TR
Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
About
Istanbul Encyclopedia
Reşad Ekrem Koçu
Web Project
Entries
❯
Volume 9: Diş-Eri
DUDU, TÛTİ
Papağan soyundan bir kuş; ismin aslı farsça olub fasih söylenişi “tûti” dir, fakat asırlar boyunca, edebî metinler hâric, “dudu” denilegelmiş ve hattâ halk ağzında “Dudu Kuşu” denilmişdir. “Mâruf kuş ki dili insan dili gibi kalın olduğundan işitdiği hayvânâtın sesini taklid eder, ve hattâ tâlim ile lakırdı dahi telâffuz eder” (Şemseddin Sâmi, Kaamûsu Türkî). Eylesen tûtiye tâlimi edâyı kelimât Sözü insan olar ammâ özü insan olmaz (Fuzûli) İşittiğini, yahud tâlim edileni anlamadan nakleden, ösyleyen kimselere “dudu kuşu” denilir. Aslı, esâsı olmayan uydurma lâflara, cinli perili masallara “dudunâme” denilir, hattâ “Dudunâme” ismi ile meşhur bir de hikâye kitabı vardır. Güzel konuşan dilberlere, şirin sözlü güzellere “tûtîi gûya” denilir, bu tâbir sâdece güzel şirin değil aşka gelip konuşanlar hakkında da kullanılır; eski dilimizde çok ufak farklarla aynı anlamda “tûtîi mûciz beyan”, “tûtî şekergüftar” gibi tâbirler de vardı : Tab’ım ol âyinedir kim tûtii gûyâ olur Nakşolunsa levhi icâzında lâ’lin sûreti (Nevres) Suhan bir tûtii mûcizbeyandır hâmem üstâdı Kalem bir kahramânı tiğzendir dil silâhdârı (Nef’i) Teni sîmîni bir mir’atı pür envardır gûyâ Lebi şîrini tutîi şekergüftardır gûya (Seyyid Vehbi) Yeşiller giydiğince tûtii gûyâya benzersin Siyahpûş olduğunca Kâbei ulyâya be...
⇓ Read more...
Papağan soyundan bir kuş; ismin aslı farsça olub fasih söylenişi “tûti” dir, fakat asırlar boyunca, edebî metinler hâric, “dudu” denilegelmiş ve hattâ halk ağzında “Dudu Kuşu” denilmişdir. “Mâruf kuş ki dili insan dili gibi kalın olduğundan işitdiği hayvânâtın sesini taklid eder, ve hattâ tâlim ile lakırdı dahi telâffuz eder” (Şemseddin Sâmi, Kaamûsu Türkî). Eylesen tûtiye tâlimi edâyı kelimât Sözü insan olar ammâ özü insan olmaz (Fuzûli) İşittiğini, yahud tâlim edileni anlamadan nakleden, ösyleyen kimselere “dudu kuşu” denilir. Aslı, esâsı olmayan uydurma lâflara, cinli perili masallara “dudunâme” denilir, hattâ “Dudunâme” ismi ile meşhur bir de hikâye kitabı vardır. Güzel konuşan dilberlere, şirin sözlü güzellere “tûtîi gûya” denilir, bu tâbir sâdece güzel şirin değil aşka gelip konuşanlar hakkında da kullanılır; eski dilimizde çok ufak farklarla aynı anlamda “tûtîi mûciz beyan”, “tûtî şekergüftar” gibi tâbirler de vardı : Tab’ım ol âyinedir kim tûtii gûyâ olur Nakşolunsa levhi icâzında lâ’lin sûreti (Nevres) Suhan bir tûtii mûcizbeyandır hâmem üstâdı Kalem bir kahramânı tiğzendir dil silâhdârı (Nef’i) Teni sîmîni bir mir’atı pür envardır gûyâ Lebi şîrini tutîi şekergüftardır gûya (Seyyid Vehbi) Yeşiller giydiğince tûtii gûyâya benzersin Siyahpûş olduğunca Kâbei ulyâya benzersin Kaçan kim nâz ile ak sâde giysen ey semen sîmâ Sadefde hâsıl olmuş gevheri yektâya benzersin (Molla Husrev) Aynı anlamda halk ağzında da “dudu dilli”, “Tûti dilli” tabirleri vardır; nekarâtında bu tâbir geçen çok meşhur bir İstanbul türküsü vardır ki Birinci Cihan Harbinin son yıllarında çıkmış, yayılmışdır : Darıldınmı gülüm bana Hiç bakmıyorsun bu yana Darıldınsa barışalım Kumru gibi koklaşalım Esmerim güzelim tûti dillim Ben yanıyorum, çok seviyorum Bir gün nâdim olacaksın Beni çok arayacaksın Ben ah edip ağladıkça Sen Allahdan bulacaksın Esmerim güzelim tûti dillim Ben yanıyorum, çok seviyorum Her zaman üzersin beni Yaramaz çapkın seni Benim hiç günâhım yok Başdan sen çıkarın beni Esmerim güzelim tûti dillim Ben yanıyorum, çok seviyorum 1908 meşrûtiyetine gelinceye kadar, papağa ile dudu İstanbul konaklarının hem süsü, hem de eğlencesi ola gelmişdi. Hattâ bâzı meddahlar, zengin fakat yaşlı ve çirkin kocası ile ömrünü karartmak istemeyerek kendisine toy esnaf civanlarından yahud pırpırı gürûhunun dilber civanlarından bir oynaş bulma hevesine düşmüş yosma hanım konusu üzerine kurdukları hikâyelerine, konağın efendisine sâdık haberci olarak bir papağan veya dudu koyarlar; ve onlara talimli taklidin üstünde bir zekâ, hattâ mûzib bir zekâ verirler. Zamanımızda papağan ve duduya zengin evlerinde ender olarak rastlanır; bilhassa yeni zenginliğin aşırı mümayişlerinden biri olmuşdur denilebilir. 1958 de bir dudu kuşu satışı da mahkemeye intikal eden bir dolandırıcılık dâvâsı konusu olmuşdur, aşağıdaki satırları Hürriyet Gazetesinden alıyoruz : “Bir papağan satışından doğan dolandırıcılık dâvasına dün Asliye Ceza Mahkemesinde bakılmıştır. Hüsnü Yılmazlar ve İsmail Cambazlar adlı iki şahıs bir Dudu Kuşunu Papağan diye Leylâ adında bir genel ev kadınına 1500 lira mukabilinde satmışlar; Leylâ kuşu evine götürdüğü zaman ötmediğini ve konuşmadığını görmüş ve Hüsnü ile İsmail aleyhine dolandırıcılık iddiası ile dâva açmıştır. Duruşmada ehlivukuf olarak kuşu tetkik eden Kâmîl Kuşdoğan, bu mevzuda ihtisas yapmış bir kimse olarak şunları söylemiştir. — Bu Dudu Kuşunun büyüğüdür, adı da Durlağan’dır, Papağa sülâlesinden gelir, âzami satış fiatı 250 liradır, iyi bir papağa üç bin liraya kadar satılabilir demişdir” (Hürriyet) Dududilli Kantosu
Theme
Other
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Identifier
IAM090265
Theme
Other
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Volume 9, pages 4745-4746
Note
Image: volume 9, page 4745
Theme
Other
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
In collaboration with  
Rights Statement
Cookie Policy
LPPD