemâline, mârifet ve meziyetlerine güvenen âileler, onlara tâlib çıkanlardan “Ağırlık” nâmı ile bâzı defa yüzlerce liraya ulaşan bir para isterlerdi. Ve bu ağırlığı verememek yüzünden nice evlenme tasavvurlarının tahakkuk edemediği olurdu.
“Erkek ve kız tarafları ilk defa karşı karşıya geldiler mi, aralarında çekişe çekişe pazarlığa koyulurlardı. Oyuşulunca nişan, nikâh ve ardından da düğün tahakkuk ederdi ” (E.R.Talu) .
Çağdaş büyük halk şâiri kahveci Bitlisil Ali Çemiç Ağa “Görücü ziyâreti” ni kendi kalenderlik havası içinde hatırlıyor :
Görücüye çıkmış kızdan da nazlı
Çamiçin çırağı çapkın Ilgazlı
Kahvesi köpüklü kendi topuklu
Tavus reftarlıdır hümâ pervazlı
Kahveyi içelim ağırdan ağır
Pesend edildiğin çaksın Ilgazlı
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Madde Başlığı
Kod
G3037
Tema
Folklor
Konular
Tür
Belge
Biçim
Daktilo yazısı, El yazısı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
İstanbul Ansiklopedisi Göl-Göv bölümü için yazılmış metin
Not
Kâğıt üzerine daktilo. Baskı notu tükenmez kalemle yazılmıştır.
Bakınız Notu
Talu (Ercümend Ekrem)
Bibliyografya Notu
Ercümend Ekrem Talu, “Dünden Hâtıralar”; Bitlisli Ali Çamiç Ağa
Provenans
İstanbul Ansiklopedisi Arşivi, Kadir Has Üniversitesi ve Salt iş birliğiyle erişime açılmıştır.
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Belge
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.