Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
ÇENGELKÖYÜ BEDEVÎ TEKKESİ CİNÂYETİ
Çengelköyündeki Bedevî tekkesinde uşaklık yapan ondokuz yaşında Ermenaklı Yusuf adında gaayetle dilber bir delikanlı, kendisine misâfir olarak gelen hemşehrisi otuz beş yaşında Deli İsmail adında bir softa tarafından geceyarısı islâm şiârına uymayan bir fiile teşebbüsü sırasında ölümle tehdit edilir iken şiddetle mukaavemeti üzerine boğularak öldürülmüş, ve kaatil softa, kurbanının bir gümüş saatini, gümüş kordonunu, sandığında sakladığı on altın kadar parasını da alarak kaçmışdır. Bu cinâyet kuvvetle hatırlıyorum ki 8 nisan 1909 bir Cuma gecesi işlenmişdi, ikinci meşrûtiyetin İstanbulluları heyecanla coşdurduğu günler idi, Çengelköyünde derin bir teessür uyandırdığı halde siyâsî hâdiselerin gürültüsü içinde kaatil izini kolaylıkla kaybettirmişdi, Bedevî Tekkesine de akşam üzeri geç vakitde gittiği için kendisini gören olmamış, uşak Yusuf dervişlerden birine: “Bu gece yatı misâfiri bir hemşehrim geldi, şeyh efendiye arz edin...” diye izin istemişdi, “Kimdir” diye sorulduğunda da: “İlim ile meşgul dânişmenddir” demişdi.
Cinâyetden kısa bir zaman sonra Otuzbir mart vak’ası oldu (13 nisan 1909, Salı); İstanbul çok kanlı ve karışık günler yaşadı; ardından Hareket Ordusu geldi, Sultan Hamid tahttan indirildi; âsî Avcu Taburu efrâdı ile onları isyana teşvik ettikleri söylenen softaları...
⇓ Devamını okuyunuz...
Çengelköyündeki Bedevî tekkesinde uşaklık yapan ondokuz yaşında Ermenaklı Yusuf adında gaayetle dilber bir delikanlı, kendisine misâfir olarak gelen hemşehrisi otuz beş yaşında Deli İsmail adında bir softa tarafından geceyarısı islâm şiârına uymayan bir fiile teşebbüsü sırasında ölümle tehdit edilir iken şiddetle mukaavemeti üzerine boğularak öldürülmüş, ve kaatil softa, kurbanının bir gümüş saatini, gümüş kordonunu, sandığında sakladığı on altın kadar parasını da alarak kaçmışdır. Bu cinâyet kuvvetle hatırlıyorum ki 8 nisan 1909 bir Cuma gecesi işlenmişdi, ikinci meşrûtiyetin İstanbulluları heyecanla coşdurduğu günler idi, Çengelköyünde derin bir teessür uyandırdığı halde siyâsî hâdiselerin gürültüsü içinde kaatil izini kolaylıkla kaybettirmişdi, Bedevî Tekkesine de akşam üzeri geç vakitde gittiği için kendisini gören olmamış, uşak Yusuf dervişlerden birine: “Bu gece yatı misâfiri bir hemşehrim geldi, şeyh efendiye arz edin...” diye izin istemişdi, “Kimdir” diye sorulduğunda da: “İlim ile meşgul dânişmenddir” demişdi.
Cinâyetden kısa bir zaman sonra Otuzbir mart vak’ası oldu (13 nisan 1909, Salı); İstanbul çok kanlı ve karışık günler yaşadı; ardından Hareket Ordusu geldi, Sultan Hamid tahttan indirildi; âsî Avcu Taburu efrâdı ile onları isyana teşvik ettikleri söylenen softaların tâkibi, îdamları başladı.
Bir gün Balaban İskelesinde kahvelerin birinde oturuyordum, pek çok kişinin tanıdığı Ahmediye Medresesinde oturur Deli İsmail adındaki softa da orada idi, ben Ermenaklı olduğunu bilmezdim, ama tanırdım, selâmlaşır, konuşurduk. Bir zât kahvenin önünden geçmiş, İsmaili uzaktan görmüş ve hemen Üsküdar mutasarrıfına giderek: “Balaban İskelesinde kahvehânede bir softa oturuyor, ben onu vak’adan bir gün evvel Taşkışlada askerî isyana teşvik yollu nutuk îrad ederken gördüm” diye ihbarda bulunmuş, bir zâbit bir mikdar askerle kahvehâneyi basdı, ve beraber gelen muhbire: “Kimdir?” diye sordu, o da Deli İsmaili gösterince softayı çal yaka tuttular; aslında ise muhbir Deli İsmaili bir başka softaya benzetmiş, İsmail ise kendisini cinâyetinden ötürü yakalıyorlar sanmış, orda kahvehâne halkının önünde: “Yusufu boğmadım, Yusuf kazaen boğuldu, gece suç üstümde kalır diye kaçdım...” diyerek cinâyetini îtiraf etti. Şaşdık kaldık. Divânı harb Deli İsmail hemşehrisi uşak Yusufun kaatili olarak idama mahkûm etti e Üsküdarda Ahmediyede asıldı. Bu garib hâdise üzerimde çok derin tesirler bırakdı, mağdur ve mazlum uşak Yusuf için bir manzûme yazdım, bir hattata güzel tâlik hat ile yazdırıp camlattım, çerçivelettim ve Çengelköy Dergâhına götürüb şeyhe verdim, şeyh efendi okurken ağladı ve levhayı İsmail dergâh hazîresinde bir duvar dibinde olan kabrinin baş tarafına duvara çakdırıp asdırdı idi. Manzûşudur:
Âşık evi, mâşuk evi, aşk evi
İşte cânım Hânekaahı Bedevî
Bunda yatur bir dilâver tâzerû
Derviş Yusuf ol civânı cârerû
Kasd eseri oldu mahnûken mevti
Hem gösterdi pîrimiz kerâmeti
Zâhir oldu hikmeti eynelmefer
Katlolunda firârî kaatil nefer
Hâki pâki ravzal cennet misâl
Bir fâtiha eyler ricâ ol meh cemâl
Vâsıf HİÇ
Tema
Olay
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Yazar/Üreten
Vâsıf Hiç
Kod
IAM070698
Tema
Olay
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 7, sayfalar 3829-3830
Tema
Olay
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.