GÖKSU DERESİ MESÎRESİ MEYDAN DÜGÜNÜ – 1894 yılı temmuzunda ,İkinci Sultan Abdülhamidin kız kardeşlerinden Cemile Sultanın yahud Fatma Sultanın hamlacılarından Kerem adında bir delikanlı ile Göksuda Değirmen Mescidinin imâmı olan zâtin Nazlı adındaki kızının düğünüdür ;canbazları ile ,tiyatrosu ile ,pehlivan güreşleri ile üç gün üç gece sürmüş bir meydan düğünüdür. Üççifte kayığı ile dere gezintisine gelen sultanın hamlacılarından güzel gence âşık olan imam kızı, devrin kızlar arasındaki âdetince mâşuku için mâniler söylemiş, kızın mânileri ağızdan ağıza yayılarak sultanın kulağına kadar gitmiş, ve düğün de sultan tarafından yapılmışdır. Mânilerin onbeşi yedisi kalem diline verilmişdir ki şunlardır : Göksu Deresi başı Dinmez gözümün yaşı İzin ver gelsin yârim Zâlim hamlacıbaşı Göksu Deresi derin Sevdiğim oğlan nârin Kayığını gözlerim Hamlacı şehbaz yârin Göksu Deresi çamur Yârimde gözler mahmur Hamlacım hergün gelse Olur nuru âlâ nur Göksu Deresi mâvi Hamlacım pek havâi Eşbehimin sırtında Mintan telli sivâi Göksu Deresi Çakıl Oğlan oynatır akıl Pırpırı hamlacının Aşkıyla yanup yakıl Göksu Deresi durgun Âlem yârime vurgun Düşdüm dostlar pâyine Ben o gümüş topuğun Göksu Deresi batak Hamlacım yalın ayak Ak donuyla oğlanın Bıçkın çalımına bak Göksu Deresi sazlı Kayık altın per...

GÖKSU DERESİ MESÎRESİ MEYDAN DÜGÜNÜ – 1894 yılı temmuzunda ,İkinci Sultan Abdülhamidin kız kardeşlerinden Cemile Sultanın yahud Fatma Sultanın hamlacılarından Kerem adında bir delikanlı ile Göksuda Değirmen Mescidinin imâmı olan zâtin Nazlı adındaki kızının düğünüdür ;canbazları ile ,tiyatrosu ile ,pehlivan güreşleri ile üç gün üç gece sürmüş bir meydan düğünüdür. Üççifte kayığı ile dere gezintisine gelen sultanın hamlacılarından güzel gence âşık olan imam kızı, devrin kızlar arasındaki âdetince mâşuku için mâniler söylemiş, kızın mânileri ağızdan ağıza yayılarak sultanın kulağına kadar gitmiş, ve düğün de sultan tarafından yapılmışdır. Mânilerin onbeşi yedisi kalem diline verilmişdir ki şunlardır : Göksu Deresi başı Dinmez gözümün yaşı İzin ver gelsin yârim Zâlim hamlacıbaşı Göksu Deresi derin Sevdiğim oğlan nârin Kayığını gözlerim Hamlacı şehbaz yârin Göksu Deresi çamur Yârimde gözler mahmur Hamlacım hergün gelse Olur nuru âlâ nur Göksu Deresi mâvi Hamlacım pek havâi Eşbehimin sırtında Mintan telli sivâi Göksu Deresi Çakıl Oğlan oynatır akıl Pırpırı hamlacının Aşkıyla yanup yakıl Göksu Deresi durgun Âlem yârime vurgun Düşdüm dostlar pâyine Ben o gümüş topuğun Göksu Deresi batak Hamlacım yalın ayak Ak donuyla oğlanın Bıçkın çalımına bak Göksu Deresi sazlı Kayık altın pervazlı Âşıkı şürîdesi İmamın kızı Nazlı Göksu Deresi zemzem Yârimin adı Kerem Naz ile kendisini Satıyor dirhem dirhem Göksu Deresi yayık Üstünde kuşlu kayık Hamlacı Keremime Ben olayım halayık Göksu Deresi pek dar Bin civan kayıkcı var Keremim güzellikde Olmuş onlara serdar Göksu Deresi taşkın Hamlacı yârim şaşkın Açmamış yaprağını Henüz kitâbı aşkın Göksu Deresi tuzlu Kerem yumuşak yüzlü Hamlacıma dizimde Şerbet içirsem buzlu Göksu Deresi berrak Hamlacım selvi kavak Keremim benim olsun İstemem telle duvak Göksu Deresi ayaz Kabul olundu niyaz Geldi güzel Keremim Erdim murada bu yaz Göksu Deresi ayna Hamlacım oldu mayna Kalk deli kız deli kız Göbek atarak oyna Göksu deresi akmaz Kerem kimseye bakmaz Varsa yoksa Nazlısı Ben Köroğlu o Ayvaz Şu tarih kıt’ası da devrin kalender halk şâiri Üsküdarlı Âşık Râzinindir ki kayıkcı güzeli ile imam kızının meydan düğününde bulunduğunu söylemektedir : Oğlan yirmi kız onbeş yaşında çöp çatıldı Biri kenar yosması biri eşbeh daltaban Mücevher tarihine yaş yekûnu katıldı “ İmam Kızı Nazlıyı aldı Hamlacı Oğlan ” 1277 + 35 = 1312 (1894)